Kızıl Bayrak'tan...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve 12 Mart Gazi yıldönümü etkinlikleriyle devrimci baharın açılışı yapılmış oldu. Her iki eylem için, özellikle de 8 Mart için, sınıfın eylemlere katılımında, katılımcıların kendi sınıfsal konumlarını ve örgütlülüklerini ifade edecek simge ve biçimlerin kullanımında vb. belirgin bir zayıflık olduğu ortada. Sınıf hareketinde yaşanması kaçınılmaz görünen kendiliğinden bir kabarma ihtimali gözönüne alındığında ve bu kabarışın önünü açma ihtiyacı düşünüldüğünde, bu zayıflık görüntüsünün önemi anlaşılacaktır.
Buna rağmen bu etkinlikler, zindan saldırısının ardından kitle hareketinde yaşanan kırılmayı önemli ölçüde tamir edecek bir güç ortaya koyabilmiştir ve bu da son derece önemlidir. Kitle hareketinin yeniden toparlanması, güven tazelemesi ve yükselen sınıf hareketiyle birleşebilmesinin yolunu düzlemiştir.
Yaşanan krizin işçi ve emekçi kitlelerin yaşamında ilk etapta yol açtığı yüzde 30-40lık yoksullaşma ve düzen cephesinin krizden çıkmak adına açıkladığı acil önlemler paketinin bu yoksullaşmayı daha da derinleştirecek maddeler içermesi, sınıf cephesinden mücadele istek ve dinamiklerini artıran bir zemin yaratmış bulunuyor. Sermayenin acil önlemlerinden biri, TİS sürecindeki kamu işçisinin ücretlerini geri çekmektir. Yine aynı kesimi doğrudan ilgilendiren özelleştirmeler ve bu kapsamda işçi çıkışını kolaylaştırma kararlılığıdır. Tabii bir de, zamlar gibi, sınıf ve emekçi kitleleri (hatta küçük esnafı) ortak kesen maddeler var.
Emek cephesinden ilk tepkiler, 14 Mart Tıp Bayramını vesile ederek taleplerini yükselten sağlık emekçilerinden geldi. Hemen ardından, bir taşra kentinde, İspartada esnaf örgütlerinin önünü çektiği bir halk mitingi yapıldı. Kocaeli Sendikalar Birliği bu hafta sonu (18 Mart Pazar) bir miting düzenleyecek. Emek Platformu da bazı kararlar almış ve açıklamış bulunuyor. Özellikle bu sonuncusu sözkonusu olduğunda, niyet ve amaçlar tartışmalı olmakla birlikte, onları buna zorlayanın sadece ve sadece tabandaki patlama dinamikleri olduğu bilinmeli ve hem bu dinamiği harekete geçirme, hem de onu heba etme çabalarının önünü kesme doğrultusunda gereken müdahaleler yapılabilmelidir.
Sınıf hareketine devrimci müdahalenin kapıları her zaman bu kadar açık olmayacaktır. Bu bilinmeli ve imkanlar sonuna kadar kullanılmalıdır. Devrimci baharı yaratmak, sınıf hareketini devrimcileştirmekle olanaklıdır. Zindanlarda sürmekte olan Ölüm Orucu Direnişinin kazanımı da, dışarıdaki mücadelenin gücüyle birleştirilebilmesiyle ilişkilidir.