17 Nisan'04
Sayı: 2004/07


  Kızıl Bayrak'tan
  1 Mayıs alanlarını zaptedelim!
  Gençliğin 1 Mayıs'a katılımını kitlesel örgütleyelim!
  1 Mayıs'a yönelik pratik görevlere nasıl yaklaşmalıyız?
  NATO Zirvesi ve güncel devrimci görevler
  Sendika bürokratları AB konusunda sermayeyle işbirliği içerisinde
  Yeni yönetmeliklerle kölelik yasalarına eğitim sektöründe işleyiş kazandırılıyor...
  Sermaye devleti "ağa"sının önüne secdeye yattı
  OSİM-DER coşkulu bir şenlikle açıldı
  "Sol", sosyal-demokrasi ve CHP tartışmaları...
  Irak halkının direnişi er geç emperyalist haydutları dize getirecektir!
  Büyüyen direnişin yarattığı ilk yankılar
  Bush-Şaron katilleri suç işlemeye devam ediyor!
  Devrimci değerleri sömürme sevdasında olanların gerçekliği üzerine birkaç söz!
  Hapishaneler gerçeği ve yeni saldırı hazırlıkları
  Şov dünyasının pazarlama aracı: Demokrasi!
  "Kazanan biz olacağız, kazanan devrim davası olacak!"
  Sınıfı ve devrimi öörgütlemede parti kadrosunun tayin edici rolü
  Solu olmayan alternatifler!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
YÖK yasa tasarısına, soruşturma terörüne, emperyalist barbarlığa ve NATO zirvesine karşı...

Gençliğin 1 Mayıs’a kitlesel katılımını örgütleyelim!

118 yıllık devrimci bir gelenek olarak 1 Mayıs, hep geleceği temsil etti, hep özgür yarınlara duyulan inancın sergilendiği bir gün olageldi. Bu yanıyla 1 Mayıs işçi sınıfının ardında saf tutan tüm kesimlerle birlikte ve belki de en çok gençliğe aittir.

1 Mayıs ve gençliğin özel önemi

Gençlik bugün için toplumsal hareketin en diri kesimi durumunda. Türkiye’deki çeşitli dinamiklerin ayrı ayrı etkisizleştirildiği, devrimci yanlarından arındırıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu gerçek farklı biçimlerde olmakla beraber, sınıf hareketi, kamu emekçileri hareketi ve Kürt ulusal hareketi için geçerlidir. Belli aralıklarla eylemlilik süreçleri içerisine girmekle beraber, bu kesimler, ama daha çok bu kesimleri denetim altında tutan reformist çevreler, barikatların önünden dönmeyi bir çizgi haline getirmişlerdir, bu nedenle güçlü ve sürekliliğe sahip çıkışlar yapılamamaktadır. Gençlik ise sınırlı bir kitleyle ve ağırlıklı olarak en ileri unsurlarıyla nispeten olumlu bir görünüm içerisindedir. Bu durum gençliğin toplumsal konumu ve dinamik yapısıyla ilgili oldu&crren;u kadar, Türkiye’deki devrimci gençlik mücadelesinin saygın mirasıyla da ilgilidir. Sonuç itibariyle gençlik, içinden geçmekte olduğumuz gericilik döneminde tüm kesimleri dikkatini üzerinde toplamayı başardığı çıkış denemeleri yapabilmekte ve görece istikrarlı bir duruş sergileyebilmektedir. Bu olumlu özellikleri ile 1 Mayıs’ta da önemli bir yer tutmaktadır.

Yukarıda sıraladığımız olumlu yanlarına rağmen gençlik mücadelesi işçi sınıfının önderliğinden bağımsız düşünülemez. Bu yüzden gençlik hareketini sınıf hareketinin bir parçası haline getirmek gerekmekte ve bu iş bugünün koşullarında zor bir görev, ağır bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kısaca 1 Mayıs’ta gençliğin katılımı, beraberinde alandaki duruşu, coşkusu, disiplini, sloganları ve alana taşıdığı bilinç son derece önemlidir. Bu önemin bir diğer yanı ise, komünistlerin son yıllarda gençlik içerisinde elde ettikleri gelişim ile ilgilidir. Gençliği kazanmanın geleceği kazanmak olduğunu iyi bilen komünistler, bu alanda özel bir yüklenme içerisindedirler. Bu yüklenmenin doğal bir sonucu olarak çeşitli mevziler yaratmakta ve yeni mevziler elde etmeyi amaçlamaktadırlar. Şimdi bu birikimin ortaya konulacağı, gençliğin işçi sınıfının tarihsel kavgasında kendisine duyulan güveni hakettiğini kanıtlayacağı güne, 1 Mayıs’a yaklaşıyoruz. Elimizde varolan ve yaratacağımız tüm imkanları bu görevler çerçevesinde seferber etmemiz gerekiyor.

Güncel gelişmeler ve 1 Mayıs

Yukarıda kısaca değinmeye çalıştığımız özel durum ve gerekleri dışında gençlik için bu yıl 1 Mayıs’ın yoğun ve oldukça önemli gündemleri bulunuyor. Gençliğin tüm istem ve özlemlerinin karşısına dikilen sermaye devleti ve bu alandaki özel kurumu YÖK, yine bu kurumun tahkimatına dönük olarak hazırlıkları sürdürülen YÖK yasa tasarısı, saldırının yolunu açmayı hedefleyen sindirme harekatı, 1 Mayıs’ta gençliğin hesaplaşma zeminini teşkil eden temel gündemlerdir.

Bu gündemler bu yıl da 1 Mayıs’ta gençlik için önemli bir yer tutacaklardır. Ancak 1 Mayıs’ın farklı kesimlerle –özellikle işçi sınıfıyla- birleşeceğimiz gün olması nedeniyle, bu başlıklar genişletilebilmeli ve farklı bir kapsamda işlenebilmelidirler. YÖK’ün sermaye iktidarının doğal bir parçası olması, yasa tasarısının neo-liberal saldırı dalgasının ürünlerinden biri olarak ortaya konulması, soruşturma-tutuklama terörünün, genel sindirme operasyonunun gençliği vuran kısmı olarak işlenebilmesi gerekiyor. Tüm kurum ve araçlarıyla burjuvazinin iktidarını, kölelik yasalarını, özellikle Kamu Yönetimi Reformu’nu hedef almayan bir çalışma ve eylem, gençliğin ihtiyaçlarına yanıt vermeyecektir. Dolayısıyla kendi taleplerimizi diğer kesimlerin talepleriyle birleştirebilmeli, işçi sınıfının devrimci iktidar mücadlesinin ve insanlığın ortak geleceği sosyalizmin bayrağının yükseltilmesinin bir parçası olabilmeliyiz. Hem yürüteceğimiz hazırlıkların, hem de alanlardaki duruşumuzun bu tutumun bir yansıması olması gerektiğini unutmamalıyız.

1 Mayıs’ta NATO çıkarmasına karşı
Denizler alanlarda olacak!

Bu yıl 1 Mayıs, NATO Zirvesi’ne gün saydığımız bir zamana denk geliyor. Tüm dünyada ezilen halkların ve işçi sınıfının gözü Türkiye’de, bizim üzerimizde olacak. Çünkü NATO Zirvesi, tüm insanlığı hedef almakta ve atacağı adımlarla tüm dünyaya dehşet salmayı planlamaktadır. İşte NATO Zirvesi’ne ve emperyalist efendilerin kanlı, kirli planlarına ev sahipliği yapacak topraklarda yaşamanın getirdiği sorumluluk 1 Mayıs’ta bizim omuzlarımızda olacaktır. NATO Zirvesi’ne karşı, işçi ve emekçilerin alacağı tutum kadar, ‘68’in devrimci mirasının sahibi olan gençliğin duruşu da etkili olacaktır.

Dolayısıyla 1 Mayıs’ta alanlara günümüzün Denizler’i olarak çıkabilmeliyiz. 1 Mayıs materyallerimizde özel olarak öne çıkarılan “Şimdi Deniz olunmalı!” şiarı bunun en açık ifadesidir. NATO’nun emperyalist şeflerini, devrimin genç neferlerinin, Filistin’de, Nurhak’ta, Kızıldere’de, Diyarbakır Zindanları’nda, darağaçlarında savaşmayı bir sanatçı hüneriyle güzelleştirenlerin, ‘68 devrimcilerinin öfkesini, kararlılığını, inancını ve umudunu kuşanarak karşılayacağız. 1 Mayıs bunun sergileneceği alanlardır.

Bu yüzden bu yıl 1 Mayıs gençliğindir, geleceğin sahiplerinindir!