12 Kasım 2005 Sayı: 2005/44 (44)

  Kızıl Bayrak'tan
  Sınırlı bir isyanın egemenlerin yüreğine saldığı korku..
  Sermaye devletinin fiili anayasasının özü...
  EKS iş başında!
  Çocuk yurtlarındaki şiddet burjuva devletinin aynasıdır
  Bu düzenin özü ve ruhu şiddettir!
TEKEL'de özelleştirmeye karşı mücadelenin kaderi işçilerin elinde
Özelleştirme gündeminden...
  Fransa banliyölerinde "öteki"lerin isyanı
  Paris'te isyan ama Komün'ü hatırlamadan /Yüksel Akkaya
  AB Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu açıklandı
  TMY Tasarısı Karşıtı Birlik Kuruldu
  Devrimci Demokratik Yapılar Arası Diyalog ve Çözüm Platformu kuruldu
  Güne yükleniyor, geleceğe hazırlanıyoruz; "İşçi sınıfı savaşacak sosyalizm kazanacak!"/ Orta sayfa
  "İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!" gecesi yapıldı
  Geceye gelen mesajlardan...
  Geceye gelen dayanışma mesajlarından
  Büyük Ekim Devrimi'ni doğru anlamak /Sosyalist Şoreşger
  Beyaz Saray'dan yükselen pis kokular; Savaş kundakçıları birbirine düştü
  Bush "Amerika Devletleri Zirvesi"nde hüsrana uğradı
  Emperyalist-siyonist gericiliğin "İran kompleksi" derinleşiyor
  Suriye; Gerici saldırganlığı durdurmanın yolu anti-emperyalist direniştir
  Ümraniye İşçi Kurultayı hazırlıklarımız güçlenerek sürüyor!
  Pendik, Kartal, Maltepe İşçi Kurultayı çalışmaları
  Ümraniye İşçi Kurultayı çalışmaları devam ediyor
  Basından/ "Vagon raydan çıkıyor"mu?
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Devrimci Demokratik Yapılar Arası Diyalog ve Çözüm Platformu kuruldu

9 Ocak 2005 tarihinde Gazi ve Nurtepe'de Yurtsever Gençlik tarafından gerçekleştirilen ve Halklar ve Özgürlükler Cephesi'ni hedef alan yürüyüşler solun yıllardır başına bela olan kötü bir geleneği, sol içi şiddet tartışmalarını tekrar gündeme getirmişti. İki yapı arasında tırmanan gerilimin olası sonuçlarından kaygı duyan, sorunun çözümünde taraf olması gerektiğinin bilincinde olan birçok kurum olayın muhatabı olan yapıların çağrısıyla biraraya geldi. Gazi ve Nurtepe mahallelerinde yaşananların araştırılması ve çözüme bağlanması için bir komisyon oluşturuldu. Bundan sonraki tartışmalar ise HÖC'ün sol içi şiddeti genel olarak engelleyebilecek, sorunlar ortaya çıktığında çözüm için rehber olabilecek bir hukuk metninin oluşturulması önerisi üzerinden şekillendi.

28 Ekim günü İdil Kültür Merkezi'nde yapılan basın toplantısıyla hem Gazi ve Nurtepe olaylarına ilişkin olarak platformun yaptığı çalışmanın sonuç bildirgesi, hem de devrimci demokratik yapılar arasında şiddete karşı çözüm deklarasyonu kamuoyuna açıklandı. Böylece 10 aylık yoğun bir sürecin arkasından, kendini Devrimci Demokratik Yapılar Arası Diyalog ve Çözüm Platformu olarak adlandıran oluşum iki önemli olayı birarada gerçekleştirmiş oldu. Birincisi iki sol yapı arasında yaşanılan ve ikili olarak çözümlenemeyen bir sorunu temelleriyle araştırarak çözmek, öbürü ise bundan sonra sol içerisinde şiddete varabilecek gelişmeleri engelleyebilecek, ortaya çıkan sorunların çözümünde rehber olabilecek bir deklarasyonun oluşturulması.

Sözkonusu iki metni yayınlarken iki önemli hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Bilindiği gibi sol içi şiddet, solun önemli sorunlarından birisidir. ‘80 öncesinde başlayarak bugünlere gelen bu kötü geleneğe bazı ideolojik yaklaşımlar ve buradan kaynaklanan pratik tutumlar kaynaklık etmektedir. İdeolojik ve politik duruş, kültürel yapı ve değerler, örgütlenme anlayışı, sınıfsal konumlanış vb. birçok alanla bağlantılı olan bu yaklaşımların sözkonusu metnin oluşturulması ve solun ağırlıklı bir kesiminin bunu imzalamasıyla geride bırakıldığı düşünülmemelidir. Sol içi şiddet illetinin asıl panzehiri hala ilkeli bir ideolojik mücadeledir.

İkincisi ise yukarıda ifade edilenlerle bağlantılı olarak ortaya çıkan bir zayıflık alanıyla ilgilidir. Sözkonusu deklarasyon metni ideolojik, politik ve örgütsel anlayışı birbirinden birçok açıdan farklı yapıların ortak ürünüdür. Bunun bir yansıması olarak kuşkusuz bir takım mutabakatlara dayanmaktadır. Birçok cümle aylarca tartışılmak zorunda kalınmıştır. Yer yer sürecin kesintiye uğramaması için çözümler bulunmuştur. Bundan kaynaklı olarak metnin bazı maddelerinin önemli sorunlara gebe olduğunu belirmek gerekir. Metinle ilgili zayıflıklara işaret edeceğimiz değerlendirmemizi önümüzdeki günlerde yayınlayacağız.

Tüm bunlara rağmen bir deklarasyon metninin oluşturulması, birçok devrimci ve demokratik yapının bu metni imzalaması, sol içi şiddetin engellenmesi noktasında önemli bir adımdır. Bunun için başından beri içinde yeraldığımız deklarasyon sürecinin bugünkü aşamasını bazı önemli şerhlerimize rağmen anlamlı buluyoruz ve ileriye doğru atılmış önemli bir adım sayıyoruz.

Bu çerçevede başta komünistler ve devrimciler olmak üzere sol içi şiddetin acısını duymuş herkesi yayınlanan deklarasyonu dikkatle incelemeye ve bulunduğu her alanda onu yapıcı ve ilerletici bir tutumla tartışmaya, bu girişimle hedeflenen amaçlara omuz vermeye çağırıyoruz.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

-----------------------------------------------------------------------------------------

Devrimci ve Demokratik Yapılar Arasında Şiddete Karşı Çözüm Deklarasyonu

Emperyalizme ve sömürüye karşı, insanın insanı ezmediği, özgür ve sömürüsüz bir dünya için mücadele eden devrimci ve demokratik yapılar, bilindiği gibi bu mücadele sürecinde ağır baskı ve zulümlerle karşılaşmışlardır. Dünyanın neresinde olursa olsun, emperyalizme ve sömürüye karşı mücadele her zaman zorlu koşullar altında ve bedeller pahasına yürütülür. Bu durum doğası gereği devrimci ve demokratik yapıların ve hatta tek tek insanların bile en geniş anlamıyla büyük bir “aile”nin parçası oldukları ve aralarındaki ilişkilerin kardeşçe olması gerektiği anlamına gelir.

Devrimci ve demokratik yapılar, siyasi sorunlara bakışları gereği birbirlerinden farklı düşüncelere, programlara sahiptirler. Ancak, bu yapılar arasındaki ilişkilerde devrimci dayanışma ve karşılıklı saygı esastır. Bizler faaliyetlerimizi yürütürken bu ilkeyi esas almakta, farklılıkları çatışmaya dönüştürmemeyi temel bir davranış biçimi olarak benimsemekteyiz.

Adalet, mücadelemizin temel hedeflerinden biri olduğu gibi, aramızdaki ilişkilerin de güvencesidir. Bu anlamıyla devrimci ve demokratik yapılar arasındaki ilişkileri belirleyen, daha sağlıklı, kalıcı ve dayanışmayı geliştiren bir muhtevaya büründüren bir kuruma ve hukuka duyulan ihtiyaç, bugün çok daha yakıcı bir şekilde kendini hissettirmektedir.

Bizler, deklarasyon metninde imzası bulunan kurumlar olarak, yürüttüğümüz tartışma sürecinin sonrasında ilişkilerimizi düzenleyen kendi hukukumuzu yaratmayı başarmış bulunmaktayız. Oluşturduğumuz Platform, merkezi ve kalıcı olup; yaşanabilecek olası sorunları, kendi içinden belirleyeceği komisyonlar vasıtasıyla, deklarasyonumuzda ortaya koyduğumuz hukuksal çerçeve ışığında çözmeyi hedeflemektedir. Platformumuzun ve hukukumuzun devrimci ve demokrat yapılar arasındaki ilişkileri ve devrimci mücadeleyi geliştireceğine inanmaktayız.

Platform bileşenleri olarak aşağıdaki deklarasyona uyacağımızı devrimci ve demokrat kamuoyuna ilan ederiz.

A- Temel ilkeler ve karşılıklı sorumluluklar

1) Devrimci ve demokratik yapılar arasındaki ilişkilerde devrimci dayanışma ve karşılıklı saygı esastır. Politik hayatın doğası gereği, birbirlerinden farklı düşüncelere sahip olan partiler, örgütler, gruplar devrimci faaliyet içinde bu ilkeyi esas alırlar, farklılıkları çatışmaya dönüştürmemeyi temel bir davranış biçimi olarak benimserler.

2) Bu ilke uyarınca devrimci ve demokratik yapılar, diğer devrimci ve demokratik yapılarla aralarındaki ilişkilerde hiçbir biçimde şiddete başvuramazlar.

3) Yine aynı ilkeye bağlı olarak devrimci ve demokratik yapılar, diğer devrimci ve demokratik yapıların siyasi faaliyetlerini engelleyemezler. Ancak bu, kimseye diğer siyasi yapının kurum, etkinlik ve eylemlerini bozucu, provoke edici davranış içine girme hakkını vermez. Bir devrimci ve demokratik yapı, başka devrimci ve demokratik yapıların kurumlarına ve tüm etkinliklerine ancak o yapının izin vermesi durumunda ve izin verdiği ölçüde katılabilir, kendi etkinliklerini gerçekleştirebilir. Tersi durumlar yaşandığında sorun diyalog yoluyla ya da platforma taşınarak çözülür.

4) Devrimci ve demokratik yapılar, yazı ve yayınlarında halka, devrime ve devrimciler arası dayanışma-saygı zeminine denk düşmeyen bir dil ve üsluptan kaçınırlar.

5) Devrimci ve demokratik yapılar, aralarındaki bütün sorunları doğrudan muhataplık ilişkileriyle çözerler; kişilerle olan her sorunda öncelikle ilgili siyasi yapıyı muhatap alırlar.

B- Platformun sorumlulukları

1) Siyasi sorumluluk bir bütündür. Siyasi yapılar, herhangi bir alanda çıkacak herhangi bir sorunda çözüm gücü olmak durumundadırlar. Sorun boşlukta bırakılamaz. Siyasi yapılar ortaya bir çözüm iradesi koyarak çözüm için yol ve yöntem göstermek zorundadır.

2) Platform, devrimci ve demokratik yapılar arasında yaşanan sorunların çözücü iradesidir. Bu platform her durumda çözüm iradesini derhal ortaya koymak ve sorunun çıktığı yere bu iradeyi yansıtarak “diyalogla çözüm” yolunun açılmasını sağlamak zorundadır.

3) Platformun sorumluluk kapsamı, kuşkusuz kendi bileşenleri arasındaki sorunlara ilişkindir. Ancak süreç içerisinde, henüz şu ya da bu nedenle platform içinde yer almayan devrimci ve demokratik yapılardan bir sorunla ilgili başvuru geldiğinde toplanır ve durumu değerlendirerek bir karar çıkarır. Platform dışındaki yapılar arasında yaşanan sorunun çözümsüzlüğü halinde, sorunu yaşayan taraflardan platforma başvuru olmasa dahi, platform sorunu gündemine alır ve çözmeye çalışır.

4) Platforma şu andan itibaren -mevcut çerçeve ve kurallar bütünlüğünü kabul etmek koşuluyla- yeni katılımlar mümkündür. Her yeni katılım başvurusunda platform durumu değerlendirir ve karar alır. Ancak platformun özgün amacından ötürü “gözlemci” statüsü kabul edilemez.

C- Platformun işleyişi

1) Platform toplantıları açık tartışma yöntemiyle yürütülür; kararlarda ikna yöntemi esastır. Çözümsüzlük durumunda 4/5 nitelikli oy çokluğuyla karar alınır.

2) Platform tarafından seçilen komisyon, en az üç en fazla beş yapının temsilcilerinden oluşur. Sorunu yaşayan tarafların temsilcileri komisyonda yer almaz.

3) Komisyon, yaşanan sorunla ilgili bütün olguları araştırmak, bu araştırmadan elde ettiği sonuçlan ve kendi ortak görüşünü, yaptırım önerilerini platforma sunmakla görevlidir. Nihai karar platform tarafından alınır.

4) Komisyon, bu çalışma sırasında tam yetkilidir. Çalışmanın her aşamasında taraflardan gerekli gördüğü bilgi, belge ve tanıkları ister. Taraflar komisyonun bu taleplerini karşılamak zorundadır.

5) Taraflar ve platformun bileşeni olan siyasi yapılar çalışmanın her aşamasında -müdahale etmemek koşuluyla- komisyon çalışmalarını gözlemci olarak izleyebilirler. Komisyon çalışmalarını tutanak altına alır ve istendiğinde taraflara ve platform bileşenlerine verir.

6) Komisyon çalışmalarının tıkanması ya da tamamen sekteye uğraması halinde, komisyon, salt kendi kararıyla çalışmayı sonlandıramaz, platforma döner ve orada çözüm yolu arar.

7) Platform kalıcıdır. Platform içerisinde oluşturulan komisyon ele aldığı sorunun çözümüne kadar yetkilidir. Sorunun çözümünden sonra ise çağrıcı sekreterya görevini üstlenir. Yeni gelen sorunda platform tarafından yeni bir komisyon seçilir.

D- Çözüm yöntemleri

1) Herhangi bir biçimde devrimci ve demokratik yapılar arasında bir şiddet olayının geliştiği durumlarda, saldırının biçimi ve sonuçları ne olursa olsun, saldırıya uğrayan taraf hiçbir biçimde misilleme yapamaz.

2) Saldırıya uğrayanların meşru savunma hakkı, saldırının gerçekleştiği anla ve kendini koruma amacıyla sınırlıdır.

3) Şiddete maruz kalan taraf öncelikli olarak diyalog yolunu kullanır ve sorunu gerçekleştiği yerde karşılıklı diyalogla çözme çabası gösterir; ancak bu çağrıya cevap alınamadığında ve sorun çözülemediğinde konu merkezi platforma taşınır.

4) Platformun çağrıcı sekreteryasına herhangi bir taraftan, herhangi bir biçimde başvuru yapıldığında, sekreterya ilk elden bütün platform bileşenlerini toplantıya çağırır. Platform en kısa sürede toplanır. Platfrom toplanıncaya kadar çağrıcı sekreterya, sorunun taraflarıyla görüşür, yaşan fiili durumu dondurur.

E- Yaptırımlar

Uygulanacak yaptırımlar her özgün durumda sorunun ağırlığına göre; tarafların durum ve yaklaşımına, samimiyetine, vb. bakılarak platform tarafından karar altına alınır. Uygulanacak yaptırımlar çağrıcı sekreterya tarafından denetlenir.

Devrimci ve Demokratik Yapılar Arası Diyalog ve Çözüm Platformu (BDSP, HÖC, DEHAP, DHP, Kaldıraç, TKP, Sosyalist Barikat, EHP, Devrim Dergisi, Devrimci Hareket, SODAP, SDP, Proleter Devrimci Duruş, TÖP, ÖDP, SEH, İşçi Mücadelesi, Odak)

-----------------------------------------------------------------------------------------

Gazi ve Nurtepe olaylarına ilişkin değerlendirme sonuç bildirgesi

Gazi-Nurtepe'de yaşanan ve kamuoyuna yansıyan Yurtsever Gençlik yürüyüşleri ve bununla beraber gelişen tahilsiz sürece, çözüm görüş açısıyla müdahil olmak amacıyla 15 devrimci demokratik yapıdan oluşan Platform tarafından görevlendirilen Komisyon 6 aylık çalışma-araştırma sürecini tamamlamıştır. 15 devrimci-demokratik yapıdan oluşan Platform ve sorunu yaşayan tarafların da onayı-kabulü alınarak varılan sonuç, işletilen olumlu sürecin yönlendiriciliğiyle, devrimci dostluk, dayanışma ve sorun çözme zeminini güçlendirmiştir. Yaşanan sorun üzerinden düşman kuvvetlerin bütün manüple etme, provakasyon yaratma girişimlerine karşın, kazanan devrimci sorumluluk bilinci ve sol siyasi hareketler arasındaki iyi niyet anlayışı olmuştur. Yapılan değerlendirmeler ışığında varılan ortak sonuçları şöyle ifade ve ilan ederiz:

7 Aralık günü Gazi-Nurtepe'de gerçekleştirilen yürüyüşler, DEHAP tarafından siyasi sorumlulukları üstlenilen ve yurtsever kimlikleri ile tanınan gençlerin örgütlediği, eş zamanlı ve organize bir harekettir.

Gerçekleştirilen yürüyüşler ve atılan sloganlar, devrimci-demokratik-yurtsever siyaset tarzıyla bağdaşmayan, yaşanan ve yaşanılabilecek sorunlar karşısında diyalog zeminini tahrip eden bir karakter taşımaktadır. Bu temel tespitlerden yola çıkan Komisyon ve Platform, Gazi-Nurtep yürüyüşlerini ve bu tar hareket anlayışlarını red ve mahkum eder. Platformun çözüm sürecine ilişkin somut başlıklar etrafındaki değerlendirmesi aşağıdaki gibidir:

1- Esenler Temel Haklar özgülünde yaşanan sorun, yerelde çözülmüştür. DEHAP'ın müdahalesi ve olaya neden olanların özeleştirisi zemininde ve bir daha tekrarı, devamı olmaksızın tarafların gündeminden çıktığı görülmüştür. Bu nedenle Komisyon, varılmış sonuca katıldığını ifade eder.

2- Gazi-Nurtepe'deki yürüyüşler tamamiyle yanlıştır. Nedeni ne olursa olsun, böyle bir hareket tarzı benimsenmemelidir. Israrlı diyalog ya da ara çözüm yöntemlerini zorlamak yerine, böylesi bir hareket tarzına yönelmek, bütün sol harekete ve geleneğe zarar verir.

3- Alibeyköy'de yüzleri puşili, elleri sopalı bir kaç kişinin toplandığı görülmüş, ancak somut bir yürüyüş tespit edilememiştir. Bu nedenle komisyon değerlendirmelerinde Gazi ve Nurtepe'yi esas almıştır.

4- Olayların hemen akabinde, her iki taraftan da kaynaklanan bazı diyalog eksiklikleri söz konusudur. Esas çözücü taraf olan DEHAP müdahalesinde bir gecikme, ayrıca sonradan DEHAP'ın yaptığı görüşme çağrısının yerine getirilmesinde iki taraftan kaynaklanan bir ihtiyat ve ihmal söz konusudur.

5- HÖC tarafından, diyalog geliştirilmediği için, DEHAP il binası önünde yapılan eylem isabetsiz ve talihsizdir. Komisyon yanlış bir tarz şekillendirilmemesi için bu tarz tepkilerin tercih edilmemesi görüşündedir.

NOT: DEHAP ve HÖC, şerhleri olmakla birlikte Platformun kararlarına uyacaklarını taahhüt etmişlerdir.

Devrimci ve Demokratik Yapılar Arası Diyalog ve Çözüm Platformu

(HÖC, DEHAP, BDSP, DHP, Kaldıraç, TKP, Sosyalist Barikat, EHP, Devrim Dergisi, Devrimci Hareket, SODAP, SDP, Proleter Devrimci Duruş, TÖP, ÖDP)

---------------------------------------------------------------------------------------

Coca-Cola direnişi anlaşma ile bitirildi

160 gün süren Coca-Cola direnişi DİSK Nakliyat-İş Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklama ile bitirildi.

Sendikanın açıklamasında süreç “110 yiğit Coca-Cola Direnişçisi; her türlü baskılara, gözaltılara, dayanışmanın zayıflığına karşın mücadelesini kararlılıkla, militanca devam ettirmiştir. Direniş, 20 Temmuz 2005 tarihinde Dudullu'daki Coca-Cola Türkiye Genel Müdürlüğü'nün İşgali ile önemli bir aşamaya gelmiştir” şeklinde özetlendi. Direnişin başlamasından itibaren yapılan eylem ve etkinliklerin bir dökümü de yapıldığı açıklamada, Coca Cola patronunun önceleri eyleme kayıtsız kalmayı tercih ettiği vurgulanarak, “Coca-Cola Direnişinin sendikal mücadele açısından önemli bir kazanımı da taşeron örgütlenmesi ile ilgili tarafıdır. Coca-Cola'nın taşeronu Trakya Nakliyat'ta örgütlendik. Ancak direnişin muhatabı; Coca-Cola olmuştur. Ve sonuca da böyle ulaşılmıştır. Coca-Cola başlarda ‘bizi ilgilendirmez' demiştir. Ancak sorun bir anlamda Coca-Cola ile çözülmüştür” denildi.

Açıklamada yeralan patronla varılan anlaşmanın ayrıntıları ise şöyle;

“1- Dudullu'da tazminatsız olarak işten çıkarılan tüm işçilere, kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiştir.

2- Yenibosna ve Dudullu'da kıdem ve ihbar tazminatları sendikanın önerileri doğrultusunda yeniden hesaplanmış, Yenibosna'da kıdem ve ihbar tazminatı alan direnişçi işçilere, bu hesaba göre doğan farklar da ayrıca ödenmiştir. (Yenibosna'daki işçiler, kıdem ve ihbar tazminatlarını daha önce almışlardı.)

3- Her bir Direnişçi İşçi: Direniş süreci için (yani boşta geçen zaman için) 4 aylık, sendikal tazminat olarak da 14 aylık ücreti tutarında tazminat almıştır. Toplam olarak 18 aylık tazminat almıştır işçiler. (…)

4- Tazminatların tamamı işçilere bir defada nakit olarak ödenmiştir. Yapılan anlaşma gereği alınan tazminatlar, şu ana kadar ülkemizde Mahkemelerin verdiği işe iade davalarının sonucu alınan tazminatların üzerindedir.”

DİSK Nakliyat-İş Sendikası konuya ilişkin açıklamasının sonunda “Kazanımları ile İşçi Sınıfı Mücadele Tarihinde yerini alan Coca-Cola Direnişiyle dayanışma gösteren tüm halk örgütlerine, yapılara” teşekkür ediyor.

Kızıl Bayrak/İstanbul