21 Ağustos 2009
Sayı: SİKB 2009/32

  Kızıl Bayrak'tan
  “Kürt Açılımı”nda son gelişmeler ve devrimci tutum üzerine
  Ümit Pamir’in referandum önerisi üzerin
  TKP-SİP, İP’leşmeye doğru..
Hacıbektaş Şenlikleri ve müdahalemiz
Birleşik Metal ve
bürokratik yozlaşma
“Dünya markası” ETİ Gıda’da 2 bin işçi grevde!
  İşçi ve emekçi hareketinden .
  KESK’in içinde bulunduğu durum ve
sosyalist kamu emekçilerinin
görevleri
  Direniş 100. gününde!
  Direnişlerle dayanışmayı yükseltelim!
  Seyhan Belediyesi’nde yaşanan işten atmaların gösterdikleri
  Gençlik eylemlerinden..
  Hasta tutsaklara özgürlük!
  Britanya emperyalizmi Afganistan bataklığında çırpınıyor!
  Latin Amerika’dan...
  ABD emperyalizmi Güney Amerika’yı
kana bulamaya çalışıyor!
  Gazze’de Hamas-Cünd-ü Ensarullah çatışması
  Sacco ve Vanzetti
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Britanya emperyalizmi
Afganistan bataklığında çırpınıyor!

Savaş aygıtı NATO komutasındaki işgalci güçler, son aylarda Afganistan’daki saldırılarını yoğunlaştırdılar. 2001’den beri hava saldırılarıyla sivil halkın üzerine bomba yağdıran işgal orduları, bu defa Taliban güçlerini hedef aldıklarını iddia ediyorlar. Resmi açıklamalara bakılırsa, NATO orduları hergün başarılı operasyonlar gerçekleştiriyor; oysa Afganistan’dan tabutlarla taşınan asker sayısındaki artış, bu iddianın temelden yoksun olduğunu gözler önüne seriyor.

Afganistan’ı “güvenli bir ülke” yapmaya ant içtiklerini öne süren savaş aygıtının şefleri, bu yönde başarılı adımlar attıklarını propaganda ederken, başkent Kabil’deki NATO karargahının ana giriş kapısı önünde bomba yüklü bir araçla saldırı düzenlendi. Saldırının sorumluluğunu üstlenen Taliban, saldırıda NATO karargahı ile aynı caddede bulunan ABD Büyükelçiliği’nin hedef alındığını bildirdi. Çoğunluğunu NATO askerlerinin oluşturduğu 7 kişi ölürken, 91 kişi de yaralandı. Özel bir şekilde korunan başkentinin göbeğindeki bir bölgede gerçekleştirilen bu saldırı, savaş aygıtı NATO’nun şefleri tarafından uydurulan yalanları boşa düşürdü. 

ABD emperyalizminin bütün saldırılarına katılarak aktif suç ortaklığı yapan emperyalist İngiltere rejimi, Afganistan’da da en çok asker bulunduran ikinci devlet konumundadır. Çatışmaların yoğunlaşması üzerine son haftalarda büyük kayıplar veren işgalci Britanya ordusu da sarsıcı darbeler almaya başladı. Nitekim kayıpların 200’ü aşması üzerine İngiliz basını, uzun bir aradan sonra Afganistan işgalini sorgulamaya başladı. 

Konuyu başyazısına taşıyan Daily Telegraph gazetesi, şu ifadeleri öne çıkardı; “Taliban şimdi Vietkong’unkine benzer bir sebat gösteriyor. O zaman Afganistan’da kalmaya neden devam ediyoruz. Başbakan ulusal güvenliğimizin Afgan teröristlerin yenilgiye uğratılmasına bağlı olduğunu söylüyor. Başbakan halka bunu izah etmeli. Yoksa arkasında kamuoyu desteği bulamayacak.”

Diğer İngiliz gazetelerinin de benzer vurgular yapması Londra’daki savaş baronlarının huzurunu kaçırmış bulunuyor. Sık aralıklarla Afganistan’dan Londra’ya üçer-beşer tabut taşımak zorunda kalan savaş baronlarının şefi İngiliz başbakan Gordon Brown, sonunda “Zor bir yaz” geçirdiklerini itiraf etmek zorunda kaldı. Hezimeti kabul eden Brown, umutsuz bir şekilde ilerleme sağladıkları palavrasını savurmaktan da geri durmadı. Ölen askerlerin ailelerine başsağlığı dileyen savaş baronu Brown, “İngiltere’nin Afganistan’daki mücadelesiyle dünyayı daha güvenli bir yer haline getirmeye çalıştığı”nı öne sürdü. Daily Telegraph başyazısındaki vurgular, iyice bayatlayan Brown’ın yalanlarına kimsenin inanmadığını gösteriyor.

Afganistan işgalini sorgulayan tartışma yeni başlamışken ölen İngiliz askerlerinin sayısı 204’e ulaştı. Belli ki, bu artış önümüzdeki günlerde de devam edecek. Zira işgalci Britanya ordusu bir süredir Afganistan’ın güneyindeki Helmand eyaletinde kapsamlı bir saldırı yürütüyor. Geçen haftalarda, “Panter Pençesi” adı verilen saldırının ilk aşamasının başarıyla tamamlandığı açıklanmıştı; ancak tabut akışındaki istikrarlı artış bu palavranın tutmasını önledi.

Bu saldırıya son verilmemesi halinde -ki böyle bir karar, savaş aygıtı NATO’nun hanesine yazılan bir fiyasko olurdu -Londra’ya taşınan tabut sayısındaki artışı önlemek mümkün olmayacak. Bu ise, diğer işgalci güçlerin yanısıra Afganistan’ın Britanya emperyalizmi için de tam bir bataklığa dönüşmek üzere olduğunu gösteriyor.

Ezilen halkların direnme iradesini küçümseyen küstah emperyalistlerin Irak’tan sonra Afganistan bataklığına saplanması, Washington’daki savaş baronları ile suç ortaklarının hedeflerine ulaşma şanslarını giderek zorlaştırıyor. Görünen o ki, tavizler vererek Taliban güçleriyle anlaşma yoluna gitmemeleri durumunda, emperyalist işgali bu haliyle sürdürmenin olanağı kalmayacak. Zira bu durum hem işgalin maliyetini çok yükseltecek hem işgalci ülkelerdeki savaş karşıtı mücadelenin yeniden gelişmesine yol açabilecektir. Verili durumda emperyalist zorbaların tek avantajı, işgal karşıtı direnişin devrimci önderlikten yoksun olmasıdır; fakat buna rağmen direnen halklar er ya da geç kazanacaktır.

 


Emperyalist işgal gölgesinde Afganistan seçimleri 

Afganistan, emperyalist işgal altında bir seçim sürecine daha girdi. ABD’nin 2001 yılında Afganistan’a girmesi ve Taliban’ı devirmesiyle beraber, işgalden sonra ikinci seçimler 20 Ağustos günü yapılacak. Taliban’ın açıktan seçim merkezlerini bombalamakla tehdit ettiği ve halka seçimlere katılmamak yönlü çağrı yaptığı bir süreçte, seçim günü “güvenliği” sağlamak için 200 bin Afganistanlı ve 100 bin NATO askeri görev yapacak.

Taliban güçlerinin Afganistanlılar’a seçim merkezlerinin bombalanacağının ifade edildiği bildiriler dağıtması konusunda Taliban sözcüsü “Bu mesaj, halkı seçime katılmaması konusunda bilgilendirmeyi ve operasyonlarımızın mağduru olmamalarını hedefliyor’’ dedi. “Seçim bürolarına yönelik yeni taktikler kullanacağız. Bu merkezlerde yaralanan kişiler, bundan kendileri sorumlu olacak, çünkü onları önceden bilgilendirdik’’ diyen Taliban sözcüsü aynı zamanda seçimlerde oy kullananların mürekkepli parmaklarının kesileceğini ifade etti.

CIA tarafından yetiştirilen ve başkanlık koltuğuna oturtulan Hamit Karzai’nin ise azınlıktaki Şiiler’in oyunu alabilmek için erkeklerin karılarına tecavüz etmesine göz yuman yasal düzenlemeye onay vermesi, ABD’nin Afganistan işgalini gerekçelendirmek için öne sürdüğü gerekçelerden biri olan Afganistanlı kadınlara özgürlük sağlanacağı ifadelerinin yalan olduğunu bir kez daha gösterdi.

Seçimlerde favori aday olarak gösterilen Cumhurbaşkanı Hamid Karzai’nin en büyük rakibi ise son haftalarda cumhurbaşkanının oy oranının yarıya indiren ve “Hapisteki katilleri, uyuşturucu kaçakçılarını serbest bırakan bir cumhurbaşkanına oy vermek istiyor musunuz?” diyen eski Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah. Karzai’nin bakanlığını yaptığı dönemde benzer politikaların altına imza atan Abdullah’ın geçmiş pratiği ise bu söylemlerin bir seçim malzemesi olmaktan öte bir şey ifade etmediğini gösteriyor.

Bunun dışında ise, Karzai’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde 30’dan fazla rakibi var.

Sonuç itibariyle özellikle İngiltere basınında sıkça yer aldığı gibi Afganistan’da özgür ve demokratik bir seçim olmayacağı doğrudur. Fakat Afganistanlılar’ın özgür iradesi ile kendi sorunlarını çözmesini sağlayacak emperyalistlerin denetimindeki bir seçim değildir.