09 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/39

  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist haydutlara karşı
militan çıkış ve anlamı
 Emperyalist haydutlara duyulan öfkeyi hiçbir şey dindiremeyecektir!
Sefaleti yaratanlar, sefaleti anlattı
Erdoğan’ın yalana dayalı
sahte açılımları
İstanbul’da İMF-DB karşıtı eylem ve etkinliklerden.
  Sınıf devrimcilerinin İMF-DB karşıtı faaliyet ve eylemlerinden
  Antiemperyalist gençler alanlardaydı
  “Açılım” gölgesinde DTP kongresi
  Dokunulmazlık DTP vekillerine işlemiyor
  “Demokrasinin sınırlarını genişletme” programı
  Metal İşçileri Kurultayı’na çok yönlü bir hazırlıkla yürüyoruz!
  Sınıf hareketinden
  Cesur Ambalaj işçisi üretimi
durdurdu!
  Çin yönetimi, devrimin 60. yıldönümünde güç gösterisi yaptı.
  Yunanistan’da erken genel seçimler
  “Savaş suçlusu” İsrail’i koruyan ABD’ye Mahmud Abbas yönetiminden destek
  Afganistan bataklığına
1700 Türk askeri gönderiliyor!
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden.
  Güney tezkeresi - M. Can Yüce
  Devlet katillerini koruyor!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mücadele Postası

Sel katliamına “kan parası”

Geçtiğimiz ay İstanbul’da yaşanan sel felaketinde katledilen 8 kadın işçinin ailesine kan parası teklif edildi.

Pameks patronu ile beraber kadın işçilerin ölümlerinden sorumlu olan “servis” şirketi, işçileri mal olarak gördükleri anlayışlarını bir kez daha dışa vurdu. Nasıl ki, Pameks patronu üç kuruş az para vermek için işçilerin minübüs kasasında taşınması için anlaştıysa, “servis” şirketi de hukuksuz bir biçimde bu insanlık dışı uygulamaya ortak olmuştur. işçilerin katledilmesinin sorumlusu Pameks patronuyla beraber servis şirketidir.

Hayatını kaybeden kadın işçilerin ailelerine teklif edilen kan parası ise 60 bin TL. Patronların, işçi ve emekçilere biçtiği değer sadece 60 bin TL.

Emekçilerin yoksulluğundan faydalanan patronlar, kendileri için cüzi bir miktar olan meblağlarla paçayı sıyırmak derdinde. Sigortasız, güvencesiz, günlüğü 25 TL’ye çalışan işçiler gece mesailerine kalıyor, 23.00’e kadar çalışıyordu. Aileleri için Cumartesi ve bazen de Pazar günü çalışan, işsizler ordusunun devasa boyutlara ulaştığı bu süreçte işçi kadınlar azgın sömürüye rağmen düşük ücretlere razı oluyordu.

İşte, 8 kadın işçinin ailelerinin içinde oldukları zor durumdan faydalanmak isteyen servis şirketinin patronuna, ailelerin cevabı ise “Bu paranın 10 katını dahi verseler acımız kapanmayacak” oldu. Parayı almayı reddeden ve bu iğrenç teklifi basına yansıtan aileler böylelikle patronların insan hayatına değer vermediğini, tek dertlerinin kendi kârları ve yaşamları olduğunu bir kez daha gösterdiler.

Ailelerin davaya müdahil olması, bu işin sorumlularının daha ağır cezalarla karşı karşıya kalmasını sağlayacak.

 

Eğitim-Sen’lilerden çıplak ayaklı yürüyüş

 Eğitim-Sen, eğitim emekçileri ve öğrenciler için ücretsiz ulaşım hakkı talebiyle 3 Ekim günü çıplak ayaklı bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan Eğitim-Sen’lilere çeşitli gençlik örgütleri ve veliler de destek verdi. Eylemde, IMF-DB direktifleri doğrultusunda ulaşım, sağlık ve barınma hakkının gaspedilmesi ve İstanbul’da gerçekleştirilen IMF-DB toplantıları da protesto edildi.

“Parasız, bilimsel, laik eğitim haktır engellenemez!” pankartının açıldığı yürüyüş Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla devam etti.

Açıklamada, özellikle ulaşım alanında yapılan düzenlemelerin halkın ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda yaşama geçirilmediği belirtildi.

Açıklamada ayrıca, toplu taşıma ücretlerine yapılan zamlar, özelleştirmeler ve rant amaçlı yapılan ulaşım yatırım projelerinin ulaşım hakkı mücadelesini zorunlu kıldığı ifade edildi.

İldemir’in yaptığı açıklamada kamusal hizmet üreten kesimlerin kamu ulaşım hizmetinden ücretsiz yararlanması talep edildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

Kayıp yakınları suskun kalmıyor 

Kayıp yakınları, kayıpların bulunması ve sorumluların yargılanması için gerçekleştirdikleri oturma eylemlerine devam ediyorlar.

3 Ekim günü Galatasaray Lisesi önünde 236. kez bir araya gelen kayıp yakınları, 4 Nisan 1984’te gözaltına alınan ve haber alınamayan Nurettin Öztürk’ün kaybedilmesinde sorumluluğu olanların yargılanmasını istedi.

Kayıpların resimlerinin taşındığı oturma eyleminde basın açıklaması Bandista müzik grubu adına okundu.

Yapılan açıklamada, hiçbir ordu mensubunun insanlığa karşı işlenen suçlardan sorumlu tutulmadığını ve şimdiye kadar ne asker ne sivil mahkemelerde kayıplar konusunda kovuşturmaya uğramadığını belirtti.

4 Nisan 1984’te Ankara’da arkadaşının evinde gözaltında alınan Nurettin Öztürk’ten o günden bu yana haber alınamadığının belirtildiği açıklamada, gözaltı sırasında yan hücrede bulunan bir tutuklunun Öztürk’ün gördüğü işkencelere tanıklık ettiği ifade edildi.

Öztürk’ün kaybedilmesinden dolayı Kenan Evren ve beşli çetenin yargılanmasının istendiği açıklamada, eylemciler işkencecilerin ve katillerin cezalandırılmaması karşısında suskun kalmayacaklarını vurguladılar.

Eylem, Bandista’nın, Cumartesi Anneleri için yazdığı bir şarkıyı söylemesinin ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

İMP’de sözlü saldırı!

 Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları olarak, içerisinde TMMOB tarafından 14-15 Kasım’da gerçekleşecek olan Ücretli ve İşsiz Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı’nın çağrısının ve programının da yer aldığı broşürlerimizin dağıtımını yaparken 2 Ekim Cuma günü Tepebaşı’nda bulunan İstanbul Metropolitan Planlama’da (İMP) güvenlik görevlilerinin ve İMP yönetiminin sözlü saldırısına ve tehditlerine maruz kaldık.

Broşürlerin izinsiz dağıtıldığını, böyle bir hakkımızın olmadığını söyleyen yönetimden bir kişi dağıtımı engellemeye çalıştı. Bu engellemelere karşı çıktığımız zaman da güvenlik görevlilerine dönerek “gerekeni yapın” şeklinde tehditkar cümleler kullanmaktan geri durmadı. Yapılan bu sözlü tacizlere karşı TMMŞP olarak çevrede toplanan İMP çalışanlarına yüksek sesle durumu teşhir eden ve kurultayın çağrısını yapan konuşmalar yapıp dağıtımımıza devam ettik. Güvenlik görevlileri tekrar gelip polis çağıracaklarını söyleyerek faaliyetimizi engelleme girişimlerinde bulundular. TMMŞP olarak polisi çağırabileceklerini ancak dağıtımımızı sonlandırmayacağımızı söyledik. İMP çalışanlarının çıkışı bitene kadar dağıtımımızı sürdürdük ve İMP önünden ayrıldık.

 Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları