22 Ocak 2016
Sayı: KB 2016/03

“Teröre karşı mücadele” yalanıyla devlet terörünün önü açılıyor
Ödenek örtülü, vurgun aleni!
Zulüm sınır tanımıyor
Fiili sıkıyönetim!
Onurlu direniş güçleniyor
Soruşturmaların ve linç kampanyalarının hedefinde işçi ve emekçiler var
“Kirli savaşları bitirecek yegane güç emeğin kavgasıdır”
Hedefte “kıdem” var!
Devletin görmediği işsizler ordusu!
Çetinkaya işçisi: Direneceğiz!
Liseli gençlik çalışmamız üzerine
Kırıntılar sizin olsun, gelecek bizim!
Sınav hayatları eliyor!
İran sistem içinde yerini alıyor!
Emperyalizmin “krizle savaşacak cephanesi” tükeniyormuş
Kadın İşçi Kurultayı’na yürüyoruz!
Hrant Dink katledilişinin 9. yılında anıldı
Kirli savaş ve batının suskunluğu tartışmaları
DEV TEKSTİL 1. yılında!
Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emperyalizmin “krizle savaşacak cephanesi” tükeniyormuş

 

Emperyalist tekellerin sözcülerinden, İsviçre merkezli OECD İstişare Komitesi Başkanı William White, dünya ekonomisinin içinde bulunduğu krizi değerlendirdi.

Emperyalizmin krizine sermaye sınıflarının çıkarları doğrultusunda yeni “çözüm”lerin tartışıldığı Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda değerlendirmelerde bulunan White, sömürü düzeninin karşı karşıya olduğu çıkmazlara vurgu yaptı.

İngiliz Daily Telegraph gazetesine verdiği demeçte, “Şu anki durum 2007’den daha kötü. Ekonomik durgunlukla savaşacak makro ekonomik cephanemiz bitti” ifadelerini kullandı.Emperyalist kapitalizmin giderek biriken borçlar ve kredilerle, iğreti bir şekilde ayakta durduğu gerçeğine işaret eden burjuva iktisatçısı, bu borçların ödenemeyeceği bir döneme girildiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

OECD’den önce Uluslararası Ödemeler Bankası’nda da (BIS) ekonomist olarak görev yapmış olan White, “Geride kalan sekiz yılda borçlar hızla arttı. Dünyanın her yerinde borç seviyesi kontrol edilemeyecek boyutlara ulaştı. Bir sonraki ekonomik durgunluk döneminde bu borçların hiçbir zaman geri ödenmeyeceği anlaşılacak. Elinde bulundurduğu varlıkların bir değeri olduğunu düşünenler zor durumda kalabilir” dedi.

2008’de yaşanan Lehman Brothers krizinin aşılmasında önemli bir yere sahip olan gelişen ülke ekonomilerinin durgunluğa girdiği, en zayıf olanlarında krizlerin patlak verdiği ve sermayenin giderek bu ülke piyasalarından kaçtığı gerçeğinin altını çizerek “gelişen ülkeler de artık problemin parçası oldu” diye konuştu.

 

 

 

 

Zenginlik ve siyasal iktidar burjuvazinin elinde

 

Emperyalist tekellerin dünya ekonomik bunalımını ve zenginliklerini nasıl koruyacaklarını tartışacakları Davos Zirvesi yaklaşırken bu zenginler sürüsünün dünyayı nasıl sefalete götürdüğünü gösteren yeni veriler yayınlandı.

Yüzde 1 zenginleşiyor ve daha çok hükmediyor

İngiliz kuruluş Oxfam tarafından yayınlanan rapora göre en zengin yüzde 1’lik kesim, geri kalan yüzde 99’luk kesimin serveti kadar zenginliği elinde bulunduruyor. Credit Suisse tarafından Ekim ayında açıklanan verilere dayandırılan raporda, bu hafta düzenlenecek Davos Dünya Ekonomik Forumu için bu sefaletin kaynağı olan burjuvaziye çağrı da yapılıyor.

Kapitalist sistemin yüzyıllardır sürdüğü dünyada, zenginlik-sefalet arasındaki uçurum giderek büyüyor. Yüzde 1 ve yüzde 99’luk kutuplaşmanın yanı sıra, dünyanın en zengin 62 sermayedarının serveti de, en yoksul yüzde 50’lik kesimin servetine denk düşüyor. Bu en yoksul yüzde 50’lik kesimin 2010 – 2015 yılları arasında da sayıca genişlediği, ama sefaletlerinin de yüzde 41 oranında arttığı dikkat çekiyor.

Burjuvazi eşitsizliği ve düşmanlığı yayıyor

1789 Fransız Devrimi’nde “eşitlik”, “kardeşlik” çağrılarıyla burjuvazi siyasal iktidarı ele geçirse de, emperyalist kapitalizmin dünya çapındaki egemenliği altında, zenginlik ve sefalet kutuplaşmasının yoğunlaşmasıyla eşitsizlik tırmanıyor. Aynı zamanda, emperyalist tekeller arasında kızışan nüfuz mücadeleleri ve kendi kirli çıkarları doğrultusunda emekçileri birbirine karşı kışkırttıkları ırkçı, milliyetçi ve mezhepçi savaşlarla “kardeşlik” çağrısının bir aldatmaca olduğu giderek daha çok göze çarpıyor.

“Milletimiz zenginleşsin” yalanıyla sermaye zenginleşiyor

Emekçileri “milletimiz zenginleşsin” diye kandıran sermaye, zenginleşirken emekçi sınıflar giderek daha yoksullaşıyor. Son açıklanan verilere göre 2000 yılından bu yana dünyadaki 3 buçuk milyon yoksul, bu dönemde elde edilen zenginliğin yalnızca yüzde birine sahip olabilmiş. Öte yandan, en zengin yüzde 1 bu dönemdeki zenginliğin yüzde 50’sine sahip olmuş. Kısacası, zenginleşeceği belirtilen “milletimiz” yalnızca sermayedarlar olmuş.

 

 

 

 

Kirli savaş Almanya’da protesto edildi

 

Sermaye devletinin Kürdistan’da yürüttüğü kirli imha savaşı ve faşist terör 15 Ocak'ta Frankfurt’taki Türk Konsolosluğu önünde protesto edildi. Eyleme NAV-DEM’in yanısıra Türkiyeli bazı gruplar da katılarak destek verdiler.

BİR-KAR ve TKİP bayraklarının da taşındığı eylemde yapılan Almanca konuşmada Kürt halkına ve tüm muhalif kesimlere yönelik devlet terörü teşhir edilerek direnişi büyütme çağrısı yapıldı.

16 Ocak günü Köln’de yürüyüş ve miting yapıldı. Protesto eyleminin çağrısını NAV-DEM, ABDEM ve TJK-E yaptı. Eyleme yaklaşık bin kişi katıldı.

Yürüyüş için toplanılan Ebertplatz’dan Neumark’a yürünerek miting yapıldı. Yürüyüşte geçtiğimiz günlerde katledilen Seve Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır ile Van’ın Edremit ilçesinde katledilen gerillaların resimleri taşındı.

Aynı gün Wiesbaden kentinde de eylem yapıldı. Tren garından şehir merkezine yapılan yürüyüşe BİR-KAR ve TKİP de flamaları ile katıldı.

 
§