22 Ocak 2016
Sayı: KB 2016/03

“Teröre karşı mücadele” yalanıyla devlet terörünün önü açılıyor
Ödenek örtülü, vurgun aleni!
Zulüm sınır tanımıyor
Fiili sıkıyönetim!
Onurlu direniş güçleniyor
Soruşturmaların ve linç kampanyalarının hedefinde işçi ve emekçiler var
“Kirli savaşları bitirecek yegane güç emeğin kavgasıdır”
Hedefte “kıdem” var!
Devletin görmediği işsizler ordusu!
Çetinkaya işçisi: Direneceğiz!
Liseli gençlik çalışmamız üzerine
Kırıntılar sizin olsun, gelecek bizim!
Sınav hayatları eliyor!
İran sistem içinde yerini alıyor!
Emperyalizmin “krizle savaşacak cephanesi” tükeniyormuş
Kadın İşçi Kurultayı’na yürüyoruz!
Hrant Dink katledilişinin 9. yılında anıldı
Kirli savaş ve batının suskunluğu tartışmaları
DEV TEKSTİL 1. yılında!
Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emeğin ve yaşamın özgürlüğü yolunda

Kadın İşçi Kurultayı’na yürüyoruz!

 

İşçi - Emekçi Kadın Komisyonları olarak 21 Şubat’ta, “Emeğin özgürlüğü mücadelesinde Biz de VARIZ!” şiarıyla Kadın İşçi Kurultayı gerçekleştireceğiz. Emeğin ve yaşamın özgürleşmesinin yolunu açmak için, sınıfın yarısını oluşturan kadınlar arasında çeşitli yol, yöntem ve araçlar ile çalışmalar yürütüyoruz. Kurultayımız da bu hedef çerçevesinde gündemimize aldığımız araçlarımızdan biridir.

İşçi sınıfının iktidar mücadelesinde, sınıfın yarısı olan kadınların örgütlenmesi ve devrimci sınıf mücadelesine kazanılması olmazsa olmazdır. Dünya devrim deneyimlerinin de gösterdiği gibi, “Kadın olmadan devrim olmaz!” Diğer yandan da “Devrim olmadan kadın kurtulmaz!” Çünkü kadın işçi ve emekçilerin bu düzende yaşadığı katmerli sorunların gerçek ve kalıcı çözümü ancak özel mülkiyete dayalı baskı ve sömürü düzeni olan kapitalizmi yıkmaktan geçmektedir. Bu gerçekten hareketle kurultayımızda, işçi sınıfının tarihsel devrimci misyonu ışığında kadın işçilerin örgütlenmesinin önündeki engelleri tartışacağız.

Öte yandan kurultay çalışmamız içinden geçilen süreç bakımından da önemli bir yerde durmaktadır. Bugün Türkiye’nin işçileri, emekçileri ile başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilenleri son derece ağır ve karanlık bir süreçten geçmektedir. Çok yönlü bir kriz içinde debelenen sistem baskı ve zorbalıkla ayakta kalmaya çalışıyor. Sömürü katmerleniyor, sosyal yıkım derinleşiyor. Bu tabloya siyasal planda her geçen gün daha da koyulaşan bir gericilik eşlik ediyor. Kürt halkının son derece haklı ve meşru talepleri geleneksel imha ve inkâr politikalarıyla, yoğun bir baskı ve dizginsiz bir devlet terörü ile karşılanıyor. Beraberinde toplumun tüm devrimci, ilerici ve muhalif dinamiklerinin hedef tahtasında olduğu, temel hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir süreç bu. Kuşkusuz ki bu tabloda en büyük bedeli kadınlar ödüyorlar.

Bu tabloyu değiştirebilmenin biricik yolu devrimci bir sınıf hareketinin geliştirilmesinden geçmektedir. İşçi sınıfının devrimci bir perspektifle örgütlenip harekete geçmesi ise her zamankinden daha yoğun bir çaba ve enerjiyi gerektirmektedir. Bu bakışla ele aldığımız kurultayımızın, kadın işçi ve emekçileri devrimci sınıf mücadelesine kazanma çabamıza önemli bir katkı sunmasını hedefliyoruz.

Kurultayımızda sermayenin üretim sürecinde uyguladığı politikalardan ideolojik saldırılara kadar bir dizi başlık üzerinden örgütlenmenin önündeki engeller tartışılacaktır. Ataerkil anlayışın, dinsel gericiliğin ve milliyetçiliğin kadın işçilerin örgütlenmesine nasıl yansıdığı çok yönlü irdelenecektir. Kurultayımız emeğin korunması mücadelesinin emeğin özgürleşmesi yolundaki önemini gözeterek, bu çerçevede kadın işçilerin mücadele taleplerini işlerken, öte yandan kadının gerçek ve kalıcı kurtuluşunu sosyalist bir perspektifle ele alacaktır.

Kadın işçilerin yer aldığı direniş ve eylem deneyimlerinin de işleneceği kurultayda, devrimci bir sınıf hareketinin geliştirilmesi yolunda karşılaşılan engeller somut örneklerle ele alınacaktır.

İşçi - Emekçi Kadın Komisyonları önümüzdeki süreçte tam bir seferberlik içinde kurultay çalışmalarına yoğunlaşacaktır. Yüzü işçi ve emekçi kadınlara dönük, sınıf çalışmamızın somut hedefleri çerçevesinde sanayi havzalarına, fabrikalara yoğunlaşmış bir ön hazırlığa konu edilecek olan bu çalışmalarla kadın işçilere çok yönlü olarak seslenilecektir. Komisyonlarımız, omuzlarına yüklenen görev ve sorumlulukla hareket ederek sürece yüklenecektir.

 

 

 

 

Kadın göçmenler şiddet ve istismarla karşılaşıyor

 

Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan araştırmaya göre, Suriye ve Irak’tan kaçarak Avrupa’ya gelen çok sayıda kadın yolculuk sırasında, şiddet, istismar ve taciz ile karşı karşıya kalıyor. Örgütün konuyu ele aldığı son raporunda, “Bu durumun yolculuk sırasındaki Avrupa dahil olmak üzere hemen hemen her durak için geçerli olduğu” belirtildi. Kadın göçmenlerin çoğunun, yol boyunca fiziksel ve finansal olarak istismara uğradığı belirtildi. Ayrıca raporda kadınların, insan tacirleri, güvenlik personeli veya diğer erkek göçmenler tarafından cinsel ilişkiye zorlandığına yer verildi.

Tuvalete gitmemek için yiyip içmiyorlar

Görevlilerinin verdiği bilgilere göre, Avrupa’ya gelen göçmenlerin büyük bir çoğunluğu erkek. Raporda, göçmen kamplarında kadınların erkeklerle aynı tuvalet ve duşu kullanmak zorunda kaldığı, bazı kadınların tuvalete gitmemek için daha az yediği ve içtiği belirtildi.

Rapora göre, örneğin 22 yaşındaki bir Iraklı kadın, Almanya’da üniformalı bir güvenlik görevlisinin kendisi ile yalnız vakit geçirebilmek için kıyafetler verme teklifi yaptığını anlattı. Yardım görevlileri, göçmenlerin kabul ve kayıt işlemleri tek tek yapıldığı için şiddet vakalarının önlenmesinin güçlüğüne işaret ediyor. Yunanistan’ın Midilli Adası’nda Uluslararası Kurtarma Komitesi Koordinatörü Jenny Becker, “Karşı karşıya olduğumuz en büyük güçlüklerden biri, uluslararası toplumun, yani hükümetlerin bu krizin farkına varmalarının ve bunun silip atabilecekleri bir şey olmadığını fark etmelerinin gecikmesi” dedi.

 

 

 

 

Sen kadın işçi

 

Sen kadın işçi!
Fabrikada işçi
Evde ev emekçisi
Fabrikada sömürülür
Evde emeğin görülmez.
Üretirsin durmadan üretirsin de,
Emeğin kıymet bulmaz.
Sen işçi, sen eş, sen ana
Bu hayatta paydos yok sana.

Gün ağardığında düşersin yollara
Beşiğinde yavrunu bırakırsın gözün yaşlı
Ekmek dersin,
Yavrumun geleceği dersin…
Sonra hatırlarsın çocukluğunu
Bir oyuncak bebeğin olmadan
Ana oldun.
Çocukluk nedir bilmeden
Kadın oldun.
Ben yaşamadım hayatı
Yavrum yaşasın deyip silersin gözyaşını.
Sarılırsın hayat kavgasına,
Geçersin tezgah başına.

Bir yandan hayaller kurarsın.
Bahçeli bir ev düşlersin,
Ay sonu kira derdi olmayan.
Birden ustanın sesi karışır hayallerine “Çalışın!”
Çalışırken unuttururlar sana insan olduğunu.
Bu devran nereye kadar?
Bu hayatın üreteni sensin,
Yöneteni başkaları.
Nereye kadar yaşamadan ölüp gitmek?
Siz değil misiniz ellerinizle üreten hayatı
Kadınıyla erkeğiyle.
Payınıza düşen karın tokluğu.
Kurtuluşunuz kendi ellerinizde
Kadın erkek el ele verip,
Yeni bir dünya yaratmalı.
Öyle bir dünya ki
İnsana insan olduğunu hatırlatmalı.

Ümraniye’den bir işçi


 
§