8 Nisan 2016
Sayı: KB 2016/14

Gündem: Devrimci 1 Mayıs
Miadı dolan işbirlikçiye burun sürtme operasyonu
4 Nisan ‘utanç günü!’
Emperyalist kapitalizmin ahlaki çöküntüsü!
“Cizre’de 665 kişi katledildi”
Direnişin 1 Mayıs’ına!
Devrimci olmayan her şey çürür!
Kastaş’ta direniş devam ediyor
Yeni Çeltek işçileri açlık grevine başladı
Üç ayda 415 işçi iş cinayetinde katledildi
İşçi-emekçi kadınlar haksız ve kirli savaşlara neden karşı çıkmalıdır?
Kiralık işçi yasa tasarısı
Gençliğin geleceği ve özgürlüğü kavga alanlarında
Meslek liseliler buluşuyor!
Sultanın mühimmat deposu
Suriye’de “siyasi çözüm” dansı
Suudi Arabistan’ın “İslam İttifakı”
“Sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir”
Pablo Picasso’yu ölümünün 43. yılında saygıyla anıyoruz!
Osmanlı’dan bugüne Bursa’da emek ve işçi hareketleri
Talat Türkoğlu’nun failleri cezalandırılsın!
1 Mayıs'ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Anlatılan senin hikayen!

Meslek liseliler buluşuyor!

 

Bir bakmışsın okul sırasındayız, bir bakmışsın atölyede, fabrikada makinenin başında…

Bir bakmışsın memleket meselesi olmuşuz, bir bakmışsın yaşadığımız unutulmuş

Bir bakmışsın kalemimiz kırılmış, bir bakmışsın parmağımız kesilmiş, yaşamımız yitmiş

Bir bakmışsın öğrenci, bir bakmışsın işçi

Kimdir bu anlatılan diye sorarsanız, bizler meslek lisesi öğrencileriyiz.

Benim adım Çayırova STFA’dan Oğuzhan Çalışkan. Filli Boya’da staj yaparken elektrik çarpması sonucunda 24 gün komada kaldıktan sonra yaşamımı yitirdim.

Benim adım Hayrabolu EML’den Ufuk Özcan. Staj yaptığım sanayide sobayı yakarken alev aldım ve yanarak öldüm.

Benim adım Gebze GATEM’den İlknur. Atölye dersinde yatay testerede çalışırken dört parmağım kesildi.

Benim adım Sakarya Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nden E. E. Atölye dersinde giyotin makası üç parmağımı kesti.

Fabrikada köle, okulda müşteri, sınavda elenen olmayacağız!

Bizim hikayemiz okul sıralarında başlar, fabrikalarda, atölyelerde, işyerlerinde devam eder. Okulda müşteri, fabrikada köle görülürüz. Bize aslında derler ki “işçi çocuğusun sen işçi kal!” Geleceğimizi istedikleri gibi çizmek isterler.

Genç ve nitelikli işçi olarak gördükleri bizlerin iyi bir öğrenim sürecinden geçmesi onlar için önemli değildir.

Toplamında niteliksiz olan eğitim sisteminin en kötüsü, meslek liselerindedir. Liseleri saran gerici, cinsiyetçi yaklaşımların en hızlı sonuç ürettiği yer yine meslek liseleridir. Üniversiteye geçiş sınavında ilk elenecek öğrenciler de meslek liselerindendir.

Birkaç senedir meslek liselerinin önünü açmış gibi görünmeye çalıştılar. Şimdi ise ek puanları kaldırdılar, barajları yükselttiler ve direk geçiş hakkını kaldırmayı tartışıyorlar.

Meslek liseli öğrenciler olarak sorunlarımızı tartışmak, birlik olmak için 23 Nisan Cumartesi günü buluşacağız. Onlar sömürü düzenlerinde verecekleri kırıntı ile idare etmemizi istiyorlar. Biliyoruz ki; bizleri okulda müşteri, fabrikada köle, sınavda yarış atı olarak gören bu düzende hiçbir gelecek yok! Onların bize sunabileceği güzel günler yok!

Gelecek biziz, gelecek ellerimizde! Seni de geleceğini ellerine almaya, “biz” olmaya, birliğimizi güçlendirmeye çağırıyoruz!

TEL: 0537 969 26 63

Facebook: Devrimci Liseliler Birliği

Meslek Liseli DLB’liler

 

 

 

 

Meslek Liseli Buluşması’na hazırlıklardan…

 

Kartal

Kartal DLB, toplantı, tiyatro, sergi, şiir vb. atölye çalışmalarıyla 23 Nisan Cumartesi günü gerçekleştirilecek Meslek Liseli Buluşması’na hazırlanıyor.

2 Nisan’da Kartal Üç Fidan Gençlik Kültür Evi'nde, Meslek Liseli Buluşması gündemli, meslek ve Anadolu lisesi öğrencileriyle ortak bir toplantı gerçekleştirildi.

Toplantıda ilk olarak buluşmanın içeriği ve gündemleri hakkında bilgi verildi. Gündemlerden sonra buluşma için planlanan atölye çalışmalarının ön hazırlıkları konuşuldu.

Tiyatro ve sergi atölyelerinin ihtiyaçları gözden geçirildi, gerekli materyallerin tedarik edilmesi için iş bölümü yapıldı ve hazırlık toplantısı bitirildi.

Hazırlık toplantısı sonrasında Liselilerin Sesi dergisinin son sayısında yer alan “Meslek liseliler sınıfın bir parçasıdır. Geleceği bugünden inşa edelim!” başlıklı yazı ortak bir şekilde okundu ve yazı üzerine tartışma yürütüldü.

Küçükçekmece

Küçükçekmece Devrimci Liseliler Birliği 3 Nisan’da liseli buluşması gerçekleştirdi.

İlk olarak Kızıldere’nin yıldönümü vesilesi ile anma yapıldı. Kızıldere’de Mahir Çayan ve yoldaşlarının Denizler’in idamını engellemek için gerçekleştirdiği direniş ve o dönemde verdikleri mücadele anlatıldı. Devrimci dayanışma, siper yoldaşlığı üzerine konuşuldu. Sermaye devletinin saldırılarını arttırdığı bugünlerde bu saldırıların ancak Mahirler’in devrimci iradesini kuşanarak püskürtülebileceği belirtildi. DLB’nin Mahirler’in verdiği mücadeleden öğrenerek onların verdiği mücadeleyi daha ileriye taşıma sorumluluğu taşıdığı söylendi.

Buluşmanın ikinci bölümünde 23 Nisan’da gerçekleşecek Meslek Liseli Buluşması konuşuldu. İlk olarak neden Meslek Liseli Buluşması gerçekleştirileceği anlatıldı. Buluşmanın gündemleri ile ilgili bilgi verildi. Ardından da meslek liselerinde yaşanan sorunlar ve çözüm yöntemleri üzerine konuşuldu. Meslek liseleri-sermaye ilişkisi üzerinde duruldu. Ayrıca Anadolu liselerinde yaşanan sorunların meslek liselerinde yaşanan sorunlarla bağının kurularak Meslek Liseli Buluşması’na taşınması tartışıldı.

 

 

 

Çocuk istismarına sessiz kalma!”

 

İstanbul Üniversitesi DGB, “Çocuk istismarına sessiz kalma!” şiarıyla 5 Nisan’da Merkez Kampüs Ortabahçe'de forum gerçekleştirdi. Forumda devletin medyasından yargısına kadar tüm kurumlarıyla çocuk istismarının önünü açtığı örnekler ele alındı.

İstanbul’da Down sendromlu kızına tecavüz edip hamile kalmasına neden olan babaya 15 yıllık ceza veren mahkeme kararının, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin “bekaretin bozulmadığı” yönündeki raporuyla “basit cinsel istismar” denilerek bozulduğu ve ceza indirimi istenmesi, tecavüze uğrarken “çığlık atmadı, tahrik vardı” gibi gerekçelerle cezada indirime gidilmesi teşhir edildi. Çocuk istismarının sadece cinsel istismar olarak algılanmaması gerektiği ve çocuk emeğinin sömürüsünün de bir istismar türü olduğunun üzerinde duruldu.

Devletin özellikle emekçi aileleri gerici vakıflara mahkum ettiği, fabrikalarda, işyerlerinde kreş olmamasından dolayı ailelerin çocuklarını buralara bırakmak zorunda kaldığı dile getirilirken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gerici fetvalarının ve Ensar Vakfı’na yönelik sahiplenici tutumların çocuklara yönelik istismarı beslediği belirtildi. Pozantı Cezaevi örneği üzerinden aslında devletin kendisinin tecavüzcü olduğuna dikkat çekildi. Çocuk istismarının bu düzenin çürümüşlüğünün ve yozlaşmışlığının en uç örneği olduğu, bu düzende çocuklara bir gelecek olmadığı konuşuldu.

Forum sonucunda üniversitede çocuk istismarı üzerine bir film izleme kararı alındı.

 
§