12 Ocak 2018
Sayı: KB 2018/02

Topluma Ortaçağ karanlığı dayatılıyor!
Okullarda gerici adımlar tırmanıyor
Türkiye ekonomisine dair pembe hayaller, katı gerçekler
Uyuşturucuyla mücadele yalanıyla, devlet terörü meşrulaştırılmak isteniyor!
Erdoğan’ın Fransa ziyareti
Osmaniye ve Elazığ hapishanelerinde işkence
Grev hakkıma dokunma!
Eaton işçileri delege tanıtım toplantısı
“Taşerona kadro” yalanına işçilerden tepki
“İşimizi geri alana kadar direneceğiz!”
Devrimci bir sınıf hareketi yaratmak!
Kadınlar ve toplumsal devrim
Lawrence Tekstil grevi
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / II
Suriye krizi ve emperyalist hegemonya mücadelesi
Sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillenen “Endüstri 4.0”
Yürekten adanmışlık: İvan Vasilyeviç Babuşkin
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“İşimizi geri alana kadar direneceğiz!”

 

KESK üyesi kamu emekçilerinin KHK ile ihraç saldırılarına karşı İstanbul’da başlattıkları direnişler devam ediyor.

6 Ocak günü Kadıköy’de eylemlerini basın açıklaması ile başlatan direnişçiler “Hukuk ilkelerinin ve adaletin ortadan kalktığı günlerden geçiyoruz” dedi. Açıklamada 18 aydır OHAL’in sürdüğü, Türkiye’nin aynı zamanda yolsuzluk ve hırsızlıklarla anılan bir ülke olduğuna dikkat çekildi. En küçük bir eleştirinin bile “terör” olarak nitelendirildiği ifade edilen açıklamada OHAL’in kaldırılması, KHK’ların iptal edilmesi istenerek bu talepler için mücadelenin sürdürüleceği vurgulandı. Okmeydanı Hastanesi’nde işten atılmasına karşı 1 aya yakındır direnişte olan Ayfer Dişkaya da kamu emekçilerine destek verdi. Bakırköy’deki eylemde konuşan direnişçi kamu emekçisi Nuray Şimşek “Biz bu ülkenin aydınlık yüzleriyiz. Onlar bize ne derse desin burada olmaya devam edeceğiz. İşimizi, ekmeğimizi geri alacağız. AKP’ye mahkum olmadığımızı bir kez daha göstereceğiz. Bu direniş büyüyecek ve bu karanlık yırtılacak” dedi.

8 Ocak günü direniş 47. haftasına girdi. Bakırköy’deki eylemde okunan açıklamada hükümet olduğu günden beri işçi ve emekçileri ezen AKP’nin 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek bu baskıyı akıl almaz boyutlara taşıdığı belirtilerek “darbecilerle mücadele” bahanesiyle tüm muhalif kesimleri düşman ilan ettiğine dikkat çekildi. Kadıköy’de yapılan açıklamada ise tarihte baskıyla yönetmeye çalışan hiçbir gücün, diktatörün ebedi olmadığı ve hepsinin tarihin çöplüğünde yerini aldığı vurgulanarak, bugün de onların yolunda olanları aynı akıbetin beklediği ifade edildi.

10 Ocak’ta Bakırköy’deki eylemde konuşan Nuğyen Nedim, eğitimdeki dinci gerici saldırıları teşhir ederek, 9 yaşındaki çocukların evlendirilebileceğini savunan gerici zihniyetin okullarda eğitim namına hiçbir şey sunamayacağını ifade etti.

İşçi ve emekçileri sefalete mahkum edenlerin onların sırtından sefahat içinde yaşadığını söyleyen Nedim, Gülmen ve Özakça’nın açlık grevine de değinerek işlerine dönene kadar direneceklerini söyledi.

Kadıköy’deki eylemde AKP iktidarının yalan, baskı, keyfiyet ve terörle yönetmeye çalıştığı ancak yıkılmaya mahkum olduğuna dikkat çekilerek mücadele çağrısı yinelendi.

 

 

 

 

Yüksel’de direniş sürüyor

 

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça işlerine dönmek için başladıkları açlık grevinin 310’lu günlerine girerken, Yüksel direnişi de 420’li günlerini geride bıraktı. Gülmen ve Özakça’nın işine iade talebini haykırmak, tutsak avukatlar ile kamu emekçisi Nazife Onay’ın serbest bırakılmasını istemek için her gün Konur Sokak’ta toplananlar polisin işkenceli saldırılarına maruz kalmaya devam etti.

Her gün 13.30 ve 18.00’de eylemler yapılmak istenirken polis saldırıya geçerek emekçileri darp ederek, işkenceyle gözaltına alıyor. İşkencenin görüntülenmesini istemeyen polis sokağı da çevik kuvvetle kapatarak muhalif basına da saldırıyor. 9 Ocak günü saldırılarını şiddetlendiren polis, basına da plastik mermilerle saldırarak gözaltına aldı. Gözaltı aracında da küfür ve hakaretlerle fiziki işkencesini sürdüren polis araç içerisine de biber gazı sıktı.





Defterdarlık’ta direnişe devam

 

KHK ile işinden ihraç edilen Cemal Yıldırım ve Zeynep Yerli, 10 Ocak’ta yaptıkları eylemle 43. haftasında direnişlerine devam etti.

Saat 09.00’da Ulus Defterdarlığı önüne gelen emekçiler 12.00’ye kadar alanda eylemlerini sürdürdü. Eylem boyunca BDSP’nin de aralarında olduğu devrimci, ilerici kurumlar, ihraçlara karşı direnen sağlık emekçisi Mahmut Konuk ve çeşitli aydınlar, sanatçılar da destek için kamu emekçilerinin yanındaydı.

Eylemin sonunda konuşma yapan Yıldırım, Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinin 308. gününde olduğuna dikkat çekerek “Eylem karşısındaki sessizlik bozulmalı” dedi. Yüksel direnişine yönelik saldırıyı da teşhir eden Yıldırım, işçi sınıfına dönük saldırılara değinerek Posco Assan fabrikasında Birleşik Metal-İş’in yetki başvurusunun reddedilmesini eleştirdi. Yıldırım, OHAL ve AKP’nin kontra güçleri karşısında toplumsal muhalefetin birleşik bir güç olarak sokağa çıkması gerektiğini belirtti.

Ardından, haksız yere işten atıldıklarını dile getiren Zeynep Yerli, ByLock kullanıcılarının işe geri alınacağının söylendiğine değinerek “Tecavüz suçundan açığa alınan bir öğretmen dahi işe geri alındı, ama bizler işe geri alınmıyoruz” ifadeleriyle tepki gösterdi.

 

 

 

 

OHAL’de eğitimde neler oldu?”

 

15 Temmuz’u fırsat bilen dinci-gerici iktidar kendisinden olmayan bütün kesimleri hedef alan saldırılarını tırmandırırken eğitime ve eğitim emekçilerine yönelik saldırılar da had safhaya ulaştı.

Öyle ki darbe girişimine karıştığı gerekçesiyle asker ve polisten daha çok eğitim emekçisinin ihraç edildi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan’ın paylaştığı verilere göre; 41 bin 397 eğitim emekçisi ihraç edildi. Üstelik OHAL’de tüm öğretmen atamaları sözleşmeli yapıldı ve yüzlerce sözleşme hukuksuzca iptal edildi.

Yaklaşık 500 bin eğitim fakültesi mezunu atama beklerken ve her yıl KPSS’ye giren eğitim fakültesi mezunlarının yüzde 86’sı açıkta kalırken, gerici iktidar ilahiyat mezunlarının öğretmen olarak atanmasını KHK ile düzenledi. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 438 bine ulaştı. Tüm atamalar mülakat ile yapıldı, liyakat yok sayıldı.

17 bin köy okulu kapandı, taşımalı eğitim ile okuyan öğrenci sayısı 2 milyona yaklaştı. Örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı ise 2 milyonu aştı.

Tüm darbe dönemlerinde ihraç edilen akademisyen sayısının 250’yi bulmadığını belirten Feray Aytekin Aydoğan, “12 Eylül darbesinde ihraç edilen akademisyen sayısı 71...

OHAL’de ise 5 bin 822 akademisyen ihraç edildi. Dünyanın hiçbir yerinde bilim insanlarına böyle bir zulüm yaşatılmadı!” dedi.

 
§