9 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/42

İşçi sınıfı hakları, onuru ve geleceği için mücadele etmelidir!
Çürümüşlük diz boyu!
Barınma bir haktır, rant alanı değil!
Sınıf devrimcilerine yönelik polis baskınları
Saraya milyarlar halka tasarruf!
Ücretlere derhal zam yapılsın!
Kıdem tazminatının fona devri için ‘ilk adım’
Sermayeye arsa tahsisine “istihdam” çarpıtması
Sendikamız yöneticilerine hapis cezası verildi!
Atölyeden holdinge: Sanko
Rusya’da devrim ve proletarya devriminin sorunları - H. Fırat
Filistin direnişini tasfiye çabaları boşa düşecektir!
“Bütün düzen bir tahterevalli”
Kapitalizm şiddet üretir, kapitalizme karşı mücadeleye!
Mesleki eğitimde üretim yarışı ve ücretsiz kölelik gerçeği
“Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”
“40 paralık adam” ve bugüne dersi
Geçmişin umudu üreten deneyimlerini anı olmaktan çıkarmalıyız!
Bir gün
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü…

Kapitalizm şiddet üretir, kapitalizme karşı mücadeleye!

 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nün öngünlerindeyiz. 25 Kasım, Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Clandestina Hareketinin öncülerinden olan Mirabel Kardeşler’in (Kelebekler) 1960 yılında cinsel şiddete uğrayarak katledilmelerinin yıldönümüdür. 1981 yılında toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü kabul edilir. Bir sembol haline gelen 25 Kasım, devlet şiddetine karşı başkaldırı, direniş ve mücadele çağrısını içerir.

Dünya ölçeğinde kadına yönelik şiddet gün geçtikçe boyutlanıyor. Emperyalist-kapitalist sistemin krizi derinleştikçe, baskı, sömürü ve şiddet dünyanın dört bir köşesinde tırmanıyor. Başta Ortadoğu’da olmak üzere, emperyalistlerin izlediği savaş ve saldırganlık politikaları sonucu halklar büyük bir yıkım yaşıyor.

Ülkemizde de durum hiç farklı değil.

Güvencesiz çalışma artıyor, ekonomik kriz şiddeti tetikliyor

Genellikle şiddet erkeğin kadına uyguladığı şiddet olarak yansıtılsa da kadınlar toplumsal yaşamın her alanında şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Sermaye sınıfının aşırı kâr hırsı sonucu işçi sınıfının kazanılmış hakları gasp ediliyor. Maliyetleri kısmak için işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmıyor, işçiler iş cinayetleriyle katlediliyor. Güvencesiz ve kural dışı çalışmaya mahkum edilen kadın işçiler de, kötü çalışma koşulları, baskı, mobbing vb. ile karşı karşıya kalıyor, iş cinayetlerine kurban gidiyorlar.

Türkiye’de çok ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor ve bu önümüzdeki günlerde daha da ağırlaşacak. Daha bugünden işten çıkarmalar başladı, doların yükselmesi ve zamlarla birlikte ücretler eridi. Ekonomik kriz, emekçi kadınlar üzerindeki baskı, şiddet ve eşitsizliği daha da derinleştirecek. Yedek işgücü olarak görülen kadınlar, ya öncelikle kapının önüne konulacak ya da güvencesiz işlere mahkum edilecek. Ekonomik krize eşlik edecek sosyal bunalımın kadınlara yansıması, daha fazla baskı ve şiddet olacak.

Tek adam rejimi şiddeti tırmandırıyor

Kapitalist sömürü düzeni kadınlar üzerinde çifte baskı, sömürü ve eşitsizliği yaratırken, dinci gerici AKP iktidarı bunu daha da derinleştirmektedir. Sermaye partisi olarak sömürüyü katmerleştirirken, dinin istismarına dayanan bir parti olarak, kadınları aşağılayan ve yok sayan politikalar izlemektedir.

17 yıl boyunca kadınların kazanılmış hakları bir bir tırpanlanmış, kadına yönelik şiddet yüzde 1400 oranında artmıştır. Çocuk istismarı ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.

Tek adam rejimi, tüm bu politikaların daha pervasızca sürdürülmesi, kadınların daha fazla kuşatma altına alınması anlamına gelmektedir. Nitekim, yasalarda kırıntı düzeyinde kalan kimi hakların gasp edilmesi için harekete geçilmiştir.

Toplumun tümüyle susturulmasının hedeflendiği tek adam rejiminde, sınıfsal, ulusal ve cinsel baskı ve şiddet sistematik olarak boyutlandırılacaktır.

Şiddetin kaynağı kapitalizme karşı mücadeleye!

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak, 25 Kasım’da kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

Kadına yönelik şiddet sınıfsaldır. Sömürü ve baskı üzerine kurulu kapitalist sistem her adımda şiddeti üretmektedir. Dolayısıyla, şiddet üreten kapitalizme ve kapitalist sömürü düzeni üzerine oturan tek adam rejimine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz. Baskı ve şiddetin daha da arttığı bu günlerde, emekçi kadınlara şiddetin gerçek sorumlularını anlatabilmeli, güçlerimizi birleştirebilmeli, eylemli tepkimizi ortaya koyabilmeliyiz.

“Kelebeklerin” güncel çağrısı budur!

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

 

AB’de kadın-erkek arasında ücret eşitsizliği

 

Dünyanın sözde “en gelişmiş” ülkelerinin bulunduğu Avrupa’da kadın ile erkek arasındaki ücret eşitsizliği varlığını koruyor. Bu gerçek, kadın sorununun köklü çözümünün, kapitalizm ortadan kalkmadan mümkün olmayacağına da işaret ediyor.

3 Kasım’ın Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ‘Eşit Ücret Günü’ olarak kabul görmesine karşın AB ülkelerinde kadın ve erkek çalışanlar aynı ücreti almıyor. AB ülkelerinde çalışan erkekler kadınlara oranla ortalama yüzde 16 daha çok ücret alıyor.

Kadın-erkek arasındaki ücret eşitsizliği Estonya’da yüzde 25 iken, Almanya’da yüzde 21, Fransa’da yüzde 15, Romanya’da ise yüzde 5.

Geçen yıl ücret eşitsizliğini aşmak için 2019’a dek uygulanacak 20 teklif içeren bir eylem planı hazırlanmıştı. Fakat bu eylem planının da beklenen sonuçları vermediği belirtiliyor. Zira kapitalist rekabet ve sömürü düzeninin ülkeler arasında yarattığı eşitsizlikler, bu planların etkili bir şekilde hayata geçirilmesinde engel teşkil ediyor.