23 Kasım 2018
Sayı: KB 2018/44

Dinci-faşist koalisyonun “tek kıblesi” ABD’dir!
Erdoğan’ın “kriz yönetimi”!
Erdoğan’ın kâbusu: Yine Gezi, hep Gezi!
Kimler Diyanet’i siyasete alet ediyor?
Sanayi ve inşaatta kriz: “‘En kötüsü’ henüz yaşanmadı”
Kriz, zamlar, enflasyon rakamları, imzalanan sözleşmeler...
MİB Kocaeli kriz raporu: İşten atmalar, ücretsiz izinler, artan baskılar...
Aygaz’da işten atmaya karşı direniş
Sermayeye hizmet eden, işçiye düşman iktidar
Proletaryanın büyük öğretmeni Engels 198 yaşında…
Direnişin gücü ve siyonistlerin geri adımı
Çiplerle emeğin köleliği derinleştiriliyor!
Şiddetsiz bir dünya için mücadele!
Dominik Cumhuriyeti’nin kelebekleri
Emekçi kadın mücadelesi ve Çorlu deneyimi
Türkiye’de yüksek eğitim gerçeği
Örgütsüz işçi öfkesini gücü yettiğine yöneltiyor
İki dava insanı olarak yürüdük yolumuzu...
Bir röportaj…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayeye hizmet eden, işçiye düşman iktidar

 

AKP iktidarı Türkiye kapitalizminin derinleşen krizine çare arayışında sermayenin çıkarlarını gözetiyor. “Türkiye için”, “toplum için” diye sunulsa da, atılan adımlar ve yeni hedefler sermayeye hizmet amacıyla ve dolaysız olarak sermayenin talep/beklentileri doğrultusunda şekilleniyor. Zira son günlerde “olumlu” görüntüler verilmeye çalışılsa da, işçi sınıfı ve emekçileri vuran hayat pahalılığı, işsizlik ve yeni işçi kıyımları daha da yakıcı ve yaygın bir hal alıyor.

Bununla birlikte, sermayedarlar gidişata dair AKP şefleriyle dolaysız ortaklıklarını ve iktidara güvenlerini açıklamayı sürdürüyor. Kendi çıkarları için yapılanları, AKP şefleriyle benzer şekilde “Türkiye için”, “istihdam için” vb. safsatalarla dillendiren para babaları; krizi fırsata çevirmeye çalıştıkları, faturayı işçi sınıfına ve emekçilere kesmeyi amaçladıkları gerçeğinin üzerini örtüyor.

“Hepimiz Türkiye için varız” yalanı

AKP’nin kendilerine sunduğu hizmeti itiraf eden sermayedarların son örneği de Türkiye Varlık Fonu yönetimine atanan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu oldu. Kriz karşısında finans ve reel sektör olarak işbirliklerini ve ortaklıklarını pekiştirmeye çalışan sermayedarların Kayseri’deki toplantısında konuşan Hisarcıklıoğlu da “Hepimiz Türkiye için varız” yalanını sürdürerek AKP iktidarının kendileri için yaptıklarını övdü. Sermaye sözcüsünün “Yapılanlar piyasaya moral veriyor” sözleri bu yalanı açıkça ifşa etti. “Son dönemde ekonomide olumlu gelişmeler var. Ancak, ekonomideki canlanma henüz istediğimiz noktada değil” diyen Hisarcıklıoğlu hükümete önerilerini ilettiklerini söyleyerek atılan adımları şöyle anlattı:

Odalarımız ve borsalarımdan gelen ve bizim de hükümete ilettiğimiz 4 sektördeki vergi indirimleri hayata geçti. Hükümetimiz böylece ilk adımı attı. Sonrasında kısa çalışma ödeneği aktif hale getirildi. Dün de ödeme sıkıntısına düşen, düzgün mükelleflerin SGK borçlarının 60 ay vadelendirilmesi sağlandı. Tüm bu önlemler piyasaya moral veriyor, ticareti destekliyor.”

Sırada kıdem tazminatı hakkının gaspı var

Krizi fırsata çevirerek işçi sınıfının haklarını daha fazla gasp etme peşindeki sermaye iktidarının yeni yıl hedeflerinin başında da kıdem tazminatı hakkının fona devredilerek sermayeye sunulması geliyor. “İşçilerin çoğunluğu tazminatını alamıyor” demagojisiyle gündemde tutulan saldırının esas amacını, sermayenin kaynak ihtiyacını gidermek oluşturuyor. Bu gerçeği sermayedarlar sürekli dile getirmekten imtina etmezken, yeni uygulama da gerek AKP’nin yandaş sendikaları, gerekse basını aracılığıyla güzellemelerle sunulmaya başlandı.

Son olarak Hürriyet gazetesinde konuyu köşesine taşıyan Ahmet Karabıyık yeni düzenlemeye dair “olası değişiklikleri” ele aldı. Bugüne kadar basına yansıyan güzellemelere de yer verilen yazıda asgari ücret üzerinden fona aktarılacak paya dair şu ifadeler kullanıldı:

Her ay her çalışanı için tazminat fonuna, brüt ücretin yüzde 5.83’ünü yatırmak zorunda olacak. Çalışanlara her bir çalışma yılı için, 21 günlük ücreti kadar tazminat ödenebilmesi için, çalışılan her ayda ücretin yüzde 5.83’ünün fona yatırılması gerekir. Bir aylık ücret tutarında tazminat hesabı söz konusu olduğunda ise ücretin yüzde 8.33’ünün her ay fona yatırılması gerekir. (Asgari ücret örneği üzerinden; güncelde yüzde 8.33’ü, 169 liralık, yüzde 5.83’ü ise 118 liralık fon kesintisi yapılacağı anlamına geliyor.)”

Halihazırda asgari ücret üzerinden işçinin tazminatı için yıllık 2014 lira ayrılırken, gündemdeki düzenlemeyle birlikte bunun 1410 liraya düşmesinin hesaplandığı belirtiliyor. Düzenlemeye göre işçilerin fondaki haklarını nasıl alacağının belirsiz olduğu ifade edilirken, bu noktada da AKP iktidarının sermayenin dileğini yerine getirmeyi amaçlaması tartışma götürmüyor.

 

 

 

 

Eşim işçiler ölmesin dediği için tutuklu!”

 

3. havalimanı inşaatında kölelik koşullarına karşı çıkan inşaat işçilerine destek olduğu için tutuklanan DİSK’e bağlı Devrimci Yapı İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut’un eşi Ayla Karabulut ile konuştuk.

5 Ekim’den bu yana tutuklu olan eşinin Silivri hapishanesinde tek başına ve tecrit koşullarında tutulduğunu belirten Ayla Karabulut, 4,5 yaşında bir kızlarının yanı sıra 8 aylık hamile olduğunu, bu sürecin kendileri için zor geçtiğini ifade etti. Bu nedenle ani duygu değişiklikleriyle karşılaştığını aktaran Ayla Karabulut, eşinin mücadelesini her zaman desteklediğini belirterek şunları söyledi: “Çünkü kendisi, ‘oradaki insanlar, işçiler çalışırken ölmesin’ dediği için şu an tutuklu. ‘İşçiler yalnızca öldüğünde haber yapılıyor ve inşaat işçisinin sesi yalnızca öldüğünde duyuluyor’ dediği için şu an tutuklu. Yine çıktığında da insanlar ölmesin demeye devam edecektir.”

“İnsanlar ölmesin” diyerek sözlerini sürdüren Ayla Karabulut, herkesin çalışma hakkı olduğunu ve çalışmanın insani şartlarda ve çalışmanın karşılığını alarak olması gerektiğine dikkat çekti. Ayla Karabulut sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sistemin çok da zorlanarak yapacağı bir şey değil aslında ama kâr hırsı o kadar çok gözlerini bürümüş durumdaki bu sebeple oradaki çalışan insanların, işçilerin hakları gasp edilmiş, anayasal, en temel hakları bile verilmemiş ve bir sendika yöneticisi ‘Bu insanlar bunu hak etmiyor. Çalışırken ölmek istemiyoruz’ dediği için şu an tutuklu.”

5 Ekim’den bu yana tutuklu bulunan eşinin 5 Aralık’ta davasının görüleceğini hatırlatan Ayla Karabulut, dayanışma çağrısında bulunarak sözlerini şöyle sonlandırdı: “Dayanışmada bulunan ve bu zamana kadar bizlerle dayanışan, aynı zamanda diğer tutuklu aileleriyle, inşaat işçileriyle dayanışan bütün herkese teşekkür ediyorum. Dayanışmanın büyütülmesi anlamında da çağrıda bulunuyorum. 5 Aralık’ta mahkemesi var. Katılabilecek herkesi mahkemeye çağırıyorum. Çünkü hiçbir işçi hakkını istediği için en kötü koşullarda tutuklanamaz. Hiçbir sendikacı bu şekilde tutuklanıp özgürlüğünden mahrum edilemez. Bunlara karşı çıkmak için de herkesi dayanışmaya davet ediyorum.”

 

 

 

 

Asil Çelik’te iş cinayeti

 

Bursa Orhangazi’de bulunan Asil Çelik fabrikasında bir işçi iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdi.

18 Kasım’da öğle saatlerinde yaşanan olayda Ali Gültekin isimli işçi Orta Kesit Hattane bölümünde çalıştığı esnada malzeme taşıyan bir aparatın çarpmasıyla hat çukuruna düştü.

Diğer işçilerin fark etmesi üzerine Gültekin’e fabrikanın sağlık ekipleri müdahale ettikten sonra Gemlik Devlet Hastanesi’ne kaldırdı.

Ancak genç işçi müdahalelere rağmen kurtarılamadı.