20 Eylül 2019
Sayı: KB 2019/34

Krizin yıkıcı etkileri derinleşiyor
AKP’nin kriz erteleme hesapları
Kirli ellerinizi annelerin üzerinden çekin!
Metal işçisi safları sıklaştırmalıdır!
Birleşik Metal-İş’in 2019-20 dönemi Grup TİS taslağı üzerine…
Patronları memnuniyetle ağırlayan DİSK yönetimi
Metal İşçileri Birliği Türkiye Meclisi Sonuç Metni
Fabrikalardan TİS görüşleri
Sendika bürokratları Orhan Zengin ve avanesi istifaya!
Tasfiyecilik ve inkarcılık - H. Fırat
Alman kapitalizmi ekonomik olarak büyürken…
Fransa’da sınıf çatışmasının yeni cephesi: Emeklilik sistemi
Zorunlu aile arabuluculuğu: Her şey aile bütünlüğü için!
MEB’den öğrencilere “simit atma” soruşturması
Buca ve Diyarbakır katliamları
Kürt halkının ‘Mamoste’si Ape Musa
“Kara elmas” diyarına yolculuk
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürt halkının ‘Mamoste’si Ape Musa

 

Kürt halkının tarihi, nice baskı, zulüm ve katliamlarla yoğrulurken, bağrından da mücadelede ölümsüzleşmiş nice ilerici, devrimci yiğit insan çıkarmıştır. Musa Anter de bunlardan biridir. ‘Ap’ Kürtçede amca, “-e” ise sevilen sayılan kişiler için kullanılan bir ek olmak üzere kendisine aynı zamanda “Ape Musa” denilmiştir. “Hatıralarım” kitabında, “Türkiye’nin 55 yıllık girdisinin, çıktısının yeminli, canlı bir şahidiyim. Hem yalnız şahidi mi? Değil! Sanığıyım, mahkumuyum ve davacısıyım” diye kendinden bahseden Ape Musa, tüm Kürt halkının amcasıdır.

1960’lı yıllarda Türkiye’de yükselen toplumsal uyanış, bir yandan sol hareketi güçlendirirken, diğer yandan Kürt ulusal hareketini de canlandırmaya başlamıştır. Ape Musa da Kürt halk uyanışının ilk temsilcilerinden birisidir. Doğduğu yer için, “Kürdistan Türkiye’nin en geri bölgesidir; Mardin Kürdistan’ın en geri ilidir; Nusaybin Mardin’in en dertli ilçesidir; Stêlîe, Nusaybin’in en fakir nahiyesidir; Zıvıngê, Stêlîe’nin en geri kalmış köyüdür” demiştir. Annesi Fesla Hanım, ilk kadın muhtarlardan birisidir ve Ape Musa’yı Ermeni Soykırımı’ndan 3-5 yıl sonra doğurduğunu söylemiştir. 5 kardeşli Ape Musa’nın nüfustaki adı Şeyhmus’tur. Soyadı kanunu dolayısıyla da soyadı Elmas’tır. Zamanla adını ve soyadını değiştirir ve Musa Anter yapar. İlk gözaltısını, 1934 yılında henüz 14 yaşındayken, okulda birinin Seyit Rıza’nın annesine küfretmesine karşılık Mustafa Kemal’in annesine küfrettiği için yaşar. Babası ağa olduğu için 45 günlük tutsaklık sonucu serbest bırakılır. Çocukluğunda gittiği Suriye’de sürgün Kürt aydınları ile tanışır. Kürt Hareketi’nin silahsız mücadele etmesi gerektiğini savunduğu için Yaşar Kemal ona “Öfkesiz Kürt” lakabını takmıştır.

Musa Anter, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirse de avukatlık veya savcılık yapmaz. 1970’lerde Devrimci Doğu Kültür Ocakları davasından ve 12 Eylül döneminde de Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklanır.

Aynı zamanda 1971’de kapatılan Türkiye İşçi Partisi’nin yöneticileri arasında yer alan Ape Musa, birçok eser de yazmıştır. Hapishanede “Birina Reş” tiyatro eserini ve Kürtçe-Türkçe sözlüğünü yazmıştır. “İleri Yurt” gazetesini çıkaran Ape Musa, yayımladığı Kürtçe şiiri “Qimil/Kımıl” sebebiyle 1959 yılında idamla yargılanır. 1963 yılında 23’ler davası ile tekrar hapishaneye girer.

Mamak, Sultan Ahmet, Balmumcu, Seyrantepe ve Nusaybin hapishanelerinde yatan Ape Musa, 1980 yılında da Kürtçülük propagandası yapmaktan tutuklanır. Yaşamı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yatar. Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü’nün kurucularından olan Ape Musa, evli ve üç çocuk babasıydı. Bir mizah yazarı da olan Ape Musa, kapatılan ve çok sayıda çalışanı katledilen Özgür Gündem ve Yeni Ülke gazetelerinde de köşe yazarlığı yaptı. Kürtlerin “mamoste”si (hocası) olarak da bilinen Musa Anter, Kürt halkı tarafından sevilen ve sayılan bir sanatçıydı aynı zamanda. 20 Eylül 1992’de bir kültür etkinliği için Diyarbakır’dayken, katliamcı Türk sermaye devletinin tetikçileri tarafından bir sokak ortasında kurşunlanarak katledilir. Ardından devletin bilindik senaryosu devreye girerek tetikçiler aklanır, saklanır.

Ape Musa ödediği tüm bedellerle, Kürt halkının ve mücadele eden tüm halkların amcası olmuştur. Her ne kadar Kürt hareketiyle aynı düşüncede olmasa da dağa çıkanlar için bir röportajında şöyle demiştir: “Devlet organlarının ikide bir ‘Biz PKK’nin kökünü kazıyacağız’ demeleri, bize soykırım tehdididir. Zaten onların kökü biziz… Çocuklarımız zulümden, hürriyetsizlikten, anadillerini konuşamamaktan, kendilerine her yerde hain gözü ile bakılmaktan… Kürdistan dağlarına çıktılar.” Zamanında düzenlenen bir istihbarat raporunda ise şöyle denilmektedir: “Musa Anter’in İstanbul’daki evi adeta Kürdistan’ın İstanbul’daki Başkonsolosluğu gibidir.”

Kürt halkının dilinin, kültürünün, varlığının, yok sayılmasına yok edilmesine karşı mücadele eden Ape Musa’nın en meşhur sözlerinden biri de anadil üzerine söylediğidir: “Eğer benim anadilim senin devletinin temellerini sarsıyorsa, demek ki devletini benim arsama yapmışsın.”

Kürtlerin Amcası Musa Anter, her ne kadar farklı bir ideolojiye sahip olsa da devrimci değerlerimizden birisidir. Kürt halkının haklı mücadelesi uğrunda nice bedeller ödeyerek, adını mücadele tarihine yazdırmıştır. Yazdığı Kürtçe şiirlerden kaynaklı tutuklansa da ana dilini, kültürünü, yaşatmaktan vazgeçmemiş, böylelikle Türk sermeye devletinin kurşunlarının hedefi olmuştur.

Kürtlerin amcası olan Ape Musa’yı ölümsüzlüğünün 27. yılında saygı ile anıyoruz…

P. Sevra

 

 

 

 

Tarık Akan mezarı başında anıldı

 

Usta sinema sanatçısı Tarık Akan, ölümünün 3. yılı dolayısıyla mezarı başında anıldı.

Bakırköy Zuhuratbaba Mezarlığı’nda bulunan mezarı başındaki anmaya, Tarık Akan’ın ailesi, sanatçılar, arkadaşları ve sevenleri katıldı.

Anmada konuşan, Tarık Akan’ın oğlu Yaşar Özgür Üregül, “Mükemmel bir babaya tekrar veda ettik bugün” dedi.

Hababam Sınıfı oyuncularının da aralarında olduğu sanatçı arkadaşları da söz alarak usta oyuncuya dair anılarını paylaştılar ve Akan’ı unutamadıklarını dile getirdiler.

Konuşmaların ardından Akan’ın mezarına karanfiller bırakılarak anma son buldu.