İçindekiler:

15 Ağustos 2024
Sayı: KB 2024/13

Krizin faturasını kapitalistler ödesin!
Meclis'te "Abbas gösterisi"
Kürt halkına karşı histerik düşmanlık
Sosyal medya ve sansür
Ölüm saçan iktidara karşı direnişe!
Zorlu Holding ve AKP-İsrail ortaklığı
"DİSK olarak" barikat başında dürülen bayraklar
Vergi soygunu ve işçi sınıfı
Sendika üye istatistiklerinin gösterdikleri
Türk-İş'ten "eylem takvimi" açıklaması
Dirinler Döküm işçisi anlatıyor
Emeğin Kurtuluşu işçi okulları
Barış sorunu
Soykırım ve emperyalistlerin suç ortaklığı
Batı Şeria'da İsrail'in katliamları ve direniş
Bangladeş'te halk hareketi
ABD emperyalizminin Venezuela "sancısı"
Barut fıçısını Avrupa'dan Asya'ya taşıma çabası
Büyük savaşa hazırlık
ABD savaş gemileri Ortadoğu'da
Siyasi cinayetlerin sorumluları
Ukrayna savaşı neden dönüm noktası
YKS yerleştirme sonuçları
Özgürlük, gelecek ve Filistin buluşması deklarasyonu...
"Amatör bir dünya için profesyonelce"
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

YKS yerleştirme sonuçları ve sistemin özeti

 

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçları, eğitim ve sınav sistemindeki niteliksizliğin yansımasıdır. 

ÖSYM’nin paylaştığı tercih ve yerleştirmelere ilişkin sayısal bilgilere göre toplam 1 milyon 21 bin 986 kontenjanın 987 bin 388’ine yerleştirme yapıldı. Vakıf üniversitelerinin doluluk oranı yüzde 91 olurken, devlet üniversitelerinde örgün yükseköğretim programlarına ayrılan 598 bin 709 genel kontenjanın 591 bin 257’si doldu.

Boş kontenjanlar ve tercih edilmeyen bölümler

Üniversiteye yerleşen 987 bin 388 kişinin sadece 351 bin 204’ü son sınıf öğrencilerinden oluştu. Buna karşın 228 bin 201 kişi ise daha önce yerleşmiş, bir yükseköğretim programını bitirmiş ve kaydını sildirmiş kişiler oldu. Toplamda boş kontenjan sayısı ise 28 bin 944. Bunun 25 bin 760’ı lisans, 3 bin 184’ü ise önlisans programlarında kaldı. 

Liseyi bu yıl bitiren 1 milyon 74 bin kişinin 535 bini hiç tercih yapmadı. Bunlardan lisans bölümlerine giren aday sayısı ise 191 bin 626 oldu.

Mühendislik bölümlerinin bir kısmı hiç tercih edilmedi ya da büyük bölümü bir ya da iki kişi tarafından tercih edildi. Tıp fakültesinde bile boş kalan kontenjan sayısı 400’e yaklaştı. Mimarlık ve inşaat mühendisliğinde ise boş kalan kontenjanların sayısı 1000’i geçti. 

10 ve üzerinde kontenjanı olan 151 program ise hiç tercih edilmedi. Bölümler arasında puan farkları arttı. 

Lise eğitiminin altı boş

Sınavda, fen liselerinden mezun olanların yüzde 79,01’i, sosyal bilimler liselerinden yüzde 69,8’i, Anadolu liselerinden yüzde 33’ü, İmam hatiplerden yüzde 25’i, meslek liselerinden mezun olanların yüzde 6’sı dört yıllık örgün programlara yerleşti.

Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü’ne ilk sıradan giren kişi 443 puan alırken 34 yaş üstü kontenjanından 140 puanla girildi. Mersin Üniversitesi Fransız Mütercim ve Tercümanlık Bölümü’ne ise ilk sıradan giren kişinin 427 almasına karşın 34 yaş üstü kontenjanından giren son kişi 159 puan aldı.

Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara, YKS’de yaptığı eksi 1,75 fizik neti ile Fizik bölümüne yerleşti. 

Eğitim fakültelerinin tercih edilmemesine dönük vurguların yer aldığı Eğitim Sen açıklamasında durum “öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması” olarak ifade edildi.

Eğitim Sen’in yerleştirme sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada şunlar ifade edildi: 

“Üniversiteye kayıt yaptıracak adayları ise artık daha zorlu bir süreç bekliyor. Üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran uygulamaların yanı sıra öğrencilerin barınma, ulaşım ve beslenme sorunları, yaşam maliyetlerinin yükselen enflasyon karşısında artması ve borçlanma zorunluluğu, geleceksizlik kaygısı gençlerimizin hayatlarını karatmakta, umutlarını yok etmektedir.

İktidar, eğitimin ve öğrencilerin gerçek sorunlarına odaklanmalı, üniversite öğrencilerini ve gençleri borç, zam, katkı payı, öğrenim ücretleri, güvencesiz çalıştırma ve işsizlik kıskacı içinde öğrenim görmeye zorlayan bu koşulların değişmesi için politikalar üretmelidir. Yükseköğretim öğrencilerinin nitelikli bir eğitim görmeleri, üniversitelerde insan onuruna yaraşır, demokratik ve kendilerini güvende hissettiği bir ortamın oluşturulması bir an önce sağlanmalıdır.”

 

Biz liseliyiz, Filistin halkının yanındayız!

 

DGB’nin 3-4 Ağustos tarihinde düzenlediği “Denizlerin yolunda, Filistin’in yanındayız” etkinliğine liseliler olarak katıldık. Etkinliğin ön sürecinde liseli arkadaşlarımızın katılımı için görüşmeler yaptık, stant çalışmalarında çeşitli görevler üstlendik ve nihayetinde başarılı olduk. Farklı liselerden gelen arkadaşlarımızla beraber etkinliği büyük bir coşku ve heyecanla izledik. 

Hem etkinlik konuşmalarında hem söyleşide Filistin’de devam eden siyonist işgal ve direniş hakkında yeni bilgiler edindik. Sanatçıların direnişi sahiplenen konuşmaları ve direnişe dair şarkıları mücadelemize olan inancımızı pekiştirdi, kararlılığımızı daha da büyüttü.

Siyonist işgal her gün can almaya devam ederken, Filistin halkı bu işgale karşı var gücüyle direnişini sürdürüyor. ABD ve AB emperyalistleri ise bu katliamları yapan İsrail’e her zaman olduğu gibi destek veriyor. Çocuklar katledilirken, siyonist işgalin temsilcisi Netanyahu Amerikan Kongresi üyeleri tarafından onlarca kez ayakta alkışlanıyor. Sözde “medeniyetin beşiği” olduğunu iddia eden, sürekli “insan haklarından” söz eden AB bu sefer nedense susmayı tercih ediyor. Filistin’e güya “yardım” eli uzatan AKP-MHP iktidarı ise siyonistlerle ticaret hacmini genişletmeye devam ediyor.

Liseli gençler olarak okullarda ve sokaklarda emperyalistlere-siyonist güçlere ve işbirlikçilerine karşı var gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!

Kapitalist sömürü düzeninin bizlere sunduğu koşullar gözler önünde. Durmadan artan fiyatlar, asgari ücretle geçinemeyen emekçiler… Her gün başka bir işçi, emekçinin, hatta bir çocuk işçinin ölümüne tanıklık ediyoruz. Sadece köle gibi çalıştırıp sömürebilecekleri yeni işçiler istiyorlar.

Sormak istiyoruz…

Birçok sıra arkadaşımız, ailesinin geliri yetmediğinden dolayı çalışmak zorunda kalırken bu düzenin sürdürülebilir olduğunu söyleyenler neye dayanarak konuşuyor?

Arkadaşlarımız, eğitimin hiçbir niteliğinin kalmadığını defalarca kez dile getirdi. Eğitim müfredatını dahi gericileştirmek isteyen sermaye iktidarı günden güne bu amacına ulaşıyor. Peş peşe eklenen gerici nitelikteki dersler bunun kanıtı. Liseli gençler olarak bütün bu koşulların değişmesi için mücadele etmenin şart olduğunu biliyoruz.

Etkinliklerde birçok kez söylendiği gibi örgütlülüğün ve dayanışmanın önemini fark ediyoruz. Faşizme, ırkçılığa, sömürüye, talana karşı kuvvetli bir örgütlülük oluşturmamız gerekiyor. Irkçı-gerici saldırılara karşı haklarımızı hep beraber savunacağız. Okullarımızda, fabrikalarda ve hayatımızın bütün alanlarına girmiş olan kapitalist sömürüye dur dememiz gerek. İnsanca bir yaşam için zorunlu olan budur. Devrimci liseiler olarak beraberliğimizi sürdüreceğiz. Bizler dayanışma içinde olduğumuz müddetçe gelecek mutlak sosyalizmdir!

İstanbul’dan DLBliler