ARSIVANA SAYFA
 
20 Ocak '01
SAYI: 03
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Ölüm Orucun Direnişi emekçilerin mücadelesine yol gösteriyor!
Direniş ruhunu alanlara taşıyarak saldırıları püskürtelim!
"Omuzlarımızdaki tarihsel yükün gereğini yerine getirmek boynumuzun borcudur"
Tıbbi müdahale işkencesi
Saldırının hedefi şimdi de avukatlar
Faaliyetlerimizden
Kamu emekçileri hareketi
Sınıf hareketi
Bor madenleri özelleştirme yağmasına açılıyor
"Yolsuzlukla mücadele" ya da sermayenin yalan kampanyası
Reformizmin direniş cephesine büyük ihaneti
Katliama utangaç destek
Katliam ve direniş/3
"Devrimin bekçileri"
Luxemburg ve Liebknecht için Berlin'de görkemli anma törenleri
Tutsak temsilcileri ile heyetler arasında yapılan görüşmeler/3
Ölüm Orucu direnişçileri anlatıyor
Direniş sürüyor
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 
Kızıl Bayrak'tan...


Devlet hunhar bir katliamla ve F tipi zindanlarının hücreleriyle bastıramadığı direnişi hiç olmazsa zayıflatmak için, bu kez gaddarlığını ve hukuk tanımazlığını direnişin dış desteğine yöneltmiş bulunuyor.

Avukatları suçluyor, aileleri suçluyor. Ancak getirebileceği hiçbir bahane ya da suçlamayla, devrimci tutsakların ölümüne bir kararlılıkla sürdürdüğü direnişin onurunu zedeleme şansı bulunmuyor.

DKÖ’lere saldırıyor. Gücünün yettiklerine kapatmalarla, yetmediğine kapatma tehditleri eşliğinde binbir karalama ile yükleniyor. F tipine karşı görüş bildiren ne kadar sendika, meslek odası, dernek vd. varsa vatan haini ilan ediliyor. Kiminin lokalleri basılıp evraklarına el konuluyor, kimi kapatılıyor. Tüm Yargı-Sen Genel Merkezi ve Ankara şubesi, 10 civarında İHD şubesi, TAYAD ve şubeleri, başka bazı parti, dernek ve gazete büroları bu saldırılardan ilk nasibini alanlar arasında. Tüm Yargı-Sen, konumu itibarıyla devletin hiddetini en çok üstüne çeken örgütlerin başında geliyor kuşkusuz. Binaların basılması ve tehditlerden sonra Genel Başkanı’na sürgün, İstanbul Şb. Başkanı’na açığa alma saldırısı yöneltiliyor.

F tipine ilişkin tüm gösteriler gözaltı ve tutuklama terörüyle engellenmeye çalışılıyor. Ankara’daki tutuklamaları, İzmirde’ki 10 civarında tutuklama izledi. Bunun hemen ardından yine Ankara’da iki ayrı olayda iki tutsak anası ile bir Kızıl Bayrak okurunun da aralarında bulunduğu 11 kişi “yardım yataklık” suçlamasıyla tutuklandı.

Fakat bu gelişmelerde önemli olan sistemin ne denli azgınca saldırdığı değil. Saldırının nasıl yanıtlandığıdır. Büyük bir gururla ilan etmek gerekiyor ki, tıpkı içerde olduğu gibi dışarıda da saldırılara boyun eğilmemiş, şiddete teslim olunmamıştır. Zindanlarda ölümüne sürdürülen devrimci direnişin öğreticiliğinde, insanlarımız bedel ödemeyi göze alarak mevzilerini savunma yolu seçmişlerdir. Devrim için bundan büyük onur, düzen için bundan büyük yenilgi olabilir mi?

Yaşasın onurlu direnişimiz!
Hücreler yıkılsın, tutsaklara özgürlük!