ARSIVANA SAYFA
 
03 Mart '01
SAYI: 09
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Saldırıya karşı işçi-emekçi barikatı!..
Birleşik örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
Krizin faturasını sahiplerine ödetelim!
Sermayenin istikrar programı çöktü! Altında kim kalacak?
Asker yoksullukla neden ilgilenir?
Kula Mensucat işçileri direnişte!
Sümerbank işçilerinden coşkulu ve kararlı eylem
Kamu emekçileri hareketi
8 Mart özgürlük ve eşitlik için mücadele çağrısıdır!
Kadınların kurtuluşu kadın ve erkek işçilerin ortak eseri olacaktır!..
Yakılmak istenen gelecek özlemidir
Sosyalizm ve kadın sorunu
Dünyada güncel durum/3
Clara Zetkin'in anısına/N. Krupskaya
Gençlik
Kurtköy'de emekçilerin yaşamı üzerinden kirli rant oyunları
Diyarbakır üzerinden oynanan oyunlar
Günün yurtseverlik görevi ve sorumluluğu/ PKK-DÇS
Burdur davası: Mahkeme devletin yargılandığı bir kürsüye dönüştürüldü
Ölüm Orucu Direnişi'nin gücüyle hücreleri yıkacağız!
Direnişçilerin kaleminden
Atılcan Saday'ın annesinden "İnsan'lara Mektup"
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 

İşçiler kazanana kadar direnme kararlılığında...

Kula Mensucat işçileri direnişte!

İzmir'in Bayraklı semtinde kurulu, yaklaşık 900 kişinin çalıştığı Kula Mensucat işçileri, 3 aydır maaşlarını, Eylül’den bu yana ise biriken iki ikramiye ve nemalarını alamıyorlardı. Bu nedenle, 19 Şubat akşamı işten çıkan vardiyadaki işçiler evlerine gitmeyerek fabrika önünde direnişe geçtiler. Sabah çıkan işçilerin destek vermesi ve diğer vardiyadaki işçilerin de katılımıyla direniş bütün fabrikaya yayıldı. İşçiler vardiyaları bittiğinde geceli gündüzlü fabrika önünde bekleyerek, kararlılıkla direnişlerini sürdürüyorlar.

Patronun bütün ayak oyunlarına rağmen direniş bir haftadır fire vermeden devam ediyor. Bazı işçilerin yapılan ödemelere rağmen fabrika önünü terketmeyerek, “bu hepimizin davası, biz paramızı alsak da sonuna kadar sizinleyiz” demeleri, sınıf dayanışmasının anlamlı bir örneği oldu. İşyerinde örgütlü olan Öz İplik-İş Sendikası direniş başladığında fabrikaya gelerek, “eylem yaparsanız işveren sizi 17. maddeden işten atar” vb. sözlerle eylemi engellemeye çalıştıysa da, işçilerin basıncı karşısında direnişi tanımak zorunda kaldı.

Daha önceleri de işverenin ücretleri ödememesi üzerine işçiler zaman zaman protesto eylemleri yapmış, bir seferinde ise üretimi tamamen durdurmuşlardı. Direnişin patlak vermesini ve tüm fabrikaya yayılmasını işçiler sevinçle karşılıyorlar. Bazı işçiler böylesine bir birliktelik sağlamayı baştan tahmin etmediklerini söylüyorlar.

Son yıllarda Tac Sanayii’nde gerçekleşen direnişten sonra, İzmir’de tekstil işkolunda ilk kitlesel direniş özelliği olan Kula Mensucat direnişinde kararlılık ve birliktelik hemen göze çarpıyor. Patron ve müdürler direnişi sürdüren işçilerin önünden her geçişte işçiler tarafından yuhalanıyor, ıslıklarla protesto ediliyorlar.

Patronun çözüme yönelik adım atmaması üzerine 600 işçi, İş Kanunu’nun 16/2 maddesi uyarınca, iş akidlerinin tek taraflı olarak feshedilmesini talep ederek, “kalan son kuruşumuzu da alarak fabrikaya kilit vurup gitmek istiyoruz” diyorlar. İşveren ise görüşme talep ederek, “ben fabrikanın kapatılmasını istemiyorum, Çarşamba akşamına kadar bize süre tanıyın, size ödeme yapacağız” vb. demek zorunda kaldı.

25 Şubat Pazar günü, Öz İplik-İş Genel Sekreteri’nin fabrika önünde yaptığı basın açıklamasına, işçiler aileleri ile birlikte katıldılar. İşçiler, “Direne direne kazanacağız!”, “İşçiyiz haklıyız kazanacağız!” sloganlarını attılar.

Evet, büyük öğretmen Lenin’in deyimiyle, direnişler ve grevler birer okul olup işçileri eğitiyor. Kula işçileri kazanana kadar kararlıyız, diyorlar. Ancak, Kula işçileri bilmelidirler ki, fabrikadaki uygulamalar ülkede yaşanan sorunlardan bağımsız değildir. Bir avuç asalağın sefahatı için, sözümona “istikrar” için tarım öldürülüyor, işçiler işten atılıyor, memurlara sıfır zam, kıyım kararnamesi ve sürgün uygulanıyor. Eğitim ve sağlık özelleştiriliyor. Cezaevlerinde Nazi vahşetini aratmayan katliamlarla devrimci tutsaklar ölüm hücrelerine atılıyor. Adım adım sınırlanan, hücreleştirilen bizim yaşantımızdır. Bütün bu sorunların kaynağı iliklerine kadar çürümüş sermaye düzenidir. Bu çürümüş ve kokuşmuş ücretli kölelik düzeni yıkılmadığı sürece biz işçilerin yaşamı cehennem olmaya devam edecektir.

Kula Mensucat İşçileri yalnız değildir!
Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!
İşçi sınıfı savaşacak sosyalizm kazanacak!

Kızıl Bayrak okuru bir işçi/İzmir



Bir Kula Mensucat işçisiyle konuştuk...

- Kula Mencucat'ta yaşanan son gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?

- Salı gününden bu yana 8 gündür fabrika önünde bekliyoruz. Kimsenin bir yere ayrıldığı yok. Pazar günü karar verdik, herkesin bildiği gibi bugün (Çarşamba) 17: 00’ye kadar süre tanıdık. Çarşamba akşamı 17:00’ye kadar paralar yattı yattı ...Yatmazsa fabrikayı kimse gidip çalışmıyacak, karar bu.

-Şu ana kadar yeni birşey oldu mu?

- Bekliyoruz işte. İki saat içinde paralar yatarsa iyi, yatmazsa yaş. Perşembe sabahı 23:00-07:00 vardiyası çıktıktan sonra bitti olay. Hepsi bu.

Kızıl Bayrak/İzmir



Kula Mensucat’ta
28 Şubat günkü son durum:

Kula Mensucat fabrikası işçilerinin direnişe başlamaları sonucu işveren görüşme talep etmiş, yapılan görüşmenin ardından sendikanın avukatı 28 Şubat günü, akşam 18:30'da bir açıklama yaptı.

Açıklamada; "İşverenle yaptığımız görüşmeler sonucu çözüme yanaşmadığını, bunun üzerine kendi çıkışını isteyen işçilerin yarın saat sabah 10:00'da noter huzurunda çıkışların yapılacağı, isteyen işçinin işe geri dönebileceğini, ayrıca işveren fabrikanın önünde işçilerin beklememesini, içeriye girip çıkarken rahatsız olduğunu” açıkladı.

Ayrıca açıklamada, “ Biz burada adam yemiyoruz, o mademki çözüme yanaşmıyor, biz de yarın bu fabrikaya kilit vuracağız" denildi. Avukat konuşmasında sendikanın genel baskanının yarın saat 10:00’da fabrikada olacağını, bütün basın kurum ve kuruluşlarından konuya ilişkin sürekli telefon, faks yağdığını, yarın basına bir açıklama yapılacağını söyledi.

İşverenin bu uzlaşmaz tutumunu işçiler 10 dakika boyunca ıslık ve alkışlarla protesto ettiler.

Ayrıca iki otobüs dolusu polis olay yerine gelerek sürekli işçileri gözlemledi, kameraya çekip psikolojik baskı uyguladı.



DİTAŞ işçileri sendikal haklarını istiyor!

Niğde’de kurulu olan DİTAŞ, döküm ve bilye üretimi yapan metal sektöründeki önemli fabrikalardan biri durumunda. Yaklaşık 2 ay önce Birleşik Metal-iş Sendikası’na üye olmak isteyen 400 işçi işten atıldı. İşçiler işten atılmayı çeşitli eylemleri ile protesto ettiler.

Yabancı ortaklı (Almanya’da çalışan Türk işçilerin ortaklığı) olan fabrikada sendikasız, düşük ücretli işçi çalıştırılması yavaş yavaş hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.

İşten atılan 400 işçi, ücretleri ve diğer sosyal haklarını almak için, sendikada örgütlenerek sınıf birliğini sağlamış bulunuyorlar. Bu örgütlülük karşısında telaşa kapılan patron çareyi lokavt ilan etmekte bulmuştur.

DİTAŞ işçilerinin mücadelesine destek amacıyla Niğde KESK Şubeler Platformu bir basın açıklaması yaptı. İşçilerin açtığı lokalde buluşularak fabrika önüne gidildi. 70-80 kişi kortej oluşturarak fabrika kapısına kadar yürüdü.

Açıklamaya Eğitim-Sen, SES, Tüm Bel-Sen ve Tarım-Sen ve EMEP katıldı. DİTAŞ işçilerinin bir ayı aşkın süredir devam ettikleri haklı mücadelelerini desteklediklerini söyleyen katılımcılar, “DİTAŞ işçileri yalnız değildir!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarını attı. Açıklamanın bitiminin sonra işçi lokaline gidilerek direniş ile ilgili konuşma ve tartışmalar yapıldı.

DİTAŞ İşçisi yalnız değildir!
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Kızıl Bayrak/Niğde



İzmir’den kısa kısa...

Çiğli Organize Sanayi’de işten atmalar

DİSK'e bağlı Gıda-İş sendikasına üye oldukları için, Çiğli Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Altınyağ fabrikasından 37 işçi işten atıldı. 30 yıldır üretim yapan Altınyağ fabrikası, ürettiği yağın üçte ikisini yurtdışına ihraç ederken, kalanını yurtiçinde satıyor.

Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan OBEL AŞ. sendikal çalışma yapan işçilerin işten atıldığı, işten atılmaların Urfa'da GABAN ve KARTEKS'de de gerçekleştiği ise, Gıda-İş Genel Merkezi tarafından açıklandı.

Yine Çiğli Organize Sanayi Bölgesinde kurulu bulunan Klimasan fabrikasında bir kısım işçi işten çıkarılırken, bir kısmı da ücretsiz izne ayrılmış durumda.

Belediye-İş'ten eylem

Konak Belediyesi’nde çalışan işçilerin alacaklarının ve ikramiyelerinin ödenmemesi üzerine, Basmane'deki Konak Belediyesi önünde 26 Şubat'tan itibaren mesai saatlerinin bitimine kadar oturma eylemi yapılmaya başlandı. Oturma eylemi sabahları Belediye-İş sendikasının yöneticileri tarafından yapılırken, akşama doğru işçiler katılmaktalar.

Kızıl Bayrak/İzmir