06 Ekim '01
Sayı: 29


  Kızıl Bayrak'tan
  Savaşa karşı mücadele

  Emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltelim!

  Emperyalist saldırganlığa karşı öfke büyüyor...

  Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!

  Emperyalizmin hizmetinde daha aktif bir rola arayışı
  Emperyalizme karşı mücadelede geçmişin devrimci deneyimleri...
  Deri işkolunda çalışma ve meslek hastalıkları
  Tekel'de mevsimlik kadın işçiler eylemde

  Savaş, anti-emperyalist mücadele ve Parti Programı

  Gençlik hareketi
  Habip gül yoldaş şahsında ON'lar anıldı...
  Ölüm Orucu Direnişi 352. gününde sürüyor...
  Sahte umutlar, boş çırpınışlar

  Ortak açıklama: Emperyalist savaşa hayır!

  Belçika'da kitlesel işçi yürüyüşü
  Che; uluslararası devrime adanmış bir yaşam
  Açıklamalardan...
  Mücadele Postasi

 Tüm yazılar

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

New York Kenti Sendika Platformu'nun
11 Eylül'le ilgili açıklaması

11 Eylül, New York City'nin çalışan insanlarına tarifsiz acılar getirdi. Arkadaşlarımızı, aile fertlerimizi ve her renkten, milliyetten ve dinden meslektaşlarımızı kaybettik -bunlardan bini sendika üyesiydi. Tahminen 100 bin New York'lu ise işlerini kaybedecekler.

 Biz bu insanlığa karsı işlenmiş suçu lanetliyor ve kayıplarımız için yas tutuyoruz. Kurtarıcılarla ve kurbanların ailelerine yağan yardımlarla ise gurur duymaktayız. Ölenler için adalet ve hayattakiler için güvenlik istiyoruz.
Ve inanıyoruz ki, George Bush'un savaşı doğru cevap değildir. Hiç kimse bizim 11 Eylül'de yaşadıklarımızı yaşamamalıdır.

Çünkü savaş sayısız masum sivile kaçınılmaz olarak zarar verecek, Amerika'nın kanlı diktatörlüklerle ittifaklarını güçlendirecek ve küresel yoksulluğu derinleştirecektir -tıpkı ABD ve müttefiklerinin Irak, Sudan, İsrail ve işgal altındaki bölgelerde, eski Yugoslavya ve Latin Amerika'da yaydığı acılar gibi.

Savaş bizlere ağır bir bedel de ödetecektir. Üniformalı Amerikalılar için -onların ezici çoğunluğu işçidir ve beyaz değildirler- onlar için bu, ikinci bir Vietnam olacaktır. Bu ülkede Araplara, Müslümanlara, Güney Asyalılara, beyaz olmayanlara ve göçmenlere karşı terörü tırmandıracak ve sivil haklarımızı zedeleyecektir. Milyarlarca doları askeri ve idari işlere yönlendirirken, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi alanlarda kısıtlamaları artıracaktır. Savaş, Usame Bin Ladin'den Jerry Falwell'e kadar dinsel fanatiklerin işine yarayacak, New York gibi kentsel merkezlerde yeni terör eylemlerini kışkırtacaktır.

Bunun için biz aşağıda imzası bulunan New York City metropoliten bölgesindeki sendikacılar, 11 Eylül'e adil ve etkili bir cevabın şu gerekleri yerine getirmesi gerektiğine inanıyoruz:

 * Savaşa hayır! Bireylerin suçları için ulusları ve halkları cezalandırmak yanlıştır. Barış, küresel sosyal ve ekonomik adalet gerektirir.

* İntikam değil, adalet! 11 Eylül saldırısını araştırmak, anlamak ve sorumlularını cezalandırmak için bağımsız uluslararası bir mahkeme kurulsun.

* Irkçılığa muhalefet, özgürlüklerin korunması! Beyaz olmayanlara ve göçmenlere karşı terörü, baskıyı ve yasal sınırlandırmaları durdurun ve demokratik hakları koruyun.

* Zenginlere değil, ihtiyacı olanlara yardım! Hükümetin kurbanların ailelerine ve işlerinden olanlara yardım etmesi gerekir, zenginlere değil. New York City sendikalı işçilerle, sendika katkısıyla yeniden inşa edilsin ve işçilerin sağlık ve güvenliğine özel dikkat gösterilsin.

27 Eylül 2001

 


 

 

Haber-Sen Adana Şube Başkanı Yasin Aytaç:

ÒAsıl terörist ABD'dirÓ

Yapılan kurultaydan sonra önümüzdeki dönemde nasıl bir KESK hedefliyorsunuz?

Şu anda basından takip edildiği kadarıyla Enerji -Yapı Yol Sen'in bir tepkisi var. Diğer sendikalarda bu konuda bir tepki yok. Önümüzdeki süreçte KESK'in bu yapısıyla toplumsal muhalefetin lokomotifi olacağına inanmıyorum. Belki tek tek şubelerden muhalefet çıkabilir. Toplu görüşmelerde KESK'in yetki konusunda sıkıntı yaratacağını tahmin ediyorum. Çalışanların üzerindeki baskı bunu etkiler. Eğitim ve sağlık işkolunda KESK'in başarılı olabileceği söyleniyor. Örgütlenme çalışmalarında ciddi boşluklar var. KESK MYK ve GYK örgütlenme konusunda yardımcı olmalıydı. Bu iş şubelere bırakıldı. Toplamı üzerinden KESK'i başarılı olabileceği zor görülüyor. Yetki alamasa da o iş kolundaki sendika aidatlarını kestirebilecek. O sendikanın o iş yerindeki çalışması devam edebilecek. KESK yöneticilerinin bu sonuçta büyük payı var.

Son 11 yıllık mücadele boşuna mı gitti?

Hayır. Dinamikler yeteri kadar görevini yerine getiremedi. Kongrelerde inisiyatif reformistlere devredilmiştir. Reformizmin hakim olduğu bir süreçte bu son kaçınılmazdır. Reformist anlayışların yanlış taktikleri bu sonucu yarattı. Bu da örgütlenme aşamasında bizim işimizi zorlaştırıyor. Bize ne yaptınız diye soruyorlar. Yeterli açıklamayı yapamıyoruz. Bu durumda karşı tarafın işine yarıyor. Bu durumun KESK'i ileri taşıyacağına inanmıyorum. Sonal olarak çoğunluğu sağlasalar bile bir şey yapamadıkları için teşhir olacaklardır.

KESK'in öncelikli hedeflerinden birisi de şu olmalıdır. Ortak çalışanlar yasası. Kamu sektörü özelleştirme sürecine girmiştir. Bulunduğumuz iş kolunda 4 ayrı kategori vardır. Sözleşmeli, işçi, taşeron, kapsam dışı işçi. KESK mücadele ederek grevli toplu sözleşmeli sendika hakkını elde etti varsayalım. Aynı iş kolunda bunların hepsi aynı yerde çalışıyor. Ekonomik ve siyasal anlamda ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır. Emekçi sınıf arasında statü farkı mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. Ortak çalışanlar yasası öncelikli hedef olmalıdır. Bu olmadan grevli toplu sözleşmeli sendika yasası çözüm değildir. Enerji, sağlık, haberleşme iş kolunda olduğu gibi işçi ve memur ortak örgütlenmelidir.

11 Eylül'de ABD'ye bir saldırı yapıldı. Bu saldırı bahane edilerek halklara ve ilerici güçlere yönelik bir savaş başlatılıyor. Bu saldırıyla ve sonuçlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle şöyle ifade edebiliriz. 11 Eylül'de kimin yaptığı önemli olmayan bir eylem gerçekleştirildi. Masum insanların katledilmesine karşı çıkmalıyız. Körfez Savaşı sırasında onbinlerce masum insan öldü. Uygulanan ambargo nedeniyle binlerce çocuk öldü. Balkanlarda ve diğer ülkelerdeki sıcak savaş dolayısıyla masum insanlar ölüyor. Savaş nedeniyle Afrika'da milyonlarca insan ölüyor. Devlet yapınca resmi, birileri yapınca terör saldırısı olarak lanse ediliyor.

Asıl terörist ABD'dir. Eylemin arkasından ABD kendi yapacağı saldırıları haklı göstermeye çalışıyor. En tehlikeli olan da bu. Ben devrimciyim, ben demokratım diyen herkes şu anda ABD'nin hedefinde. Türkiye açısından da ilginç gelişmeler var. Dünya globalleşmiştir. Uluslararası mücadelenin yükseldiği bir dönemde, ABD'de bir takım demokratik hakları gaspedecektir. Bu eylemi fırsat bilerek bunu daha da rahat yapacaktır. Onun için bu eyleme daha değişik bakmamız gerekmektedir. Kamuoyunun desteği için bu eylem malzeme olarak kullanılmaktadır. Bu duruma insanım diyen herkes karşı koymalıdır. Öteden beri emperyalistler arasında çıkar çatışmaları vardır. AB ve oluşan askeri güç, emperyalistler arasındaki çelişkiyi daha da arttıracaktır. Emperyalist güçler süreci lehine çevirmeye çalışacaklardır. Yanyana konulduğunda bu eylemi basit bir terör eylemi olarak yorumlayamıyoruz.