16 Şubat '02
Sayı: 07 (47)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaş örgütü NATO dağıtılmalıdır!
  Sınıf ve emekçi eylemlerinin gösterdikleri
  Ortadoğu'da yeni bir saflaşmaya doğru
  Sorunları aşmak devrimci bir mücadele programı etrafında kenetlenmekle mümkündür
  KESK genel kurulları...
  Çalışmamızın politik kazanımları
  Gelişmeler ve güncel sorunlar
  Haramilerin saltanatını yıkacağız!
  Kazanmak için örgütlenmeye davet!
  Sorunlarımız ve çıkarlarımız ortaktır
  Yeni YÖK tasarısı...
  15 Şubat ve sonrası...
  Mamak İşçi Kültür Evi'nin etkinlikleri sürüyor...
  Dövüşken gözlerin yolunda (Habip Gül'e...)

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik Amerikan saldırısı konusundaki tutumu netleştikçe Türkiye işçi sınıfının, dolayısıyla Türkiyeli devrimcilerin sorumluluğu da artıyor. İMF kredileri karşılığında Amerika’nın Ortadoğu’da işlemeye hazırlandığı tüm suçlara ortaklık taahhüdüne giren Türk devleti, bugün de, aynı amaca hizmet etmek üzere İsrail tarafından yürütülen Filistin katliamına ortak olmaktadır. Bu ortaklık, ABD-İsrail-Türkiye şer ittifakının zorunlu bir gereği ve sonucudur.

Türk burjuvazisinin emperyalist burjuvaziyle çıkar ortaklığı üzerine kurulu bu suç ortaklığına karşı ve onu engellemek için, Türkiye işçi sınıfının bölge halklarıyla kader ortaklığı temelinde bir dayanışma içine girmesi de aynı oranda zorunlu ve acildir. İşçi sınıfı için zorunlu ve acil her durum gibi, güne ilişkin bu zorunluluk da işçi sınıfı devrimcilerine düşen görevlerin yakıcılığına işaret ediyor. Bugün devrimcilerin sınıfa karşı görevleriyle bölge halklarına karşı görevleri içiçe geçmiş bulunuyor.

Öncelikle Filistin halkına yönelik katliamın karşısında net bir tutumla yer almak, işçi sınıfı ve emekçileri de bu tutuma çağırmak gerekiyor. Devamında ise bölgeye yönelik Amerikan saldırısının ve Türkiye’nin bu saldırıdaki ortaklığının karşısında durmak gerekecek. Bu gerekliliğin işçi sınıfı ve emekçi kitlelere döne döne anlatılması ise sınıf devrimcilerine düşmekte. Ancak devrimcilerin görevlerini hakkıyla yerine getirebilmesi için anti-emperyalist mücadele konusunda açık bir bilince sahip olmaları gerekiyor. Ki bu da, konuya ilişkin metinlerimizin yeniden yeniden incelenmesini zorunlu kılıyor.

Süreç, hiçbir tereddüdü, hiçbir kafa karışıklığını affetmeyecek bir hızda ilerliyor. Süreci karşılayabilmek için bu hıza ayak uydurabilmek, hatta öne geçmek için daha hızlı, daha atak davranabilmek gerekiyor. Pratik faaliyetin yoğunluğunu artırmak işin bir yanı. Fakat aynı zamanda ideolojik-politik donanımı da artırma zorunluluğu karşımızda duruyor.

Tüm çalışma birimlerinin önünde, pratik faaliyetin yanı sıra kadroların eğitimine de hız verecek bir planlamayı yapma ve hayata geçirme yakıcı görevi duruyor. Hareket olarak sahip olduğumuz güç ve donanımın her çalışma birimi ve her kadro için kullanılabilir hale getirilmesi buna bağlı. Süreci göğüslemek ve kazanmak da öyle.

***

Önümüzdeki hafta yayınımıza bir sayı ara vereceğiz. Yeni sayımızda buluşma dileğiyle...