İşçiler, emekçiler, gençler!.. 1 Mayısta mücadele alanlarında olalım!.. Sömürü ve yıkım programlarına, İşçi ve emekçiler olarak eşi görülmemiş bir sömürü ve yıkım saldırısıyla yüzyüzeyiz. Sadece son bir yılda milyonlarca işçi işten çıkartıldı, ücretler düşürüldü ve milyonlarca emekçi sefalet koşullarında yaşamaya mahkum edildi. Çalışma ve yaşam koşullarımız her geçen gün biraz daha ağırlaştırılıyor. Fazla mesai ücretleri kaldırılıyor, çalışma saatleri uzatılıyor. Girdi-çıktı yapılarak ücretler asgari ücret seviyesine çekiliyor. Ücretsiz izinler yaygınlaştırılıyor. Eğitimden sağlığa tüm kamu hizmetleri emekçilerin satın alamayacağı hale getiriliyor. Sağlık kuruluşları ve okullar özelleştiriliyor. Azgın bir sömürü anlamına gelen esnek çalışma yasalaştırılmak isteniyor. Bir yandan işçi ve emekçiler derin bir sefalet batağına itilirken bir yandan da ülkemiz, emperyalist tekellerin ve yerli ortaklarının yağmasına açılıyor. Kumandası İMFnin elinde olan hükümetin peşpeşe çıkardığı yasalarla ülkenin tarımı ve enerji, iletişim, maden gibi zenginlikleri emperyalistlerin sömürüsüne sunuluyor. Diğer yandan işçi sınıfının ve emekçilerin sahip oldukları haklar bir bir ellerinden alınıyor. Ya da kullanılamaz hale getiriliyor. Grevler yasaklanıyor, taşeronlaştırma-sendikasızlaştırma yaygınlaşıyor ve milyonlarca işçi sendikal haklardan faydalanmıyor. Milyonlarca işçiye işsizlik, sefalet ve kölece çalışma dayatılıyor. Tüm bunları yapan sermaye sınıfının derdi boynumuzdaki ücretli kölelik zincirini daha da kalınlaştırmaktır. Ve tüm bu saldırıları hayata geçirirken herşeyden daha çok bizim örgütsüzlüğümüze, bunun getirdiği çaresizliğimize güvenmektedir. O halde 1 Mayısta alanlara dökülelim. Onbinlerce işçi ve emekçi olarak alanları dolduralım. Sömürü ve yıkıma karşı sessiz kalmayacağımızı haykıralım. Bizlere işsizlik ve sefaletten başka bir şey vermeyen İMF politikalarına karşı, sömürü ve sosyal yıkım uygulamalarına karşı taleplerimizi sahiplenelim, mücadeleyi yükseltelim. -IMF-TÜSİAD programları iptal edilsin! Amerikan askeri olmamak, Ortadoğunun enerji kaynaklarına göz diken ABD emperyalizmi, teröre karşı mücadele bahanesiyle Afganistandan sonra şimdi de Iraka saldırmaya hazırlanıyor. Fakat bunun için öncelikle direnen Filistin halkının teslim alınması gerekiyor. Bunun için İsrail, ABDnin büyük desteğiyle Filistin halkını katliamdan geçiriyor. İşgal altındaki kentlerde her gün onlarca Filistinli katlediliyor, onlarcası toplama kamplarına götürülüp kurşuna diziliyor. Cenin kampında yüzlerce Filistinlinin katledildiğini İsrail genelkurmayı bile gizleyemiyor. Kundaktaki bebekler bile direnişçi olarak yetişecekleri düşünülerek kurşunlanıyor. Ülkemizde ise işbirlikçi sermaye iktidarı, ABDnin Iraka müdahalesinde piyon rolü oynamaya hazırlanıyor. İMFden alınan üç beş kuruş kredinin bedeli olarak ülkemiz adım adım bir savaş batağının içerisine sürülüyor. ABDnin çıkarları için kardeş Irak halkına saldırmak üzere emir bekleyen sermaye iktidarı Filistin halkının katledilmesi karşısında ise sahte gözyaşları döküyor. Bu gözyaşları sahte çünkü gerici sermaye iktidarı İsrail siyonizmini destekliyor. Onun içindir ki, tank ihalesini İsraile veriyorlar ve İsrail ile ortak tatbikatlar yapmaktan çekinmiyorlar. Gerici sermaye iktidarının aksine ülkemizdeki işçi ve emekçiler emperyalist savaşa ve Filistindeki siyonist barbarlığa karşıdırlar. Yüreğimiz direnen Filistin halkı için atmaktadır. Fakat bu desteği en güçlü şekilde ortaya koymak, dosta düşmana göstermek gerekmektedir. Önümüzde, emperyalist savaşa karşı mücadeleyi yükselteceğimiz, ülkemizin savaşa sürülmesine dur diyeceğimiz, Filistin ve Ortadoğu halklarıyla dayanışmayı yükselteceğimiz, gerici sermaye iktidarından hesap soracağımız bir gün durmaktadır. O gün 1 Mayıstır. O halde Ortadoğu ve Filistin halklarıyla dayanışmayı yükseltmek ve emperyalist savaşı lanetlemek için 1 Mayısta alanlarda olmamız gerekmektedir. - Emperyalist savaşa hayır! 1 Mayıs kavga günüdür! Bu yıl 1 Mayısa mümkün olduğu kadar fazla sayıda işçi ve emekçinin katılması, sermayenin saldırılarına ve emperyalist savaşa karşı öfkesini haykırması, Filistin halkıyla dayanışmasını dile getirmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü sermayenin saldırıları da emperyalizmin dünyayı kana bulama konusundaki pervasızlığı da işçi ve emekçilerin sessizliğinden, örgütsüzlüğünden güç almaktadır. Eğer sesimizi yükseltirsek ne sömürü ve yıkım politikaları bu denli rahat uygulanabilir ne de emperyalistler dünyanın dört bir yanında ezilen halkların tepesine bu kadar rahat bomba ve kurşun yağdırabilir. Sömürü politikalarını ve emperyalist savaşları ancak bizim örgütlü gücümüz engelleyebilir. Bu dünya bir avuç sömürücünün ve emperyalist tekelin malı değildir. Bu dünya, bu ülke bizimdir. Onu her gün, her saat yeniden ve yeniden biz emekçiler üretiyoruz, yaratıyoruz. Sahip çıkmak da bizim görevimizdir. Bu yüzden de dünyanın her tarafındaki işçi ve emekçilerle aynı gün alanları doldurmamız, bu dünyanın sahipsiz olmadığını emperyalistlerin ve sömürücülerin yüzüne haykırmamız gerekmektedir. O halde en kitlesel, en yaygın, en coşkulu ve en militan 1 Mayısı yaratmak için, 1 Mayısın kızıllığında sermayeye karşı mücadelemizi daha da güçlendirmek için bütün gücümüzü ortaya koyalım. Yaşasın 1 Mayıs! (Esenyurt İşçi Bülteninin Nisan 2002 tarihli |
|||||