Cenin ve Nablustan sonra...
Direniş nöbeti Gazzede Siyonist İsrailin Nisan ayı başından bu yana yürüttüğü işgal ve katliam operasyonu devam ediyor. İsrail son bir ayda Batı Şeriadaki bütün Filistin kentlerini işgal etti. Girdiği tüm kentleri ve köyleri harabeye çevirdi. Binlerce kişiyi katletti ve onbine yakın Filistinliyi tutuklayarak toplama kamplarına doldurdu. İsrail ordusu son günlerde Batı Şeriadaki bazı kentlerden çekilmesine rağmen ablukayı sürdürüyor ve aynı kentlere zaman zaman girerek yeni operasyonlar düzenliyor. Fakat son günlerin daha önemli gelişmesi Beyrut Kasabı Şaronun kanlı gözlerini bu kez Gazzeye çevirmesidir. İsrail gazetelerinin yazdığına göre, İsrail hükümeti şimdi de Gazzedeki Filistin kentlerine ve köylerine saldırmanın hazırlıklarını yapmaktadır. Bir komisyon toplantısında konuşan Şaron, Nereye ve ne zaman müdahale etmeye niyetli olduğumuzu açıklamak akıllıca olmaz, ancak teröristler için sığınacak bir yer kalmayacak diyerek, işgal ve katliam planlarının henüz bitmediğini göstermiştir. Haberi veren İsrail gazetesinin yazdığına göre, Şaron bu toplantıda İsrail ordusunun Gazzeye hiç dokunmadığını vurgulayarak, buna rağmen Gazzede Filistin saldırılarının devam ettiğinden yakınmıştır. Son günlerde Gazzedeki köylere ve mülteci kamplarına dönük sınırlı operasyonlar, buraların da her an İsrail ordusu tarafından işgal edilebileceği beklentisini güçlendirmektedir. Farklı bir gelişme olmazsa eğer, göstermelik diplomatik girişimlerin İsraili bu niyetinden vazgeçirmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Ancak Gazzede de İsrailin katil sürülerini Filistin halkının direnişi beklemektedir. Batı Şerianın işgali sürerken Hepimiz birer Arafatız sloganlarıyla kitlesel gösteriler düzenleyen Gazze halkı, bir taraftan da direnişe hazırlanıyordu. Şu an Gazzede İsrail ordusunun kullanabileceği bir çok geçiş ve yol mayınlanmış, bütün caddelere barikat kurulmuş ve halk yediden yetmişe direniş için örgütlenmiş durumda. Tıpkı Batı Şeriadakiler gibi Gazzede yaşayan Filistinliler de karşılarındaki düşmanın kim olduğunu, neler yapabileceğini biliyorlar. Ve tıpkı Cenindekiler gibi büyük bedeller pahasına da olsa onurlarını, özgürlük düşlerini siyonizme teslim etmemeye kararlılar. Filistin topraklarında zulmün ve yiğitçe direnişin tarihi bir arada yazılıyor. Dün Batı Şeriada, eğer İsrail saldırmaktan vazgeçmezse yarın Gazzede... Tüm dünyada ve elbette ki Türkiyede devrimcilere, işçi ve emekçilere düşen görev bellidir: Filistin halkının direnişiyle dayanışmayı güçlendirmek. Filistin halkının yaktığı ve küllememeye yeminli olduğu direniş ateşini sömürü ve zulmün hüküm sürdüğü bütün alanlara yaymak, çürüyüp kokuşmuş kapitalist düzeni bu ateşte yakmak.
Uluslararası Af Örgütü... İsrail Ceninde uluslararası hukuku çiğnedi İsrailin Filistinin Cenin kentinde yaptığı katliamlar Uluslararası Af Örgütünün raporu ile bir kez daha kanıtlandı. Uluslararası Af Örgütü, Cenin mülteci kampında sadece militanların ölmediğini açıkladı. Af Örgütü, İsrail ordusunun hava saldırısı öncesi sivilleri uyarmadığını, yaralıları toplamaya çalışan ambulanslara ateş açtığını, yardım kuruluşlarının yaralılara yardım etmesine izin vermediğini, bütün bunların ağır insan hakları ihlalleri olduğunu duyurdu. Katliamcı İsrail ordusunun sözcüsü Yarbay Olivier Rafowicz ise, tam bir yüzsüzlük örneği sergileyerek, yayınladığı rapordan dolayı Af Örgütünü suçladı. Af Örgütünün intihar eylemleriyle İsraillileri öldüren, böylece de insan haklarını çiğneyen Filistinli militanları suçlamak için hiçbir şey yapmadığını söyleyen sözcü, Birleşmiş Milletlere bağlı UNRWA ve Kızılhaçın Filistin yanlısı olduğunu, Cenin kampının ise bir terörist kampı olduğunu öne sürdü.
Siyonizmin katliam günlüğünden... * Batı Şerianın kuzeyindeki Taluza köyüne düzenlenen baskın sırasında çıkan çatışmalarda iki Filistinli öldürüldü. * El Halilde İsrail helikopterlerinin roketlerle saldırdığı bir otomobildeki iki Filistinli öldürüldü. Ölenlerden birinin, El Aksa Şehitleri Tugayının üst düzey yöneticisi Mervan Zulüm olduğu açıklandı. * 21 Nisan gecesi Batı Şerianın Tulkerim kentinde İsrail askerleri ile Filistinliler arasında yaşanan çatışmalarda 10 Filistinli öldürüldü. * 21 Nisan gecesi, Gazzedeki Kfar Darom Yahudi yerleşim birimi çevresinde meydana gelen şiddetli çatışmalarda 4 Filistinli polis İsrail askerlerince öldürüldü. * Nablus kentiyle Gazze Şeridinde meydana gelen çatışmalarda 7 Filistinli öldürüldü. * İsrail ordusu, 23 Nisan sabahı Gazze Şeridindeki Vadi Salka köyüne saldırdı. Belde Belediye Başkanı Yusuf ebu Acin, tanklar, zırhlı araçlar ve buldozerlerin köyün içine bir kilometreden fazla girdiğini ve bir Filistin karakolunun açılan ateş sonucu tahrip olduğunu ifade etti. Köyde 16 kişinin İsrail askerleri tarafından tutuklandığı belirtildi.
Mamakta emperyalist savaşa karşı etkinlikler Siyonist İsrailin Filistini işgaliyle birlikte bölgemiz ve dünyanın çeşitli yerleri onlarca eyleme sahne oldu. ABD emperyalizminin Ortadoğuya yönelik planlarının bir parçası olan Filistinin işgali ve yaşanan vahşet, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bu topraklarda da bir duyarlılık yarattı. Tam da bu duyarlılıktan hareketle, bir çağrıyla birlikte platform girişimi çalışması başlatıldı. Yapılan çağrının içeriği Emperyalist savaş, bunun ilk adımı olan Ortadoğu süreci ve savaşın Türkiyeli işçi-emekçiler üzerindeki sosyal ve siyasal faturaları olarak şekillendi. Ayrıca platform girişimi 550 gündür süren ÖO direnişini de çalışmalarının eksenine aldı. Çağrıya olumlu yanıt veren örgütlülüklerle birlikte oluşturulan girişim, sorunun salt İsrailin Filistini işgali ile sınırlı olmadığının altını çizdi, bölgemizde yaşanan diğer tüm sorunların arka planında emperyalizmin savaş va saldırganlık politikalarının var olduğunu ifade etti, Emperyalist savaş karşıtı bir kimlikle çalışmalarını başlattı. Yaklaşık 2 haftadır çalışmalarını sürdüren girişim; 11 Eylül sonrası ABD emperyalizminin yeni savaş macerasını terörizme karşı savaş çığırtkanlığıyla örterek her türlü saldırının dayanağı haline getirdiğini, Filistinde yaşanan katliam ve yıkım gerçeğinin buna tekabül ettiğini, yanı sıra savaşın tüm sosyal ve siyasal faturasının işçi-emekçilerin sırtına yükleneceğini açıklayan bir bildiri kaleme aldı. Bu bildiri aynı zamanda bir eylem çağrısı idi. Çağrı sonucu 20 Nisan Cumartesi günü Tuzluçayır Meydanında bir eylem yapıldı. Islıklar ve sloganlarla saat 20:45te meydana çıkıldı. Ve mumlar yakıldı. Saat tam 21:00de mumlar söndürüldü ve mahalle aralarında yürüyüşe geçildi. Yaklaşık 60 kişinin katıldığı eylemde komünistler olarak etkili bir rol oynadık. Eylemde Amerikan askeri olmayacağız!, Katil Şaron Filistinden defol!, Katil ABD Ortadoğudan defol!, Filistin halkı yalnız değildir!, İçerde dışarda hücreleri parçala! sloganları sıkça atıldı. Eylemden sonraki günlerde toplanan platform girişimi yeni bir bildiri yayınladı. Filistinde yaşanan katliamı konu alan bildiri semtte kapı kapı dolaşılarak dağıtıldı. Bu bildiri de bir eylem çağrısıydı. Aynı günün akşamı, 23 Nisan Salı günü, yine Tuzluçayır Mahallesinde saat 20:45te bir eylem daha yapıldı. Meşaleler yakılarak başlatılan eylem sloganlarla devam etti. Mahallede çağrısı önceden yapıldığı için, halk büyük çoğunlukla ışıklarını kapatarak, bir kısmı da alana inerek eyleme katıldı. 30 dakika süren eylem alkışlar ve ıslıklarla bitirildi. Filistin halkı yalnız değildir! Mamaktan komünistler
Filistinle dayanışma gösterileri sürüyor... İsrailin Filistin halkına karşı haftalardır sürdürdüğü, binlerce kişinin katledildiği, onbinlerce kişinin yaralandığı ve gözaltına alındığı saldırı dünya halkları tarafından protesto ediliyor. Avrupa Birliği toplantısının yapıldığı Valensiya kentinde 50 bin işçi, emekçi ve genç kapitalist küreselleşmeyi ve İsrailin saldırılarını protesto etti. Madridde de 15 bin kişi Avrupa-Akdeniz Zirvesine karşı sokaklara çıktı. Zirveye İsrailin dahil edilmesi protesto edildi. Amerikada gerçekleşen 100 bin kişinin katıldığı Washingtona yürüyüşten sonra, San Fransiscoda da İsrailin saldırganlığı, Filistinle dayanışma mitingine katılan 20 bin kişi tarafından protesto edildi. Danimarkanın başkenti Kopenhangda da 3 bin kişinin katıldığı Filistin halkı ile dayanışma mitinginde İsraili boykot için kampanya çağrısı yapıldı. Almanyanın birçok kentinde de Filistin halkıyla dayanışma mitingleri gerçekleştirildi. |
|||||