1 Haziran'02
Sayı: 21 (61)


  Kızıl Bayrak'tan
  AB tartışmaları ve düzenin aldatıcı manevraları
  Denetim tamam, saldırıya devam!
  5 Haziran'da iş bırakarak alanlara!
  Grev yasağı ve sendikal ihanet
  Lastik-İş bürokratlarına işçilerden yoğun tepki
  Kıbrıs üzerine AB pazarlıkları
  Türkiye'de siyaset yapmanın zorluğu ve kolaylığı
  KESK bölge mitingleri...
  Kürdistan'ın öteki parçalarıyla ilişkiler
  Nazım Hikmet 100 yaşında!..
  "Farklı tutum"un sahiplerinin pratiği
  "Ticarethane değil üniversite istiyoruz!"
  Anadolu Yakası Liseli Gençlik Platformu Bülteni'nden...
   Anadolu Yakası İşçi-Emekçi Platformu Girişimi Bülteni'nden...
   Emperyalist "şer cephesi"nin başı Bush'un Avrupa turu
   Yurtdışı eylemlerinden...
   Emperyalist dünya ve ABD-Rusya ilişkileri
   Sorun çözümün ta kendisi
   Ankara Öncü İşçi-Emekçi Platformu'nun Gökçesu maden işçilerini ziyareti...
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

15-16 Haziran, bilindiği gibi, ülkemiz sınıf mücadelesi tarihinde önemli bir gün. Hakların mücadeleyle alınabileceği ve korunabileceğinin simgesi. Sınıf belleği, böyle önemli günlerin yeni nesillerce bilinmesi ve değerlendirilmesiyle oluşuyor. Bu nedenle de 15-16 Haziran etkinlikleri büyük bir önem taşıyor. Özellikle de hak gasplarının böylesine fazla, sınıf hareketinin bu derece durgun olduğu bir süreçte.

Elbette, 15-16 Haziran gibi özel bir hareketin yıldönümünü, yine şanına yaraşır bir hareketlilikle anmak en uygun olanıdır. Ancak bu, tümüyle, sınıf hareketinin o günkü seyri tarafından belirlenebilecek bir şey. Bu yılki 15-16 Haziran içinse, eylemli bir anmanın hiçbir işareti görünmüyor. Oysa yukarıda da belirttiğimiz gibi, bugün hak gaspları 15-16 Haziran sürecini kat kat aşmış bir durumda olduğuna göre, pekala, yıldönümü vesile edilerek talepler yükseltilebilir, mücadele güçlendirilebilirdi. Ne yazık ki işçi sınıfı halihazırda bunu gerçekleştirecek bir örgüt ve önderlikten pratikte yoksun durumdadır.

Tam da bu nedenle, sınıf devrimcilerinin her eylem ve etkinliği gibi, 15-16 Haziran etkinlikleri de, önderliği teoriden pratiğe geçirme yolunda bir adım, bir araç olarak değerlendirilmelidir. Yani, bugün ve hemen yaratacağı sonuçlardan ziyade, sınıfla bağların daha uzun vade için kurulması ve geliştirilmesi açısından gerekliliği öne çıkarılmalı ve önemsenmelidir.

Kuşkusuz 15-16 Haziran, dönemin tek imkanı ve aracı değil.

Genel bir durgunluk havası hakim olmasına rağmen, sınıf hareketi yerellerde içten içe kaynamayı sürdürüyor. Grevler-grev yasakları, direnişler ve çeşitli eylemliliklerle işçi ve emekçiler saldırılara karşı öfke ve tepkilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde kamu emekçilerinin ve karayolları çalışanlarının eylemleri söz konusuydu. Belediyelerde sıkıntılar ve dolayısıyla da eylemler sürmekte. Her yerelde, işçi ve emekçilerin bu türden her hareketlenmesi sınıf devrimcilerinin müdahalesini fazlasıyla hak ediyor. Tüm çalışma birimlerimiz bölgelerindeki fabrika ve işletmelerin durumunu, sorunlarını ve gelişebilecek eylemleri sürekli ve dikkatli bir takip altında tutmalı, gelişmelere yerinde ve zamanında müdahalelerde bulunabilmelidir.

Asıl görev bu olmakla birlikte, gelişmeleri zamanında ve tüm ayrıntılarıyla yayına yansıtabilmek gerekiyor. Yayın söz konusu olduğunda, gelişmeleri yansıtmak için mutlaka o gelişmenin içinde olmayı da beklememek, herhangi bir nedenle müdahale edemediğimiz gelişmeleri de aktarabilmek gerekiyor.

Düzen cephesi, kendi açısından önemli her gelişmeyi en büyük abartıyla yansıtırken, sınıf cephesinden yaşanan gelişmelerin küçük ve önemsiz addedilmesi sınıf devrimcilerinin işi olamaz. İstenen, elbette olayların abartılması değildir. Sadece her gelişmeye, her hareketlenmeye hakettiği önemi vermek ve bunun sınıfın geneli tarafından öğrenilmesi için üstümüze düşeni yapmak gerekiyor.

Gazetemiz gibi haftalık bir siyasi yayında, sınıf cephesinde yaşanan gelişmelerin haberi önem taşımakla birlikte, bundan daha önemlisi, siyasal gelişmeler konusunda sınıf bakışının yansıtılabilmesidir. Haberler çoğu kez günlük basın tarafından eskitilmiş olmakla birlikte, düşünceler, görüşler sadece devrimci basın, özelde devrimci işçi basını olarak gazetemiz tarafından yayınlanabilmektedir. Bu da, öncü işçilerle gündem ve gelişmeler üzerine yapılacak röportaj ve söyleşilerin ne kadar önemli olduğunu göstermelidir. Sadece belirli gelişmelerin yaşandığı süreçlerde ve bu gelişmelere ilişkin değil, ama sistemli biçimde ve ülke ve dünya gündemi üzerine öncü işçi ve emekçilerin görüşlerini almak ve gazetemizde yansıtmak zorundayız. Bu hem, önem verdiğimiz işletmelerle bağımızı düzenli bi periyoda bağlamakta, hem de işçilerin görüşlerinin yer bulabildiği bir yayını düzenli takip etmelerini sağlamakta yararlı olacaktır.

Son olarak, elbette siyasal gelişmeler üzerine görüş ve düşüncelerinin yayımlanmasını istemek, tüm yoldaşlarımızın ve okurlarımızın en doğal hakkıdır.