Kızıl Bayrak'tan Ölüm Orucu direnişinde 1 devrimci daha şehit düştü. DHKP-C davası tutsağı İmdat Bulut 5. Ölüm Orucu ekibinde başlamıştı direnişe. 19 Kasımda ise direnişin 99. şehidi olarak ölümsüzlüğe uğurlandı. Tecrit hücreleri imha görevini aralıksız sürdürüyor. Ama bunun yanında, her yeni ölümle birlikte zindanlarda süren devrimci direnişin ne kadar haklı ve zorunlu olduğu da kanıtlanmaya devam ediyor. Direniş başlarken, hücre ölümdür, kabul etmeyeceğiz denmişti. Edilmedi de. Ama bu sözün gerçekliği çok kısa sürede kanıtlandı. Devlet cezaevlerine düzenlediği bir toplu saldırı ile hem onlarca devrimciyi katletti, hem de geri kalanları daha yapımı bile tamamlanmamış durumdaki hücre tipi yeni cezaevlerine nakletti. Tam da ölüm hücrelerine yaraşır bir açılış yapmış oldu yani. Ancak, ne denli vahşi ve kanlı olursa olsun, 19 Aralık saldırısı devrimci iradeyi parçalamaya, direnişi kırmaya yetemezdi. Ölüm hücrelerine karşı başlatılmış olan Ölüm Orucu direnişi, hücrelerin içinde de olanca kararlılığı ile sürdürüldü. İşte, İmdat Bulut da bu kararlılığın bir temsilcisi olarak katıldı şehitler kervanına. Aynı zamanda, hücrelerin kesif ölüm kokusunu da bir kez daha ulaştırmış oldu kitlelere. Devrimciler için F tipi tabutluklar inşa eden sermaye devleti, bunun, İMF tipi saldırı programlarını uygulayabilmesi için zorunlu olduğunu iddia etmişti. Nitekim, devrimci tutsakların tabutluklara gömüldüğü, devrimci hareketin de katliamlara ve Ölüm Orucuna kilitlendiği koşullarda, İMF saldırı programı da kolaylıkla hayata geçirilebildi. Şimdi ise, kitleleri daha beter bir saldırı programı bekliyor. Sermaye devleti, İMF-TÜSİAD yıkım programının yanı sıra, emperyalizmin kitlesel imha programı programı anlamına gelen savaş makinasını sürmeye hazırlanıyor emekçi halkın üstüne. Kendini Amerikanın savaş arabasına koşmuştur. Gençlerimizi de Irak halkının üzerine sürmeye hazırdır. |
|||||