canlı kalkan olacaklar ABD emperyalizmi savaş bahanelerini bir yana bırakarak, savaş hazırlıklarını hızla tamamlıyor. Türkiyenin de savaşa aktif olarak katılmasının son rötuşları yapılıyor. AKP hükümeti ve tabii ki MGK Iraka yönelik bir saldırıda Türkiyenin aktif rol almasını çoktan onaylamış durumda. Zaten ABD emperyalizmiyle var olan uşakça ilişkiler aksi bir tutum almalarını engelliyor. Bu kirli savaşta cepheye sürülecek olanlar, kendi sınıf kardeşlerini öldürüp, onlar tarafından öldürülecek olan işçi sınıfı ve emekçi yığınlar, onların çocuklarıdır. Bu nedenle, tüm dünyada olduğu gibi Türkiyede de işçi ve emekçiler savaşa karşılar. AKP içinde bile savaş karşıtı sesler yükseliyor. Bu nedenle savaşa aktif olarak girme kararı gizleniyor. Görünen o ki, gönülsüz ama zorunlu aktif katılım senaryoları hazırlanmış ve uygulamaya sokulmuş bulunuyor. Dünyada savaş karşıtlığı güçlenip yaygınlaşıyor Sadece Türkiyede değil, tüm dünyada savaş karşıtları muazzam bir güç oluşturuyor. ABD de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında savaş karşıtı gösteriler yapılıyor. Yani sınırlı bir azınlık dışında bu savaşı isteyen yok. Ne var ki bu sınırlı azınlık iktisadi ve askeri gücü elinde bulunduruyor. Bu güçle savaşı başlatacak ve milyonları ölüme sürükleyecek. Bu da başka bir yakıcı gerçeklik. Bu kirli ve haksız savaşı engellemek, sadece ABD emperyalizmi için değil, tüm emperyalistler için güç ve moral kaybı, dünya işçi ve emekçileri için büyük bir güç ve moral kazanımı olacaktır. Bu nedenle İngiliz savaş karşıtlarının Bağdatta canlı kalkan olma hedefi, dünya işçi ve emekçileri açısından son derece önemlidir. İngiliz savaş karşıtları, Bağdata ulaşıp, buradaki elektrik santralleri, su kaynakları gibi halk için önemli olan yerlerde, Amerikan saldırılarına karşı canlı kalkan olacaklar. Bağdat güzergahını, Amsterdam, Brüksel, Paris, Zürih, Milano, Saraybosna ve İstanbul olarak belirlemişler. Bu güzergah üzerinde destek ve katılım bekliyorlar. İngiliz savaş karşıtlarını örgütleyen kişi, eski bir Kraliyet Donanması üyesi olan emekli deniz piyadesi Kenneth Nicholas. Nicholas 91 Körfez Savaşına katılmış bir asker. Böyle birinin savaş karşıtlarını ve bu etkili eylemi örgütleyen kişi olması ayrı bir öneme sahip. Körfezde yeni bir savaşı engellemeye çalışan İngiliz savaş karşıtları 10 Ocakta yola çıkacaklar. En geç 24 Ocakta, yani BM Güvenlik Denetçilerinin raporunun BMye verilmesinden 3 gün önce Bağdata ulaşmayı düşünüyorlar. Zira, hazırlanacak rapor nasıl olursa olsun, ABD raporu tatmin edici bulmayarak savaşı başlatacak. Canlı kalkanlarla dayanışmaya! İngiliz savaş karşıtlarının canlı kalkan eylemi etkili olacağı için engellenmeye çalışılacaktır. Canlı kalkanların Bağdata ulaşamamaları, daha yolculuğun başında gözaltına alınıp tutuklanmaları ihtimal dahilindedir. Savaşa karşı ve İngiliz savaş karşıtlarının hedeflerine ulaşması için, bugünden yarına uzanan eylemler örgütlemek gerekiyor. Bu görev öncelikle Türkiyeli işçi ve emekçilerin omuzundadır. Çünkü savaştan en çok zarar görecek olanlar, Iraktan sonra Türkiyeli işçi ve emekçilerdir. İngiliz savaş karşıtlarıyla dayanışma proletarya enternasyonalizminin tohumlarının atılması açısından önemlidir. Çünkü emperyalist-kapitalist sistem varolduğu sürece savaşlar hep olacaktır. Bu savaşları engellemenin yegane yolu ise, savaşların kaynağını kurutmak, bunun için devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltmektir. Bu nedenle barış için mücadele, kapitalizmi yıkıp sosyalizmi kurma mücadelesinin içinde yer bulmalıdır. Çünkü kapitalizm savaş demektir, barış sosyalizmle gelecek!
Genç bir işçiyle savaş üzerine konuştuk... Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleye! - 2003 yılına ABD emperyalizminin Iraka yönelik saldırı hazırlığıyla giriyoruz. Bu sadece Irakla sınırlı kalmayan 11 Eylülden sonra dünya emekçi halklarına yöneltilen bir savaş ilanı da. Bir işçi olarak yaşananlara nasıl bakıyorsun? - Amerika dünya egemenliğini devam ettirebilmek için bütün dünya halklarına karşı savaş ilan etti. Asıl amacı petrol ve doğalgaz kaynaklarını ele geçirerek rakiplerine karşı üstünlük sağlamak ve sömürüsünü süreklileştirmektir. -Türkiyeyi yönetenler ülke topraklarını boydan boya Amerikan ordusunun hizmetine açmış ve ABDye tam destek verme kararı almıştır. Türk hükümetinin ülkeyi kirli ve haksız bir savaşa sürükleyen bu tutumuna karşı neler söyleyeceksin? - Türkiye Amerikanın taşeronluğuna soyunmuş durumda. Savaşın faturasını biz işçi ve emekçilere ödetmek niyetinde. Alacağı birkaç milyar dolar karşılığında bizleri savaşa sürüklüyorlar. Savaşta bizler ölmeye ve öldürmeye giderken, onlar aldıkları rüşvetle kuş tüyü yataklarında uyuyacaklar. - Bu savaş nasıl önlenebilir? Emekçiler bunun için neler yapmalı? - Bu savaş ancak bizlerin savaşa örgütlü bir biçimde karşı çıkmasıyla önlenebilir. Bunu Amerikan petrol tekelleri için ölmeyeceğimizi ve kardeş bir halkı öldürmeyeceğimizi alanlarda haykırarak engelleyebiliriz. Bu savaşın yıkımını bizler yaşayacaksak eğer bunu kesinlikle reddetmeliyiz. Ödediğimiz onca vergiye rağmen eğitim ve sağlık hizmetlerinden yoksun kalırken, bu paralarla ölüm ve kan kusan silahlar alınmasına karşı çıkmalıyız. Amerikan askeri olmaya karşı çıkmalıyız. - 2003 yılından beklentilerin neler? Bunun için işçilere bir mesajın var mı? - Eğer kendi kaderimizi elimize alıp mücadele etmezsek, yeni yılın getireceği sadece daha fazla baskı ve sömürü olacaktır. Fabrikalarda, işyerlerindeki kölelik koşulları daha da ağırlaşacaktır. Bizim için 2003 ancak mücadele etmeye başladığımızda yeni bir yıl olacaktır. Bu nedenle tüm işçi ve emekçileri savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleye çağırıyorum. |
|||||