Sınıf ve kitle hareketinde yaşanan gelişmeler, bir kez daha sınıfa karşı görev ve sorumluluklarımıza dikkat çekme ihtiyacı doğurmuş bulunuyor.
Görevlerimizin genel çerçevesi için ikinci sayfa ne uygun ve ne de yeterlidir. Bu konuda, ilgili metinlerimizin tekrar tekrar incelenmesinin gerekli ve zorunlu olduğunu hatırlatabiliriz sadece.
Yayın cephesinden ise belli başlı ihtiyaç ve eksiklikleri bir kez daha sıralamakta yarar var.
Bürolarımızda görev alan, çalışmalara katılan arkadaşlarımız, okurlarımız, bulundukları il ve yakın çevrelerinde düzenlenen tüm eylemleri, sınıf cephesinde yaşanan tüm gelişmeleri yakından, dikkatle ve ilgiyle izlemeli, haber yapmalı ve gazeteye zamanında ulaştırmalıdır.
Yinelemek gerekiyor; gelişmenin önemi/önemsizliği, eylemin küçüklüğü/büyüklüğü, pasifliği/etkinliği üzerinden izlemeye değip değmeyeceğine bireysel olarak karar vermeden önce, sınıf hareketine merkezi yaklaşımımızın ne olduğu, sınıf devrimciliğinin ne anlama geldiği, sınıfa karşı görev ve sorumluluklarımızın neyi gerektirdiği düşünülmelidir.
Bunlar üzerinden çok kısa bir düşünce egzersizi bile, sınıf hareketine ilişkin hiçbir gelişmeye, yaşanan hiçbir eyleme küçümsemeyle yaklaşımın kabul edilemezliğini ortaya çıkarmaya yetecektir.
Bu da, düzenlenen
bir eyleme o alanda örgütlü sendika yönetiminin yapısı gözlüğünden
değil, çıplak gözle, kendi sınıf devrimciliğimizin gözüyle bakmayı,
eylemdeki işçiyi kendi öz kimliğiyle tanımayı kolaylaştırır. Ona
yaklaşmak, gündeme ilişkin görüş, düşünce ve duygularını öğrenmek,
bunları kaydederek gazeteye ulaştırmak (röportajlar), eylemlerin
haberlerini bu söyleşilerle zenginleştirmek, bir bakıma anlamlı
kılmak (haftalık bir gazete çıkardığımızı ve gelişmelerin günlük
basında çoktan yer almış olduğunu, aynen hatta daha dar ve sınırlı
biçimde yer vermenin hiçbir anlamı olmayacağını unutmadan), devrimci
bir işçi basınında yayınlamaya uygun hale getirmek gerekiyor.
Bu da, olaylara sınıfın gözünden bakabilmekle ve sınıfın olaylar
hakkındaki görüş ve düşüncelerini doğrudan yansıtabilmekle mümkün.
Sınıf hareketindeki gelişmeleri gazeteye olanca zenginliğiyle ve zamanında yansıtmak bu alandaki görevin yarısıysa, diğer yarısı da gazetenin sınıfa ulaştırılması. Dağıtım tekelini kullanıyor olmamız, gazete satış ve dağıtımı konusunda bize düşen görevleri azaltmıyor, artırıyor. Elden satışı artırarak sürdürme gereğine, bir de bayilerin kontrolü, gazetenin emekçi semtlerindeki bayilere gönderilip gönderilmediğinin takibi ve bu konularda edinilen bilgilerin merkez büroya ulaştırılması ihtiyacı ortaya çıkıyor. Tüm okurlarımızdan bu yönde bir dikkat ve destek bekliyoruz.