Kızıl Bayrak'tan...
Düzen içi çatışmaların ayyuka çıktığı, tabir uygunsa at izinin it izine karıştığı bir süreç yaşanmaktadır. İç çatışmada kullandıkları yöntemlerle düzendeki çürüme/devletteki çeteleşme öylesine aşikar bir hale geldi ki, artık inkardan vazgeçip açık savunuya başladılar. Ordu, Şemdinli'de başlattığı çete mensuplarını açıktan sahiplenme tavrını, bu yeni süreçte “Atabeyler Çetesi”ni polisten kurtarma operasyonuyla devam ettirdi. Dahası Şemdinli'de bile hala oldukça parçalı bir tavır sergileyebilen düzen medyası, bu yeni süreçte tırmandırılan saflara katılma/hizaya girme komutuna ikirciksiz uyarak, ordunun tepesiyle birlikte ‘derin devlet' ihtiyacı propagandasına girişti. Her ülkenin bir derin devleti var, düzenin bekası için olması da gerekir, bizimki de bu kapsamdır; lakin burada kirli ve karanlık işler için örgütlenmiş çeteleri de iyi denetlemek, ipini fazla gevşetmemek gerekir türünden en arsız tezler, gazetelerin başköşelerinden düzenin irini gibi akmaya başladı.
Bu, o çok sözü edilen kirliliğin ve kokuşmuşluğun düzen adına meşrulaştırılması girişiminden başka bir şey değildir. Bu düzen tüm kesimleri ve kurumlarıyla zaten iliklerine kadar çürümüş durumda, bu kadarında yeni bir şey yok. Fakat yazık ki sosyal mücadelenin zayıflığı koşullarında tüm toplumu da kendisiyle birlikte çürütüyor. Düzenin devrimci alternatifi sınıf mücadelesi içinde ve güçlü bir devrimci işçi-emekçi hareketi olarak şekillenemediği sürece de bu çürütücü etki büyüyerek ve yıkıcı etkilerini yayarak devam edecek...
Düzen medyasının yaydığı zehirin panzehiri bir yanıyla da devrimci aydınlatma faaliyeti ve bunun bir aracı olarak devrimci basındır. İşçi ve emekçi kitlelerin gerçeklerin bilinciyle aydınlatılmasında, mevcut ruhhalinin ve çaresizlik duygusunun kırılmasında devrimci propaganda da rolünü en iyi biçimde oynamak durumumadadır. Bu bağlamda, sınıf cephesinde yürütülecek her türlü çalışmanın ayrı bir önemi olduğu açıktır. Bu, yayınların satış ve dağıtımına daha fazla ağırlık vermekten kültürel kurumların daha etkin kullanılmasına kadar bir dizi göreve işaret ediyor.
***
25 Haziran'da toplanacağı daha önce duyurulmuş olan İstanbul İşçi Kurultayı'nın Eylül ortasına ertelendiğine ilişkin İstanbul İşçi Kurultayı Kurultay Hazırlık Komitesi duyurusuna bu sayımızda yer vermiş bulunuyoruz. Erteleme gerekçelerini ortaya koyan duyuru, kazanılan zamanın daha başarılı ve işlevli bir kurultay çalışması için kullanılacağını önemle vurguluyor. Başarılı bir kurultay için yaratıcı, etkin ve tempolu bir çalışma kapasitesi ortaya koymak, şu günlerde sınıf devrimcliği iddiasının sınandığı en önemli alanlardan biri olacaktır. İçerden olduğu kadar dışarıdan da bunun böyle ele alınacağı bir gerçektir. İstanbullu komünistler kurultay gündemine ilişkin görev ve sorumluluklarına bu gözle bakmak durumundadırlar.
* * *
Liselilerin Sesi dergisinin Haziran 2006 tarihli 8. sayısı çıktı. Okurlarımız Liselilerin Sesi'ni kitapçılardan ve Eksen Yayıncılık bürolarından temin edebilirler. |