29 Eylül 2006 Sayı: 2006/38 (38)
  Kızıl Bayrak'tan
   İnsanlığın geleceğini
emperyalist barbarlık değil, sosyalizm
temsil etmektedir!
  Ekonomik kriz beklentisi ve kan pazarlığı
  Sendika bürokratları da çelişkilerin üstünü din ile örtmeye çalışıyor
  Devlet kamu emekçileriyle alay ediyor
  Yardım rezaletlerine son! Herkese iş, tüm
çalışanlara iş güvencesi!
Eylem ve etkinliklerden
Eğitimin ve eğitim emekçilerinin durumu
giderek kötüleşiyor!
BJ Tekstil işçileri mücadelelerine devam ediyor!
Eylem ve etkinliklerden
AB'nin yolları taştan, sosyal şart sen
çıkaramadın beni baştan!/ Yüksel Akkaya
"Günümüz üretim ilişkilerinin eleştirel
marksist perspektiften değerlendirilmesi"
sempozyumu
 Metal TİS'lerinde 3. tur görüşmeler tamamlandı.. Kazanmak için “müzakere” değil militan mücadele! / Orta sayfa
  Gençlik emperyalist işgale ve ticari eğitime geçit vermeyecek!
  Geleceğimizi mücadeleyle kazanacağız!
  Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden mektup
  Devlet terörü ülke çapında sürüyor!.
Saldırılara karşı birleşik direniş ve devrimci dayanışma!
  Beyrut mitingi: Emperyalizme, siyonizme
ve işbirlikçilerine meydan okundu
  İsviçre'de ırkçılık yasallaştı!
  Taylandída generaller 20. kez darbeyle
yönetime el koydu
  “Koordinatörlük” ve boş hayaller
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Devlet terörü sürüyor!.. Ülke çapında baskınlar ve gözaltılar!..

Saldırılara karşı birleşik direniş ve devrimci dayanışma!

Devrimci basına ve demokratik kuruluşlara yönelik devlet terörü yeni boyutlar kazanıyor... Örgüt operasyonu adı altında eş zamanlı olarak onlarca kurum basıldı ve yağmalandı, gözaltına alınan 121 devrimciden 44'ü tutuklandı...

Yeni “terörlü mücadele yasası” çıkalı beri ilerici-devrimci güçlere yönelik saldırılarını tırmandıran devlet, buna son zamanlarda “örgüt operasyonu” adı altında yeni boyutlar kazandırdı. Geride kalan haftalar içinde “Gaye Operasyonu” adı altında MLKP'ye yönelik olarak sunulan toplu tutuklamaların ardından, bu kez aynı operasyonun uzantısı olarak Atılım-ESP çizgisindeki devrimci-demokrat kişi ve kuruluşlara yönelik saldırı gündeme getirildi.

21 Eylül Perşembe günü ülke çapında başlatılan bir operasyonla hemen tüm Atılım ve ESP büroları, Sosyalist Gençlik Derneği binaları, Özgür Radyo, Limter-İş, Atılım'ın basıldığı matbaa ve bir dizi semtteki güzelleştirme dernekleri ve kültür kuruluşları hedef alındı. Baskınlarda eşyalar yağmalandı, çok sayıda bilgisayara, yayına, kitaba, CD'ye, cep telefonuna, telefon defterine ve mektuba el konuldu.

Yeni terörle mücadele yasasının hükümleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınanlar avukatlarıyla görüştürülmedi.

İstanbul'un dışında Eskişehir, Ankara, İzmir, Adana, Kayseri, Sivas, Antep, Mersin, Antalya, Muğla, Denizli, İskenderun, İzmit, Antakya, Diyarbakır, Malatya, Manisa, Çanakkale, Rize/ Fındıklı ve Hopa'da da büro ve evlere baskınlar yapıldı.

İstanbul'da basılan kuruluşlar arasında Atılım gazetesinin teknik işlerinin yapıldığı Güneş Ajansı, tadilat halinde olan BEKSAV binası, Gülsuyu Sanat ve Hayat Dergisi, Dayanışma Gazetesi, Emekçi Kadınlar Derneği (EKD), Mustafa Kemal Mahallesi Güzelleştirme Derneği de bulunuyor.

Eş zamanlı olarak gerçekleştirilen baskınlara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı gerekçe gösterildi. İstanbul polisi tarafından düzenlenen baskınların “MLKP operasyonu” çerçevesinde yapıldığı iddia edildi.

Tutuklananların isimleri:

İstanbul: Atılım gazetesi çalışanı Özge Kelekçi, İstanbul ESP Temsilcisi Figen Yüksekdağ, Özgür Radyo Haber Müdürü Halil Dinç ve radyo çalışanı Sinan Gerçek, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve genel sekreteri Zafer Tektaş, Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter, İstanbul Emekçi Kadınlar Derneği Başkanı Çiçek Otlu, Dayanışma gazetesi editörü Emin Orhan, Yusuf Demir, Selver Orman, Özcan Dilekli, Güneş Şenyüz, Ali Haydar Keleş.

Ankara: Atılım gazetesi yazarı Hasan Coşar ve Semra Yalçınkaya.

Adana: Tekstil-Sen Adana temsilcisi Havali Mengi, ESP'li Arzu Mazı ve EKD'li Diren Yıldız.

Muğla: SGD'li Arzu Önay ve Barış Kelleci.

İzmir: İkram Çalı.

Manisa: SGD'li Zeliha Yıldırım ve Murat Uludoğan.

Sivas: Dilet Tataş, Kenan Genç, Sevda Çağdaş ve Songül Ökte.

Antep: Sevim Kaptan Ölçmez, Sinan Tanrıverdi ve gazetemiz Antep muhabiri Mehmet Güzel.

Amed: Gazetemiz Amed temsilcisi Serdal Işık, Seyhan Namaz, Erkan Akhatan, Murat Mutluer, Alparslan Yerlikaya, Rıdvan Tekeş, İlkay Doğan, Canan Kılıç.

İskenderun: Ali Günden, Erdal Gülaydın.

Antakya: İlker Tatlıpınar, Neyfel Avcı, Şenol Sağaltıcı.

İstanbul'da gözaltına alınan Ali Haydar Keleş tutuklandı, Limter-İş Eğitim Uzmanı Kanber Saygılı ve ESP'li Serfinaz Göçmez serbest bırakıldı.

27 Eylül günü İstanbul'da haklarında arama kararı olduğu iddia edilen Özlem Cihan ve Hüseyin Umut Yakar halen Vatan TMŞ'de tutuluyor. İzmir'de ise aynı gün akşam saatlerinde İzmir Konak'ta bulunan Atılım gazetesi bürosu yakınlarında Erdal Demirhan isimli bir devrimci gözaltına alındı. Demirhan hakkında arama kararı olduğu iddia edilerek Bozyaka TMŞ'ye götürüldü.

------------------------------------------------------------------------------------

Devlet terörüne karşı ülke çapında protestolar...

Kayseri'de devlet terörü protesto edildi

Son dönemde, Atılım-ESP çizgisindeki devrimcilere yönelik yoğunlaşan saldırılarla ilgili olarak Kayseri'de bulunan devrimci, demokrat gençlik güçleri olarak “Devrimci ve Yurtsever Üniversite Gençliği” imzasıyla 27 Eylül günü saat 13.15'te Eğitim-Sen Kayseri Şubesi binası önünde bir basın açıklaması yapıldı.

Açıklamada şunlar söylendi: “Son dönemlerde artan hukuksuz uygulamalar ve 12 Eylül dönemini aratmayacak derecedeki baskı ve gözaltıların bir örneği de 21 Eylül günü başlatıldı. Aralarında sendikaların, gazete bürolarının, mahalle derneklerinin ve sosyalist gençlik derneklerinin bulunduğu kurumlar, komplolar sonucu kapıları kırılarak ve bürolarındaki kitaplar da, gazetelerdeki ve dergilerdeki eşitlik, özgürlük, adalet ve sosyalizm kavramlarından yola çıkarak bu kurumlar yasadışı örgüt evleri olarak adlandırılmaya çalışılmaktadır. Buradan da açıkça görülüyor ki, düzenin bekçileri yukarıdaki kavramları kullananları yasadışı örgüt üyesi ilan etmek için mahkeme kararına dahi gerek duymamaktadır. Kolayca herkesi terörist ilan edebilmektedir. (...)

Bu saldırıları sadece sosyalist gençlik derneklerine, Limter-İş'e, Tekstil-Sen'e, Atılım gazetesine, BEKSAV'a, ESP'ye ve derneklere yapılmış olarak görmüyoruz. Çünkü bu saldırı ve tutuklama terörü, hak ve özgürlükleri için mücadele eden tüm işçi ve emekçilere ve parasız, bilimsel, demokratik eğitim isteyen bütün gençliğe dönüktür.”

Ekim Gençliği'nin de destek verdiği açıklamaya yaklaşık 20 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Kayseri

 

Antakya: “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”

Antakya Demokrasi Platformu 26 Eylül Cumartesi günü ESP'ye yönelik operasyonları protesto etmek amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Saat 13:30'da Ulus Alanı'nda gerçekleştirilen açıklamaya yaklaşık 50 kişi katıldı.

Demokrasi Platformu sözcüsünün okuduğu açıklamada, TMY'nin Toplumla Mücadele Yasası olduğu, yasanın yürürlüğe girmesi ile beraber sisteme muhalif kişi ve kurumlara yönelik baskı ve sindirme politikalarının arttığı vurgulandı. Antakya'da yapılan baskınlar sonucu 3, İskenderun'da ise 2 kişinin tutuklandığı belirtildi. Eylemde “Devrimci irade teslim alınamaz!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Antakya

 

Ankara: “Devrimci basın susturulamaz!”

25 Eylül Pazartesi günü saat 13.00'te Yüksel Caddesi'nde Gündem, Evrensel, İşçi-Köylü, Alınteri, Kızıl Bayrak, Yürüyüş, Devrimci Demokrasi, Devrim, Sosyalist Demokrasi, Kaldıraç, Atılım gazetesi temsilcileri ve Ömer Leventoğlu (Gazeteci), İnan Gedik (Gazeteci) Atılım gazatesine yönelik saldırıları ve yayın durdurma cezasını protesto etmek için kalem kırdılar, fotoğraf makinelerini yere bıraktılar.

Yapılan açıklamada devletin ve MGK'nın toplumsal muhalefeti bastırmak demokratik mücadele alanını daraltmak amacıyla yürürlüğe koyduğu Terörle Mücadele Yasası'nın özellikle muhalif basına saldırdığı ifade edildi. Atılım gazetesine verilen 15 günlük kapatma kararı ve tutuklamalar protesto edildi.

Eylemde “Toplumla mücadele yasası geri çekilsin!”, “Devrimci, sosyalist basın susturulamaz!”, “Özgür basın susturulamaz!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı, Atılım gazetesi taşındı.

Kızıl Bayrak/Ankara

 

Adana: “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”

23 Eylül Cumartesi saat 12.30'da İHD Adana Şubesi önünde biraraya gelen kurumlar adına yapılan açıklamada; son dönemde estirilen terörle birlikte çıkarılan TMY'nin aslında Toplumla Mücadele Yasası olduğu, devletin yaklaşık 100 devrimciyi gözaltına aldığı, en basit savunma hakkının bile hiçe sayıldığı belirtildi. Saldırılara karşı tüm güçlerin ortak ve birleşik bir mücadele yürütmesi gerektiği vurgulandı.

Adana EKD adına yapılan konuşmada Şakirpaşa EKD'nin basıldığı ve temsilcisinin de gözaltına alındığı belirtilerek EKD temsilcisinin derhal serbest bırakılması istendi.

“Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!/ESP” pankartının açıldığı eyleme 40 kişi katıldı. Eylemde; “Atılım susmadı, susmayacak!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez!” sloganları atıldı.

Eyleme İHD, KSK, EMEP, DTP, ÖDP, SDP, Halkevleri, Alınteri, DHP, Partizan, BDSP, İşçi Mücadelesi, THAYD-DER, ÇHKM, DGD'li Öğrencilerde destek verdi.

Kızıl Bayrak/Adana

 

İskenderun'de gözaltı ve tutuklamalar protesto edildi

ESP'ye yönelik saldırılar İskenderun İnsan Hakları Derneği tarafından Boyacılar Parkı'nda yapılan kitlesel basın açıklaması ile protesto edildi. İHD Başkanının okuduğu açıklamada TMY'nin tüm toplumu hedeflediği ifade edildi. Sosyalist basına ve yöneticilerine yönelik tutuklamaların son bulması talep edildi.

Çağlar, “Ayrıca tüm ülke genelinde Atılım gazetesi çevresinde yoğun bir şekilde baskı uygulanmış, gazetenin temsilcilikleri, büroları emniyet güçleri tarafından basılmış, yöneticiler gözaltına alınmıştır. Bunun son örneği İskenderun'da yaşanmış ve gazetenin büroları emniyet güçleri tarafından basılmış ve 9 kişi gözaltına alınmıştır” dedi.

Kızıl Bayrak/Antakya

 

İzmir: “Devlet terörüne karşı mücadeleye!”

Atılım gazetesi 22 Eylül Cuma günü saat 13:30'da İHD İzmir Şubesi'nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya SDP ve İHD'nin yanısıra Kızıl Bayrak, Devrimci Demokrasi, Partizan, Kaldıraç, İşçi Mücadelesi, DTP de destek verdi.

23 Eylül günü ise gözaltı ve tutuklamaları protesto etmek için ESP tarafından Konak Kemeraltı girişinde bir eylem gerçekleştirildi. Eyleme, aralarında BDSP'nin bulunduğu birçok devrimci, demokrat kurum destek verdi.

Devlet terörünün teşhir edildiği açıklamada “Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bizleri yıldıramaz!”, “Komplolar sökmedi sökmeyecek!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Devlet terörüne karşı mücadeleye!” sloganları atıldı. Eyleme yaklaşık 60 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İzmir

 

Antakya'da polis terörü ve gözaltılar protesto edildi...

21 Eylül günü saat 16:30'da Dayanışma Gazetesi bürosu, İskenderun ESP temsilciliğinin basılmasını, Antakya ve İskenderun'da evleri basılarak 17 kişinin gözaltına alınmasını protesto eden ESP'li aileler 23 Eylül günü saat 12:30'da Ulus Alanı'nda oturma eylemi gerçekleştirdiler. Bazı DKÖ temsilcilerinin yanısıra BDSP, Alınteri, Barikat ve Partizan'ın da destek verdiği eyleme yaklaşık 50 kişi katıldı. 5 dakikalık oturma eyleminin ardından basın açıklaması okundu.

Eylem boyunca “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Sosyalist basın susturulamaz!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!” sloganları sıklıkla atıldı.

Kızıl Bayrak/Antakya

 

Kayseri: “Komplolarınız sökmeyecek, bize gücünüz yetmeyecek!”

Kayseri'de de ESP'lilere yönelik gözaltılar ile ESP ve Atılım bürosunun basılmasını protesto etmek amacıyla 23 Eylül günü Kayseri İHD'de bir basın açıklaması gerçekleştirildi. ESP, BDSP ve İHD'nin ortak örgütlediği basın açıklamasında Ezilenlerin Sosyalist Platformu imzalı basın metni okundu.

BDSP adına yapılan konuşmada bu saldırının özellikle Toplumla Mücadele Yasası'nın ürünü olduğu, bölgesel olarak ABD emperyalizminin ve İsrail siyonizminin halklara dönük büyük bir saldırıya giriştiği, bu noktada Türkiye'deki uşakların da buna uygun hareket ettiği vurgulandı. “Bu saldırının Atılım şahsında tüm muhalif güçlere yöneliktir. BDSP olarak bu saldırıya karşı bütün işçileri, emekçileri, devrimcileri karşı koymaya çağırıyoruz” denildi.

EMEP'in de destek verdiği basın açıklamasına 20 kişi katıldı. Basın açıklamasının ardından BDSP, ESP, İHD iki günlük açlık grevine başladı.

Kızıl Bayrak/Kayseri

 

Ankara EKD: “Baskılar bizi yıldıramaz!”

Ankara EKD, kurum baskınlarını, gözaltı ve tutuklamaları protesto etmek amacıyla Mamak'ta bir eylem gerçekleştirdi. 23 Eylül günü saat 12:00'de Şirintepe İhtiyarlar Parkı'nda toplanan EKD üyeleri sloganlarla yürüyüşe geçti. BDSP ve Kaldıraç'ın da desteklediği eylem EKD önünde yapılan basın açıklamasıyla devam etti. Basın açıklaması sırasında ana cadde bir süre trafiğe kapatıldı.

Açıklamada son süreçte devam eden polis terörüne, TMY üzerinden gelişen saldırı sürecine değinildi. Eylemde sık sık “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Polis terörüne son!” sloganları atıldı. Açıklamanın ardından eyleme katılanlar EKD'ye ziyaret gerçekleştirdi. Bu sırada EKD'liler de polis baskınlarıyla ilgili bildiri dağıttılar.

Kızıl Bayrak/Ankara

 

Diyarbakır ve Malatya'da protestolar...

23 Eylül günü Malatya'da merkez postane önünde basın açıklaması yapan ESP'liler “Bize gücünüz yetmez! Tutsaklara özgürlük/ESP” yazılı pankart açtılar.

Partizan, DHP, Devrimci Hareket, EMEP'in destek verdiği eyleme 100'e yakın kişi katıldı. Yapılan açıklamada gözaltı ve tutuklama terörü ile TMY teşhir edildi.

Açıklamanın ardından şehir merkezinde Atılım gazetesi satışı yapıldı.

Saldırılarla ilgili İHD Diyarbakır Şubesi'nde bir basın toplantısı gerçekleştirildi. KESK Diyarbakır Şubeler Platformu, İHD Diyarbakır Şubesi, Tüm Bel-Sen, Yapı Yol-Sen, Eğitim-Sen, EMEP Diyarbakır İl Örgütü, Emek Gençliği ve Gençlik Derneği temsilcilerinin destek verdiği açıklamada basın metnini ESP Sözcüsü Makbule Karakaya okudu.

 

Eskişehir'de devlet terörü protesto edildi

22 Eylül günü saat 20.30 civarında ESP Eskişehir temsilcisi Dursun Armutlu ve Atılım gazetesi çalışanı Resul Yılmaz hiçbir gerekçe gösterilmeden sokak ortasında dövülerek gözaltına alındılar. Saat 21.00 civarında Şirvan Çelik'in evine kapıları kırılarak bir operasyon düzenlendi. Şirvan Çelik'in ev eşyaları tahrip edilerek vahşi bir şekilde gözaltına alındı.

Faşist sermaye devletinin gerçekleştirdiği keyfi saldırıyla ilgili olarak 24 Eylül günü devrimci, demokrat çevreler tarafından Adalar Migros önünde saldırıyı kınayan, ESP ve Atılım gazetesi çalışanlarını sahiplenen bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

ESP, BDSP, Mücadele Birliği, EHP, SDP, İHD'nin örgütlediği basın açıklamasına yaklaşık 50 kişi katıldı. Açıklamada; “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Kahrolsun MİT, CIA, kontrgerilla!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Devrimci basın susturulamaz!” sloganlar atıldı. Basın açıklamasından sonra toplu bir şekilde Atılım gazetesinin satışı gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak/Eskişehir

 

Ankara ESP, SGD ve EKD'den eylem...

22 Eylül günü Ankara ESP, SGD ve EKD ülkenin birçok ilinde gerçekleştirilen kurum baskınlarını protesto etmek için bir basın açıklaması yaptı. Saat 13:00'te Kızılay Gima önünde yapılan basın açıklamasına birçok kitle örgütü, devrimci ve ilerici kurum da destek verdi.

Yapılan basın açıklamasında saldırılar anlatıldı. Eylemde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Ankara

------------------------------------------------------------------------------------

İstanbul'da polis terörü ve tutuklamalar protesto edildi

Basılan kurumlardan suç duyurusu

27 Eylül günü saat 11:00'de İstanbul Valiliği önünde yapılan eylemle ESP, Atılım ve demokratik kurumlara yönelik tutuklama terörü protesto edildi.

Kurum çalışanları “Polisin komplosu ile tutuklanan gazeteciler, yazarlar, sendikacılar, kurum çalışanlarımız serbest bırakılsın!” pankartı açtılar. Yapılan açıklamada, “Keyfi olarak gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılmalı, kurumlarımıza dönük baskınlara son verilmelidir. Baskı politikaları karşısında susmayacağımızı, mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyoruz. İşçileri, emekçileri, aydın ve sanatçıları gazetecileri ve sendikacıları duyarlı olmaya, kurumlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz” denildi.

“Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganının atıldığı açıklamanın ardından Sultanahmet Adliyesi'nde hukuksuz baskınlara ve tutuklamalara karşı suç duyurusunda bulunuldu.

 

Halkların Kardeşlik İnisiyatifi baskıları protesto etti

Halkların Kardeşliği İnisiyatifi ESP'ye yönelik baskı ve tutuklamaları protesto etmek için 26 Eylül günü Taksim Tramvay durağında saat 20:00'de basın açıklaması eylemi gerçekleştirdi. Açıklamada gözaltına alınanların serbest bırakılması istendi.

Eylemde “İşçilerin birliği ve halkların kardeşliği için mücadele eden Ezilenlerin Sosyalist Platformu'na yönelik saldırılara son verilsin/Halkların Kardeşliği İnisiyatifi” imzalı pankart açıldı. “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı.

Basın açıklamasını grup adına Tuncay Yılmaz yaptı. Açıklamada şunlar söylendi:

“Halkların Kardeşlik İnisiyatifi'nin başından beri bileşeni olan Ezilenlerin Sosyalist Platformu devletin yeni saldırı politikalarının ilk hedeflerinden biri oldu. Bizler bu saldırının ESP'nin nezdinde tüm emekçi halklarımıza olduğunun bilincinde olarak devrimci dostlarımızla dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz.”

“ESP'ye yönelik saldırıları düzenleyenlerle Diyarbakır'da halkı bombalayanlar aynı zihniyetinin ürünleridir. Yani Türkiye'de işçi ve emekçilere yönelik saldırılarla Kürt halkına yönelik saldırılar aynı kaynaktan planlanmakta ve uygulanmaktadır. Dolayısıyla bizim mücadelemiz de bu kaynağa, yani kontrgerillası, JİTEM'i, TMY'si, MGK'sı ve sermayesiyle kapitalist devletin kendisine karşıdır. ESP'ye ve diğer demokratik kurumlara yönelik baskılara, tutuklamalara derhal son verilsin. Gözaltındakiler serbest bırakılsın”.

Daha sonra ESP adına Ersin Sedefoğlu bir konuşma yaptı. Eyleme yaklaşık 80 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

İstanbul'da 13 devrimci tutuklandı...

İstanbul'da gözaltına alınan 27 kişi 25 Eylül günü Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Kolluk güçlerinin burada basın açıklaması yapılmasına engel olması üzerine, yapılması planlanan basın açıklaması Beşiktaş Parkı'nda gerçekleştirdi.

“Söz, örgütlenme, basın özgürlüğü ve adalet istiyoruz, polis komplosu ile gözaltına alınanlar ve tutuklanalar serbest bırakılsın” ve “TMY terörüne son gözaltılar serbest bırakılsın/DİSK-Limter-İş” şiarlı iki pankartın açıldığı eyleme 100 kişi katıldı. Eylem boyunca sık sık “Toplumla Mücadele Yasası geri çekilsin”, “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Bu abluka dağıtılacak”, “Devlet terörüne son”, “Gözaltılar serbest bırakılsın” vb. sloganlar coşkulu bir şekilde atıldı.

İlk olarak polis tarafından basılan tüm kurumlar adına ortak bir basın açıklaması yapıldı. Ardından sırasıyla Atılım Gazetesi, Güneş Ajans, Özgür Radyo, Dayanışma Gazetesi, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu, BEKSAV, Limter-İş, SGDF, Tekstil-Sen, SDP, Partizan, SODAP, HÖC, HKM, EHP, TÖP, Devrimci Hareket, Alınteri, BDSP, Haber-Sen adına, yaşanılan devlet terörünü kınayan çeşitli konuşmalar yapıldı. Grup Vardiya'nın şarkı ve marşlarının ardından kitle halaylar eşliğinde mahkeme sonuçlanan kadar parkta bekledi.

Eylem sonrasında Limter-İş Eğitim Uzmanı Kanber Saygılı ile ESP'li Serfinaz Göçmez gözaltına alındı. Saygılı ve Göçmez daha sonra tutuklama istemiyle sevkedildikleri mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedilen 16 kişiden 13'ü tutuklandı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Kartal: “Bize gücünüz yetmez!”

Birçok kuruma yönelik eş zamanlı baskınlarda yaşanan gözaltılar Kartal Meydanı'nda yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi.

23 Eylül günü saat 15:00'te başlayan eylemde “Bize gücünüz yetmez! Gözaltılar, tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz!/ESP” pankartı açıldı. Eğitim-Sen 5 No'lu Şube, Limter-İş Sendikası, Beksav, HKM ve DHP'nin destek verdiği eylemde saldırılar ve tutuklamalar kınandı.

Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylem boyunca “Bu abluka dağıtılacak!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Atılım susmadı susmayacak!” sloganları atıldı. Basın açıklamasının ardından Kartal Meydanı'nda toplu gazete satışı gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak/Kartal

 

“Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizleri yıldıramaz!”

21 Eylül günü akşam saatlerinde İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Antakya, İskenderun, İzmit, Mersin, Antalya, Malatya, Antep, Diyarbakır, Fındıklı, Manisa, Muğla ve Kayseri'de aynı saatlerde Atılım gazetesi büroları, Ezilenlerin Sosyalist Platformu merkezleri, Güneş Ajans, Sanat ve Hayat Dergisi, Tekstil-Sen, Limter-İş, Özgür Gençlik, Sosyalist Gençlik Derneği, BEKSAV ve Emekçi Kadınlar Derneği ile Özgür Radyo binası yüzlerce polis tarafından basıldı. Devrimci, demokratik kurum ve kişilere yönelik bu devlet terörü çeşitli eylemlerle protesto edildi.

23 Eylül günü ESP tarafından Taksim Tramvay durağında bir basın açıklaması gerçekleştirildi. ESP adına yapılan açıklamada gözaltı terörü protesto edildi.

Basın açıklaması sırasında “Komplolar sökmedi, sökmeyecek!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Devlet terörüne son!”, “Atılım susmadı, susmayacak!”, “Bize gücünüz yetmez!” ve “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı.

Açıklama “Bizler, devletin, gözaltı, tutuklama, ve baskı politikaları karşısında yılmayacağımızı, ezilenlerin sesi olmaya devam edeceğimizi belirtiyor, işçi sınıfını ve emekçi halklarımızı duyarlı olmaya, sahip çıkmaya çağırıyoruz” sözleriyle sona erdi.

Eyleme gelirken bir ESP'linin İstiklal Caddesi'nde gözaltına alındığı duyuruldu. Gözaltı kınandı.

Eyleme Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu, ESP, Atılım, Dayanışma Gazetesi, Özgür Radyo, EKD, Alınteri, SGD, İşçi Köylü, Partizan, Yeni Demokrat Gençlik, Tekstil-Sen, BDSP, HÖC, Eğitim-Sen, Odak, HKM, PSAKD, TÖP, DHP, Devrimci Hareket Dergisi, Filistin Halklarıyla Dayanışma Derneği, İşçi Mücadelesi, DTP, SDP, EMEP, EHP, Kara Kızıl Notlar, Kaldıraç, TUYAB, Mücadele Birliği'nin de aralarında yeraldığı çok sayıda kurum destek verdi.

Açıklamanın ardından gerçekleştirilen Atılım gazetesi, Dayanışma gazetesi, EKD dergisinin satışına BDSP, Alınteri, Odak, SDP katılarak destek verdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Limter-İş Sendikası polis terörünü protesto etti...

20 Eylül günü Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç ve Genel Sekreteri Zafer Tektaş TMŞ ekipleri gözaltına alınmış, sendikada bulunan çeşitli eşyalara el konulmuştu.

Limter-İş Sendikası 23 Eylül günü saat 17.30'da İçmeler Tren İstasyonu'nda bir basın açıklaması gerçekleştirerek saldırıyı protesto etti. Sendika flamalarının taşındığı eylemde “TMY terörüne son!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!/DİSK-Limter-İş” pankartı açıldı. Basın metnini Limter-İş Eğitim Uzmanı Kamber Saygılı okudu. Eylemde sık sık “Gözaltılar serbest bırakılsın!” “Limter-İş susmadı susmayacak!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Eyleme Tersane İşçileri Birliği Derneği ve Tersane İşçileri Komitesi de destek verdi.

Kızıl Bayrak/Kartal

 

Gülsuyu'nda gözaltı terörü protesto edildi

Ülke çapında Atılım gazetesi ve ESP başta olmak üzere birçok demokratik kitle örgütü ve devrimci kuruma yönelik devlet terörü dün Gülsuyu'nda yapılan yürüyüşle protesto edildi. Maltepe ESP'nin örgütlediği eyleme BDSP, DHP, Partizan ve PDD destek verdi. Eylem 22 Eylül günü saat 19:00'da kitlenin AS Kıraathanesi önünde toplanmasıyla başladı. “Bize gücünüz yetmez! Baskılar, gözaltılar tutuklamalar bizi yıldıramaz!/Maltepe ESP” imzalı pankartın açıldığı yürüyüş boyunca “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Sosyalist basın susturulamaz!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Terörle mücadele yasası iptal edilsin!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Kartal

 

Devrimci basına ve demokratik kuruluşlara yönelik devlet terörü ve gözaltılar kınandı

Devletin terörünü, baskınları ve gözaltıları protesto etmek amacıyla 22 Eylül günü İstanbul İHD binasında bir basın açıklaması gerçekleştirildi. İHD adına açıklama yapan Hürriyet Şener, gazete, sendika, radyo ve derneklere yönelik saldırıların anti demokratik uygulamalar olduğunu ifade ederek şunları söyledi, “İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi olarak; gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istiyor, bu tür operasyonlarda demokratik kamuoyunun baskı altına alınmasına karşı olduğumuzu ve operasyonları kınadığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.”

Daha sonra devletin terörüne maruz kalan tüm kurumlar adına ortak bir basın açıklaması okundu.

Ardından Atılım gazetesi temsilcisi açıklama yaptı. Yaşanan baskınların adı konulmamış bir olağanüstü hal uygulaması olduğuna, darbe rejiminin devam ettiğini vurguladı.

Atılım gazetesinin teknik işlerinin yapıldığı Güneş Ajans'ın basılması sırasında orada bulanan avukatlardan biri yaşanan hukuksuzluğu anlattı.

Özgür Radyo adına yapılan açıklamada, saldırının aslında işçi ve emekçilere, Kürt halkına ve tüm ezilenlere olduğu vurgulandı.

ESP adına sözalan Ersin Sedefoğlu saldırılara rağmen mücadelelerine devam edeceklerini dile getirdi.

Tekstil-Sen Genel Merkez yöneticisi söz, basın, gösteri ve örgütlenme hakkına yönelik bu saldırıyı kınadıklarını ifade etti.

Destek vermek için açıklamaya katılan kurum temsilcilerinden de söz alanlar oldu.

Kızıl Bayrak/İstanbul

---------------------------------------------------------------------------------------

Macaristan'da hükümet karşıtı eylemler devam ediyor...

Düzene karşı tepkinin başını gerici partiler çekiyor

Macaristan'da başbakanın istifası talebiyle başlayan gösteriler ikinci haftasına girdi. Gösterilere katılanların sayısı kimi günler onbinleri bulabiliyor. Başbakan istifa etmeyeceğini açıklarken, göstericiler istifa gerçekleşmeden parlamentonun önünü terketmeyeceklerini söylüyor. Televizyon binasının işgali ve polisle çatışmaların da yaşandığı gösterilerde çok sayıda yaralı ve gözaltına alınanlar olduğu bildiriliyor.

Eylemlerin başlangıç sebebi, “sosyalist” Başbakan Ferenc Gyurcsany'ın Nisan ayında yapılan seçimler ertesinde basına kapalı gerçekleşen bir Sosyalist Parti konferansında yaptığı konuşmanın basına sızmasıdır. Sözkonusu konuşmada Macar başbakan, kapitalistleşme sürecini AB üyeliği düzeyine vardıran rejimin içinde bulunduğu krizi uzun uzun anlatıyor. Medyada öne çıkartılan ise, konuşmanın yeni yetme Macar burjuvazisi ve onun siyasi alandaki temsilcilerinin içinde bulunduğu ahlaki çöküntüyü gözler önüne seren bölümüdür.

Başbakan Gyurcsany konuşmasında, “Yalan söyledik. Birbuçuk yıl sabahtan akşama kadar insanlara yalan söyledik. Dört yıl boyunca hiçbir şey yapmadık! İnsanların karşısına çıktığımızda, ‘dört yıl boyunca ne yaptınız' diye sorduklarında ne diyeceğiz?” diyor. Konuşmayı doğrulayan Gyurcsany, sözlerinin arkasında durarak, anlattığı sorunların, sadece kendi hükümet dönemini değil, Macaristan'ın son 8 yılını kapsadığını, dolayısıyla önceki hükümetin de şimdikinden farklı bir şey yapmadığını savunuyor.

Başbakan 3 saatlik konuşmasında, ülkenin ağır bir kriz içinde olduğunu, ekonominin çökme noktasına geldiğini ve bunun böyle devam edemeyeceğini söylüyor. Toplantıya katılan Sosyalist Parti yöneticilerini, seçimden sonra gündeme getirmeyi planladığı ağır istikrar paketini kabule zorluyor.

Bu konuşma, rejimin içinde bulunduğu ekonomik krizin ilk elden itirafıdır. Gösterilerin başını çekenler ise, bu sözleri sarfeden Başbakan'dan farklı değiller. Hatta ondan da gerici çizgide duruyorlar. Eylemleri organize eden ve Macar ana muhalefetini temsil eden Genç Demokratlar Partisi (FİDESZ), sağcı bir partidir. FİDESZ, halkı yalan söyleyerek kandırdığı gerekçesiyle Başbakan Ferenc Gyrucsany'nı mahkemeye vermeye de hazırlanıyor. Gösteriler devam ederken, sağcı parti yöneticileri, gösterilere yüzlerce aşırı sağcı (faşist) militanın katıldığını açıklayarak, taraftarlarını provokasyonlara gelmemeleri konusunda uyarıyorlar.

Göründüğü kadarıyla kriz içinde debelenen Macar kapitalizminin “sosyalist” kılıklı temsilcisine, aynı düzenin bir başka temsilcisi olan sağ parti ve ona yakın duran faşist güruhlar “muhalefet” ediyor. Oysa sağ parti ve faşist güruhların Macar işçi ve emekçilerine kölelik zincirlerinin kalınlaştırılmasından başka bir şey sunmaları sözkonusu bile olamaz.

Eylemlerin gerici partiler denetiminde gelişmesi, Macaristan'daki toplumsal muhalefetin zayıflığının göstergesidir. Zira emekçiler lehine gelişecek bir muhalefetin “sosyalist” Başbakan'a olduğu kadar, sağcı partilerle faşist güruhlara karşı da mücadele etmesi kaçınılmazdır. Bugün Macaristan'da eksikliği hissedilen böylesi bir örgütlülüktür. Bunun olmadığı veya varlığının yeteri kadar hissedilmediği yerde, krizlerin emekçiler safında yarattığı öfke, düzenin şu veya bu akımı peşinden sürüklenerek heder edilmiş olacak. Hangi partiden olursa olsun, burjuvazi adına başbakanlık koltuğuna oturan herkes ise, sabahtan akşama kadar halka yalan söylemeye devam edecek.