Kızıl Bayrak'tan...
AKP, cumhurbaşkanı adayını sonunda açıkladı. Uzunca süren bir nabız yoklamasının ardından Gül’de ısrar kararı, aynı zamanda, seçimleri erkene aldıran çatışmalı süreci yeniden göze almak anlamına da geliyor. Seçimlerden önce, sistemin seçimlerle istikrar
bulamayacağını söylemiştik. Bu tespitimiz seçim sonuçlarıyla da doğrulandı.
Şimdi sistemin önünde yeni bir siyasal istikrarsızlık süreci duruyor. İşçi sınıfının ve devrimci güçlerin bu yeni istikrarsızlık sürecinden hakkıyla yararlanabilmesi gerekiyor. Oysa, Gül’ün cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi temaslarının da ortaya koyduğu gibi, sınıf cephesinde tam tersi kotarılmaya, sınıf işçi düşmanlarına peşkeş çekilmeye çalışılıyor.
Gül’ün ziyaret ettiği Türk-İş Başkanı Kılıç, Gül’e, dolayısıyla AKP ve hükümetine desteklerini ifade etmiş. Özellikle de Gül’ü hükümette yürüttüğü görev üzerinden övmüş. Kılıç bürokratı bilmiyor mu ki, Gül’ün bakanlığı sırasında Dışişleri, AB üyelik müzakereleri adı altında, Avrupa emperyalizminin dayattığı tüm saldırı programlarını AB’ye uyum paketleri yaftasıyla uygulamaya sokmuş, işsizliğin ve yoksulluğun artmasında, sosyal hakların gaspedilmesinde baş mimarlığı üstlenmiştir. Kaldı ki, bugün Gül’e verilen destek, Hava-İş grevine yasak getirmeye hazırlanan AKP hükümetine verilen destekle birdir. Bütün bunları elbette Türk-İş bürokratları da biliyor. Hem de çok iyi biliyorlar ki, kendi bağlı sendikalarının üyelerine destek akıllarından geçmezken, tescilli işçi düşmanlarına desteklerini açıklamakta hiçbir sakınca görmüyorlar.
Başta Türk-İş ve Hak-İş olmak üzere, her girişimleriyle sınıf hareketinin engelleri olduklarını kanıtlayan bu sendikal ihanet çetelerine karşı mücadele, giderek daha büyük bir önem kazanıyor. Sınıf hareketinde yeni bir çıkış, bir yükseliş, sendikal bürokrasiye karşı mücadele olmaksızın olmaz görünüyor.
Sınıf hareketinde ileriye doğru bir gelişmenin imkanlarını sunan TİS uyuşmazlıkları ve THY’de olduğu gibi grev konusundaki kararlılık, bu sektörlerin işçilerine yöneltilen topyekûn saldırılara karşı bir sınıf
dayanışmasını da şart koşuyor. Grev kararları üzerinden azgınlaşan sermaye saldırılarına karşı mücadeleyle, işçilerin grev talebi ve kararlılığının arkasında durmadığı gibi, tersinden, işçi düşmanı hükümete desteklerini açıklayan sendika bürokratlarına karşı mücadelenin bir potada eritilebilmesi, aynı kulvarda yürütülebilmesi gerekiyor.
|