24 Ağustos 2007 Sayı: 2007/33(33)

  Kızıl Bayrak'tan
   Dikkatler sınıf hareketine, güç ve enerji sınıf çalışmasına!
  Grev hazırlıkları yayılıyor, bürokratlar susuyor!
Grev hakkı için birleşik mücadele!.
Nazi artığı Halacoğlu’nun ırkçı-şoven hezeyanları…
İşçi ve emekçi hareketinden...
Liberal sol için bir pusula ya da islami demokratik faşizmin işçi sınıfı ile imtihanı
Yüksel Akkaya
  TÜTSİS “esneklik” dayatıyor, TEKSİF uzlaşmadan bahsediyor!
  KESK üyeleri ve yöneticileriyle toplu görüşme süreci üzerine konuştuk...
  Seçimler ve yeni dönem/2
22 Temmuz seçimleri ve düzen partileri
  Piyasalaşan eğitim sisteminde mesleki eğitim:
  Tersaneler cehenneminde hak alma
mücadelesi büyüyor!
  İşgalci zorbalar Irak’a
“Bosna modeli” öneriyor
  Şeriatçı Suudi rejimi emperyalist-siyonist güçlerin safında...
  Filistin, Irak ve Lübnan’da mikro ve kanton devletler kuruluyor... / 4
Volkan Yaraşır
  Devlet ve siyaset kurumu - M. Can Yüce
  Coca Cola’nın sirkine
bu sene de davet var!
  Sacco ve Vanzetti’yi insanlığın vicdanında canlı tutmak için...
  Bir-Kar Gençliği: “2. Enternasyonal
Gençlik Buluşması”na hazırlanıyoruz!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Grev hazırlıkları yayılıyor, bürokratlar susuyor!

İlk olarak THY’de yükselen grev sesi farklı sektörlerde yaşanan toplu sözleşme süreçlerinde tıkanma yaşanması üzerine yayılıyor. Tekstilde TEKSİF’in ardından Öz İplik-İş ve DİSK Tekstil de grev kararı aldı. Türk Telekom ile grevin yasak olduğu savunma iş kolunda halen uzlaşma sağlanamadı ve grev kararları kapıda. Yine grevin yasak olduğu Petkim’den greve çıkılabileceği sinyalleri geliyor. Türkiye Denizciler Sendikası’na bağlı Liman-İş Şubesi, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı aldı. Tez Koop-İş Sendikası da 6 kamu işyerinde grev kararı aldı.

Grev kararları hayata geçtiği koşullarda, 70 binin üzerinde işçi önümüzdeki günlerde greve çıkacak. Bu ise ‘90’ların ortalarından itibaren en yoğun grevlerin yaşanabileceği anlamına geliyor. Son yıllarda grev iyice unutulmuş, AKP hükümeti döneminde bu sayı yıllık ortalama 2000 civarına gerilemişti.

THY’de gerilim devam ediyor!

Yaklaşık 12 bin işçiyi kapsayan TİS’lerde yaşanan tıkanma üzerine grev için resmi 60 günlük süre başlamış durumda. Grev oylamasından da istediği sonucu alamayan sermaye tarafı bu sefer AKP hükümeti eliyle ikinci bir arabulucu süreci başlattı. Geçtiğimiz haftadan beri atanan arabulucular THY işçisinin kararlılığını bastırmak için girişimlerini sürdürüyor. THY ve sendika temsilcilerini ayrı ayrı ziyaret eden temsilciler sendikanın revize edilmiş tekliflerini alırken, THY’nin teklifi konusunda sendikaya herhangi bir bilgi vermiyorlar. Süren gerilim üzerine 20 Ağustos günü yapılacak görüşme iptal edildi ve taraflar bir kez daha arabulucular tarafından ziyaret edildi. Ertelenen görüşme 21 Ağustos günü gerçekleşti. Yaklaşık 11 saat süren görüşmede de bir sonuç alınamadı. Son bir görüşme daha yapılacağı söylenmesine rağmen görüşmenin ardından Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin hiçbir gelişmenin olmadığını ifade etti. Patron tarafının yeni bir teklif getirmediği görüşmelerde Hava İş Sendikası yetkili kurullarını toplayarak atacağı adımları belirleyecek.

Tekstil’de yeni grev kararları!

TEKSİF geçtiğimiz haftalarda 11 işyerinde 10 Eylül tarihinde uygulanmak üzere grev kararı almış, geride kalan işyerlerindeki ne zaman greve çıkılacağının ise daha sonra belli olacağını açıklamıştı. Tabandan gelen basınçla, geriye kalan 9 işyerinde de 24 Eylül grev uygulama tarihi olarak ilan edildi.

Öte yandan Öz İplik-İş Sendikası 17 Ağustos’ta yaptığı açıklama ile yaklaşık 5 bin işçiyi kapsayan grev kararını açıkladı. DİSK Tekstil de toplu sözleşme görüşmelerinin devam ettiği işyerleri için grev kararı aldı.

Patron temsilcisi TÜTSİS grev kararı üzerine lokavt kararı almıştı. Bununla da yetinmeyen TÜTSİS Halit Narin aracılığı ile işçi sınıfına diş göstermeyi ihmal etmedi. Narin, istediklerini sendika bürokrasisi eliyle kabul ettirebileceğinden fazlasıyla emin görünüyor.

Telekom’da arabulucu süresi sona erdi!

Grev seslerinin yükseldiği bir diğer alan da haberleşme sektörü. Telekom’da esnek çalışma başta olmak üzere patron tarafının bir dizi dayatması nedeniyle anlaşma sağlanamadı. Resmi arabulucu süreci de 6 gün daha uzatılmasına rağmen buradan da bir sonuç çıkmadı. 26 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşmede uyuşmazlık tutanağının taraflara tebliğ edilmesinin ardından sendika resmi olarak grev kararı alabilecek.

TÜBİTAK ve limanlarda da grev kararı!

Boğazlardan geçen gemilere kılavuzluk hizmeti veren Türkiye Denizciler Sendikası’na bağlı Liman-İş Şubesi, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı aldı.

Hükümet, Türk-İş ile yaptığı protokolde kamuda çalışan işçilere 140 YTL seyyanen zam vermiş olmasına rağmen, Türkiye Denizciler Sendikası bu protokol dışında bir artış istiyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Denizciler Sendikası Başkanı Turan Uzun “Grev kararı almasaydık yetkimiz düşüyordu. Önümüzdeki günlerde grev tarihini belirleyeceğiz” dedi. Grev nedeniyle gemiler kılavuz kaptan alamayacağı için boğazlardan gemi geçişlerinin de etkileneceğini söyledi. Türkiye Denizciler Sendikası, grev kararını uygulamak için hükümetin talepleri noktasındaki kararını bekliyor.

Tez Koop İş Sendikası ise aralarında TÜBİTAK ve SSK’nın da bulunduğu 6 kamu işletmesinde grev kararı aldı. Türkiye Araştırma Alanı projesinde çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi kapsamına alınmasına TÜBİTAK yönetimi karşı çıkarken, sendika yönetimi yetkinin tehlikeye girmemesi için kapsam değişikliğinde ısrarlı. Sendika ayrıca 5 yıl önce başlatılan ve 6 aylık dilimler halinde ödenen 350 YTL tutarındaki giyim yardımının da artırılmasını istiyor.

Yasağa rağmen grev!

Grev seslerinin duyulduğu diğer bir alan ise savunma işkolu. Türk Harb-İş Sendikası ile Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Akaryakıt, İkmal ve NATO POL (ANT) tesislerinde yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde de henüz anlaşmaya varılamadı. Ücret zammı konusunda sıkıntının bulunmadığı görüşmelerde, Türk Harb-İş Sendikası, işverenin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun esnek çalışmaya ilişkin hükümlerinin toplu iş sözleşmesine yansıtılmasına karşı çıkıyor. Görüşmeler yaklaşık 27 bin işçi adına yürütülüyor. Türk Harb-İş’in yer aldığı “milli savunma’’ işkolunda grev yasağı bulunmasına karşın birçok alandan gelen grev sesleri burada da etkisini hissettiriyor.

Yine grev yasağı olan Petkim’de de Petrol-iş Sendikası’na üye 3 bin işçi adına yürütülen sözleşme görüşmelerinde anlaşmazlık devam ediyor. Petrol İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül, talepleri karşılanmadığı koşullarda, Türk Hava Yolları, Türk Telekom ve Savunma Bakanlığı’ndaki işçilerle birlikte greve çıkacaklarını açıkladı. Doğangül, 2006 yılında ücret modelini işverenin tek taraflı olarak bozduğunu, ancak bu sorun giderildiği koşullarda sözleşmeyi imzalayacaklarını söyledi. İstedikleri toplu sözleşmeyi imzalayabilmek için toplu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan grev hakkı dahil her türlü meşru ve demokratik direnme hakkını kullanmak konusunda kararlı olduklarını vurguladı.

Bürokratlar ihanete hazırlanıyor!

Türk-İş’e bağlı onlarca işyerinde onbinlerce işçi haklarını savunmak için mücadeleye hazırlanırken, Türk-İş bürokratları her zamanki gibi durumu sessizlikle geçiştirmeye çalışıyor. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda açıklama yapan, herkesin “milli” iradeye saygı göstermesini isteyen Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, kendi konfederasyonuna bağlı işçilerin mücadele kararlılığına değil sahip çıkmak, saygı bile göstermiyor. Kendi konfederasyonuna üye işçilerin mücadelesine ilişkin tek söz söyleme ihtiyacı hissetmezken, hükümet ile memur sendikaları arasında yürütülen toplu görüşmelerle ilgili olarak, ‘3 konfederasyon bir araya gelip strateji belirlemeliler, ortak hedefte birleşmeliler’ diyebiliyor. Ama kendi konfederasyonunda aynı anda birçok sendikada gündeme gelen grev kararlarını ve mücadeleleri ortaklaştırmaya yanaşmıyor.

Türk-İş bürokratları susmakla da yetinmiyor. THY örneğinde yaşandığı gibi “Grev olursa taraflar sonuçlarına katlanırlar!” diyerek Türk-İş’e üye işçileri adeta tehdit ediyor. Ortaya çıkan uyuşmazlıklarda sendikasını temsilen işçileri savunması gerekirken O, THY’de ve tekstil toplu sözleşmelerinde olduğu gibi arabulucu rolüne soyunuyor. Arabuluculuk ise, işçilerin kararlılığını ezmek, mücadeleyi bastırmak anlamına geliyor.

Kısacası, işçiler kazanılmış hakları için yılların suskunluk çemberini yırtmaya hazırlanırken, sendika bürokrasisi de kendi kimliğine uygun bir şekilde ihanete hazırlanıyor. Bu durum, greve hazırlanan işçilerin sadece patronlarına ve sermaye sınıfına değil, kendi “yöneticileri” olan sendika bürokratlarına karşı da dişe diş bir mücadeleye hazırlanmaları gerektiği anlamına geliyor.