23 Ocak 2015
Sayı: KB 2015/03

15 bin metal işçisi sömürüye karşı grev dedi
Erdoğan'ın saltanat hayalleri
AKP iktidarının İsrail'e yönelik sahte çıkışları
Avcılar'da faşist saldırıya kitlesel yanıt
Hırsızları sıfırladılar, katilleri akladılar
On binler Hrant'ı andı!
Cizre'de 'kamu düzeni': 1 ayda 5 çocuk katledildi
Metal grevi: Bitmeyen kavga! - T.Kor
"Bu mücadele bizim mücadelemiz"
Ya metal grevi yasaklanırsa?
"Her şeye hazırız"
"Metal grevi sahiplenilmeli"
Grev komiteleriyle greve hazırlık
İşçi eylemlerinden...
Charlie Hebdo katliamı, yeni ‘güvenlik zirvesi’ ve emperyalistlerin kanlı manevraları
Ne masa başı görüşmeler, ne anayasal düzenlemeler ne de emperyalist yalanlar...
Dünya işçi ve emekçi eylemlerinden…
8 Şubat’ın çağrısı: İşgal, grev, direniş!
DEV TEKSTİL’den örgütlenme çağrısı
Eğitimciler Forumu üzerine
Nasıl bir kadın çalışması’ ve emekçi kadın çalışmasının sorunları
DEÜ’de afiş ‘ateşli silah’ sayıldı
Hapishanelerdeki hak gaspları, saldırılar ve ötesi
"Dünya devriminin gelecek safhasında Türk proletaryası önemli bir yer işgal edecek!"
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ya metal grevi yasaklanırsa?

 

Birleşik Metal-İş üyesi 15 bin metal işçisi 29 Ocak’ta greve çıkmaya hazırlanıyor. Metal işçileri grev hazırlıklarını eylemler ve eğitimlerle sürdürüyorlar. Bir yandan da grev komitelerini kuruyorlar. İşçiler “Fabrikalar MESS’e mezar olacak!” şiarı arkasında kavgaya hazırlanıyorlar.

Patronlar boş durmuyor, durmayacak da...

Metal işçilerinin hazırlıkları karşısında patronlar da boş durmuyor elbette. Yansıyan bilgilere göre, patronlar bazı fabrikalarda üretimi devam ettirmenin yollarını arıyorlar. Bugüne kadar sıkça yaptıkları gibi, grevden önce üretimin yapıldığı kalıpları dışarı çıkararak, grev zamanı da yan sanayi üzerinden işlerine devam etmeyi planlıyorlar. Bunun yanında, greve hazırlanan işçiler üzerindeki baskıyı arttırıyor, grev oylaması vb. yöntemlerle de grev iradesini boşa düşürmeye çalışıyorlar.

MESS’le kavgaya hazırlanan metal işçilerinin benzer durumlarla karşılaşması fazlasıyla mümkün. Zira patronların da grev süresince boş durmayacağı, işçileri yenmek için tüm kozlarını oynayacağı açık. Metal işçileri olası saldırılara karşı hazırlığını şimdiden yapmalı.

 Ya grev yasaklanırsa?

Dikkat çekmek istediğimiz başka bir nokta daha var. 29 Ocak’ta grevin başlamasının ardından sermaye devleti grevi yasaklarsa işçiler ne yapacak? Metal işçileri bu sorunun yanıtını şimdiden vermek durumundalar.

Hatırlanacağı gibi, Kristal-İş üyesi Şişecam işçileri greve çıktığında sermaye hükümeti AKP devreye girmiş, cam işçilerinin grevini “milli güvenlik” bahanesi ile yasaklamıştı. Sonrası malum... Grev yasağını boşa düşürecek bir irade konamadı ortaya. Cam işçilerinden öte, sendika bürokratlarının iradesizliği saldırının püskürtülmesinin önüne geçti.

Peki aynı durumla metal işçileri karşılaşırsa ne olacak? Metal işçileri de cam işçisi sınıf kardeşleri ile aynı kadere razı mı gelecek? Bu durumla karşılaşıldığında grev komiteleri ve sendika merkezi ne yapacak?

Fiili-meşru mücadele esas alınmalı

Metal işçileri bu konuda şimdiden bir açıklığa sahip olmak zorunda. 29 Ocak’ta başlayacak olan grev, metal işçilerinin en meşru hakkıdır. Kölece çalışma koşullarına, düşük ücretlere, diğer tüm saldırılara karşı en etkili silahı grev olacaktır. On yıllardır kurulu bulunan MESS-Türk Metal düzeninden kurtuluş yolu olacaktır. Sadece Birleşik Metal-İş üyelerinin değil, Türk Metal üyeleri de dahil tüm metal işçilerinin kavgası olacaktır grev. Dahası, bütün işçi sınıfının gözü burada olacaktır.

Bu nedenlerle, 29 Ocak’ta başlayacak grev son derece haklı ve meşrudur. Greve karşı yapılacak her hamle gayrimeşru olacaktır. Bu nedenle kabul edilmemeli, boyun eğilmemelidir.

Grev yasağı her ne kadar yasalara dayandırılsa da, metal işçilerinin kurtuluş kavgasında yasağın hiçbir geçerliliği yoktur/olmamalıdır.

İşgal, grev, direniş!

Grev komiteleri grevin tarihsel ve güncel önemini kavramalı ve tüm metal işçilerine anlatmalıdır. Bu haklılığın getirdiği fiili-meşru mücadele anlayışı ile kuşanmalıdır. Tüm saldırılara göğüs gererek onları püskürtmenin yollarını şimdiden planlamalı, “İşgal, grev, direniş!” şiarını dillerinden düşürmemelidir.

 

 

 

 

Binlerce metal işçisi greve hazırlanıyor!

Mevzileri güçlendirelim, dayanışmayı büyütelim!

 

İşçi düşmanı MESS bir kez daha metal işçilerini kavgaya davet etti. Tarihinde pek çok kez MESS patronlarıyla karşı karşıya gelen metal işçileri, Türk Metal’in ihanetine de cevap vermek üzere bu daveti kabul etti. 15 bin metal işçisi 14 kent ve 42 fabrikada greve çıkacak.

Metal işkolu sanayinin can damarıdır. Stratejik bir konuma sahiptir. Metal işçileri de sanayi proletaryasının omurgasıdır. Bu nedenledir ki, metal işkolunda yapılan her grev azılı bir işçi düşmanı olan MESS patronları, onların şahsında bir bütün olarak sermaye ve işbaşındaki hükümetler için korku kaynağı olmuş, toplum ölçüsünde sarsıntılar yaratmıştır.

Metal işçileri işçi sınıfımızın mücadele tarihinde unutulmaz anılar bırakmıştır. Sınıfın ilk buzkıran eylemi olan Kavel direnişi onlarsız düşünülemez. İşçi sınıfımızın büyük yürüyüşü 15-16 Haziran’da en önde metal işçileri vardır. Bu görkemli direnişin fitilini ilk onlar ateşlemişlerdir. Dövüşe dövüşe polis, asker ve tanklardan kurulu barikatları aşarak, İstanbul vilayetini işgal edenlerin en önünde onlar vardır. 1977 Büyük Grevi de onların eseridir. İleri sürdükleri talepleri kabul ettirerek DGM’yi ezen onlardır. “DGM’yi ezdik, sıra MESS’te” şiarını metal işçileri işçi sınıfımıza armağan etmiştir.

Bosch, Renault ve Arçelik’i ile daha yakın bir tarihte Türk Metal cenderesini kırıp grev boylarına çıkanlar da metal işçileridir. Şimdi yeniden diyorlar ve o tarihte yarım kalan kavgalarını sonucuna ulaştırmak istiyorlar. Elbette ki kavga zorludur. Bu kavga sıradan bir kavga olmayacaktır. Zira, metal işçisi sınıf kardeşlerimizin karşısında MESS gibi güçlü bir işçi düşmanı ve Türk Metal gibi bir ihanet çetesi var. Daha ve daha da önemlisi bu kavga sınıf adına ve bir başka sınıfa karşı verilecektir. Yani iki sınıf karşı karşıya gelecektir.

Ama artık farketmez. Metal işçileri bir kez, MESS patronlarının dayatmalarına hayır demiş, “davetiniz kabulümüzdür” deyip kavgaya karar vermiştir. Artık geri dönüş yok. Kaldı ki, metal işçisi sınıf kardeşlerimiz kavgaya yeni giriyor değiller. Onların tarihi büyük kavgaların tarihidir. Bu tarihte onur verici başarılar da var, ihanetler de. Demek oluyor ki, metal işçileri deneyimlidir. Kendi iç birliklerini kurar da kenetlenirlerse, işçi sınıfımızın diğer bölüklerinden gerekli desteği ve dayanışmayı elde ederlerse sendikal ihanet çetelerini aşıp MESS’i ezebilirler. İmkansız denileni gerçekliğe dönüştürebilir ve sınıf hareketinde yeni bir dönemi başlatma onurunu kazanabilirler.

Metal işçisi sınıf kardeşlerimize bir çağrımız var; geçtiğimiz yılın Şubat ayında Greif ve taşeron patronlarının dayatmalarına ve sendikal ihanet çetelerine karşı bir savaş ilanı niteliği taşıyan Greif direnişçilerinin yolunu izlemelisiniz. Şimdiden komitelerinizi kurup, onlar gibi taban örgütlülüğüne yaslanmalısınız. Fiili ve meşru direnme; aslolan budur. Yasal prosedürlere, sendika yöneticilerinin oyalayıcı ve aldatıcı kirli manevralarına aldanmamalısınız. Bu kez, söz, yetki ve karar gerçekten size ait olmalıdır. Olası bir sendikal ihaneti boşa çıkarmanın tek yolu budur. Kavga olacaksa bu koşullarda olmalıdır. Şairin dediği gibi, “zafer de, yenilgi de mertçe olsun bu kez...”

Metal işçisi sınıf kardeşlerimiz tüm sınıf adına bu kavgaya giriyor. Davası tüm sınıfın ve tüm emekçilerin davasıdır. İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, metal işçisi sınıf kardeşlerimizin davasını kendi davamız olarak görüyor ve tam sahiplendiğimizi ilan ediyoruz. Uluslararası alanda onların sesi ve soluğu olacağız. Enternasyonal devrimci dayanışmanın büyütülmesi için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz.

Metal işçileri yalnız değildir!

Yaşasın enternasyonal sınıf dayanışması!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu
(BİR-KAR)

22 Ocak 2015

 
§