3 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/21

Gerici-boğucu kuşatmayı devrimci sınıf hareketiyle parçalayacağız!
ABD-Türkiye “gerilimi” ve Rojava
Yolsuzluk ve rüşvet: Kapitalist bataklığın “nimetleri”
Haziran Direnişi 3. yıldönümünde selamlandı
Dinsel gericiliğin ve şovenizmin panzehiri sınıf mücadelesidir!
"KESK’in" güvenlik…
“Taleplerimiz karşılanana kadar mücadeleye devam edeceğiz!”
İş mahkemeleri kanun tasarısı: Yargının piyasalaştırılması
Çukurova; işçilere sömürü, patronlara bereket!
AVON’da direniş sürüyor
15-16 Haziran büyük işçi direnişine dair - 1
Geleceğiz ve değişecek dünya!
Üniversitelerde artan faşist saldırılar üzerine
Ölüm getiren yol; “Bilim”
Metal işçisi kadınlar ve işçi eşleri direnişin kararlılığı ve enerjisiydi!
Hatice Yürekli Yoldaş’a...
Göçmen katliamı kitlesel boyutlar kazanıyor
Fransa’da grev büyüyor
İstanbul’da her yer rezidans ve AVM
Çorum’dan günümüze katleden devlettir, hesabını soracağız!
Ahmed Arif, Orhan Kemal, Nazım Hikmet…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Fransa’da grev büyüyor

 

Fransa’da grevler yayılırken, patronlar işçileri teröristlikle suçluyor ve işçilerin haklarını gasp etmekte ısrar ediyor. İşçiler ise kölelik yasasına karşı haklarını savunuyor.

Paris başta olmak üzere Fransa’nın hemen her yeri, iki ayı aşkın bir süredir, giderek süreklileşen ve değişik sektörlere sıçrayan grevler, işgaller ve blokaj eylemleri ile sarsılıyor.

Fransa’da çalışma yasasına karşı gerçekleştirilen grev hareketine Demiryolu, Havayolu ve Paris toplu taşımacılığı RATP emekçileri de katıldı.

Demiryolu sektörü SNCF’de örgütlü UNSA-Ferroviaire, CGT-Cheminots ve Sud-Rail sendikaları çalışma koşullarının iyileştirilmesi için ve yeni yasaya karşı 31 Mayıs akşamından itibaren süresiz greve başladı. Grevler nedeniyle seferlerden hızlı tren TGV ‘de %40, bölgesel tren TER’de ise %60 oranında bir düşüş bekleniyor.

Fransa’nın en büyük sendikası olan CGT, banliyö ulaşımını sağlayan RATP emekçilerini  çalışma koşullarının iyileştirilmesi için ve yeni yasaya karşı, Perşembe gününden itibaren süresiz greve çağırıyor. Banliyö ulaşımını sağlayan metro ve RER seferlerinde  çalışan emekçilerin katılımıyla, grevlerin daha da etkili olması bekleniyor.

Havayolu sektöründe ise, sivil havacılık sendikası DGAC ve SNPL Air France pilotlarının sendikaları 3 Haziran’dan 6 Haziran’a kadar grev kararı aldı. Grevin ulusal ve uluslararası uçuşlarda %50 oranında etkili olacağı ileri sürülüyor. Öte yandan, kesin bir tarih belirtilmemekle birlikte, havayolu emekçileri de uzun süreli bir grev kararı almış bulunuyor.

Vitry sur Seine’de bulunan Paris’in en büyük çöp depolama ve arıtma tesisi emekçileri de grevdeler. Depoya giriş ve çıkışlara izin vermiyorlar.

Fransa’da toplam 8 rafineri var. Grevci işçilerin petrol depolarına ve rafinerilere yönelik blokaj eylemleri, polis saldırısı sonucu kaldırılsa da, 6 rafineride grevler fiilen devam ediyor. Bu arada, Fransa genelinde 12 bin benzin istasyonunun bulunduğu ve halen bunun %20 oranının yakıt sıkıntısı çektiği belirtiliyor.

Tersane çalışanları ve çiftçilerin de grev hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor.

CGT, FO, FSU, Solidaires, Unef, UNL ve Fidl 14 Haziran için yoğun biçimde genel grev ve eylem çağrısı yapıyor.

Fransa’da dikkate değer bir yeni gelişme de, patronlar sendikası MEDEF’in başkanı Pierre Gattaz’ın grevci işçileri "serserilik", CGT sendikacılarını ise "teröristlikle" suçlamasıdır. Bu, sermaye sınıfı ve hükümeti ile grevden greve koşan işçi ve emekçiler arasındaki gerilimi iyiden iyiye tırmandırdı. Tüm veriler her yerde olduğu gibi Fransa’da da bu yazın oldukça sıcak geçeceğini gösteriyor.

Kızıl Bayrak / Paris

 

 

 

 

Almanya’da göçmenlere “uyum” adlı kölelik yasası

 

Mültecileri köleleştirmenin işçi sınıfını da daha ağır koşullarda sömürebilmenin önünü açacak olan “Uyum Yasası” Alman hükümeti tarafından kabul edildi.

AB emperyalistlerinin bir kısmı göçmenlere karşı ırkçılığı açıktan desteklerken, İtalya ve Almanya gibi ülkelerde “mültecilere kapılarımızı açalım” görüntüsü altında göçmenleri sömürmenin koşulları düzleniyor. Bu ülkelerde de alttan alta ırkçılık ve göçmen karşıtlığı körüklenirken, bu emperyalist devletlerin esas amacını göçmenleri ucuz işgücü olarak sömürmek ve AB krizine buradan “çözüm” aramak oluşturuyor.

IMF Başkanı Christine Lagarde daha önce yaptığı bir konuşmada bu yöndeki amaçlarını açıkça dillendirmekten kaçınmamıştı. Türkiye ile AB arasındaki kirli anlaşmada da Alman tekellerinin baş sözcüsü Angela Merkel göçmenlerin sömürüsü için “yasal” zeminlerin oluşturulmasına dikkat çekmişti. Son olarak Alman hükümeti de bu çerçevede hazırlanan “Uyum Yasası”nı kabul etti. Böylece göçmenlere köleliğin yasalaşması sürecinde mecliste onay aşamasına gelinmiş oldu.

Mültecilerin iş gücüne katılması teşvik edilecek

Yasa kapsamında, mültecilerin işgücüne katılmasının önü açılırken, bu doğrultuda gerekli mesleki eğitimin alınması için “kolaylık” sağlanması öngörülüyor. Bu, eğitim şartlarının hafifletilmesi anlamına gelirken, ayrıca göçmenlerin ülkedeki yerleşimine dair birtakım sınırlamaların, iş bulan ve mesleki eğitim alan göçmenler için kaldırılacağı belirtiliyor.

Alman tekelleri göçmenleri sömürme derdinde

İşgücü maliyetini düşürmek isteyen patronlar ise bir süredir bu yönde adımlar atmış bulunuyor. Alman otomotiv tekeli Daimler AG, bundan bir yıl önce hükümetten göçmenlere ilişkin çalışma yasası hazırlaması talebinde bulunmuştu. Bununla birlikte birçok emperyalist tekel göçmenleri ucuz iş gücü olarak çalıştırmak için “çıraklık eğitimi” vermeye başlamıştı.

Göçmenlerin işgücü piyasalarına dahil olmasıyla birlikte piyasanın esnekleştirilmesi ve geçici işçiliğin yaygınlaştırılması adımları atılarak “kiralık işçilik” pekiştirilmiş olacak.

 

 

 

 

Belçika’da grevler devam ediyor

 

Fransa’daki El Khomri yasasının bir benzeri Belçika hükümetinin gündemine gelirken, kölelik yasasına karşı işçi ve emekçiler grevler ve eylemlerle mücadeleyi büyütüyor.

Belçika’nın pek çok bölgesinde kamu sektöründe; ulaşımda (otobüsler, metro, tramvay) çalışan işçiler ve öğretmenler başta olmak üzere binlerce işçi ve emekçinin grevi 31 Mayıs günü de devam etti.

Belçika devletinin işçi ve emekçilerin haklarını gasp etmek istemesine karşı greve çıkan emekçiler, Fransa’dakine benzer çerçevede hazırlanan saldırı yasasını protesto etti.

Yasa kapsamında hükümet, emeklilik yaşını arttırmayı, haftalık çalışma saatini uzatmayı ve “geçici işçilik” uygulamalarını pekiştirmeyi, işten atılmaları kolaylaştırarak köleliği ağırlaştırmayı hedefliyor.

Esnek çalışmaya karşı genel grev çağrısı

Mayıs’ın son haftası yaklaşık 60 bin emekçinin katıldığı eylemlerde, 31 Mayıs’ta da devam eden grev sonucunda toplu taşıma araçları büyük ölçüde durdu. Başkent Brüksel’in merkezinde sınırlı sayıda otobüs, metro ve tramvay hattının çalıştığı belirtilirken, Fransızca konuşulan Güney Valon bölgesinde neredeyse tüm ulaşım durdu. Sendikalar, bu bölgedeki Charleroi şehrinde toplu taşıma araçlarının çalışmadığını bildirdi.

Felemenk bölgesi olan kuzeyde ise grevin yüzde 50 etkili olduğu kaydedildi.

Öte yandan Belçika’nın başlıca işçi sendikaları konfederasyonu olan yaklaşık 1 buçuk milyon üyesi bulunan ABVV-FGTB de 24 Haziran için genel grev çağrısı yaptı.

 
§