7 Ekim 2016
Sayı: KB 2016/37

Emperyalist savaşın “aktif tetikçiliği”ne hazırlanıyorlar
Etkin tetikçilikte durmak yok, yola devam!
Muhalif basın neden hedefte?
Basına “terör” baskısı
15 Temmuz sonrası hapishanelerde yaşananlar
Silivri Hapishanesi’nde OHAL keyfiyeti
1. yılında Ankara Katliamı ve katil devlet gerçeği
Yeni Türkiye’nin “yeni kapısı”
Greif işçilerine bildiri dağıtımı
55. Vicdan ve Adalet Nöbeti
Kapitalizmin özel bir aşaması olarak emperyalizm - V. İ. Lenin
TKİP Programı'ndan... Emperyalizm ve dünya devrimi süreci
Enternasyonal mücadelenin maddi temeli güçleniyor
Komünistler yurtdışında merkezi geceye hazırlanıyor
ABD: Rusya ile Suriye’de ateşkesi askıya aldık
Emperyalistler arasında Halep çatışmaları ve yansıması
Dev-Genç 47 yaşında!
DGB: Ne kadar saldırırsanız saldırın boşuna!
Bahçelievler Katliamı
Çocuklarımız değil, istismar güvencede!
1917 Ekim Devrimi göstermiştir ki işçiler ülke yönetebilir!
İlk köle isyanı ve Spartaküs
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Enternasyonal mücadelenin maddi temeli güçleniyor

D. Yusuf

 

Kapitalizm yeniden bir bunalımlar dönemine girmiş bulunuyor. Burjuvazi, her zamanki gibi, kendi eseri olan bunalımın faturasını dünya işçilerine ve emekçilerine ödetiyor. Tek tek ülkelerde ve dünya çapında dur durak bilmeyen iktisadi ve sosyal yıkım saldırılarını hayata geçiriyor.

En temel ilkesi “daha fazla sömürü ve daha fazla kâr” olan kapitalizmin krizinin ilk dalgası geride kaldı. Şimdi dünya ölçüsünde öncekinden de derin ve yıkıcı yeni bir kriz beklentisi var. Sadece geri ve yoksul ülkelerde değil, en gelişmiş kapitalist ülkelerde de geçmiştekilerden daha kapsamlı yeni bir saldırı dalgası gündemde. Dünya işçilerinin yılları bulan dişe diş mücadelelerle kazandığı tüm kazanımları yok edilmek isteniyor. Fransa’daki El Khomri yasası ve Belçika’daki Peeters yasası bu saldırıların en popüler olanlarıdır.

Kriz de, saldırılar da küreseldir, yani dünya ölçüsündedir ve uluslararası burjuvazinin ortak/birleşik saldırısıdır. Her ülkede ayrı ayrı uygulansa da saldırılar, tek merkezden planlanan kolektif bir kararın ürünüdür.

Saldırılar işçi ve emekçiler tarafından karşılıksız bırakılmıyor. Dünyanın birçok ülkesinde yaygın grevler, direnişler ve militan kitle eylemleri cereyan ediyor. Günümüz dünyası son derce yaygın ve zengin sosyal mücadelelere sahne oluyor. Tunus ve Mısır’dan Yunanistan’a, İspanya, İngiltere ve ABD’den Hindistan ve Çin’e, İtalya, Portekiz, Fransa, Belçika ve Güney Kore’den İsviçre ve Hollanda’ya, alabildiğine geniş bir alanda geniş çaplı sınıf ve kitle hareketleridir söz konusu olan.

Devrimci partiler ve komünistler için dikkate değer olan, tüm bu sosyal sınıf hareketlerinin her birinin kendine özgü yanları olması, yeni biçim ve yöntemleri de içeren özellikler taşımalarıdır.

Sosyal sınıf hareketlerinin hiç eksik olmadığı Yunanistan gibi kimi ülkelerde kemer sıkma paketlerine dönük öfke ve tepkilerin de bir ifadesi olan protesto gösterilerinin güç kazandırdığı bir önemli eğilim, sistemin dışına çıkılmadıkça IMF ve Dünya Bankası’nın ya da AB ve AMB’nin yıkım paketlerinden kurtulunamayacağı, çözüme kapitalizm aşılarak ulaşılabileceği şeklindeki eğilimdir; ki bu belki de en dikkate değer olanıdır. Tam da bu nedenledir ki, günümüz sosyal sınıf hareketleri oldukça zengin deneyimlerdirler, kendilerine has gelişim seyrine sahiptirler ve dolayısıyla da özel bir incelemeyi hak etmektedirler.

Öte yandan, uluslararası burjuvazinin bu sosyal sınıf hareketlerini karşılama, bloke etme, saptırma ve denetim altına alma yol ve yöntemleri de dikkate değerdir ve haliyle bu da özel bir incelemeyi ve bunlardan dersler çıkarmayı gerektirmektedir.

“Dünya devrimi için Türkiye devrimi!”

Kapitalist dünya sistemi bugün her zamankinden çok daha fazla organik bir bütün oluşturmaktadır. Üretici güçlerin üretim süreçlerinin uluslararasılaşması üzerinden kendini gösteren muazzam gelişme düzeyinden tutun da, tüm dünyada uygulanmakta olan temel ekonomik ve sosyal politikaların belirli merkezlerden hazırlanıp dayatılmasına kadar, bunu hemen her alanda ve her düzeyde görmek mümkündür.” (Tunus ve Mısır: Devrim için dersler, Ekim, sayı 272, Nisan 2011)

Son yılların toplumsal mücadeleleri bir yandan adeta zincirleme olarak ülkeden ülkeye yayılma eğilimi gösterirken, öte yandan farklı bölge ya da ülkelerdeki bu mücadeleler arasındaki politik ve duygusal etkileşim dikkati çekmektedir. Tunus’ta başlayan bir halk isyanı bir anda tüm Arap dünyasına şu ya da bu düzeyde yayılabilmektedir. Mısır’daki geniş çaplı kitle hareketinin moral etkisi ABD’nin eyaletleri ya da İspanya’daki kitle mücadeleleri üzerinden yankılanabilmektedir. New York’ta ortaya çıkan ‘Wall Street’i İşgal Et’ eylemleri bir dizi başka ülkeye yayılabilmektedir.” (TKİP IV. Kongre Bildirisi, Ekim 2012)

Dünya çapında yaşanan gelişmeler günümüzde enternasyonalizmin maddi temelini daha da güçlendirmiştir. Bununla da kalmamış, mücadeleyi dünya geneline yayarak, doğal enternasyonalizm eğilimlerini tetiklemiş, böylece kapitalizmi yıkmanın, yani devrimin imkanlarını daha da arttırmıştır.

Lenin’in, “enternasyonalizm öncelikle kendi ülkesinde devrim yapmaktır” şeklindeki temel tezi hala geçerlidir. Unutulmaması gereken şey, bunun dünya devrimi perspektifinden kopartılmamasıdır. Dünya devrimi için ülke devrimi, komünistler için daha Ekim I. Konferansı Bildirisi’nde dile getirdikleri, “Dünya devrimi için Türkiye devrimi!” şiarında somutlanmış ve programatik hazinelerine işlenmiştir.

Sınıfın enternasyonal bilinci geliştirilmeli

Günümüz dünyasında bir boydan bir boya akıp giden yaygın ve zengin sosyal sınıf hareketlerinin sunduğu “henüz büyük ölçüde kendiliğinden ortaya çıkan bu enternasyonalist etkileşim, yakınlaşma ve dayanışma eğilimlerinden geleceğin devrimci mücadeleleri için çıkarılması gereken sonuçlar üzerinde önemle” durulmalıdır.

Önemle durulmalıdır, zira, “Emekçiler aynı cephede bulunduklarını, ulusal ve uluslararası düzeyde ortak düşmana karşı savaştıklarını, henüz dar sınırlar içinde de olsa eylemli biçimde ortaya koyabiliyorlar. Bu olgu, bu mücadelelerin devrimci bir önderliğe, dolayısıyla programa ve yöne kavuştukları bir durumda, devrimci enternasyonalizme kazandıracakları muazzam güç konusunda şimdiden bir fikir vermektedir.” (TKİP IV. Kongre Bildirisi, Ekim 2012 )

Uluslararası burjuvazinin merkezi ve birleşik saldırısına, merkezi ve birleşik bir karşı saldırı ile cevap vermek amacı ve hedefi ile, doğal enternasyonalist etkilenişin, dayanışma ve yakınlaşmanın örneği sınıf ve kitle eylemlerine gereken ilgiyi göstermek, ilişkilenmek ve enternasyonal dayanışma bilincinin geliştirilmesi; komünistlerin ilk elden görev ve sorumluluğu budur.


 
§