İçindekiler:

22 Ocak 2021
Sayı: KB 2021/Özel-04

Aslolan sınıf mücadelesinin gündemleridir!
Sermaye düzeni, terör ve emperyalizme kölelik
Kriz, çeteleşme, şiddet ve çürüme sarmalı
Türkiye’de hak ihlalleri artıyor
41. yılında 24 Ocak Kararları
Ücretsiz izin saldırısı kaldırılsın!
MİB: 2021’i mücadele yılına çevirelim!
Kazanmak için yasalar ve yasaklar aşılmalıdır
Sinbo direnişimiz ve gösterdikleri
Tarihsel TKP: Bilinmeyen tarih - H. Fırat
Otorite üzerine - Friedrich Engels
LSG işçileri olarak seni hiç unutmayacağız…
Emperyalist güç dengeleri ve yeni ittifaklar
ABD ve İsrail’in İran’a yönelik provokasyonları
Sınıf hareketinin dünü, bugünü ve yarını üzerine
Türkiye’de Kürt genci olmak
2021i geleceğimiz için kavga yılına çevirelim!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Ücretsiz izin saldırısı kaldırılsın!

7244 nolu geçici yasa iptal edilsin!

 

Sermayenin demir yumruğu olan AKP-MHP koalisyonu, pandemide toplum sağlığını hiçe sayarak, “salgına karşı önlem” adı altında kapitalistlerin çıkarını esas alan uygulamaları hayata geçirmiştir. İşçi ve emekçiler bir yandan açlığın bir yandan da hastalığın pençesinde çaresizliğe terk edilirken, sermayedarlara ise yeni teşvikler yağdırılmıştır. Pandemi koşullarını fırsata çeviren rejim, kapitalistlerin isteği doğrultusunda yıllardır hayata geçirmeye çalıştığı esnek ve güvencesiz çalışma modellerini tek tek uygulamaya sokmuştur. “Geçici yasa” adı altında çıkartılan 7244 nolu yasa ile patronlar, işçileri hiçbir sorumluluk almadan ücretsiz izine çıkartıp, baskı, mobbing vb. saldırılarla hak gaspını daha da katmerleştirmiştir.

Yeni çalışma rejimi olarak karşımıza çıkan bu saldırı, sermaye iktidarı tarafından her üç ayda bir uzatılarak kalıcılaştırılmak isteniyor. Pandemide “sözde” üretimi düşen işletmelere işçi çıkarmak yerine “işçiyi bir süreliğine evine gönder ve bu süreçte hiçbir masrafın olmasın” denilmiştir. Ayrıca bu işçiler, günlük 39 TL’ye (asgari ücret zammı ile birlikte 45 TL’ye) mahkum edilerek, açlık sınırının yarısı bile etmeyen bir ücretle yaşamak ve ev geçindirmek zorunda bırakılmıştır. Bununla beraber ücretsiz izin saldırısını fırsata çeviren sermayedarlar, birçok işyerinde rahatsız oldukları işçiyi fabrikadan uzaklaştırmanın aracına çevirmiştir. Böylece sendikaya üye olan, hakkını arayan mücadeleci işçiler ücretsiz izin saldırısıyla karşılaşmıştır. 

Geçmişte ücretsiz izin için işçilerin onayının alınması gerekiyordu. 7244 nolu geçici yasa ile bu şart ortadan kalktığı gibi, ücretsiz izine gönderilen işçiler sigorta primleri yatmamasına rağmen, işten çıkartılmış görünmediği için başka bir işe de girememektedir. Pandemi ile beraber işten çıkartmanın yeni adı “ücretsiz izin” olmuştur.

Bu süreçte 2 milyonu aşkın işçi ücretsiz izine gönderilmiştir. Salgının başında birçok sektörde “ücretsiz izin” yaygınken, sonrasında daha çok hizmet sektöründe görülmektedir. Tekstilde ise sendikalaşan, sendika değiştiren, düşük ücret ve çalışma koşullarının ağırlığına karşı taleplerini dile getiren işçiler ücretsiz izne çıkarılmaktadır. Tekstilde, salgınla beraber ücretlerin düşmesine, çalışma koşullarının daha da ağırlaşmasına rağmen, “ücretsiz izin” nedeniyle birçok bu koşullar karşısında işçi ya sessiz kalmakta ya da bu duruma boyun eğmektedir.

İşçilerin örgütsüz ve dağınık tablosundan güç alan sermayedarlar bu saldırıyı kalıcılaştırmak ve sömürüyü daha da katmerleştirmek için canhıraş çalışmaktadır. Hal böyle iken, bu saldırıya sessiz kalmayan, direnen işçi bölükleri de var. Yaşanan ücretsiz izin saldırısı karşısında kimi fabrikalarda direnişler örgütlendi. Bu direnişlerin arasında Sinbo direnişi ise farklı bir yerde durmaktadır. Ücretsiz izin saldırısını boşa düşüren Sinbo direnişi, ortaya koyduğu mücadele ilkeleriyle işçi sınıfına kazanmanın yolunu göstermiştir.

Kardeşler!

Sermaye sınıfının saldırılarını püskürtmek için ne yapmak gerektiği konusunda yakın tarihimize bakmamız yeterli olacaktır. 2014 yılının şubat ayında Greif çuval işçilerinin gerçekleştirdiği işgal tazeliğini hala korumaktadır. Greif işçileri taşeronlaştırma, düşük ücret ve ağır çalışma koşullarına karşı taban örgütlülüğünü kurarak, fiili-meşru bir mücadele ortaya koyarak yürünmesi gereken yolu göstermişlerdir.

Başta tekstil işçileri olmak üzere, tüm işçileri Greif’in mücadele anlayışını kuşanmaya, örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.

Tekstil İşçileri Birliği

 

 

 

 

 

“Kod 29 kaldırılsın!”

 

TOMİS Sinbo’da bir üyelerinin Kod 29’la işten çıkarılmasıyla boyutlanan sendika düşmanlığı üzerine fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Kod 29’la işten çıkartılan Dilbent Türker okudu. Türker açıklamada “Sinbo yönetimi işçi ve sendika düşmanlığına devam ediyor!” diyerek şunları ifade etti:

“Sinbo yönetimi sendikal faaliyetimize sürekli olarak saldırmaktadır. İşten atma ve ücretsiz izin saldırılarıyla kölece çalışma koşullarına devam etmek için sendikal faaliyetimizi engellemeye çalışmıştı. Sinbo yönetimi, ‘Ücretsiz izin hak değil, saldırıdır!’ diyerek “Güvenceli ve sendikalı çalışmak istiyoruz” talebiyle başlattığımız direnişimizin kazanımla sonuçlanmasına tahammül edemedi. İşbaşı yapan üyelerimize, kendi bölümleri dışında izole bölümlerde çalışmayı zorlayarak bu tahammülsüzlüğünü göstermiştir. İtirazlar ardından üyelerimizin bir kısmı için bu tutumdan vazgeçmek zorunda kaldı. Ancak sendikal faaliyetimize yönelik ne yalan ve karalamaların ne de baskının sonu gelmiştir. Tüm bunlara rağmen üyelerimizle birlikte sendikal faaliyetimizi kararlıkla sürdürmemiz karşında bu kez de ahlaksızca bir yönteme sarılmıştır.”

Sinbo’da fabrika yönetiminin başka sendikaları devreye soktuğu ifade edilerek “üyemiz Dilbent Türker›e yönelik bilinçli ve sistematik saldırılarda bulunulmuştur. Bu çete mensubu işçi “yönetime gideyim sana neler yaptıracağım”“şeflerine gidip seni mahvettireceğim” gibi söylemleri ile de Sinbo yönetimini arkasına alarak insan onuruna aykırı küfür ve hakaretlerde bulunmuştur” denildi.

Açıklamada 21 Ocak’ta Dilbent Türker’in 25/2 maddesini (Kod 29) kullanarak tazminatsız bir şekilde işten atıldığı belirtildi.

“Dün nasıl kazandıysak bugün de öyle kazanacağız!”  

“Madde 25/2 (Kod 29) Kaldırılsın!” denilen açıklamada şunlar ifade edildi:

“17 Nisan’da çıkarılan 7244 nolu yasa ile işten çıkarmak sözde yasaklandı. Ancak patronlar iş yasasının 25/2 maddesine dayanarak, pandemi sürecinde daha da ağırlaşan çalışma koşullarına ses çıkaran işçileri susturmak ve sendikal faaliyete engel olmak için yaygın olarak işten çıkarmalara devam ettiler. 

“İşçi ve sendika düşmanı patronlar için Madde 25/2, kölece çalışmaya boyun eğmeyen işçileri iftiralarla, ahlaksızca iddialarla saldırarak işten atmanın bir kılıfı olmuştur. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işçi düşmanı bu keyfi saldırılardan bizzat sorumludur. Bu dönem 25/2’den işten çıkartılan işçilerin sayısındaki artış ve bunların ağırlıklı olarak sendika üyesi oluşu bu saldırının kapsamını gözler önüne sermektedir. Bakanlığın ‘işten çıkartmaları yasakladık’ söyleminin koca bir yalan olduğu artık gizlemez bir gerçektir.”

Sinbo önünde yeniden direniş çadırı 

Açıklamanın devamında “Ücretsiz izin” saldırısına karşı verilen mücadele hatırlatılarak “Dün nasıl ki ücretsiz izin saldırısına karşı direndiysek, bugün de Madde 25/2 ile işten atılmaya karşı kararlılıkla direneceğiz. Tüm sorumlular bilsin ki sendikalı olmak haktır! Fiili-meşru mücadelemizi sürdüreceğiz. Pazartesi gününden itibaren de fabrika önünde çadırımızı kurarak direnişe geçeceğiz. Tüm dostlarımızı da mücadelemize omuz vermeye çağırıyoruz. Haklarımız ve geleceğimiz için mücadele edecek ve dün nasıl kazandıysak bugün de öyle kazanacağız!” denildi.

Sinbo önünde yeniden direniş çadırı kurulacağı açıklandı.

Açıklama boyunca “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Sendikal faaliyet engellenemez”, “Baskıya, mobinge, sömürüye son!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!” “25/2 kaldırılsın”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul