Ekim Gençliği'nden
Gençlik hareketini ve onun öncülerini her açıdan bir sınav dönemi bekliyor. Bu sınav hareketin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Ya sınavdan alnımızın akıyla çıkacağız, ya da her şey değil belki ama çok şey yitireceğiz. Bu sınav, özelde sermayeye ve onun devletine, daha genelde ise emperyalist-kapitalizme karşı verilecektir.
Sınavın bu niteliği, hareketin karşıt muhatapları için de onu aynı derecede önemli kılıyor. Emperyalist-kapitalist sistem iç çelişkilerinin keskinleştiği, bu çelişkilerin gerici emperyalist savaşlar, halkların kırımı ve yıkımı biçiminde yıkıcı sonuçlara vardığı bir dönemde dünya çapında bir saldırı dalgasının startını vermiştir. Bugün dünyanın dört bir yanında emperyalist haydutluk kol geziyor. İMF-DB politikalarıyla geleceği çalınan milyonlarca emekçi şimdi de ya emperyalistlerin çıkarları için kardeş halklar karşı cepheye sürülmeye hazırlanıyor, ya da doğrudan emperyalist savaş makinasının namlusunun ağzında duruyor. Her açıdan kıyım, her açıdan yıkım ve katmerli sömürü dünyanın emekçi halkları ve gençliğini tehdit ediyor.
Gençliğinin durumu bunun en çarpıcı örneklerinden birisidir. Öyleki Türkiye burjuvazisi, yaşadığı krizin iflasa doğru yol aldığı bir durumda bu bataktan çıkmak için, gençliğin kanını açıktan emperyalistlere satmıştır. Dünyanın en mimli mali spekülatörlerden Sorosun dediği gibi, burjuvazinin tek üstünlüğü ordudur. Pazarlık ortadadır, satış yapılmış İMF kredisi karşılığı Türkiye gençliğinin kanı ABDye satılmıştır. Yani bir kez daha burjuvazinin kasaları emekçilerin eti ve kanıyla doldurulmaktadır. Satış tamamlanmış, kan parası alınmış, artık Ortadoğudaki emperyalist savaşın günü sayılmaktadır. Günü geldiğinde gençliği kardeş bölge halklarının kanını dökmek için cepheye gönderilecek, ABDnin ve işbirlikçi burjuvazinin sefil çıkarlarına ç ortağı yapılacaktır.
İşte Türkiye gençliğini bekleyen en önemli sınavlardan biri budur: Ya emperyalizmin kurşun askeri, ya da kendi özgürlük davamızın neferleri olacağız!
Gençliği bekleyen sınavın önemli ayaklarından bir diğeri ise mecliste geçirilmeyi bekleyen YÖK yasa tasarısıdır. Dergimizde bu yasanın hedefleri ve yaratacağı sonuçlar birkaç sayıdır enine boyuna işleniyor. Herşey ortada, saldırıya kılıf dahi bulamıyorlar.
Gençlik bu sınavda da iki tercihle başbaşa: Ya bu yasa sokakta yırtılacak, ya da üniversiteler sermayeye ve emperyalistlere teslim edilecek! Ara bir yol da yok!
Üniversitelerde, alanlarda tüm kararlılığımızla haykırmalıyız: Yeni YÖK yasanıza ve emperyalist savaşa geçit vermeyeceğiz!
1 Mayıs, bu büyük sınava gençliğin verdiği görkemli yanıt olacaktır!
Gençlik, 1 Mayıs alanlarında emperyalist savaşa kurşun asker olmayacağını, YÖK yasa tasarısına izin vermeyeceğini haykıracak, emperyalistlerden ve onların onursuz uşaklarından hesap soracaktır.
|