14 Eylül '02
Sayı: 36 (76)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaş hazırlıkları ve Türk burjuvazisinin uğursuz rolü
  "İMF solcuları" göreve hazırlanıyor
  CHP kimin partisi?
  İlke yoksunu reformist solun maskesi düştü
  Amerikan halkı kendi tarihiyle yüzleşiyor!
  ABD emperyalizminin Irak'a saldırı hazırlığı
  Hak kazanımının yolu fiili-meşru mücadeleden geçiyor!
  Gençlik geleceğe güvenle bakmak istiyorsa, çözüm "seçim" değil devrimdir!
  12 Eylül'den 11 Eylül'e...
  ÖO direnişçisi Hamide Öztürk şehit düştü...
  Seçimler ve devrimci sınıf çizgisi
  Kapitalist sisteme karşı mücadele kadınların tek kurtuluş yoludur
  MHP'nin yalanları ve gerçekler
   Amerikancı çizgiye ve İMF-TÜSİAD programına sadakat
   Amerikan müdahaleciliği konusunda tarihçi Howard Zinn ile söyleşi...
   Reha Tekstil'de patron-sendikacı işbirliği ile 70 işçi işten atıldı
   Alman işçi sınıfına yönelik kapsamlı bir saldırı
   11 Eylül ve sonrası
   Faaliyette sabır, soluk ve kararlılık
   11 Eylül 1973: Şili'de askeri faşist darbe!
   Savaş senaryoları yalan üzerine kurulu
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

Ölüm Orucu şehitlerinin sayısı 97’ye yükseldi. DHKP-C davasından hükümlü Hamide Öztürk, direnişin 463. gününde Bayrampaşa devlet hastanesinde yaşamını yitirdi. 19 Aralık katliamını Bayrampaşa’da karşılayan Öztürk, saldırıdan sağ çıkan diğer devrimci kadınlarla birlikte Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’ne sevkedilmiş ve burada, 5. ekip içinde direnişe başlamıştı. 9 Eylül günü yitirdiğimiz Hamide Öztürk ile birlikte, direnişte şehit düşen devrimci kadınların sayısı da 39’a yükseldi.

***

İzmir temsilcimiz Ahmet Subaşı, İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Suçu, Kızıl Bayrak gazetesinin bürosunda Kızıl Bayrak gazetesi bulunması. Ancak mahkeme AB’ye ayıp olmasın diye suçun adını değiştirmiş. Subaşı’nın suçu, “yetkili makamlarca verilen emirlere uymamak” olmuş. Tebligatta işte aynen böyle yazıyor. Sözde, basın yasalarında değişiklikler yapıp fikir özgürlüğü getirdiler. Peki değişen ne? Olay aynı, ceza aynı, sadece adını değiştirmek suretiyle kitabına uydurmuş oluyorlar. Dahası, bu “demokratik” gelişmeden önce toplatılmış yayınlarla ilgili uygulama farklıydı. Yayın, gazete bayii ve kitapçılarda bulunduğu taktirde el konuyor, aynı gazetenin bürosunda ise ve hele de İzmir büromuzda olduğu gibi 3-5 adet bulunuyorsa, genelde dokunulmuyordu. Dokunmaya kalkan olduğunda da arşiv hakkını hatırlatarakgelliyorduk. Şimdi demokratikleştik, böyle oldu. Zaten, 57. hükümetin her demokrasi paketinden payımıza böyle anti-demokratik uygulamalar düşmüştü. Giriştiği her reform hareketi, daha koyu bir gericilik olarak çıkmıştı karşımıza. Basın özgürlüğü adına karşılaştığımız bu yasakçılık da garip gelmedi bu nedenle. Ancak, elbette bu yöntemlerle haklarımızı kullanmamıza sınırlama getirmeleri mümkün değl er hal ve şartta Kızıl Bayrak’ı dalgalandırmayı sürdüreceğiz.

***

Gazetemizin 7 Eylül 2002 tarih ve 2002/35 sayılı bir önceki nüshasında yaptığımız teknik bir hatadan dolayı okurlarımızdan özür diliyor ve düzeltiyoruz. 25. sayfada yer alan, “Barış ve Kürtler” başlıklı yazı, yurtdışı baskısında imzasız çıkmıştır. Yazı, Türkiye baskısında da görüleceği gibi, “PKK-Devrimci Çizgi Savaşçıları” imzası taşımaktadır.