İsviçrede partimizin 4. kuruluş yıldönümü etkinliğine beşyüze yakın kitle katıldı...
Sınıfa, Partiye ve Partimizin 4. kuruluş yıldönümünü kutlama vesilesiyle düzenlenen Sınıfa, Partiye ve Devrime Destek Gecesinin ikincisi 9 Kasım 2002 tarihinde İsviçrenin Basel kentinde gerçekleşti. Anlamlı bir ön hazırlık çalışması yürüttüğümüz geceye beşyüze yakın bir kitle katıldı. Geleneksel kültürden kopuş kararlılığını ifade eden ve merkezi gecemizde saptadığımız politikayı bölgemizde de uyguladık. Popüler sanatçıların programda yer almadığı bir gecenin katılım açısından taşıyacağı sorunları önemsemeden kendi emeğimizin ve politik çalışmamızın ürünü olan bir gece yapmak istiyorduk. Güçlerimizin sınırlılığı, politik atmosferin geriliği, genel devrimci çalışmanın dibe vurduğu ve programımızın popüler zayıflığı dezavantajlarımız olarak önümüzde duruyordu. Fakat biz yoğun bir emeğin ve etkili bir politik çalışmanın belirleyici olduğu inancı ve bilinci taşıyorduk. Gecenin başarısını güvencelemek sergileyeceğimiz çalışma kapasitesine ve özgüvene bağlıydı. Hazırlıklarımıza ve çalışmalarımıza bu bakışaçısı yön verdi. Yüzlerce ev ziyareti yaptık, ziyaret ettiğimiz insanlardan adresler alarak başkalarına ulaşma yoluna gittik. Düğünleri ve çeşitli etkinlikleri değerlendirdik. Tek tek işyerleri ve kahveleri dolaştık. Basel ve çevresinde girmediğimiz kahve bırakmadık. Kalabalık olan kahvelerde konuşmalar yaparak masaları dolaştık. Son hafta Türkiyeliler'in yoğun olarak yaşadığı blokları dolaşarak genel ev ziyaretleri yaptık. Posta kutularına çağrı bildirilerimizi dağıttık. Baselin dışındaki yoldaşlarımız da başarılı bir çalışma yürüterek anlamlı bir bilet satışı örgütlemekle kalmadılar, geceye önemli bir kitle taşımayı da başardılar. Geceye iki hafta kala İsviçredeki güçlerimizle merkezi bir toplantı yaparak yürütülen çalışmaları değerlendirdik ve somut görev bölümü yaptık. Yapılabilinecek herşeyi yaptığım.z iddiasında olmamakla birlikte, başarılı bir çalışma yürüttüğümüz inancındayız. Bir takım etkenler, özellikle aynı gün yapılan dört ayrı düğün çalışmamızın gerçek karşılığını almamızı önemli ölçüde etkiledi ve katılımı sınırladı. Salonu partimizin kimliğini yansıtacak şekilde düzenledik, ilgi çeken bir görsellik sergiledik. Sunucuların tok ve içerikli konuşmasıyla ve Paris Gençlik Korosunun Enternasyonalı okuması eşliğinde yapılan saygı duruşuyla gecemizin açılışını yaptık. Sahnede yerini alan Paris Gençlik Korosu ilgiyle izlendi. Onu bir yoldaşın partimiz adına yaptığı konuşma izledi. Ardından Ağlama Salkım Söğüt grubu şiirsel oyununu sergiledi ve büyük bir beğeniyle dakikalarca alkışlandı. Katılımcılar Türkiyeden getirilen profesyonel bir grupla karşı karşıya oldukları inancındaydılar ve bizden grupla ilgili bilgi istediler. Birçoğu ne denli duygulandığını dile getirdi. İspanyol dans grubu programa ayrı bir zenginlik kazandırdı. Ali Asker devrimci marşlarıyla geceye coşku kattı. Verilen aradan sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Haluk Gerger her zamanki tok ve umut aşılayan konuşmasıyla büyük bir ilgi yarattı. Bunu Kapitalizm savaş demektir içerikli sinevizyon gösterimi izledi. Emperyalist savaşı ve kapitalist sömürüyü somut veriler ve çarpıcı görüntülerle veren sinevizyon büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi. Paris Gençlik Korosunun tekrar sahnede yerini alması ve söylenen türküler eşliğinde çekilen halaylarla gecemiz sona erdi. Gece sonrasında insanların
gece hakkında yaptıkları değerlendirmeler bizi fazlasıyla onurlandırdı.
Gecemize katılarak bize destek veren emekçiler ve dostlar başarılı ve
nitelikli bir gece örgütlediğimizi, katılımın da başarılı olduğunu belirterek
büyük beğenilerini dile getirdiler. Katılımcıların duygu ve düşünceleri
amacımıza ulaştığımızın bir başka göstergesi oldu.
Herkes kendi bayrağı altına! Dünya tarihine altın harflerle yazılan 7 Kasım 1917 tarihi biz işçilerin, ezilenlerin tarihidir. Bu tarih ve tüm devrimci mirası, bugün büyük devrimin 85. yılında biz işçilere sınıfsız ve sömürüsüz bir yaşam mücadelesinde yol göstermeye devam ediyor ve edecek de... Ne onurlu bir şans bizler için ki Ekim Devriminin 85. yılında Türkiyenin ihtilalci sınıf partisi de 4. yılına giriyor. TKİP de bu onurlu mirasın, bu şanlı kavganın bayrağını ülkemizde dalgalandırıyor. Her geçen yıl devrim adına ne varsa budayanlara inat TKİP işçi sınıfının devrimci, ihtilalci programını azimle ve inatla dalgalandırmaya devam ediyor. Yıllar önce Herkes kendi bayrağı altına! demişti komünistler, ne kadar da iyi demişler.... Bugün bu çağrının yöneldiği geleneksel sol çevrelerin çoğunun bayrağı teslimiyet ve tasfiyenin, ideolojik ve politik iflas ve çöküşün kendisi olmuştur. Siyasal iddiasızlıkta tüm sınırları aşanların bu durumlarına yeni bir örnek ise son seçimler vesilesiyle aldıkları tutumlar olmuştur. Ben öncelikli olarak tüm işçi kardeşlerime, emekçilere sesleniyorum; ön yargılarla değil okuyarak, araştırarak TKİPyi inceleyin. Programını okuyun, tartışın ve izlediği pratik çizgiyle karşılaştırmaya çalışın. Farkı o zaman anlayabilirsiniz. Göreceksiniz ki Herkes aynı şeyi söylüyor sözü doğru değildir. TKİP ne yasaların altına saklanan, ne reformizmin batağına gömülen, ne de günübirlik ideoloji ve teori üreten partilerden değildir. TKİP işçi sınıfının onlarca yıllık mücadelesinin eseridir ve günümüzdeki temsilcisidir. TKİP ihtilalcidir. TKİP Marksist-Leninisttir. TKİP bu coğrafyanın kızıl umududur... Yaşasın ihtilalin partisi TKİP! K. Boran
Tutsaklığın zehiri Sevgisiz yazlardan sonra Rahime Henden |
|||||