27 Nisan 2007 Sayı: 2007/16(16)

  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalist saldırganlığa ve savaşa, kapitalist sömürüye ve köleliğe, faşist baskı ve teröre karşı,
1 Mayıs’ta mücadele alanlarına!
  Kontrgerilladan hesap sormak için 1 Mayıs’ta Taksim’e!
“Taksim’i kazanmak zincirleri kırmaktır!”
Sermaye patronlarının dikensiz “Gül”ü!
Abdullah Gül tercihi “uygar Batı”nın gerçek yüzünü ortaya seriyor!
 İşçiler 1 Mayıs pikniğinde buluştu!
  Coşkulu 1 Mayıs etkinliği
  “1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanına, Taksim’e!”
  Neden 1977 1 Mayıs’ının 30. yılında Taksim?
Yüksel Akkaya
  Eğitim emekçilerinin eylemlerinden...
  NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü/3 - H. Fırat
  Hatice Yürekli anmaları...
  İşçi-emekçi hareketinden...
  Tecrit duvarları Bağdat’ta!!
  Siyonist rejimin savaş makinesi
yine ölüm saçıyor..
  Dünyadan...
  Irak merkezli Ortadoğu kaynıyor - Abu Şehmuz Demir…
  Yaşasın 1 Mayıs!
  Tümtis Genel Sekreteri Gürel Yılmaz’la 1 Mayıs üzerine konuştuk...
  Güvencesiz çalışmaya, geleceksiz yaşamaya karşı 1 Mayıs’ta iş bırakarak alanlara çıkalım!
  Bültenlerden...
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Komünistler Gülsuyu’nda haykırdı:

“Şehitlerimize devrim sözümüz var!”

TKİP kurucu üyesi ve Ölüm Orucu şehidi Hatice Yürekli İstanbul Gülsuyu’nda gerçekleştirilen bir eylemle anıldı.

24 Nisan akşamı saat 21:00’de başlayan yürüyüş öncesinde yapılan konuşmada “Bugün burada öfkemizi, kinimizi ama herşeyden önce devrim davasına  bağlılığımızı Hatice yoldaş şahsında bir kez daha haykırmak için toplandık” denildi.

Dinler Sokak’tan minibüs yoluna inen sınıf devrimcileri yolu trafiğe kapatarak Nurettin Sözen Parkı’nın üstüne geldiler. Burada gerçekleşen anma programı “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiirinin okunması ile başladı. Ardından yapılan konuşmada emperyalist savaş ve saldırganlığın dizginlerinden boşandığı, işçi ve emekçilere yönelik yıkım saldırılarının ardı arkası kesilmediği, tırmandırılan şovenist histeri dalgası ile kitlelerin zehirlendiği, Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikalarının pervasızca uygulandığı ve tüm bunlara devrimcilere yönelik devlet terörünün eşlik ettiği bir dönemde, Hatice Yürekli’yi anmanın, mücadeleye daha çok sarılmak, onun kararlılığını, azmini ve disiplinini rehber edinerek zorlukları aşmak olduğu vurgulandı.

Konuşmanın ardından Hatice yoldaşın partili yaşamını anlatan “Devrime ve partiye adanmış bir yürek” TKİP İstanbul Örgütü imzalı açıklama okundu. Yoldaşımızın partili yaşamını değişik kesitler üzerinden anlatan metinde “Hatice yoldaşı yücelten ve bugün onu yol gösterici bir miras haline getiren sadece onun şehit düşme biçimi değildir. O nerede ise parti oradaydı. O hiçbir zaman emeğini partiden sakınmadı. Hiçbir güçlük karşısında yılmadı, O’nun için ‘partiyi sahiplenmek, partiye harcanan emekle’ bağlantılı idi. Onu güçlü kılan bu idi” denildi.

Ardından bir kadın devrimci “Çan çalmıyoruz” şiirini okudu. Şiirin ardından yapılan konuşmada, “Habibler’i, Ümitler’i Haticeler’i anlayabilmek, onların nasıl bu kadar kuvvetli olduğunu kavrayabilmek için parti anlaşılıp kavranmalıdır” denildi ve arkasından Parti’nin 8 yıl boyunca verdiği sınavlar ve yaşadığı gelişme süreci anlatıldı. Politik olarak güçlü ve etkili yapılan konuşmadan sonra 100 “Ateşli Yürek” hep birlikte Avusturya İşçi Marşı‘nı söyledi.

Kitle, tekrar kortej oluşturarak Taştan Market’e kadar yürüdü. Burada yapılan çağrıda “aynı kararlılık, inanç ve disiplinle 1 Mayıs günü Taksim Meydanı’nda buluşalım” denildi. “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!” pankartının açıldığı eylemde, “Hatice yoldaş ölümsüzdür, Habip yoldaş ölümsüzdür, Ümit yoldaş ölümsüzdür!”, “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Katillerden hesabı emekçiler soracak!”, “Yeni Ekimler için ileri!”, “Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!”, “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!” ve parti sloganları atıldı.

Bir saat devam eden anma etkinliği, gerek organizasyonun başarısı ve kitlenin disiplini açısından gerekse politik içeriği ile Hatice yoldaşa layık bir şekilde gerçekleştirildi. Devletin kolluk güçleri anma öncesi Fatma Hanım mevkine yığınak yaptı, mahalle içinde devriye gezerek tacizde bulundu, etkinlik anında ise uzaktan izlemeyi “yeğledi”.       

Anmada gerçekleşen konuşmalarda da ifade edildiği gibi, Hatice yoldaşı anmak mücadeleye ve görevlere daha sıkı sarılmak, kendini partiye ve davaya adamak, bu uğurda göğüslenmesi gereken zorlukları ise partinin gücü ve yol göstericiliği temelinde aşmaktır. 

İstanbul’dan komünistler


 

Ankara: “Hatice Yürekli yoldaş yaşıyor!”

Ankara’da sınıf devrimcileri 22 Nisan günü Hatice Yürekli yoldaşın Ölüm Orucu Direnişi’nin 182. gününde ölümsüzler kervanına katılmasının 6. yıldönümünde Yüksel Caddesi’nde bir eylem gerçekleştirdiler. Eylemde kızıl bayraklar, Ümit, Habip, Hatice yoldaşların fotoğrafları ile “Hatice Yürekli yoldaş yaşıyor! Zafer devrim davasınındır!/BDSP” imzalı pankart taşındı.

Eylem Yüksel Caddesi’nin Mithatpaşa Caddesi çıkışından yürüyüşle başladı. Eylemde “Habip, Ümit, Hatice yoldaş yaşıyor!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganları coşkuyla ve hep bir ağızdan haykırıldı. Yüksel Caddesi’ne gelindiğinde Hatice Yürekli’nin devrimci mücadelesini, kimliğini anlatan bir metin okundu. Hatice yoldaş şahsında devrim davasının yenilmezliğine vurgu yapıldı. Hatice yoldaştan devralınan bayrağın işçi sınıfının devrimci programı önderliğinde burjuvazinin kalelerine dikileceği bir kez daha kararlılıkla yinelendi. 1 Mayıs alanlarına çağrıyla eylem sona erdi.

Kızıl Bayrak/Ankara


Hatice Yürekli yoldaş mezarı başında anıldı...

“Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”

Hatice Yürekli yoldaş 22 Nisan 2001’de Ölüm Orucu direnişinde ölümsüzleşti. Hatice yoldaşın ölümünün 6. yıldönümünde mezarı başında bir anma gerçekleştirdik. 22 Nisan günü saat 11.00’de mezarlıkta biraraya gelerek “Hatice yoldaş ölümsüzdür!” pankartı açtık, kortejler oluşturduk.

En önde Parti şehitlerimiz Hatice, Habip ve Ümit yoldaşların fotoğraflarını taşıdık. Parti şehitlerimizin adlarını ve parti sloganlarını coşkulu ve güçlü bir şekilde haykırdık. Yürüyüşte “Habip yoldaş yaşıyor!”, “Ümit yoldaş yaşıyor!”, “Hatice yoldaş yaşıyor!”, “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Hatice yoldaş ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları haykırıldı.

Mezarı başına gelindiğinde, Parti ve devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşuyla etkinlik başladı. Açılış konuşmasının ardından Hatice yoldaşın devrimci yaşamını ve kimliğini anlatan metin okundu, konuşmalar yapıldı. Konuşmada şunlar söylendi:

“‘Ben gönüllü bir ölüm orucu direnişçisiyim. Bizim Ölüm Orucuna örgüt baskısıyla gittiğimiz söyleniyor. Bu çok çirkin ve çaresiz bir yalandır. Bizler siyasi kimlikleri, gelecek idealleri olan ve bu idealler doğrultusunda yaşayan insanlarız. Devletin bizleri teslim alıp imha etmeye dönük planlarına karşı en önde durmak, ölümüne direnişin ilk gönüllüleri olmak bir onurdur bizim için. Hiç kuşku duymuyorum ki tüm arkadaşlarımız ilk gönüllüler içinde olmayı istemektedirler...’

20 Ekim 2000 ölüm orucu direnişinin 1. ekibinde yer alan yoldaş direnişinin 182. gününde kurucu üyesi olduğu partinin üçüncü ve ilk kadın şehidi olarak ölümsüzleşmiştir. Ölüm orucu dönemindeki bir yazısında şunları demektedir Hatice yoldaş; ‘Direnişimizin gücü devrim davasının yenilmezliğinden geliyor. Açlık belki hücre hücre bitiriyor bedenlerimizi ama; onurlu bir davanın taşıyıcıları olmak, her şeyden daha baskın; açlıktan da ölümden de… Çünkü sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın tohumlarını büyütüyoruz bedenlerimizde. Bugünden yarına akıyoruz. Bu akış hiçbir karşı devrimci zorun durduramayacağı biçimde süreklidir, hep ileriye doğrudur. Nazım’ın dediği gibi, Artık zafer hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp kazanılacaktır…’ Sizleri zaferin coşkusuyla selamlıyor, yapının yükselmesinde emeği olan tüm yoldaşların kolektif yüreğinden öpüyorum. Her zamankinden daha sıkı sarılalım görevlerimize. Çünkü yarın bizimdir yoldaşlar!..’

Hatice yoldaş bu gücü nerden alıyordu? O gücünü dünya işçi sınıfı ve ezilen halkların devrimci kurtuluş mücadelesinden alıyordu, gücünü bu mücadelenin önderi işçi sınıfının marksist-leninist ideolojisinden, onun doğrularından ve sağlamlığından alıyordu. O gücünü, bu topraklarda bilimsel sosyalizm ile işçi sınıfı hareketinin birliğinin ifadesi ve güvencesi olan Partisinden, onun program ve mücadelesinden alıyordu. O gücünü, ülkemizde ve dünyada sosyalizmin işçi sınıfının devrimci iktidarıyla gelecek zafere olan sarsılmaz inancından alıyordu. O, devrimci inanç ve iradenin simgesi olarak, işçi sınıfı ve emekçilerin bilincine  kazındı. O, faşizmin karanlığını yırtan ışık oldu...

Evet, yoldaş, biz kazanacağız! İşçi sınıfı kazanacak! Habip, Ümit ve Hatice yoldaş gibi en önde giden yoldaşlarımızı örnek alacak ve taşıdıkları kızıl bayrağı daha da yukarılara taşıyacağız! Ve onları unutmayacağız; onların sınırsız ve sömürüsüz bir dünya, onurlu ve özgür bir yaşam uğruna öldükleri kavgayı asla yarıda bırakmayacağız!”

Hatice yoldaşın devrimci iradesine ve kararlılığına vurgu yapıldı. Partili mücadelede tuttuğu yer anlatıldı, bıraktığı miras dile getirildi. Şehit yoldaşlarımızdan öğrenerek mücadeleyi büyütmenin, yaşamın her alanında ve kavgada en önlerde yer alarak mücadele bayrağını yükseltmenin önemi vurgulandı.

Yoldaşın kardeşi anmada bir konuşma yaptı. Konuşmasında şunları söyledi:

“Prometeustular, Spartaküstüler, binlerce kez öldürülselerde asi bir kardelen gibi sürgün verdiler en ağır çığların altından. Onlar Deniz’diler, Yusuf’tular, Hüseyin’diler, Habip ,Ümit, Hatice’ydiler. Biteceğinden bu kavganın medet umanlar hergün yeni Ümitler’i yeni Habipleri, yeni Haticeler’i karşılarında buluyorlar. Süreçte gösteriyor ki pervasızca saldırmalarının, katliamlarla yıldırmaya çalışmalarının sebebi ‘korkuyorlar’. Haksız da değiller. Çığ gibi büyüyen öfkemizle ve sarsılmaz inancımızla geliyoruz yaptıklarının hesabını sormaya…”

Hatice’nin işçi yoldaşları tarafından okunan şiirler ve marşlarla etkinlik devam etti. Daha sonra aynı mezarlıkta bulunan siper yoldaşlarımızın mezarları ziyaret edildi. Saygı duruşunun ardından atılan sloganlarla etkinlik sona erdi.

İzmir’den komünistler


Eskişehir’de Genç-Sen forumu

21 Nisan günü Eskişehir Taşbaşı Kültür Merkezi’nde yaklaşık 90 kişinin katılımıyla Genç-Sen Formu gerçekleştirildi. Açılış konuşmasıyla başlayan forum “Genç-Sen nedir? Neden sendika? Nasıl bir sendika?”, “Biz neler yaptık”, “Uluslararası deneyimler” ve “Liselerde yaşanan sorunlar” başlıklı sunumlarla devam etti.

Aranın ardından forumun ikinci bölümü açık kürsüyle devam etti.

Eskişehir’de gerçekleştirilen formdan önce kitleye açık toplantılarda formda tartışılan konular tartışmaya açılmıştı. Toplantılar sonucunda üniversitelerde nasıl faaliyet yürütüleceği, sendikanın nasıl bir zeminde örgütlenmesi gerektiği konusunda ortak bir karara varılamamıştı. Bu konular üzerinden formda da bir sonuca varılamadı.

Eğer bir gençlik sendikası kurulması amaçlanıyorsa ve sendika gençliğin mücadele aracı olacaksa kendini bu tür sonuçsuz tartışmalardan kurtararak bir an önce gençliğin yaşadığı sorunlara pratik çözümler üreten bir misyonla hareket edilmelidir. Bu haliyle tepeden inme, şablon bir örgütlenme olan sendika mücadele alanlarında örgütlenmeye yönelmezse etkili ve etkin bir mücadele aracı da olamaz.

Ekim Gençliği/Eskişehir


 

Küresel Eylem Grubu’ndan miting çağrısı

Küresel Eylem Grubu (KEG), Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne imza atması için, 28 Nisan’da Kadıköy Meydanı’nda yapılacak olan “Başka bir enerji mümkün” mitingine, bir basın toplantısıyla çağrı yaptı.

Yüzden fazla sivil toplum örgütü ve  platformun bir araya gelerek oluşturduğu Küresel Eylem Grubu’nun “Başka bir enerji mümkün! Türkiye Kyoto’yu imzala!” şiarıyla Kadıköy’de yapacağı mitingin başlıklarının ve içeriğinin anlatıldığı basın toplantısında, hükümetin enerji politikası konuşmacılar tarafından eleştirildi. Kyoto Protokolü’ne imza atılması için herkes 28 Nisan’da Kadıköy’de yapılacak olan mitinge çağrıldı.

KEG adına yapılan konuşmanın ardından mitingin örgütleyicisi olan kurumların temsilcilerin konuştular. Kent Konseyleri, Nükleer Karşıtı Platform, Sodev, Sinop Bizim, Çiftçi Sendikaları, DSİP, GreenPeace, İTO, Tükoder, Yeşiller, TUDEF, Haber-Sen temsilcileri yaptıkları kısa konuşmalarla eyleme destek verdiklerini belirttiler.

Kızıl Bayrak/İstanbul