25 Mayıs 2007 Sayı: 2007/20(20)

  Kızıl Bayrak'tan
   Düzen cephesinde seçim hazırlığı...
  Sermayenin seçim sonrası “niyeti”
Ankara’nın göbeğinde kontrgerilla
provokasyonu!..
Bir “solda dönüşüm” öyküsü
“Sol” görünümlü faşist parti DSP
Ah şu liberaller -
Haluk Gerger
  Düzen güçlerinin Kürt halkına karşı
“kutsal ittifakı”
  Büyükanıt emretti, Yargıtay uyguladı!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Rejim krizi ve gündemdeki parlamento seçimi
  Seçim kampanyası ve kadro sorunu
  İbrahim Kaypakkaya ülke genelinde düzenlenen eylemlerle anıldı...
  Lübnan’da iç çatışmalar yeniden başladı
  Düşük maliyetli katil istihdamı
  Alman devleti G8 karşıtlarına saldırılarını artıyor
  Dünyadan...
  Batı Avrasya ve Ortadoğu
Abu Şehmuz Demir
  Gençliğin çözümü devrimde!
  Seçimler ve devrimci yurtsever tavır/1
M. Can Yüce
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Burjuva yasaların koruduğu vahşet...

“Rojda Gezgin” davası!

Kadını aşağılayan, horlayan ve ikinci sınıf bir varlık olarak gören gerici burjuva ideolojisi yaşamın her alanına yansıyor. Son olarak bunun en çarpıcı örneğini Diyarbakır’da 15 yaşında, henüz kadın olduğunun bile farkına varamayan, ancak kadınların yaşadığı birçok sorunu çocuk yaşta yaşamak zorunda bırakılan Rojda üzerinden tüm vahşetiyle bir kez daha görmüş olduk.

Diyarbakır’da çok gezdiği ileri sürülerek burnu kesilen 15 yaşındaki Rojda Gezgin ile ilgili davada, mahkeme, sömürü düzenine yakışır bir karara imza attı. Mahkeme insanlık dışı olayın ders vermek için yapılmış olabileceğine karar verildi, Rojda Gezgin’e işkence yapan akrabalarına oldukça komik cezalar öngörüldü.

Rojda Gezgin, önce tecavüzüne uğradığı kişiyle evlendirilmek zorunda kaldı. Eşinin tutuklanması üzerine, eşinin ailesinin yanında kalan Gezgin, bu kez de çok gezdiği iddiasıyla işkenceye maruz kaldı. Burnu kesilen Rojda Gezgin’e, evlendirilmek zorunda bırakıldığı adamın akrabaları da tecavüz girişiminde bulundu.

Olayın ortaya çıkmasının ardından 4 kişi hakkında, “zorla alıkoyma” ve “çehrede sabit hasar bırakacak şekilde yaralama” suçlamasıyla Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Rojda Gezgin, aldığı ölüm tehditleri üzerine şikayetinden vazgeçerken, tepki çekecek bir kararla dava sonuçlandı. Mahkeme heyeti, kayınpederi Ekrem Gezgin hakkında beraat kararı verirken, üç kayınbiraderi de 2’şer yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, olayın Rojda Gezgin’e “ders vermek amacıyla” gerçekleşmiş olabileceğine karar vererek, Gezgin’e yapılan işkenceleri de meşru gördü.

Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca, Rojda’nın kayınbiraderlerinin tecavüz girişimi iddiasıyla ilgili “hayatın tabi seyrine uygun değildir” şeklinde karara vardı.

 

Kartallı Liseliler: “Mayıs şehitleri ölümsüzdür!”

Kartallı Liseliler, 22 Mayıs günü Kartal Meydan’ında gerçekleştirdikleri bir eylemle Mayıs Şehitleri’ni andılar.

22 Mayıs günü Kartal Meydanı’nda “Mayıs şehitleri ölümsüzdür!” şiarlı pankartı açan Kartallı Liseliler, burada ilk olarak Mayıs şehitleri nezdinde devrim ve sosyalizm yolunda düşenler için saygı duruşu yaptılar. Ardından ortak hazırlanan basın metni okundu.

Yapılan açıklamada şunlar söylendi: “6 Mayıs 1972’de Deniz Gemiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan’ın idam edildiği gün, 18 Mayıs 1973 Diyarbakır zindanlarında katledilen İbrahim Kaypakkaya, Alibeyköy’de sokak ortasında dergi satarken polis tarfından vurulan 17 yaşındaki İrfan Ağdaş, Hasan Ocak, Serdar Yılmaz, Feyzi Alansoy, Kadir Manga, Sinan Cemgil ve nice yiğit devrimci Mayıs ayında şehit düşmüştür. Anıları önünde saygıyla eğiliyor ve kavga bayrağını daha yukarı çekeceğimizi and içiyoruz.”

İLGP, Liseli Gençlik, SGD’li Liseliler, Devrimci Kılavuz ve PDG’nin örgütlediği ve bağımsız öğrencilerinde destek verdiği eyleme 40 kişi katıldı.

Eylem boyunca “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!”, “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” ve “ Mayıs şehitlerin tek tek isimleri okunarak “Yaşıyor” sloganları atıldı.

Eylem öncesi ve sonrasında ajitasyon konuşmaları yapıldı. Eylemde kolluk güçlerinin yoğun önlemler aldığı gözlemlendi.

Kızıl Bayrak/Kartal

Tohum Kültür Merkezi umudu selamladı!

 Tohum Kültür Merkezi, 20 Mayıs günü “Tohum olduk büyüyoruz, selam olsun umuda!” başlığı altında bir etkinlik gerçekleştirdi.

Salonda “Emperyalizmin köleleştirici kültürüne karşı yeni demokrasinin özgürleştirici kültürünü kuşan!/TKM”,  “Umut seçimlerde değil demokratik halk iktidarında!/Partizan”, “İMF ve özelleştirmeye, tarımın tasfiyesine ve tecrite hayır!”, “Emekçi semtlerinde yıkım saldıralarına karşı birleş, mücadeleyi yükselt!” pankartları asılıydı.

Etkinlik sinevizyon gösterimiyle başladı. Sinevizyon gösteriminde İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci mücadelesi ile Ortadoğu’daki katliamlara karşı halkların direnişi anlatıldı.

Daha sonra Tohum Kültür Merkezi adına açılış konuşması yapıldı. Konuşmada bir avuç asalak dışında kalan milyonların cehennem koşullarında yaşadığı ifade edildi. Emperyalizmin saldırıları ve Ortadoğu halklarının direnişi vurgulandı. Latin Amerika’da halkların emperyalizme başkaldırısı selamlandı. Ülkemizde egemenlerin saldırılarına, devrimci güçlere yönelik baskı ve teröre dikkat çekildi. Tüm bunların devrimci hareketlerin önünü kesmeye yönelik olduğu ifade edildi. Böylesi bir dönemde Kaypakkaya’nın düşüncelerinin ve mücadelesinin önemine vurgu yapıldı.

Açılış konuşmasından sonra saygı duruşunda bulunuldu. Halkoyunları ekibinin oyunlarından sonra Partizan adına bir konuşma yapıldı. Ardından Hilmi Yarayıcı sahneye çıktı. Gökhan Birben’in söylediği Karadeniz türküleriyle horon çekildi. YDG kampanya çalışması ile ilgili konuşma yaptıktan sonra Hasan Sağlam Kürtçe ve Zazaca şarkılar söyledi ve halaylar çekildi.

Grup Haykırış, Çar Newa ve Ferhat Tunç’un söylediği şarkılardan sonra etkinlik sona erdi.

Etkinlik boyunca mesajlar okundu ve sloganlar atıldı.

Kızıl Bayrak/ İstanbul

 

Af Örgütü’nden 2007 raporu

Uluslararası Af Örgütü 23 Mayıs günü yayınlanan ve tüm dünyada insan haklarının yıllık bir değerlendirmesinin yapıldığı 2007 Raporu’nu açıkladı. Raporda güçlü hükümetler ve silahlı grupların insan haklarını ihlal etmek, giderek daha bölünmüş ve tehlikeli bir dünya yaratmak için kasıtlı bir şekilde insanlardaki korkuyu kışkırttığı tespitinde bulunuldu.

Taksim Yenişehir Palas Otel’de gerçekleştirilen toplantıda basın açıklamasını Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Levent Y. Korkut okudu. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Ville S. Forsman’ın da bulunduğu açıklamada, 2006 yılında dünyada yaşanan olayların yol açtığı sorunlara ve bu sorunların toplumların bugünü ve geleceği açısından yaratacağı sıkıntılara değinildi. Korku politikalarının tehlikeli biçimde bölünmüş bir dünya yarattığı sonucuna varan raporda 2006 yılı içinde Türkiye’de yaşanan gelişmelere de dikkat çekildi. Yazarların ve insan hakları savunucularının dava edildiği vurgulandı.

Açıklamada, “Uluslararası Af Örgütü hükümetlerden, korku politikalarını reddetmelerini ve insan hakları kurumlarına, ulusal ya da uluslararası arenada hukukun üstünlüğüne yatırım yapmalarını talep ediyor” denildi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

“Mumia Abu-Jamal’a özgürlük!”

Ölüm cezasına mahkum edilen ve 25 yıldır cezaevinde tutuklu bulunan Amerikalı gazeteci Mumia Abu-Jamal’ın 17 Mayıs tarihinde yargı önüne çıkarılması nedeniyle, başta ABD ve Avrupa olmak üzere birçok ülkede “Mumia’ya özgürlük!” şiarıyla eylemler yapılıyor.

Türkiye’deki eylemler Ankara ve İstanbul’da 17 Mayıs günü gerçekleştirildi. Galatasaray Lisesi önünde yapılan eylemle Jamal’ın adil yargılanma ve serbest bırakılma talebi aydın, sendikacı ve yazarların imzacı oldukları bir dilekçeyle Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’ne gönderildi.

“Free Mumia!/Evrensel Gazetesi”, “Mumia’ya özgürlük!/Emek Partisi” pankartlarının açıldığı eylemde basın açıklamasını Evrensel Gazetesi Yazı İşleri Müdürü yaptı. Jamal’ın 1982 Temmuz’unda Amerika’da ülke çapında muhalif siyahlara yönelik operasyonlarda gözaltına alındığını ve beyaz bir polisi öldürmek iddiasıyla tutuklandığını belirtti. Radyo yapımcısı ve Amerika’daki muhalif örgütlerden Kara Panterler Partisi’nin Philedepia liderlerinden olan siyahi gazetecinin üzerine atılan suçun tanık ifadeleriyle boşa düşürüldüğünü belirtti. İnsan hakları savunucularının itirazları sonucunda bugün akşam saatlerinde Amerikan Federal Temyiz Mahkemesi’nde yargı önüne çıkarılacağını duyurdu.

Eylem boyunca “Mumia’ya ögürlük!”, “Free Mumia!”, “Kahrolsun ABD, yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı. Açıklamanın ardından Galatasay Postanesi’nden Abu-Jamal’ın adil yargılanması ve serbest bırakılması talebini içeren metin Amerikan Büyükelçiliği’ne gönderildi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Sendikacı Süleyman Üstün uğurlandı...

Mide kanserinden dolayı tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi’nde yaşamını yitiren, DİSK ve Petrol-İş’te çalışmış olan Süleyman Üstün, 22 Mayıs günü Petrol-İş ve DİSK Genel Merkezi’nde yapılan anma törenleriyle son yolculuğuna uğurlandı.

2000 yılından bu yana Petrol-İş Sendikası’nda eğitim uzman olarak çalışan ve bugüne kadar binlerce işçiye eğitim veren Üstün için ilk cenaze töreni Petrol-İş Sendikası Genel Merkezi’nde saat 10.30’da başladı. Saygı duruşu yapıldı ve özgeçmişi okundu. Süleyman Üstün’ün mücadeleyle geçen yaşamı ve işçi sınıfı mücadelesine yaptığı katkılar anlatıldı. Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın yaptığı konuşmada; Üstün’ün çok yönlü kişiliğine değinerek, 12 Mart’ta işkencelerden geçtiğini, 12 Eylül’den sonra ise 11 yıl boyunca yurtdışında yaşamak zorunda kaldığını belirtti.

Anmanın ardından Üstün’ün cenazesi DİSK Genel Merkezi’ne getirildi. Saat 12.00’de başlayan törene Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve KESK yönetcileri katıldı. Burada ilk konuşmayı, mücadele arkadaşı olan BMİS Genel Sekreteri Selçuk Göktaş yaptı. Üstün’ün yıllarca kapitalizmi ve ayağa değen taşın bile sebebinin kapitalizm olduğunu anlattığını, belirtti. Üstün’ün gözaltılardan, işkencelerden geçtiğini ancak mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadığın dile getirdi. Törende DİSK eski Genel Sekreteri Mehmet Karaca da bir konuşma yaptı ve Üstün’ün “bir marksist, komünist”  olduğunu söyledi. Üstün’ün emekçi sınıflara sınıf olma bilinci taşımak için çabaladığını söyledi.

Törenin ardından Süleyman Üstün’ün cenazesi DİSK Genel Merkezi’nden Şişli Cami’ne omuzlarla götürüldü. Yolun tek şeridinin kapatıldığı yürüyüşe yüzlerce kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

Sultanbeyli PSAKD’den açıklama

PSAKD Sultanbeyli Şubesi, 22 Mayıs günü Taksim tramvay durağında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamada Sultanbeyli Belediyesi’nin açtığı davayla cemevlerinin yıkılmak istediği belirtilerek, daha önce de benzer saldırılarla karşı karşıya kaldıkları ama şimdiye kadar devam ettikleri mücadelelerinden vazgeçmedikleri dile getirildi.

Açıklama halen devam eden cemevi inşaatına destek amacıyla 27 Mayıs günü saat 12.00’da İnönü Stadyumu’nda düzenlenecek olan şenliğe çağrıyla son erdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

“Kimsenin askeri olmayacağız!”

Vicdani Ret Platformu 20 Mayıs günü Taksim Gezi Parkı’nda yaptığı açıklama ile 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde sayıları 60’ı bulan eski vicdani retçilerle yeni vicdani retçileri buluşturdu. Her türlü şiddete, silah üretimine ve silahlı organizasyona karşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi. “Öldürmeyeceğiz, ölmeyeceğiz, kimsenin askeri olmayacağız!” sloganı atan Platform bileşenleri, “Dün Irak, bugün İran, yarın?”, “Kimse için savaşma, asker olma!”, “Savaşın insan kaynağını kurutun!” yazılı dövizler taşıdılar.

Eylemde yapılan açıklamada insanların hafızalarında sürekli olarak “düşman” imgesinin canlı tutulmaya çalışıldığı belirtilerek şunlar söylendi: “Çeşitli coğrafyalarda, mücadelelerle kazanılmış, sosyal haklar, milliyetçilik ve militarist uygulamalar altında eziliyor. Bizler savaşa, adam öldürmeye karşıyız. Savaşları durdurmanın temel yollarından biri onun finans ve insan kaynağını kurutmaktır. Herkesi militarizme karşı işbirliği yapmaya davet ediyorum”. Açıklamanın ardından yeni vicdani retçiler açıklama yaptılar. Platform Taksim Gezi Parkı’ndan Harbiye Orduevi’ne yüründükten sonra eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Sinan Köylüleri toprak reformu istiyor!

Diyarbakır’ın Bismil İlçesi Sinan Köyü’nde yaşayanlar, 300 yıldır üzerinde yaşadıkları 29 bin dönüm topraklarının Sinanlı ailesi tarafından gaspedildiğini dile getirdiler. “Gaspedilen topraklarımızın kamulaştırılmasını ve Sinan köylülerine dağıtılmasını istiyoruz!” diyerek toprak reformu talebinde bulundular.

20 Mayıs günü Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen Sinan köylüleri “Sn. Adalet Bakanımız Ağaya kredi köylüye ceza adalet bu mudur!/Sinan Köyü Halkı” pankartı açtılar. “Ağalar Meclis’te, köylüler sokakta!”, “Bugün bitecek, yarın gelecek, vekiller bize hesap verecek!” sloganları attılar. Köylüler, “Topraksız vatansız, oy kullanmayız!”, “Başbakan, 2007 yılında kula kulluk devam etsin mi?”, “Ah ağa, zalim ağa ölülerimizden ne istedin!” yazılı dövizler taşıdılar.

Köylüler adına açıklama yapan Ercan Güneş, köyün tapularının yeniden incelenmesi ve topraksız köylülere toprak sağlanması için 4 yıldır mücadele verdiklerini belirtti. Şunları söyledi: “Bu süre içinde topraklarımızı ekmemize dahi izin verilmedi. 2 odalı kerpiç evimiz bile bizim değil. 4 yıldır Ankara-İstanbul gidip geliyoruz. Görenler bize gülüyor, biz kendi halimize acıyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz, bizlere yardımcı olun. Sinanlı ailesi tarafından dedelerimizden hileyle gaspedilen topraklarımızın kamulaştırılarak Sinan köylülerine dağıtılmasını yani Sinan’da toprak reformu istiyoruz. Biz kendi köyümüzde çiftçilik yaparak insanca yaşamak istiyoruz.”

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

İstiklal’de Kızıl Bayrak satışı

19 Mayıs günü Galatasaray Postanesi önünde ortak yapılan Kaypakkaya eyleminden sonra BDSP’liler, İstiklal Caddesi’nde yaklaşık bir saat boyunca ajitasyon konuşmaları eşliğinde Kızıl Bayrak gazetesinin satışını yaptılar. Çözümün ne mecliste ne seçimde, çözümün devrimde kurtuluşun sosyalizmde olduğunu teşhir konuşmalarıyla emekçilere anlattılar. İşçi ve emekçileri emperyalist savaş ve saldırganlığa, kapitalist sömürüye ve sosyal yıkım saldırılarına karşı örgütlü mücadeleye çağırdılar.

Kızıl Bayrak /İstanbul


Boğaziçi Üniversitesi: “Hepimiz Tuhaf’ız!”

14 Mayıs Günü Meksika Kültür Bakanlığı ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen kültür etkinliği kapsamında Meksika Devlet Üniversitesi, Meksika’nın yöresel kıyafetlerinin sergilendiği bir etkinlik düzenledi. Bu etkinlik kapsamında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü ‘Hepimiz’ adlı dans-müzik gösterisiyle Rum, Alevi, Çingene, Ermeni ve Kürt dans müziklerini sahneledi. Etkinlikler Cumhuriyet, Hürriyet ve Takvim gazeteleri tarafından çarpıtılarak karalanmak istendi.

Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri Karanlığı Sorguluyoruz İnisiyatifi burjuva basının  karalama kampanyasına karşı 21 Mayıs’ta BÜ Güney Kampüs Girişi’nde bir eylem gerçekleştirdi. Güney Kampüs Meydanı’ndan kampüs girişine sloganlarla yürüyen öğrenciler Hürriyet gazetesinin 16 Mayıs tarihli “Boğaziçi’nde tuhaf şov!” manşetiyle verdiği habere atfen “Hepimiz Tuhaf’ız!” pankartıyla yürüdüler.

Kampüs girişinde yapılan açıklamada; Hrant Dink’in ve Uğur Kaymaz’ın katledilmesine değinildi. Yakın zamanda Hrant Dink’i anma etkinliğine gerçekleştirilen saldırılarla beraber üniversite girişlerine güvenlik kamerası yerleştirilmesinin protesto edildi.

Yürüyüş ve açıklama boyunca “Türk, Kürt, Ermeni, yaşasın halkların kardeşliği!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “ Biji Boğaziçi!”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!”, “ YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!” sloganları atıldı. Coşkulu geçen eyleme 50’ye yakın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

“Betül yoldaş ölümsüzdür!”

Geçtiğimiz yıl 21 Mayıs’da lenf kanseri nedeniyle yitirdiğimiz Betül Altındal, yoldaşları, dostları ve sevenleri tarafından 20 Mayıs günü gerçekleştirilen eylem ve etkinliklerle anıldı.

Betül Altındal’ı anmak için saat 12:00’de Zincirlikuyu’daki mezarı başında biraraya gelen yoldaşları ve dostları Betül’ün fotoğrafını ve HKM flamaları taşıdılar. Altındal’ın mezarı başında “Betül Altındal yoldaş ölümsüzdür!” pankartı açıldı. Betül’ün şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Halk Kültür Merkezleri adına yapılan konuşmada Altındal’ın siyasal yaşamı, devrimci kimliği, mücadelesi anlatıldı. Mezara bırakılan kızıl karanfillerle, Grup Diyar’ın seslendirdiği devrimci türkü ve marşlarla devam anmada Altındal’ın anısına şiirler okundu.

Anmanın ardından HKM’de bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirilenler anısına saygı duruşuyla başladı. Ardından konuşma yapıldı, Altındal anısına şiirler okundu. Yoldaşları ona dair duygu ve düşüncelerini paylaştılar. Grup Diyar, onun sevdiği devrimci marş ve türkülerden oluşan bir program sundu. Betül’ün mücadeleye ve devrime olan inancını yansıtan mektuplarından oluşan sinevizyon gösterimi ilgiyle izlendi.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Hasan Ocak mezarı başında anıldı!

Devlet tarafından katledilen Hasan Ocak 19 Mayıs’ta mezarı başında anıldı. Gazi Cemevi önünde biraraya ESP’liler mezarlığa doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca “Hasan Ocak yaşıyor, komutana bin selam!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Kahrolsun MİT, CİA, kontrgerilla!” sloganları atıldı.

Hasan Ocak’ın mezarı başına gelindiğinde tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Hasan Ocak’ın ailesi O’nun hayatını anlattı. Gazi Mezarlığı’ndaki diğer devrim şehitlerinin ziyaret edilmesinin ardından kitle tekrar kortej oluşturarak Cemevi‘ne doğru yürüyüşe geçti. Eyleme yaklaşık 200 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/GOP