26 Ekim 2007 Sayı: 2007/41(41)

  Kızıl Bayrak'tan
   Hedeflerinde sadece Kürt halkı değil,
işçi ve emekçiler de var!
  Şovenist histeriye ve faşist kudurganlığa karşı devrimci direniş!..
Düşman Kürt halkı değil, sermaye düzeni ve devletinin kendisidir!..
Felakete doğru uygun adım - Haluk Gerger
Sermaye saldırıyor,
İMF daha fazlasını istiyor!
“Türk” Telekom ve grev hakkı - Yüksel Akkaya..
  Sermaye sınıfı ve sendika bürokrasisi
Telekom grevini boğmak için harekete geçti!
  Telekom greviyle dayanışmayı
yükseltelim!
  Türkiye Cumhuriyeti ve Ortadoğu - Haluk Gerger
  “Küreselleşme”, sendikasızlaştırma
ve yoksullaştırma/3
Yüksel Akkaya
  Sosyalist Kamu Emekçileri’nden çağrı:
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Uluslararası tekellerin kârı uğruna Kaz Dağları feda ediliyor...
  Rusya-İran işbirliği pekişiyor...
  Sürgünden dönen Benazir Butto’ya suikast girişimi...
  Dünyadan...
  Özel savaşta yeni aşama... - M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sürgünden dönen Benazir Butto’ya suikast girişimi...

Pakistan’da gerici hesaplaşmalar!

Gerici güçler arası çatışma ve hesaplaşmaların kimi zaman kitlesel katliamlara yolaçtığı Pakistan’da, siyasal gerilim, ülkeye dönen eski başbakanlardan Benazir Butto’nun konvoyuna düzenlenen bombalı intihar saldırısıyla iyice tırmandı.

8 yıl aradan sonra ülkesine dönen Benazir Butto’ya, başında bulunduğu Pakistan Halk Partisi’nden 100 kadar yetkili eşlik etti. Karaçi havaalanı ve kente uzanan yollarda toplanan 200 bin dolayında kişi Butto’yu karşılarken, kitlenin çoğu Pakistan Halk Partisi’nin renkleri olan siyah, kırmızı ve yeşil giysilere bürünmüştü.

Taliban yanlısı militanların Butto’nun gelişini protesto amacıyla intihar eylemleri düzenleme tehdidinde bulunduğunu açıklayan bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi, olası bir eyleme karşı 20 bin asker ve polisin görevlendirildiğini açıklamıştı. Buna rağmen kolluk kuvvetleri, büyük bir katliama yol açan saldırıyı önleyemedi ya da önlemedi.

Benazir Butto’yu Karaçi havaalanında karşılayan konvoy, kutlamaların yapıldığı Karaçi sokaklarında ilerlerken meydana gelen ilk patlamanın fazla şiddetli olmadığı, asıl can kaybına ikinci patlamanın neden olduğu açıklandı. Aralarında polislerin de bulunduğu en az 139 kişinin öldüğü, 400 kişinin yaralandığı saldırıdan Butto yara almadan kurtuldu.

Pakistanlı yetkililer bombalardan birini bir intihar eylemcisinin patlattığını açıkladı. Saldırı, Pakistan tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak niteleniyor.

Butto, araç konvoyunu hedef alan saldırıyı, “askeri rejimin eski yöneticisi General Ziya ül-Hak’a çok yakın kişilerin düzenlediğini’ söyledi. Paris merkezli bir internet sitesine mülakat veren Butto, “Beni kimin öldürmek istediğini gayet iyi biliyorum. Bunlar, şu anda aşırı ve fanatizmin arkasında olan Ziya Ül-Hak döneminin ileri gelenleri” dedi

Butto’nun eşi Ali Zerdari ise, saldırının arkasında, eski başbakanın ülkeye dönüşü ile güçlerini kaybetmekten korkan hükümet ve istihbarat yetkililerinin bulunduğunu, fiili saldırının ise Pakistan istihbarat servisinin bir şubesi tarafından düzenlendiğini ileri sürdü.

Saldırıyı kınayan Pakistan İçişleri Bakanı Aftab Şerpao, “Bu, Butto’nun hedef alındığı bir terör eylemidir. Bu eylemle Pakistan’daki demokratik süreci sabote etmek amaçlanmıştır” dedi. Ancak bakan, 20 bin kişilik bir orduyla önlem alan kolluk kuvvetlerinin saldırıyı neden önleyemediğine dair bir açıklık getirmedi.

Uzun süren pazarlıklar sonunda Benazir Butto ve partisi ile anlaşmaya varan diktatör Pervez Müşerref ise, saldırıyı “demokrasiyi hedef alan bir komplo” sözleriyle kınayarak, saldırganların bulunarak cezalandırılacağını öne sürdü.

Saldırıyı kınayan Beyaz Saray sözcüsü, Pakistan’da Ocak ayında düzenlenecek genel seçimlere atıfta bulunarak, “Aşırılık yanlıları, Pakistanlılar’ın temsilcilerini demokratik ve şeffaf bir süreçle seçmelerini engelleyemeyecek” dedi. Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi, savaş kundakçıları, ihtiyaç duyarlarsa Pakistan’a fiili müdahalede bulunabilecekler.

Yıllardır Pakistan’daki gerici rejimi güden Washington’daki haydut takımı, Müşerref-Butto pazarlığının da “hakemliği”ni yapmıştı. İktidar ve yağma paylaşımı esasına dayanan Müşerref-Butto anlaşması, ciddi açmazlarla karşı karşıya bulunan Amerikancı rejimi güçlendirme kaygısıyla kotarılmıştı. Zira İslami gericiliğin giderek güçlendiği Pakistan’da diktatör Müşerref’in itibarı ciddi bir aşınma süreci içindeydi. Bu anlaşma diktatör Müşerref’i belli ölçüde rahatlatsa da, yer yer patlayan bombalarla dışa vuran gerici güçler arasındaki siyasi gerilimi çözmesi beklenmiyor.

Pakistan ordusu ve istihbaratı, Taliban cellatlarını Afgan halklarının başına musallat ettiğinde, Pentagon-CIA planını fiilen uygulamışlardı. Pakistanlı egemenlerin de çıkarına olan sözkonusu kanlı planın uygulanması, Taliban güçlerini Pakistan ordusunun/istihbaratının uzantısı haline getirdi. Pakistan ordusu ABD’nin baskısıyla desteğini geri çektiğinde, Ortaçağ kalıntısı Taliban rejimi kısa sürede yerle bir olmuştu.

Taliban rejimi yıkılsa da, Pakistan’daki gerici İslamcı akımlar güçlenmeye devam etti. General Müşerref başkanlığındaki gerici rejime muhalif, ancak rejimden de gerici olan dinci akımların ordu içinde çatlaklar yaratabilecek güce eriştiğini savunan çevreler var.

Çatışan güçlerin tümü de gerici ve emekçi düşmanıdır. Hal böyleyken ülkenin kaos içine sürüklenmesinin yaratacağı ağır faturanın bu ülke emekçilerinden tahsil edileceğine kuşku yoktur. Pakistanlı işçi ve emekçilerin emperyalizme ve gericiliğin farklı akımlarına karşı direniş bayrağını yükseltmeden, bu vahim tabloyu değiştirme olanağı yakalaması olası görünmüyor.




Ortadoğu’dan...


50 Filistinli tutsak yaralı!

Filistinli tutsaklarla dayanışma örgütlerinden Club de Prisonnier tarafından yapılan açıklamaya göre İsrail’in güneyindeki Negev Çölü’nde bulunan Ketziot Cezaevi’nde gardiyanlar Filistinli tutsaklara onur dışı arama dayattı. Arama saldırısına izin vermeyen Filistinli tutsaklar, gardiyanları ellerinde bulunan çeşitli nesneleri fırlatarak engellemeye çalıştı. Bunun üzerine Filistinli tutsaklara cop, göz yaşartıcı bomba ve plastik mermilerle saldırıldı. Saldırının sonucunda 50 kadar Filistinli’nin yaralandığı belirtildi. Çoğu çadırda olmak üzere 2000’e yakın Filistinli’nin tutulduğu cezaevi yetkilileri saldırıyı doğruladı ancak yaralı sayısının belirtilenden az olduğunu, tutsakların çadırları yaktıklarını ifade etti.


Türk şirketleri, Güney Kürdistan’dan çekiliyor!

Tezkerenin çıkması ve devletin Güney Kürdistan’a yönelik müdahale planlarının ardından Türk şirketleri de Irak’tan çekiliyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Erbil Türk İşadamları Birliği Başkanı Ahmet Acar, “Kuzey Irak’ta faaliyet gösteren birçok Türk firmasının sözleşmelerini iptal ettiğini söyledi. 1 Ekim’den bugüne 23 firma, kaydını silerek ticari faaliyetlerini sonlandırdı.

“Gerekirse İran’a operasyon mümkündür”

ABD’nin yeni Genelkurmay Başkanı Amiral Michael Mullen, Savunma Bakanı Robert Gates ile beraber Pentagon’da bir basın toplantısı düzenledi. Ortadoğu gündemi üzerine düzenlenen toplantıda ABD’nin işgal politikalarının yürütücüleri tarafından bir kez daha bölge halklarına tehditler yağdırıldı. İran’ın nükleer “emellerini” ve Irak’taki direnişçilere desteğini önlemek için şimdi diplomasiye odaklandıklarını belirten Mullen, yönetim istediği anda İran’a askeri operasyon düzenleyebilecek kaynaklara sahip olduklarını belirtti.

Savunma Bakanı Gates ise İran’ın nükleer silah elde etmesinin Ortadoğu’da bir silahlanma yarışının önünü açacağından kaygı duyduklarını belirtti. Silahlanmanın terörü besleyeceğini belirterek, Putin’in İran sorununun çözümünde yapıcı bir rol oynayabileceğinin altını çizdi.

Toplantı boyunca “İran’a karşılık vermek” cümlesi birkaç kez kuruldu. Ancak İran’a neyin karşılığında şiddet uygulanacağı yahut neyin karşılığında bir askeri operasyon hazırlığı yapıldığı açıklanmadı. Sürekli olarak uluslararası bir tehditi önlemeye çalıştıklarını vurgulayan ABD’li yetkililer, “gerekirse vururuz” diyerek basının karşısından ayrıldılar.