14 Ekim 2011
Sayı: SİKB 2011/39

 Kızıl Bayrak'tan
Kongre Hareketi ve tasfiyeci hayaller…
Emperyalistlerle suç ortaklığı
dosyası kabarıyor…
8 Ekim mitingi üzerine
Sosyal ve siyasal saldırılara karşı onbinler Ankara’da buluştu
Kürtlere yasak, faşistlere serbest
Grevli sendika hakkı için fiili-militan mücadele!
Oda çalışanları kazandı
Sağlıkta parmak
hesabı olmaz!
BEDAŞ’ta direniş
çadırı kuruldu
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Ekim Ayı Toplantısı
“İmpo’ya sendika girene
kadar buradayız!”
Burjuva demokrasi ve proleter demokrasi
Temo suikasti ve
Suriye’de olası gelişmeler
Mısır’da kanlı provokasyon
Grevler dalga dalga
Steve Jobs’un ardından Apple ve bilgisayar sektörü tarihine kısa
bir bakış.
Açlık ordusu büyüyor
Silikozise 48. kurban, sırada yüzlerce işçi var
Ferhat ve Berna serbest
Zorunlu bağış protestosu
Medyanın suç ortaklığı,
hükümetin sahte çözüm arayışları.
Parti, dava ve
“küçük-burjuva yiğidi!”..-Hikmet Kıvılcımlı
Tecride kalite ödülü
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sağlıkta parmak hesabı olmaz!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, 26 Ağustos 2011 günü Adalet Bakanlığı’na ilişkin 650 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) içine gizlenerek çıkarılan “Tam Gün” uygulaması ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Bir buçuk ayını dolduran Tam Gün uygulamasının özellikle onkoloji ve cerrahi branşlarında yol açtığı hasta mağduriyetlerinin devam ettiği bilgisi verildi.

21 Ocak 2010 tarihinde çıkarılan (Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın iptal kararları nedeniyle uygulanamayan) 5947 sayılı Tam Gün Kanunu’nda devlet hastaneleri için altı aylık, tıp fakültesi hastaneleri için bir yıllık geçiş süreci tanımlandığını hatırlatan TTB, 26 Ağustos 2011 tarihli KHK’da ise, muhtemelen yargının verebileceği iptal kararlarını engellemek için, tek bir günlük geçiş süresi bile tanınmadığına dikkat çekti.

Dokuz günlük bayram tatili öncesinde “Yangından mal kaçırır gibi çıkarılan” KHK’nın aynı gün yürürlüğe girdiği söylendi.

Bu nedenle gerek hekimlerin gerekse sağlık kuruluşlarının emeklilik veya istifa nedeniyle doğacak boşluklar, tedavileri sürmekte olan kronik hastalar, verilmiş randevular ve programlanmış ameliyatlar için düzenleme yapma imkânı bulamadıklarına vurgu yapılan açıklamada bugün yaşanan sıkıntıların bir nedeninin de bu akıl dışı yürürlük tarihi olduğu söylendi.

TTB, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a şu hatırlatmada bulundu:

“1- Hekimler için her bir hasta değerlidir ve her bir hastanın çektiği acı ve ızdırap önemlidir; saygı gösterilmelidir.

2- Tıbbın kurucu atası Hipokrates’in iki bin beş yüz yıl önce söylediği gibi; Primum Non Nocere!

Önce Zarar Verme!

Faydalı olmayı beceremiyorsan da, ÖNCE ZARAR VERME!

Hekimler güvenceli koşullarda tam süre çalışma isterken ve halen sizin istediğiniz koşullarda tam gün çalışan hekimlerin özlük hakları için hiç bir iyileştirme tarafınızdan yapılmazken, güvenceli tam süre çalışma isteyen hekimlerin yaptığı GöREV etkinliğinde “bir kişinin bile burnu kanarsa bu çağrıyı yapanlara hesabını sorarız” yaklaşımınızın bu olayda da aynı duyarlılıkla işlemesini ve yarattığınız mağduriyetler nedeniyle hakkınızda gereğini yapmanızı beklemekteyiz.”

 

 

 

Kadın doktor kaymakam dövmüş

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, görev yaptığı Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinin kaymakamı tarafından darp edilen Dr. Bahar Tekin’in “kaymakamı yaralamak ve hakaret suçlarından” yargılanmasıyla ilgili olarak 11 Ekim günü bir basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında, sağlık alanında şiddetin boyutları değerlendirildi ve tüm sağlık çalışanları 25 Ekim’de Diyarbakır’da gerçekleştirilecek davada Dr. Bahar Tekin’e destek vermeye çağrıldı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı da, 25 Ekim’deki duruşmaya katılmaya ve Dr. Bahar Tekin ile dayanışmaya çağırdı.

Tekin hakkında hazırlanan iddianameden çeşitli pasajların aktarıldığı açıklamada Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin inceleme sonucunun merakla beklendiği dile getirildi.

18-20 Kasım’da TTB’nin de yer aldığı çok sayıda kurumca düzenlenecek Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Kongresi’nin bu konuyu da inceleyeceğinin duyurulduğu açıklamada şu öneri getirildi: “25 Ekim’de bütün Türkiye’de sağlık çalışanları öğlen sağlık kuruluşlarında bir araya gelerek açıklama yapsınlar. 25 Ekim 2011 tarihinde Diyarbakır’daki Bahar Tekin duruşmasına Sayın Bakan da gelsin, biz orada olacağız, davayı birlikte izleyelim ve meslektaşımızla dayanışma içerisinde olalım; hiç olmazsa bu adımı atalım.”


 

 

Sağlıkta “tasarruf!”a devam

AKP “sağlıkta tasarruf” adı altında yine sağlık hakkına el uzatıyor. “Terörü bitirmek” demagojisiyle milyar dolarları gözden çıkaran AKP, 35 milyar lirayı aşan sağlık harcamalarını düşürmek gerekçesiyle de emekçilerin canını gözden çıkarıyor.

Öncelikle ilaç kutuları küçültülerek, ödenen ilaç faturası düşürülecek. İlaç kutularında 30 yerine 10 draje yer alacak. Aile hekimlerinin yazdığı reçeteye de 3 TL ödenecek.

Sağlık Bakanlığı ilaç kutularının küçültülmesi için talimat verdi bile. Bununla beraber emekçiler, muayene sonrasında yazdırdığı ilaç karşılığında eczaneden ilacı alırken 3 TL ödeyecek. Daha önce bu ücret sadece devlet, üniversite ve özel hastanelerdeki doktorlara ilaç yazdırılması halinde ödeniyordu.

Türkiye Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak drajelerin azaltılmasını şöyle değerlendirdi: “Sadece sağlık alanında tasarrufa yönelik bir olayı gündeme taşımak ya da buradan bir tasarruf sağlamaya yönelik bir atraksiyonda bulunmak çok doğru bir yaklaşım olarak gelmiyor. Çünkü, ilaç kutularının içindeki drajelerin azaltılması bilimsel kavramlarla yapılabilecek bir şey. O yüzden sağlık profesyonellerinin, Sağlık Bakanlığı nezdinde biraraya gelerek bu olayları, bu olguları tartışması ve buna yönelik gerçekten bilimsel bir veri ortaya koyarak bunların gerçekleştirilmesi söz konusu olabilir.”

 

 

 

İşten atmaya öfke

İstanbul’da Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Dev Sağlık-İş Sendikası işyeri temsilcilerinden Muzaffer Mengü sendikal nedenlerle işten atıldı. 30 Eylül’de sözlü bir şekilde işten çıkartıldığı ve artık işe gelmemesi gerektiği söylenen işyeri temsilcisi için 6 Ekim günü Okmeydanı Hastanesi Başhekimlik önünde kitlesel bir protesto eylemi yapıldı.

Arkadaşlarının işten atılmasına karşı çıkan sağlık işçileri, Mengü tekrar işe alınmadığı takdirde hukuki ve fiili bütün mücadele yöntemlerinin hayata geçirileceğini belirttiler. İşten atılma konusunda taşeron firmayı sorumlu tutan hastane yönetimi suçu daha önce de yaptığı gibi üzerinden atmaya çalışırken, sendika üyeleri işten atılma gerekçesinin işyeri temsilcisinin, üyelerin sorunlarını dile getirmesi ve hak araması olduğunu belirtiyorlar. Eyleme katılan Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya ve işten atılan işyeri temsilcisi Muzaffer Mengü’nün birer konuşma yaptıkları eylemde hastane yönetimi uyarıldı.