15 Haziran 2012
Sayı: SYKB 2012/24

 Kızıl Bayrak'tan
İktidar için kapışan
gerici koalisyonun saldırıları
devrimci sınıf hareketiyle püskürtülebilir!
Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılsın!
Kürt halkına yönelik tutuklama terörü sürüyor
Sivas’ın katili sermaye devleti
Van’da Kürt siyasetçilere
tutuklama terörü
Emekli metal işçisi Ramazan Gecener ile 15-16 Haziran Direnişi üzerine
MESS Grup TİS’leri için Bursa’da kararlı başlangıç
“Havayolu direnişiyle
sınıf dayanışması!”
Grev yasağı üzerine
Borusan direnişi eylemlerle sürüyor
Tarihsel çağ ve yeni tarihsel dönem
H. Fırat.
Filistin’de ırkçı-siyonist saldırganlığa karşı direniş sürüyor!
İsrail açlık grevi anlaşmasına
uymuyor
Gerici cepheden Suriye’yi “Afganistanlaştırma”
girişimleri
Dünyada grevler-protestolar yükseliyor!
Yunanistan'da ırkçılık karşıtı yürüyüş
“Özgürlüğümüz, sınıfımız için,
hep birlikte direnmeliyiz!”
4+4+4 ve eğitimde yeni dönem
Liseli gençlik eleme sınavlarına karşı alanlarda
Tutuklu öğrenciler için miting
“Beyoğlu’nda işkenceye son!”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sivas’ın katili sermaye devleti...

Hesabını sormak için

2 Temmuz’da alanlara!

 

Kardeşler!

Sivas katliamının üzerinden 19 yıl geçti. Ama aradan nice yıllar geçse de bu vahşi katliamı unutmayacağız/unutturmayacağız Acımız ilk günkü gibi taze, öfkemiz tarif edilemeyecek kadar büyük. Unutmadık çünkü, insanlık tarihinde eşine ender rastlanabilecek böyle vahşi bir katliamı unutmak mümkün değil. Çünkü, Sivas’taki ateş hala yanıyor. Çünkü katiller yaptıklarının arkasında, ateşi yakan elleri boğazımızda!

Kardeşler!

Sivas’ta 35 canımızın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliam, üç-beş gerici yobazın işi değildir. Yobaz takımı fügurandır. Tezgahlayan devlettir. Sermaye devleti, Ankara’daki en üst yöneticilerinden Sivas’taki yerel uzantılarına kadar tüm mekanizmasıyla katliamın içindedir. Planlayan, örgütleyen, yöneten ve uygulayandır.

Amaç bu kanlı karanlık düzende meşale olanların ışığını söndürmek, amaç mücadele edenlere gözdağı vermektir. Amaç zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri olmayanları bölüp parçalayıp yönetmektir.

Katliamın tüm bir seyri, Kanlı Pazar’da, Çorum’da, Maraş’ta ve daha nice devlet katliamında gördüklerimizle aynıdır. Günler öncesinden gerici medya tarafından örgütlenen kışkırtmalarla uygulamaya konulan senaryo, Madımak Oteli’nin yakılmasıyla sona ermiştir. Tüm bunlar yaşanırken devlet önlem almak için kılını dahi kıpırdatmazken katliamda kullanılan gerici güruha kol kanat germiştir. Dönemin başbakanı Tansu Çiller “çok şükür otelin önündeki halkın burnu dahi kananamıştır” diyerek bu gerçeği de itiraf etmiştir.

Katili suçüstünde yakalayan milyonlarca insan bunun için katliamın ardından haykırmıştır: “Katil devlet hesap verecek!”

Kardeşler!

Ama katil yakasını sıyırmak için oyundan oyuna başvurdu. Kendisini kurtarmak için her zaman yaptığı gibi suçu üç-beş füguranın üzerine attı. Bu amaçla göstermelik davalar açtı, tutuklamalar yaptı. Ama bunu yaparken dahi pervasızdı.

Öyle ki, gerici yobaz takımından tutuklu olanları cezaevinde el üstünde tutuldu, bir süre sonra da serbest bırakıldılar. Bazılarına “aranıyor” yalanıyla kol kanat gerildi. Bazıları milletvekili yapıldı, bakan oldular. Dün figürandılar, bugün başrole terfi ettiler. Arsızlık ve pervasızlıkta da zirve yaptılar, adını da “zamanaşımı” koydular.

Kardeşler!

Sivas’ın hesabını sormak için mücadeleden başka yol yoktur. Bu gerçek, aradan geçen 19 yıl boyunca döne döne kanıtlanmıştır. Sivas’ın katili sermaye devletiyse, onun kapısında da adalet aranamaz. Bu kapıdan adalet aramak bu saatten sonra bile bile kendini aldatmaktır. Yağlı urgana bile bile boynunu uzatmaktır.

Katillerden, onların yasal ve siyasal uzantılarından, maskeli uşaklarından yakamızı kurtarmalı, onların kanlı tezgahlarını paramparça etmeliyiz. Bu devrimin yoludur. Bu yoldan ilerleyelim!

Kardeşler!

Bu dava Alevi-Sünni, hangi inanç ve milliyetten olursa olsun tüm emekçilerin davasıdır. Çünkü Sivas’ta yakanlar boynumuzdaki sömürü zincirlerini de tutanlardır. Bu nedenle Sivas’ta yakan elle ekmeğimize uzanan el aynıdır.

İşte bunun için Sivas’ın hesabını sormak demek, aynı zamanda zincirlerimizden kurtulmak demektir. Açlıktan, yoksulluktan, sömürüden kurtulmak demektir.

Öyleyse haydi el ele verelim 2 Temmuz’da alanlara çıkalım. Hep birlikte katillerin yakasına yapışalım! İnsanca bir yaşam, aydınlık ve özgür bir gelecek için omuz omuza yürüyelim.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)

 

 

 

 

Katliamdan haberdar olan yok!

 

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Uludere Alt Komisyonu, özel yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderdiği bilgi ve belgeleri incelemek üzere toplandı.

Toplantıda incelenen ve soruşturma dosyasında yer alan MİT açıklamasıyla Roboski Katliamı’ndaki sorumluluk hep başka devlet kurumlarına havale edildi.

MİT açıklamasında “bu operasyona imkan verecek bir istihbaratı elde etmediği, bunu başkalarına vermediği, kimseyle paylaşmadığına dair” iddiaları karşısında katliamdan daha sonra haberdar olunduğu savunuluyor.

Daha önceki açıklamalarda sermaye hükümeti adına Tayyip Erdoğan da “operasyondan” daha sonra haberi olduğunu savunmuştu. Roboski katliamının üstünü örtme çabaları aradan geçen zamana rağmen başarısız oldukça sermaye devleti kaçak açıklamalara sığınıyor.

Devlet mekanizmaları arasında bürokratik mekanizmalara sarılan açıklamalarla katliamın sorumluluğu ortada bırakılmak isteniyor.

Uludere Alt Komisyonu üyesi Mersin Milletvekili Ertuğul Kürkçü, toplantı sonrası şu açıklamalarda bulundu:

Savcılık şimdi Genelkurmay Başkanlığı’nın kendisine gönderdiği dosyayı da bize gönderdi. Bu dosyada bizim bilmediğimiz yeni hiç bir şey yok, olayın esası bakımından. Sadece kimi bilgi notları var. Şu militan şurada yakalandı, bize şunu söyledi, biz buradan şu bilgiyi elde ettik’ diye bilgiler var. Bunlar bu olayın oluşu ile alakasız bilgiler. Genelkurmay bize gönderdiği bilgi notunda da son 10 yıllık mücadeleyi anlatmıştı ama bu olayla ilgili spesifik bir şey söylememişti. ‘Niçin bu karar alındı, kim bu kararı aldı, kim kaldırdı uçağı?’ bilgileri yok.”