28 Temmuz 2017
Sayı: KB 2017/29

Devrimci sınıf hareketi
Dikta rejiminin noteri: Parlamento!
Baskı ve denetim her yerde
Gerici müfredat
Birleşik Metal-İş nereye?
Metal işçisinin direncini örgütlemeye!
Türk Metal neye hazırlanıyor?
Gülmen ve Özakça için yapılan eylemlerde polis terörü
Sigortasız işçiliğin kaynağı kapitalizme karşı mücadeleye!
“Direnişi kazanana kadar daha da büyüteceğiz”
Soluğumuzu tutalım, sınıf ve kitle hareketliliklerinin yeni dönemine hazırlanalım!
“Devrimci sınıf sendikacılığında DEV TEKSTİL öncü adımdır”
Sermayenin az maliyet, azami kâr projesi: UİS
Karalama ve tehditlere karşı Yazaki’de direniş sürüyor
6 Ağustos seminerine doğru
“Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz!”
DGB’li Enise İlin’e yönelik tacizlere dair açıklama
ABD’de yaşanan siyasal kriz ve yansımaları
Filistin’de katliam ve yağma bir arada
“Sünni cephe”nin önceliği, Filistin davasını tasfiye etmek!
Bir barikat türküsü: Halka Yol Gösteren Özgürlük
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin az maliyet, azami kâr projesi: UİS

 

Emperyalist burjuvazi küresel büyümenin kırılgan bir yapı sergilediği, ticaret ve yatırımların zayıfladığı, verimliliğin azaldığına yönelik saptamalar yapıyor. ABD-Rusya krizi, Avrupa Birliği’nde (AB) yaşanan iç gerilimler, Ortadoğu’da süren savaş, mülteci sorunu vb. gelişmelerin var olan sorunları kendileri adına daha da ağırlaştırdığından söz ediyorlar. Bu gelişmeler ışığında, sorunlarına yanıt arayan sermayedarlar; IMF, AB, Dünya Ticaret Örgütü gibi, dünya zenginliklerini ve işçi sınıfının emek gücünü sınırsızca kullanarak oluşturdukları kuruluşlar aracılığıyla yeni plan ve projeler hazırlayıp uygulamaya çalışıyorlar. Avrupa Birliği, ‘60’lı yıllardan beri emek gücünü değersizleştiren, üretimle bağı içerisinde sınıf bilincini parçalayan envai çeşit esnek çalışma yöntemi uygulamaktadır. Bu uygulamaları “gelişmişliğin ön adımı” olarak diğer kapitalist ülkelerin önüne koymaktadır.

AB’nin gelişmekte olan ülkelerin önüne koyduğu projelerden, aynı zamanda AB üyelik gereklerinden birisi de Avrupa İstihdam Stratejisidir. Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı vb. emperyalist kurum ve kuruluşların yönünü çizdiği bu strateji, Türkiye’de Ulusal İstihdam Stratejisi olarak kabul görmektedir. Bu strateji kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, İŞKUR, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası vb. yoğun bir işbirliği sergileyerek seferber olmuş durumdadır.

Türkiye’de iş gücü piyasasının yeniden şekillendirilmesi için uzun yıllardır uygulanan bu emperyalist politikanın 2017-2019’u kapsayan son güncellenmiş hali ise yakın zamanda açıklandı.

Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS) kapsamında örnek alınan esnek çalışma biçimleri şöyle;

1- Kısmi süreli çalışma: 4857 sayılı kanunun 13. maddesinde düzenlenen ve Türkiye’de uygulanan en yaygın esnek çalışma biçimidir. Türkiye’de kısmi süreli çalışan oranı % 12 olarak belirtilmektedir.

Hâlihazırda, iş kanununda kısmi süreli çalışanların fazla çalışma yapması yasaktır. Sermayedarlar açısından bir sorun olarak görülen bu hükmün, UİS ile ortadan kaldırılması ve kısmi süreli çalışanların fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yapabilmesi hedeflenmektedir.

2-Belirli Süreli Çalışma: İş Kanunu'nun 11. maddesinde düzenlenen belirli süreli çalışma 2012 yılı verilerine göre Türkiye’de %12,2 civarındadır. Belirli sürelerle yapılan sözleşmelerde işçilerin temel hakları verilmemektedir, mevsimlik işçi olarak görülmektedir.

3-Geçici, Özel İstihdam Büroları (ÖİB) aracılığıyla çalışma: İş Kanunu’nun geçici iş ilişkisi başlıklı 7. maddesinde düzenlenen çalışma biçiminde, ÖİB’ler işçi kiralayan, “istihdam eden”, patron niteliğindedir. UİS’te patronlara getirdiği faydalar üzerinden genişçe yer alan ÖİB’in işletmelerin kısa süreli iş gücü ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yere sahip olduğu, özellikle kadınlar, gençler ve uzun süreli işsizler üzerinden hayat bulduğu dile getirilmektedir. Son güncellenen UİS’te ÖİB’in dar kapsamlı olduğu ve genişletilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Bilindiği gibi Özel İstihdam Bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi, UİS’te de “özel politika gerektiren gruplar” olarak vurgulanan kadınların anne olma durumları üzerinden verilmiş oldu. Kadınlara müjde olarak duyurulan bu esnek çalışma biçiminin zamanla uygulama alanı genişletilerek kadın, erkek, çocuk iş gücünün esnekleştirilmesi sağlandı ve çalışma yaşamına kiralık işçilik uygulaması da böylelikle girmiş oldu.

4-Çağrı üzerine çalışma: İşin teknolojik iletişim araçlarıyla iş yeri dışında yerine getirilmesi olarak tanımlanan bu esnek çalışma biçiminde de, hiçbir sosyal hakkın olmadığı, işçi maliyetlerinin azaltıldığı ve patronların kârlarının daha da artırıldığı bilinmekte ve bu uygulama için de UİS kapsamında kollar sıvanmaktadır.

5-Evden Çalışma: Bu çalışma biçiminde iş, ev eksenli yapılmaktadır. Firmaların, iş yeri kirasından, elektrik/su giderlerine, işçilere sunulması gereken servis, sigorta, yemek, tatil, mesai, kreş vb. hizmetlerden kurtulduğu bu çalışma biçimi de yaygınlaştırılması istenen ve adımları somutlanan bir şekilde UİS’de yer almaktadır.

Evden çalışma, hâlihazırda, ev hizmetleri, çocuk ve yaşlı bakımının kadının bireysel iş gücüne bırakılması, diğer taraftan artan pahalılık ve zorlaşan yaşam koşulları nedeniyle emekçi mahallelerde yaşayan, başta kadınlar olmak üzere aileler tarafından uygulanmaktadır. Büyük fabrikalara üretim yapan fason, taşeron çalışmanın mahallelere uzanan kolunda kadın iş gücü yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.

“Özel politika gerektiren sosyal gruplar”ın başında gelen kadınların iş gücü, sermayenin iştahını kabartmakta ve UİS’te özellikle kadınlar üzerinden en az maliyetle azami kâr hedeflenmektedir.

6- İş paylaşımı: Belirli bir işin birden fazla işçi arasında bölüştürüldüğü esnek çalışma biçimdir. 2023’e kadar en az 3.3 milyon çalışanın kısa süreli çalışana dönüştürülmesi ve en az 4.6 milyon kişinin part-time çalışan olması planlanıyor.

UİS’te çok fazla vurgulanan ve önlem alınan bir konu başlığı ise iş gücü piyasasının katılığıdır. Kastedilen patronların, ekonomideki ani dalgalanmalara göre belirleyecekleri ihtiyaçların sağlanmasının önündeki engellerin -ki işçi sınıfı ve emekçilerin kazanılmış hakları oluyor bunlar- kaldırılmasıdır.

Bu katılığın giderilmesi için kıdem tazminatı, ihbar, yıllık izin, mesai ücretleri vb.nin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Hazırlanan UİS projeleriyle patronların yükleri hafifletilecek, ihtiyaçları anında, hızlı, kolay ulaşılır hale getirilecektir.

Bu esnek çalışma biçimlerinin adımlarına bakıldığında, toplumda ikincil görülen, aşağılanan ve emek gücü daha değersizleştirilen kadın işçiler üzerinden öncelikli uygulandığı ve yenilerinin de yine kadın işçiler üzerinden yoğunluklu olarak hedeflendiği görülmektedir. Kadın işçilerin annelik durumu istismar edilen; çocuk-yaşlı bakımı ve ev işleri üzerine bırakılarak toplumsal üretimin dışına itilen kadınlar, bu yeni saldırılarla esnek, güvencesiz çalışmaya mecbur edilmektedirler. Zaman içerisinde kadın işçiler üzerinden gerçekleştirilen tüm bu saldırılar giderek tüm işçi sınıfına dayatılacaktır.

Sermayenin UİS kapsamındaki saldırılarını boşa düşürmek için de kadın, erkek işçilerin ortak hareket etmesi ve işçi sınıfının kadın sorunu temelinde bilinçlendirilmesi önemli bir yerde durmaktadır.

S. Gül


 
§