26 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/17

1 Mayıs’ın devrimci ruhunu alanlara taşıyalım!
Yoksul bırakıp dalga geçiyorlar!
“Tarımda Milli Birlik Projesi” ile yıkıma devam!
Anadolu Ajansı ve AKP
Kıdem tazminatımızı gasp ettirmeyeceğiz!
Gün daha fazla birlik, daha fazla kenetlenme günüdür…
Belediye yönetimleriyle değişen sendikal “tercihler”!
“İş cinayetlerine karşı kararlı eylemler yapalım”
DİSK Tekstil’in başındaki çete sınıfa ihanette sınır tanımıyor…
Türkiye’de 1 Mayıs - H. Fırat
1 Mayıs düşüncesi ilerliyor - Rosa Luxemburg
1 Mayıs - V. İ. Lenin
1 Mayıs’ın kökenleri nedir? - Rosa Luxemburg
Dünya tarihinde 1 Mayıs
Sudan’da isyan, dikta rejim, dış müdahale…
Avrupa Birliği Ordusu: Emperyalist saldırganlığın yeni cephesi - D. Meriç
TÜİK verileri geleceksizliğin resmidir!
Hatice Yürekli Yoldaş: Yiğit, samimi, ateş saçan bir yürek!
1 Mayıs öncesi sınıf devrimcilerinden etkinlik ve toplantılar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Anadolu Ajansı ve AKP

 

Anadolu Ajansı (AA) seçim dönemlerinde sonuçlara dair yaptığı manipülasyonlar ile sık sık gündeme geldi. AKP’nin haber ajansı gibi davranan AA, seçim sonuçlarını açıklarken ilk olarak kırsal kesimleri ve AKP’nin yüksek olduğu sandık sayımları sonuçlarını servis ederek, AKP “kazandı” algısı yaratıyor.

31 Mart yerel seçimlerinde AA yandaşlığını bir kez daha sergiledi. Seçim gecesi 23.21’de veri akışını kesip, ertesi gün 13.00 sularına kadar verileri açıklamaması nedeniyle tepkileri üzerine çekti. YSK başkanı bu tepkilerden kaynaklı “AA benim müşterim değil, benden veri almıyor. Nereden alıyor bilmiyorum” diyerek kendi paçasını kurtarmaya çalıştı. Bu zamana kadarki seçimlerde sıkıntı yaşamayan AA ve YSK ikilisi, birbirlerini suçladılar. AA Genel Müdürü de “YSK Başkanı bizi neden hedef gösterdi, anlamıyorum. YSK Başkanı’nın bitiremediği seçimi ben nasıl bitireyim” diyerek kendini savundu. İki tarafın da AKP’nin basıncı ile ne yapacaklarını bilememelerinden kaynaklı bu gülünç durum, iktidarın geldiği noktayı gözler önüne serdi.

Anadolu Ajansı’nın tarihi burjuva cumhuriyetin tarihine dayanıyor. Anadolu Ajansı TBMM açılmadan önce, 6 Nisan 1920 yılında, Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından ulusal bağımsızlık savaşının verildiği dönemde kurulmuştur. 1925 tarihinde “Anadolu Ajansı Türk Anonim Şirketi” olarak özerk bir statüye kavuşmuştur. Sanılanın aksine kamu kuruluşu değil, özel bir şirkettir. Haberleri aboneliklerine satmaktadır. Seçimler döneminde de, YSK başkanının açıkladığı gibi, sonuçlara ne şekilde ulaştığı kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Diğer medya kuruluşlarına haber servis edebildiği için, otorite olarak görülmektedir.

AA bugün “özerk” olması gereken kimliğini tümüyle yitirmiş, AKP’nin medya ajansı durumuna gelmiştir. Tarafsız olduğu iddiasının dayanaksızlığı ortadadır. AA’nın bir önceki genel müdürü olan Kemal Öztürk, müdür olmadan önce eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın basın danışmanıydı. 2015 Haziran’ında yapılan seçimlerde AKP’den milletvekili aday adayı olmuştu. AA’nın şimdiki genel müdürü olan Şenol Kazancı ise 2011 yılında Tayyip Erdoğan başbakan iken başbakan başdanışmanlığı, sonrasında da cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı ve eş zamanlı olarak cumhurbaşkanlığı kurumsal iletişim başkanlığı görevini yürütüyordu.

19 Nisan 2019 tarihli Resmi Gazete’de Erdoğan’ın imzası ile bir karar yayınlanarak, 14 sayılı “İletişim Başkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”nde değişiklik yapıldı. AA’nın faaliyet, bütçe, örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi üzerinde denetim yetkisi Erdoğan’a verilmiş oldu. Fiilen AKP’nin ajansı olan AA böylece resmi olarak da Erdoğan’a bağlandı.





Açlık greviyle dayanışma saldırılara rağmen sürüyor

 

DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi 170’li günlerinde sürerken, zindanlarda da binlerce tutsak, Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite karşı açlık grevlerine devam ediyorlar.

Açlık grevindekilerin taleplerinin kabul edilmesi için dayanışma eylemleri de sürüyor.

Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi önünde yasak ve saldırılara karşın ailelerin eylem iradesi kırılmıyor. Nöbetin 11. gününde (19 Nisan) polis hakaretler eşliğinde ailelere tazyikli su ve copla saldırdı.

21 Nisan’da da hapishane önüne yürümek isteyen aileler “eylem yasağı” gerekçesiyle kendilerini engelleyen polise “Eylemimizi yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın yaşam hakkını savunuyoruz” yanıtını verdi. Yürümekte kararlı olan ailelere destek veren HDP ilçe yöneticileri gözaltına alınırken aileler oturma eylemine geçti. Kısa süre sonra onlar da polis saldırısı ile karşılaştı. Darp edilerek yerlerde sürüklendiler.

Eski yasağı yeterli bulmayan Kocaeli Valisi tecrit ve hapishane önündeki eyleme karşı yeni yasak ilanı yayınladı. İl genelinde 22 Nisan-6 Mayıs arasında eylem ve etkinliklerin yasaklandığını duyurdu.

Yasağa karşın aileler eylemlerinin 15. gününde (23 Nisan) bir kez daha cezaevi önüne yürümek isterken polis engeliyle karşılaştı.

HDP İstanbul Kadın Meclisleri 19 Nisan’da Beyoğlu’nda Odakule önünde “Tecrit insanlık suçudur Leyla Güven’e ses ver” şiarıyla zincir eylemi gerçekleştirdi. HDP milletvekillerinin de katıldığı eylemde, açlık grevlerine dikkat çekmek için ağızlarına maske takan kadınlar “Leyla Güven’e ses ver” çağrısı yaptı.

Mardin Kızıltepe’de de 20 Nisan’da Barış Anneleri’nin çağrısıyla açlık grevleriyle dayanışma için toplanıldı. HDP ve DBP’li yöneticilerin de katılımıyla basın açıklaması ve oturma eylemi yapmak isteyen Barış Anneleri, polisin engelleme çabalarıyla karşılaştı. Polisin engellemesine karşın açıklama yapmak isteyen annelere tazyikli su ve biber gazıyla saldıran polis eylemcileri darp ederek gözaltına aldı.

Kızıltepe Özgürlük Meydanı’nda aynı gün yapılmak istenen protestoya da saldıran polis iki kişiyi gözaltına aldı.

İstanbul’da 21 Nisan’da HDP Kartal İlçe Örgütü’nün çağrısıyla İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu’nun da aralarında olduğu çok sayıda kişi Kartal Meydanı’nda sessiz oturma eylemi yapmak için toplandı. Leyla Güven’in fotoğrafının olduğu önlükler giyen eylemciler polisin “yasadışı eylem yapıyorsunuz, dağılın” dayatmasıyla karşılaştı. Eylem devam edince polis saldırıya geçerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Ankara’da ÖHD, ÇHD, İHD ve TİHV tarafından açlık grevleri üzerinden oluşturulan komisyon 22 Nisan’da açıklama yapmak için Kızılay’da buluştu.

YKM önünde açıklama yapmak ve Adalet Bakanı’yla görüşmek isteyen komisyon polis engeli ve saldırısıyla karşılaştı.

Bunun üzerine İHD Ankara Şube binası önüne çekilen basın açıklamasına polis burada da izin vermedi. Engellemeye rağmen açıklama yapmaya çalışan kitleye polis biber gazı ve plastik mermilerle saldırarak gözaltı yaptı.

Diyarbakır D Tipi Cezaevi önünde 23 Nisan’da açıklama yapmak isteyen tutsak yakınları polis engeliyle karşılaştı.

Valilik yasağını gerekçe gösteren polis cezaevi önünü TOMA ve yüzlerce çevik kuvvet polisiyle ablukaya alarak açıklamaya engel oldu. Polisin bu tutumunu alkış ve zılgıtlarla protesto eden aileler bir süre sonra zorla araçlara bindirilerek cezaevinden uzaklaştırıldı.

Batman M Tipi Cezaevi önünde 23 Nisan’da ailelerin eylemine saldıran polis yaklaşık 20 kişiyi gözaltına aldı.

Basın açıklaması için cezaevi önüne gelen aileler, etrafı önceden zırhlı araçlarla ablukaya alan polislerin “dağılın” tehditleri ile karşılaştı.

Yapılan görüşmelerden sonuç çıkmazken bir süre sonra saldırıya geçen polis tutsak yakınlarından 20’ye yakın kişiyi gözaltına aldı.