26 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/17

1 Mayıs’ın devrimci ruhunu alanlara taşıyalım!
Yoksul bırakıp dalga geçiyorlar!
“Tarımda Milli Birlik Projesi” ile yıkıma devam!
Anadolu Ajansı ve AKP
Kıdem tazminatımızı gasp ettirmeyeceğiz!
Gün daha fazla birlik, daha fazla kenetlenme günüdür…
Belediye yönetimleriyle değişen sendikal “tercihler”!
“İş cinayetlerine karşı kararlı eylemler yapalım”
DİSK Tekstil’in başındaki çete sınıfa ihanette sınır tanımıyor…
Türkiye’de 1 Mayıs - H. Fırat
1 Mayıs düşüncesi ilerliyor - Rosa Luxemburg
1 Mayıs - V. İ. Lenin
1 Mayıs’ın kökenleri nedir? - Rosa Luxemburg
Dünya tarihinde 1 Mayıs
Sudan’da isyan, dikta rejim, dış müdahale…
Avrupa Birliği Ordusu: Emperyalist saldırganlığın yeni cephesi - D. Meriç
TÜİK verileri geleceksizliğin resmidir!
Hatice Yürekli Yoldaş: Yiğit, samimi, ateş saçan bir yürek!
1 Mayıs öncesi sınıf devrimcilerinden etkinlik ve toplantılar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Belediye yönetimleriyle değişen sendikal “tercihler”!

 

Belediyelerde hangi sendikanın yetki alacağının, işçilerin hangisine üye olacağının yerel seçimlerde kazanan partiye göre değiştiği bilinen bir olgudur. Yönetim değişikliği söz konusu olduğunda, işten çıkarmalar yaşanır ve yeni gelen kendi tabanını istihdam eder.

Öyle ki, AKP’nin İstanbul’u kaybetmesiyle gündeme geldiği üzere, on binlerce kişinin işi sadece bankamatikten para çekmektir. Sadece İBB bünyesinde bunun 60 bin kişi olduğu belirtilmektedir. Çalışan listelerinde isimleri yer alan bu kişileri üye yapmak isteyen sendikalar nerede çalıştıklarını bulamamakta, bunu öğrenmek için başvurdukları belediye yetkilileri ise “onları karıştırmayın” diyerek, bu tabloyu doğrulamaktadır.

AKP’li Hak-İş’in “sendika seçme hakkı” demagojisi

31 Mart yerel seçimlerini “beka meselesi” olarak tanımlayan AKP’li Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan’ın AKP’den CHP’ye geçen belediyelerde üyelerinin zorla istifa ettirildiğini açıklaması yeni bir tartışmayı gündeme getirdi.

Düne kadar AKP adaylarına oy toplamak için açıktan çalışma yapan bu zatın korktuğu başına gelmiş, iki hafta içinde 6 bine yakın üyesi istifa etmiştir.

AKP iktidarına ve sermayeye sunduğu sınırsız hizmetler karşılığında Hizmet-İş 2003 Ocak’ında 88 bin 994 olan üye sayısını 2019 Ocak’ında 315 bin 199’a çıkarmıştır. Dolayısıyla, Hak-İş başkanının “sendika seçme hakkı”, “işçinin tercihi” gibi söylemlerinin demagojiden öte bir anlamı bulunmamaktadır. AKP’nin kazandığı belediyelerde işçiler istesinler ya da istemesinler, yandaş sendikaya üye yapılmıştır.

Yıllardır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yok saydıkları binlerce taşeron işçisini de 31 Mart’ın ardından alelacele üye yaparak, birkaç yıl daha buradaki konumlarını koruma çabasındalar.

Mahmut Arslan AKP’den CHP’ye geçen Antalya, Esenyurt, Küçükçekmece, Artvin, İzmir Menderes, Ödemiş, Zonguldak Ereğli ve Tarsus gibi toplam 27 il ve ilçe belediyesinde iki hafta içinde 5 bin 647 üyelerinin “zorla” istifa ettirildiğini açıkladı. “Baskılar durdurulmazsa ikinci aşamaya geçeceğiz” diyen Arslan’ın “ikinci aşamadan” kastı ise, elbette sendikanın üyelerini harekete geçirmek değildir. Savcılığa şikayet, bakanlığın teftişi gibi yöntemlerle yine efendilerinden yardım isteyecektir.

CHP ile gelen sendikal üyelikler

Hak-İş başkanının asıl hedef aldığı DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası da, İBB bünyesindeki işçilerin baskı ve zor ile Hizmet-İş’e üye yapıldığını belirtti. Belediye önünde yaptıkları eylemde bu durumu protesto eden Genel-İş, “işçilerin sendika tercihine saygı duyulması” çağrısı yaptı. Açıklamada, “Belediye seçimlerinden sonra işbaşına gelen belediye yönetimlerinin birçoğunun ilk icraatlarından birisi çalışanların sendikalarını değiştirmeleri için baskı uygulamak olmaktadır” ifadeleri de yer aldı.

Genel-İş Sendikası’nın açıkladığı bu olgu belediyelerde çalışan işçiler tarafından çok iyi bilinmektedir. Ancak sadece AKP’nin aldığı belediyelerde değil, CHP’nin aldığı belediyelerde de aynı durum yaşanmaktadır. Bugüne kadar CHP’nin bulunduğu belediyelerde de ağırlıklı olarak işçiler Genel-İş’e üye yapılmış ve 31 Mart’ta AKP’den CHP’ye geçen belediyelerde binlerce işçi bu sendikaya geçmiş veya geçirilmiştir.

Kimi yerlerde ise CHP’li belediye başkanlarının kişisel tercihleri ile Genel-İş yerine Belediye-İş’e üye yapılmaktadır.

İBB’yi CHP’nin almasıyla kadrolu çalışanlardan KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen’e yoğun geçişler yaşanmaktadır. Benzer durum CHP’ye geçen ilçe belediyelerinde de söz konusudur

***

İşçilerin söz, karar, inisiyatif hakkını temel almayan, partilerle ilişkiler üzerinden üyelikler yapan sendikal anlayışlar hizmet ettikleri partilerle birlikte gitmeye mahkumdurlar.

Hak-İş’in yaşadığı budur. Diğer sendikalar için de farklı bir tablodan söz etmek mümkün değildir. Onlar da aynı mantıkla hareket etmeyi sürdürdükçe üyelerinin maaşını dahi almak için eylem yapmak zorunda kalacaklar ve belediyeler el değiştirdiğinde üyelerini kaybedeceklerdir.





Soma Katliamı’nın faili patrona tahliye

 

Düzen yargısı her zaman olduğu gibi sermaye sahiplerini korumaya, işçi katillerini cezasızlıkla ödüllendirmeye devam ediyor.

13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde, resmi rakamlara göre 301 madencinin göz göre göre katledilmesiyle ilgili yargılamada Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan tahliye edildi.

Katliama ilişkin 5’i tutuklu 51 sanıklı davanın gerekçeli karanının açıklanmasının ardından sanık avukatlarının yaptığı başvuruyu inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi, 5 sanığın 15 yıl ila 22 yıl 6 ay arasında hapis cezalarını, tutuksuz yargılanan 9 sanığın adli kontrol şartını ve 37 sanığın ise beraat kararlarını yerinde buldu.

Can Gürkan 18 Mayıs’ta tahliye edilirken genel müdür Ramazan Doğru, işletme müdürü Akın Çelik, teknik müdür İsmail Adalı ve teknik nezaretçi Ertan Ersoy’un tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar çıktı.

Can Gürkan’ın tahliye gerekçesi, “yattığı sürenin göz önüne alınarak Yargıtay kararı beklendiği durumda 5 yıl 6 ay olan infaz süresinin aşılacağı” şeklinde belirtildi. Can Gürkan yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bırakıldı.