6 Mart 2020
Sayı: KB 2020/10

Suriye’den kirli ellerinizi çekin!
İktidarda savaş histerisi, düzen partilerinde teslimiyet
AKP iktidarının insanlık dışı göçmen politikası
AKP gericiliğinin bir başka görünümü
İdlib, Trablus ve kirli hesaplar
Sendika ve odalardan İdlib açıklaması
KESK ve KESK’e bağlı sendikalar genel kurullara giderken…
İşçiler hakları ve gelecekleri için direniyor
Alman Devrimi’nin dersleri… İhanete uğrayan devrim /2 - H. Fırat
Corona virüsü ve küresel ekonomiye etkisi
Hindistan’da ayrımcı-ırkçı yasaya karşı protestolar
Manuşyanlar göçmenlere yol gösteriyor!
İEKK’den İstanbul’da 8 Mart etkinlikleri
Şubat ayında 22 kadın öldürüldü
Devrimci Gençlik Birliği Türkiye Meclisi Sonuç Bildirgesi
Faşist baskılarınız da devlet terörünüz de...
Haklarımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkalım!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Devrimci Gençlik Birliği Türkiye Meclisi Sonuç Bildirgesi

Özgürlüğümüzden ve geleceğimizden vazgeçmiyoruz!

 

“Özgürlüğümüzden ve geleceğimizden vazgeçmiyoruz” şiarı ile İstanbul’da toplanan DGB Türkiye Meclisi başarıyla gerçekleştirildi. Baskı ve gericiliğin böylesine arttığı, geleceksizleştirme saldırıları sonucu sıra arkadaşlarımızın yaşamlarına son verdiği bir dönemde meclisimizi topladık. Meclisimize, çeşitli illerden ve birçok üniversiteden katılım sağlandı. Güçlü bir ön hazırlık süreci ile bir araya gelen yoldaşlarımızla birlikte on iki başlığı tartıştık.

1- Meclisimizde ilk olarak, “Eğitim Hakkı Mücadele Programı”nı gündemimize aldık. Yapılan canlı tartışmaların ardından içerisinde bir dizi talebin bulunduğu programımıza son halini verdik. Ardından Eğitim Hakkı Mücadele Programı’nı üniversitelerde gündemleştirme ve bir kampanya süreci örgütleme kararı aldık.

2- Ekonomik krizin toplum yaşamını derinden etkilediği, işsizlik, yoksulluk ve açlığın tırmandığı bir süreçte; AKP iktidarının birinci dereceden sorumlu olduğu ve derinleştirmek için çaba sarf ettiği Suriye savaşı da büyük yıkımlar yaratarak devam ediyor. Savaşın ve krizin faturası ise işçi ve emekçilerin, gençliğin yaşamını daha da katlanılamaz hale getiriyor. Her gün onlarca emekçi ve genç bu sorunlardan kaynaklı yaşamına son veriyor. En temel, yaşamsal ihtiyaçlara (sağlık, eğitim, vb) bütçe ayrılmazken Kanal İstanbul gibi sermayedarlara rant ve kâr sağlayacak projelere devasa bütçeler ayrılıyor. Bu eksende krizin ve savaş politikalarının yarattığı yıkımı sürekli olarak gençlik kitlelerine anlatacak “savaşa değil eğitime bütçe”, “Krizin faturasını kapitalistler ödesin” ekseninde bir çalışma öreceğiz. Bu topraklarda gençliğin anti-emperyalist duruşunu ve geleneğini sürdürmeye devam edeceğiz. Bu alanda yaşanan eylemli süreçlere öncülük edeceğiz.

3- Özgürlük ve gelecek bağlamında gençliğin öne çıkan sorunlarını da meclisimizde verimli tartışmalara konu ettik. Bugün toplumun tüm kesimleri gibi gençlik de büyük bir abluka altına alınmış durumda. Paralı eğitim uygulamaları sonucu yüz binlerce genç eğitimini bırakmak zorunda kalıyor. Ayrıca genç işsizlik tarihin en yüksek seviyesine gelmiş bulunuyor. Üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğu mezun olduğunda kendi işlerinde ve alanlarında çalışamayacaklarını düşünüyor. Bütün bunların yanında özgürlük bağlamında da ciddi sorunlar yaşanıyor. Gençliğin söz söyleme ve örgütlenme hakkı sürekli olarak saldırı altında. Üniversitelerde ilerici muhalif gençliğe siyaset yasakları uygulanırken dinci-gerici ve faşist çetelere alan açılıyor. Bu faşist çeteler polis, ÖGB, rektörlük eliyle sürekli olarak ilerici ve devrimci öğrencilere saldırtılıyor. DGB olarak meclisimizde bu saldırılar karşısında mücadeleyi büyütme, gençliğin özgürlük talebini daha güçlü ifade etme kararı aldık.

4- Sermaye devleti ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi gibi gençlik hareketinin önemli mevzilerine dönük özel bir saldırı politikası yürütüyor. Gençlik hareketinin en diri ve dinamik unsurlarının bulunduğu bu üniversiteleri savunmak önemli bir sorumluluk olarak öne çıkıyor. DGB olarak saldırı altındaki üniversitelerin mücadele dinamiklerini kucaklayan bir bakış açısıyla, yeni dönemde “AKP-sermaye defol! Üniversiteler bizimdir” şiarını yükselteceğiz.

5- Gençlik hareketi en durgun dönemlerinden birini yaşamaktadır. Ancak baskı ve saldırıların böylesine arttığı bir süreçte bile yer yer eylemli ve anlamlı tepkiler ortaya koyabilmektedir. İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan yemekhane eylemleri, ulaşım zammı eylemleri, üniversite öğrencilerinin intiharları sonucu yapılan eylemlilikler, Ankara Üniversitesi’nde ve ODTÜ’de yaşanan faşist provokasyon ve saldırılara karşı yapılan eylemler bu olguya örnek verilebilir. Devrimci Gençlik Birliği olarak, parçası olduğumuz gençlik hareketi şahsında yaşanan bu kıpırdanmayı inisiyatifli, yaratıcı ve sürekli bir politik çalışmayla daha örgütlü zeminlere kavuşturmaya çalışacağız. 

6- Bahar süreci 8 Mart ile başlıyor. Bahar sürecinde yer alan tarihsel mücadele günlerini güncel sorunlar üzerinden canlı bir şekilde işleyeceğiz. Eğitim Hakkı mücadele Programı’nda yer alan taleplerimizi de bahar gündemleri ile birleşik bir tarza ele alacağız.

7- Devrimci Gençlik Birliği’nin işleyişi meclisler üzerinedir. Üniversitelerimizde söz, yetki ve karar hakkının olduğu DGB Meclisleri kuracak, bu meclisleri güçlendireceğiz. Bugün birçok üniversitede açık siyasal çalışma saldırılar ile karşılanmaktadır. Buna karşı mücadelede yeni yaratıcı yol ve yöntemler geliştireceğiz.

Devrimci Gençlik Birliği

 

 

 

 

 

Üniversitelerde faşist saldırılar tırmanıyor

 

AKP iktidarının üniversitelere dönük saldırganlığı giderek artıyor. İlerici birikimin tasfiyesi anlamına gelen birçok adım atılırken, ilerici devrimci öğrenciler üniversitelerden uzaklaştırılmaya çalışılıyor.

Bu saldırganlıkta, devletin kontrolündeki faşist çeteler de özel olarak rol alıyor. Polis ve ÖGB tarafından kollanan çeteler, ilerici öğrencileri hedef alıyor.

Bu çerçevede ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi’nde son günlerde birçok provokasyon yaşandı.

Bunlara 3 Mart’ta Ankara ve Boğaziçi üniversitelerindeki yeni saldırılar eklendi.

DTCF’de faşist provokasyon

Ankara Üniversitesi DTCF’de yeni bir faşist provokasyon yaşandı. Ardından polis “bomba arama” bahanesi ile üniversiteye girerek ilerici öğrencileri gözaltına aldı.

Gözaltına alınanlar arasında bir DGB’li, iki DGD’li ve bir SEP’li öğrenci yer aldı.

Gözaltına alınan öğrenciler daha sonrasında serbest bırakıldı.

Boğaziçi’nde TGB Provokasyonu

Faşist TGB çetesi, Boğaziçi’nde Marksist Fikir Topluluğu’nun 8 Mart çağrısı için astığı afişlerin tamamını bayrakla kapatarak provokasyon yaratmak istedi. MFT’li bir öğrencinin afişin kapatıldığını görüp faşistleri uyarması üzerine, faşistler öğrencinin üzerine yürüyerek darp etmeye çalıştı. Öğrenciler faşist provokasyon sonucu bir araya gelerek saldırı girişimini teşhir etti. ÖGB de ilerici devrimci öğrencilere saldırmaya çalıştı.