30 Nisan 2020
Sayı: KB 2020/Özel-1

Pandemi ve işçi sınıfı
Salgın ve güncel mücadele görevleri
İnfaz Yasası Meclis’ten geçti
Diyanet’ten “korona incileri”
BDSP’den 1 Mayıs çağrısı
İstanbul 1 Mayıs Platformu’ndan eylemler
DİSK’in görevleri ne olacak!
Ücretsiz izin saldırısı ve devrimci sorumluluk!
Pandemi, tarım işçileri ve kıtlık korkusu
İnsanca yaşam için 1 Mayıs’ta mücadeleyi büyütelim!
Korona günlerinde kadına yönelik şiddet...
Online eğitim sistemi sınıfta kaldı
Sistem sınıfta kaldı, gelecek sosyalizmde!
Koronavirüs salgını ve sınıf mücadelesi
Dünyada koronavirüs eylemleri...
Asya’da tekstil işçileri yıkımın eşiğinde
Pandemi-infodemi* gölgesinde ABD ve Çin kavgası
Açlık salgını
Koronavirüs gölgesinde büyüyen savaş makinesi
Yemen’de yanan ateş bu Körfez’i tutuşturur!
ABD Basra Körfezi’nde gerilimi tırmandırıyor
ABD’nin dayanışma düşmanlığı
Küba’nın “beyaz önlüklüler ordusu”
Avrupa’nın yuttuğu 10 bin kimsesiz mülteci çocuk!
İngiltere’de kayıt dışı göçmenleri bekleyen tehlike
Gerçek kadar sade bir insan - Maksim Gorki
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İstanbul 1 Mayıs Platformu’ndan eylemler

 

Çok sayıda kurumun bir araya gelerek oluşturduğu İstanbul 1 Mayıs Platformu, 1 Mayıs’ın hemen öncesinde çeşitli eylemlerle işçi ve emekçileri 1 Mayıs’a çağırdı.

“Hayatımız için üretimi durdurmak, örgütlü hareket etmek”

Polen Tekstil önünde 28 Nisan’da iş çıkış saatinde bir araya gelen İstanbul 1 Mayıs Platformu, işçilere seslendi. Platform adına yapılan çağrıda şunlar söylendi:

“Koronavirüs salgını sırasında salgın tehlikesine karşı çalışmak zorunda kalıyoruz. Biz işçiler, bir yandan açlıktan ölmeye bir yanda da işsizlik korkusu ile virüsten ölmeye zorlanıyoruz. Bunların hiçbiri reva değil. Hayatımız hiçbir patronun kazancından daha değersiz değil. Patronlara kazandırdığımız paralar sizin hayatlarından daha değerli değil. Tekstil zorunlu üretim alanlarına dahil değil. Yani siz çalışmasanız da bu bir sorun değil. Şimdi alınan bütün önlemler sermayeyi düşünüyor. Bizler ölümle burun buruna çalışmak zorunda bırakılıyoruz. 

Tekstil firmalarında koronavirüs görülmektedir. Ölüm haberleri tekstil fabrikalarından gelmeye başladı. Biz hiç kimsenin kârı ve kazancı için ölüme gitmek zorunda değiliz. Üretimden gelen gücümüzü kullanarak başta hayatımızı ve yakınlarımızın hayatı için üretimi durdurmak birlikte örgütlü hareket etmek tek şansımız” 

“Evde açlık, işte salgın! Kahrolsun kapitalizm, yaşasın 1 Mayıs! Bijî yek gûlan!”, ”Çalışırken ölmek istemiyoruz” yazan pankart açılan eylem sloganlarla bitirildi.

Haramidere’de 1 Mayıs açıklaması

Haramidere gerçekleştirilen eylemde de işçi ve emekçiler 1 Mayıs’ta mücadeleyi yükseltmeye çağrıldı. Açıklamada şunlar ifade edildi:

“Tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını kapitalist sömürü ve yağma düzenini tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Tüm dünyada, işçi-emekçilerin, hakların sömürü, yağma ve baskılara karşı büyük ve yaygın tepki ve protestoları ile sarsıldığı, kapitalizmin dünya çapında derin bir ekonomik kriz içinde olduğu, işçi-emekçilere, haklara, insanlığa hiçbir gelecek sunamadığı bir dönemde salgınla yüz yüze kaldık.”

“İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü”nde başta çalışmak zorunda bırakıldığımız işyerleri olmak üzere, bulunduğumuz her yerde, meydanda, mahallede, sokakta, balkonda, 1 Mayıs’ta taleplerimizi güçlü bir şekilde seslendirmeye çağırıyoruz” denilen açıklama “Yaşasın 1 Mayıs” sloganları ile bitirildi.

Çapa’da 1 Mayıs eylemi

İstanbul 1 Mayıs Platformu’nun, 28 Nisan’daki eylem adreslerinden biri de Çapa’daki İstanbul Tıp Fakültesi girişiydi.

“Evde açlık, işte salgın! Kahrolsun kapitalizm, yaşasın 1 Mayıs! Bijî yek gûlan!” pankartı ile gerçekleştirilen eylemde basın açıklaması yapıldı. Açıklama öncesinde salgın koşullarına rağmen 1 Mayıs’ta mücadelenin yükseltildiği ifade edildi ve haftalık 1 Mayıs eylem programı aktarıldı. Konuşmanın devamında koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden sağlık emekçileri ve ‘77 1 Mayıs’ında hayatını kaybedenler anılarak saygı duruşu yapıldı.

Saygı duruşunun ardından TTB adına konuşma gerçekleştirildi. Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu ve hayatını kaybeden sağlık emekçileri anılarak başlayan TTB konuşmasında koronavirüs salgınının dünya ölçeğinde etkisinden bahsedildi. 1 Mayıs’ın gerçekleştirildiği koşullar aktarıldı. Mücadeleye devam edileceği belirtilerek “1 Mayıs’ı her yerde fabrikalarda, evlerde, hastanelerde kutlayacağız” denildi.

Konuşmanın ardından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklama da “Kapitalist sömürü yağma düzenine karşı yaşasın 1 Mayıs işçi sınıfın birlik, mücadele ve dayanışma günü” denilerek kapitalizm teşhir edildi. “Koronavirüs salgını koşullarında üretim devam ettirilerek, işçi ve emekçiler ölüme terk edildi” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada kadınların yaşadığı sorunlar üzerinde duruldu. AKP iktidarının rant ve talan politikaları devam ettiği vurgulanarak Kürt halkına dönük saldırıları aktarıldı. İnfaz düzenlemesine değinilen açıklamada AKP iktidarının savaş politikaları ifade edilerek 1 Mayıs yaklaşırken güncel durum aktarımı yapıldı.

Bu koşullarda, 1 Mayıs’ın çalışmak zorunda kalınan fabrikalarda, balkonlarda, evlerde kutlanacağı aktarılan açıklamada talepler dile getirildi. Son olarak “Virüs evet ancak asıl kapitalizm öldürür”, “Krizin de salgının da faturası sermaye sınıfına” denilerek açıklama bitirildi.

“Yaşasın 1 Mayıs!”, “Asıl virüs kapitalizm, dünyayı emekçiler kurtaracak!”, “Yaşasın 1 Mayıs, bijî yek gûlan!”, “Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları atılarak eylem sonlandırıldı.

Tuzla tersanelerinde 1 Mayıs çağrısı

1 Mayıs çalışmaları kapsamında 27 Nisan’da Tuzla’da gerçekleştirilen eylemde, İstanbul 1 Mayıs Platformu adına yapılan konuşmada, “‘Evde kal’ diyen iktidar bize çalışın diyor. Yaşamamız tehlikede. Yaşam hakkı grevini hayata geçirelim. 1 Mayıs’a giderken yaşam hakkımızı kullanalım, işe gitmeyelim” denildi.

Sermayenin ve tersane patronlarının çarkları durmasın, karların daha fazla zarar etmesinler diye işçilerin ve ailelerin hayatının hiçe sayıldığı vurgulanan konuşmada şunlar ifade edildi:

“1 Mayıs’a sahip çıkmalı, haklarımıza sahip çıkmalıyız. İşçiler boynunu büktüğü, sermaye karından vazgeçmediği sürece ölümler devam edecek…

…İktidar sermayeyi koruyor, işçileri ölüme terk ediyor. Tersanelerde toz maskesi kaldırıldı, cerrahi maskeler dağıtıldı yerine. Tersanelerde toz maskeleri kullanılmak zorunda. Virüs bahane edilerek işçi sağlığı iş güvenliğini yok sayıyorlar. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı vardı ama tersane patronları sabah 8 akşam 6 olarak çeviriyor.

...Patronlar iktidarın aldığı yasak kararını kara, fırsata çeviriyor. İşçileri, 8 saatten fazla çalıştırıyorlar. Tersaneler çok tehlikeli işler alanında olduğu için yasa 7,5 saatten fazla çalıştırılamaz diyor. Ama tersane patronları hükümetten aldığı güçle çalışma saatlerini arttırdı.”

Tersane ortamında sosyal mesafenin kurulmasının mümkün olmadığı, çalışma koşullarının buna müsaade etmeyeceği anlatılan konuşmada “Yaşam hakkımız için, ailelerimize ve kendi geleceğimize sahip çıkmak için ücretli izin talebiyle üretime ara verilmesi” gerektiği anlatıldı.

İşçilere birlik olma çağrısı yapılan eylemde “birlik olmaz isek yarın sorunlarımız daha büyüyecek ve salgını evlerimize taşıyacağız” denildi. 1 Mayıs’a yaklaşırken ücretli izin hakkı için mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı.

Açıklamada işçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs’a sayılı günler kala taleplerimizle, yaşam hakkımız için alanlarda olmaya çağrıldı. 1 Mayıs’ın dil, din, renk ayrımı olmaksızın kutlanan tek bayram olduğu ve 1 Mayıs’ta alanlarda olmanın önemine vurgu yapıldı.

Tersane işçilerinin ilgisinin yoğun olduğu açıklama atılan sloganların ardından sloganlarla bitirildi.