7 Temmuz 2020
Sayı: KB 2020/Özel-5

Ya şalter inecek ya kıdem tazminatı da gasp edilecek!
Sınıf-kitle hareketleri ve tarihsel deneyimler
Büyük işçi başkaldırısı yol gösteriyor- 2
“İstihdam paketleri” sömürüyü katmerleştirmeyi hedefliyor
Havai fişek fabrikasında patlama
Kıdem tazminatının gaspına karşı devrimci sınıf faaliyetleri
DİSK’ten kıdem tazminatı eylemleri
Rejim barolara saldırının startını verdi
Pandemi ve sosyalizm
ABD’den Suriye krizine “yeni müdahale”
Kapitalizmin silahı olarak ırkçılık ve ırkçı şiddet
Ölümü ensesinde ve yüreğinde hissetmek
Kadın cinayetleri azaldı mı?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Rejim barolara saldırının startını verdi

 

AKP-MHP rejimi, hukukçuların direnişine rağmen, baroları parçalayıp ele geçirme yasasını meclis gündemine taşıdı. T. Erdoğan’dan talimat alan meclisteki dinci-faşist koalisyonun milletvekilleri, teklifi yasalaştırmak için işe koyuldu.

Ayrıntılarının bir kısmı basına yansıyan 27 maddelik teklif İstanbul, Ankara, İzmir kentlerinde “çoklu baro” kurulmasına zemin hazırlıyor. Üye sayısının beş bini geçtiği illerde, 2 bin üyeyle de farklı bir baro kurulabilecek. Baro kurulması için 2 bin avukatın imzası ve bu avukatların belirlediği 4 kişilik kurucular kurulu oluşturulması sürecin başlaması için yeterli sayılıyor. Yani saray rejimine biat etmiş, rüşvet ya da vaatle rejim politikasına alet olmaya hazır 2 bin kişinin bulunduğu yerde “paralel baro” kurulabilecek. 

“Paralel devlet” kurma deneyimi olan dinci-faşist rejim, “paralel baro” kurmak için sabırsızlanıyor. Bundan dolayı hukukçuların direnişine rağmen, yasa teklifini meclise taşıdılar.   

Mevcut uygulamada, her 100 üyeden sonraki her 300 üye için bir delege seçilirken, teklifle her 5 bin üye için birer delegenin seçilebilmesi öngörülüyor. Bu durumda İstanbul, Ankara, İzmit başta olmak üzere üye sayısı fazla olan büyük kentlerdeki baroların etkisi zayıflayacak. Böylece saray rejiminin borazanlığını yapanlara yeni alanlar açılmak isteniyor.  

Sarayın Truva atına ‘özel koruma’

Türkiye Barolar Birliği (TBB) başkanlığına geldikten sonra, M. Feyzioğlu’nun sarayın rezil bir dalkavuğu durumuna düştüğü anlaşıldı. Yani TBB’nin başındaki kişi, artık sarayın hukukçular içindeki Truva atıdır. Nitekim bu saldırının fikir babalarından bir olduğuna dair yaygın bir kanı mevcuttur. 

Hukukçuların bunca tepkisine rağmen meclise sunulan teklifte M. Feyzioğlu’nu koruyan bir maddenin konması, bu ‘Truva atı’nın saray rejiminde “kıymete” bindiğine işaret ediyor. Oysa hukukçular, vantuzlarını barolara batıran M. Feyzioğlu’ndan kurtulmak istiyor. Nitekim görevden almak için genel kurul hazırlığı başlatılmıştı. Yeni teklife göre genel kurul yapılacak ancak T. Feyzioğlu baro başkanlığından kovulamayacak. 

Bu maddenin taslakta yer alması “sarayın Truva atına özel koruma sağlanıyor” şeklinde yorumlandı. Zaten böyle bir maddenin taslakta yer almasının başka bir anlamı yok. 

Meclise sunulan bu teklif kabul edilip yasalaşırsa, dinci-faşist rejimin ilk işi kendi “paralel baroları”nı kurmak olacak. Bu rejimin devleti var, medyası var, Diyaneti var, troller ordusu var, tarikatları var, cemaatleri var, vakıfları var… Liste uzayıp gidiyor. Ancak her şeye rağmen halen bir barosu yok. Bu yasa ile artık AKP-MHP tetikçisi “barolar” da olacak. 

Kuşkusuz ki, dinci-faşist rejim pervasızlığa devam edecek. Yine sonucun ne olacağı henüz belli değil. Bu zorbalığa karşı hukukçuların direnişe devam etmesi de ilerici-devrimci güçlerin, demokratik hakların savunulmasından yana olan tüm emekçilerin bu mücadeleye vereceği destek de süreçte belirgin bir rol oynayacak.

 

 

 

 

 

“Savunma Mitingi” Çağlayan’da

 

AKP iktidarının baroların yönetimine yönelik saldırı girişimi hayata geçirilmek üzere hazırladığı düzenleme TBMM’ye sunuldu. İstanbul Barosu, avukatlık yasası ve baroların yapısına dönük müdahaleyi protesto etmek için 30 Haziran’da İstanbul’da “Savunma Mitingi” gerçekleştirdi.

“Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”

Miting öncesinde adliyenin dışında ve içinde bekleyiş sürdü. Adliye içerisinde bir araya gelmeye başlayan avukatlar alkışlar ve sloganlarla toplanmaya başladı. “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” sloganlarının atıldığı adliyeden hep birlikte eylem alanına doğru yürüyüş gerçekleştirildi.

Meydan polis bariyerleri ile çevrildi

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde gerçekleşen miting öncesi adliye önündeki alan polis bariyerleri ile çevrildi. Avukatlar ayrıca adliye önündeki meydanın polis bariyerleriyle çevrilerek miting için küçük bir alan bırakılmasını da alkışlarla protesto etti. Polisin sık sık Covid-19 tedbirlerine uyulması anonsu yapmasına tepki gösteren avukatlar, “Bizi küçük bir alana hapsederek suç işliyorsunuz. Dalga geçer gibi salgın önlemlerine dikkat edin diyorsunuz” şeklinde tepkilerini dile getirdi.

Çağlayanda gerçekleştirilen savunma mitinginde, İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu bir konuşma yaptı. Avukatların sorunlarının konuşulmasını istediklerini fakat iktidarın «Sizi parçalayacağız» diye karşılık verdiğini belirten Durakoğlu, 80 baro ortak açıklama yaptı diye “siz siyaset yapıyorsunuz” demagojisiyle karşılaştıklarına değindi ve ekledi:

“Allah aşkına siyasetin suç olduğu bir yer söyler misiniz bana. Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. Konuşacağız!”

“Biz avukatız biat etmeyiz”

Mitingde konuşma yapan Av. Durakoğlu, meclise getirilen yasa teklifinin “FETÖ projesi” olduğuna dair şu vurguları yaptı:

“Barolar susmaz. Bunu bilmeli Ankara. Yaşamı değiştirelim. Yasayı değiştirelim. Gel konuşalım dedik. Yargıyı FETÖ’ye teslim ediyorsunuz dedik. FETÖ diyemezsiniz dediler, o bizim muhterem hocamız dediler. Yapmayın diyoruz yine. Bu ülkenin avukatları alarak bizi hiç Allah affetsin demedik. Gördüklerimizin karşılığı bu mu? Bizi göreceksiniz. Biz avukatız biat etmeyiz.

“Yazın bugünün tarihini. Bu bir FETÖ projesidir. Unutun, terk edin bunu. Sembolik bir yürüyüş yaptık. Baro başkanları Ankara’ya giremedi. Bağırmak istiyorum: Baro başkanları Ankara’ya giremedi. Bir zulümden, bir polis devletinden söz ediyorum. Kendilerine de seslendik: Biz buradan dönemeyiz. Dönersek meslektaşlarımızın yüzüne bakamayız. 28 saat sonra açmak zorunda kaldılar. Çünkü eğer açılmazsa barikatlar size iki saat süre veriyoruz dedik. Bütün avukatları buraya çağırırız dedik. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var. Korku iklimine teslim olmayacağız.

“Bu teklif Meclis’e sunuldu. Bilmedikleri bir şey var. Bunların en fecisini darbeciler yaptı. İstanbul Barosu’nun kapısına mühür vurdular. Kapattıklarını zannettiler. Avukatlar kırıp attı o mührü. O dönem baro başkanımız Orhan Apaydın’ı şehit verdik. Baroları sindiririz sandılar. Bambaşka bir şey gelişti. Mücadele kodu gelişti. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Yargı bağımsızlığı, toplum için, halk için mücadele edeceğiz.”

 

 

 

 

 

Ankara Adliyesi’nde “Savunma Mitingi”: Avukatlara polis terörü

 

AKP-MHP iktidarının “Çoklu baro” yasa teklifine karşı avukatlar 3 Temmuz’da Ankara’da buluştu. Ankara’da baroların “Büyük Savunma Mitingi” gerçekleştireceklerini açıklamasının ardından valilik yasak ilan etmişti.

Yasağa rağmen Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar, baroları etkisizleştirmeyi hedefleyen yasa tasarısına geçit vermeyeceklerini haykırdı.

Adliye önünde açıklama yapan Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan,  “Baskı rejiminin masasının altından çıkardığı sopaya hiçbir zaman boyun eğmeyeceğiz” dedi. Sağkan konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Güçlülerin bizi bölmek için gösterdiği sopaya karşı itirazımız, kalplerine saldığımız korkunun göstergesidir, onurumuzdur. Savunmadan hiç haz etmediniz, biliyoruz. Teslim alamadığınız baroları parçalayarak cübbelerimize düğme dikmeye çalışıyorsunuz. İstiyorsunuz ki herkes sussun bu karanlık böyle sürsün. Sizden öncekilere de söylemiştik. Bu projenin sahiplerinin ilk cümlesinin ‘Avukatımı istiyorum’olduğunu unutmayın. Tarih aydınlık ve umut için mücadele edenleri yazar.

Barolar çok oldu diyorsunuz ya. Siz yargıyı bağımlı kıldıkça, insan haklarını ayaklar altına aldıkça biz de çok olmaya devam edeceğiz. Siz çocuk cinayetlerine, kadın cinayetlerine doğa talanına sessiz kaldıkça biz çok olmaya devam edeceğiz. ”

Çoklu baro sistemine karşı dövizler taşıyan ve sloganlar atan avukatlar meclise yürüyeceklerini ilan ederken, avukatların önüne polis barikatı dikildi. Avukatların dağılması yönünde polis tacizleri ve saldırı tehditleri devreye girerken, sonrasında polis saldırıya geçti.

Adliye önünde polis biber gazı sıkarak, kalkanlarla avukatlara saldırdı. Saldırı sonrasında da avukatların oturma eylemiyle adliye önünde bekleyişi sürüyor. Bir yandan polisle görüşmelerin devam ettiği bildirildi. Ankara polisi, avukatlara “marjinal grup” diyerek, yapılan eylemin yasadışı olduğu iddiasıyla savcılığı suç duyurusu yapacaklarını açıkladı.

Öte yandan oturma eylemiyle sürece dair forum gerçekleştiren avukatlar, yasa tasarısı geri çekilene kadar adliye önünde oturma eylemini sürdürme kararı aldı.

Baro başkanları ise yaptıkları görüşmeden sonra avukatların adliyeden Ankara Barosu Eğitim Merkezine yürümesi, ardından geldikleri şehirlere dönmesi kararı aldı. Ancak avukatlar karara itiraz ederek yürümek için Ankara’ya geldiklerini, aksi takdirde adliye önünden ayrılmak istemediklerini söylediler. 

Bunun üzerine Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Adalet Sarayı önünde bekleyen avukatlarla son durumu paylaştı ve yürüyüş talebini baro başkanlarının görüşeceğini söyledi.

ÇHD Ankara Şubesi ise sosyal medya hesabından «Avukatlar, yasa tasarısı geri çekilinceye kadar Ankara Adliyesi önünde oturma kararı aldı» şeklinde duyuru yaptı. Tüm avukatlar ve müvekkilleri dayanışmaya Ankara Adliyesi›ne çağrıldı.

Avukatlar bekleyiş sürecinde belli yemek, barınma veya temel ihtiyaçlar konusunda planlamalar yaptı ve eylemlerine devam ediyor.

Eylem sırasında alana girmesi polis tarafından engellenen gazeteci Sibel Hürtaş gözaltına alındı. Hürtaş gözaltında «kötü muameleye maruz kaldığını» paylaştı.

Avukatlar, geçtiğimiz hafta Ankara’ya alınmayan baro başkanlarına yönelik polis saldırısı ve yürüyüşün engellenmesi üzerine suç duyurusunda bulunmak için bugün adliyede toplanma çağrısı yapmıştı.

 

 

 

 

 

 

İzmir, Adana ve Bursa’da baro eylemleri

 

İzmir Barosu, baroların işleyişini değiştirmeyi ön gören yasa tasarısına karşı “savunma susturulamaz” çağrısı ile 29 Haziran Pazartesi günü saat 19.00’da Alsancak Baro binasının önünden Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne yürüyüş yapma kararı almıştı.

İzmir emniyeti ise İzmir Barosu’nun dört tarafını çevik kuvvet, panzer ve tomalarla abluka altına alarak yürüyüşe izin vermeyeceğini açıkladı. Baro başkanı Özkan Yücel, yürüyüşe izin verilene kadar baro önünde oturma eylemi yapılacağını ve burayı terk etmeyeceklerini açıkladı. Baro yönetim kurulu sosyal medyadan ve WhatsApp üzerinden avukatları baro önündeki eyleme çağırdı. Baro önüne gelen avukatlar ve desteğe gelenlerle oturma eylemi yapıldı.

Kitleye açıklama yapan Özkan Yücel “22 Haziran’da Ankara’da baro başkanlarının önünü kapatan zihniyet ile bugün burada bize barikat kuran, yürüyüşümüzü engelleyen zihniyet aynıdır. Pandemi nedeniyle sosyal mesafeyi bahane eden emniyet güçlerinin, 3 taraftan barikat kurarak bizleri buraya sıkıştırarak söylediklerinin bir inandırıcılığı yoktur. Biz savunmayı savunmaya devam edeceğiz, çoklu baro sistemini kabul etmeyeceğiz” dedi. Yücel’in konuşmasının ardından marşlar, alkış ve sloganlar ile coşkulu bir şekil oturma eylemi devam etti.

Özkan Yücel avukatlara ve desteğe gelenlere “Yarın mecliste çoklu baro sistemi görüşülecek” diyerek kendisinin de Ankara’ya gideceğini açıkladı. Gece saat 23.00’e kadar süren oturma eyleminden sonra 30 Haziran Salı akşamı saat 19.00’da tüm meslektaşlarını baro önüne çağırdı. 30 Haziran’da da oturma eylemi yapacaklarını ifade eden Yücel, “Baro önüne gelen avukat arkadaşlarımız hazırlıklı gelsinler, valizleriyle gelsinler, her an Ankara’ya çağırabiliriz” dedi. Kitle saat 23.00’dan itibaren baro önünden ayrılmaya başladı.

Adana

30 Haziran’da Adana’da yapılmak istenen savunma yürüyüşüne polis saldırdı. ÇHD sosyal medyadan yaptığı açıklamada “Adana’da yürümek isteyen avukatlara polis müdahalesi gerçekleşti, yaşanan arbede sırasında gaz sıkıldı ve etkilenen meslektaşlarımız var. Direne direne kazanacağız, geçit yok!” dedi.

Savunma yürüyüşü polis saldırısı ile engellense de avukatlar Adana Adliyesi önünde oturma eylemi gerçekleştirdi.

Bursa

AKP iktidarının çoklu baro düzenlemesine karşı Bursa Barosu, 2 Temmuz’da Adliye Sarayı’nın bahçesinde oturma eylemi yaptı.

Öğlen 12.00-13.00 saatleri arasında gerçekleşen oturma eyleminde “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “Savunma halkındır, susturalamaz!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Eylem sonunda Bursa Baro Başkanı Gürkan Altun, yarın gerçekleşecek merkezi Ankara eylemine katılım çağrısı yaptı.