İçindekiler:

19 Şubat 2021
Sayı: KB 2021/Özel-08

Garê hezimeti ve toplumsal muhalefet
“Gare operasyonu” ve yeni saldırı dalgası
Boğaziçi direnişi 7. haftasındaydı
“Yeni Anayasa” kim için, hangi ihtiyacın ürünü?
S-400 sorununda iktidarın çaresizliği
Eğitimde ikinci yarıyıl da kaosla başladı
Kod-29: Sermayenin yeni silahı
Soma’da katiller aklandı…
“Hiçbir işçi köle değildir!”
“Türkiye’de günde 3 işçi eylemi”
Tarihsel TKP: Saklanan tarih - H. Fırat
Birlik ve program sorunu - F. Engels
Emperyalist çelişkiler derinleşiyor
Bayram Karaçam’ı kaybettik
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Salgında kadın olmak!
Kadın Üniversiteleri...
Ankara’da üniversiteliler kaçırıldı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Boğaziçi direnişi
7. haftasındaydı

 

Boğaziçi Üniversitesi’nde AKP’li Melih Bulu’nun “kayyım rektör” olarak atanmasına karşı Ocak ayı başında başlayan direniş 7. haftasını geride bıraktı. “Özerk-demokratik üniversite” talebiyle öğrenciler ve akademisyenler geçtiğimiz hafta da üniversitede eylemlerine devam ederken, mücadeleyle dayanışma da sürüyor.

Eylemlerin başlıca talepleri arasında Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere tüm “kayyım rektör”lerin istifa etmesi, üniversitelerde tüm bileşenlerin katıldığı seçimlerle rektörün belirlenmesi, üniversitelerdeki polis ablukasının son bulması ve bu süreçte tutuklanan ya da ev hapsi uygulanan öğrencilerin serbest bırakılması bulunuyor.

Bu taleplerin yanı sıra güncel gelişmeler de hafta boyunca gerçekleşen eylemlerde işlendi. 15 Şubat’ta “Bogaziçili Fizikçiler”, kayyım rektöre yardımcılık görevini kabul eden bölüm hocası Mehmet Naci İnci’ye açık mektup yayımladı. İnci’nin bu görevi kabul etmesinin “liyakatini boşa çıkardığı” belirtilen açıklamada, “makamınızı tanımıyoruz” denilerek İnci’nin de istifa etmesi istendi.

16 Şubat’taki eylemlerin gündeminde, ertesi gün gerçekleşecek Üniversite Yönetim Kurulu toplantısı vardı. Öğrenciler, ÖTK temsilcilerinin toplantıya “Bulu’yu istifaya çağırmak dışında bir niyetle katılmaması” çağrısı yaparken, lisansüstü öğrencileri ise toplantıya katılmayı reddetti. “Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak meşruiyetimizi muktedirlerin iki dudağı arasından değil haklı ve onurlu bir şekilde yürüttüğümüz direnişimizden alıyoruz” denilen açıklamada, diğer bileşenlere de toplantıya katılmama çağrısı yapıldı. Aynı gün Boğaziçi öğrencileri eylemlerinin ardından Kadıköy’de grevlerini sürdüren belediye işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.

18 Şubat günü eylemlerinde öğrenciler Ankara’da polis tarafından kaçırılan öğrencilerle dayanışma içinde olduklarını vurguladı. Boğaziçi Dayanışması, “Ne gözaltılar, ne ev hapisleri, ne işkenceler ne de tutuklamalar... Hiçbiri bizi yıldırmaya, yolumuzdan döndürmeye yetmedi, yetmeyecek!” diyerek polisin saldırılarına karşı yılmadan mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi.

19 Şubat nöbet eyleminde akademisyenler bu kez, Hukuk Fakültesi’ne dekan atanmasını protesto etti. 7 haftadır eylemler devam ederken gayrimeşru kararların ve saldırıların sürdüğüne değinilen açıklamada, “Üniversite iradesi hiçe sayılarak, usul ve teamüller çiğnenerek iki yeni fakülte açılmasının üzerinden 2 hafta geçti. Bu hafta da yine teamüllerimize aykırı olarak, Hukuk Fakültesi Dekanının bizlerce seçilmeden, bilgi ve görüşümüz alınmadan atandığını medyadan öğrendik” denildi. Bu atamanın da kabul edilmediği vurgulanan açıklama, dayanışma ve destekler selamlandıktan sonra “özerk-demokratik üniversite” mücadelesinin süreceği vurgusuyla talepler sıralanarak son buldu.

Özyeğin akademisyenleri ve Alman Lisesi mezunlarından destek

19 Şubat’ta Özyeğin Üniversitesi’nden akademisyenler direnişi selamladı. Kayyım rektör atamasını kabul etmedikleri, üniversitelerde söz, yetki, karar hakkının üniversitenin asıl bileşenlerinin olması gerektiği ifade edilen açıklamada, alınan bu karardan derhal vazgeçilmesi ve hapiste olan öğrencilerin derhal serbest bırakılması talep edildi.

Alman Lisesi mezunları direnişin yanında olduklarını vurguladıkları açıklamada, polis şiddeti ve usulsüz rektör ataması protesto edildi. Tutuklanan öğrencilerin derhal serbest bırakılması talep edildi.

Müzisyenlerden destek

Müzik ve sahne emekçileri, üniversite bileşenlerinin mücadelesini sahiplendikleri bir bildiri yayımladı. “Başta Boğaziçi Üniversiteliler olmak üzere baskılara direnen tüm üniversitelilerin yanında duracak ve; ‘Özerk ve Demokratik Üniversite’nin her zaman savunucusu olacağız!” vurgusu yapılan bildiride “Hiçbir siyasi gücün, her ne sebeple olursa olsun üniversiteleri, akademisyenleri ve öğrencileri ötekileştirdiği, kendi fikrince dizayn etmeye çalıştığı yöntemlerini kabul etmiyoruz” denildi.