İçindekiler:

19 Mart 2021
Sayı: KB 2021/Özel-11

Newroz’dan 1 Mayıs’a...
Kadınların öfkesi sokaklarda!
“Reform yılı” üzerine…
Beka için kapıları aşındırmaya devam
Bir aşı masalı
Hendek’teki işçi katillerinden riyakarlık
Milyonların kabusu işsizlik!
Geleceksizliğe karşı tek çözüm!
Üniversitede “tek kişilik dev kadro”
Paris Komünü üzerine - V. İ. Lenin
Komün dersleri - V. İ. Lenin
“Toplumsal devrimin şafağı”
50. yılında ‘71 devrimci hareketi
Newroz’un isyan ve özgürlük çağrısı…
NATO 2030 stratejisi
Moskova’da Afganistan ‘Zirvesi’
Fukuşima nükleer felaketi 10. yılında…
“Ateş karanlıktan korkmaz!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Geleceksizliğe karşı tek çözüm
örgütlü mücadeledir!

 

Adalet Bakanlığı’nın Türkiye İş Kurumu üzerinden Adıyaman’da açtığı 9 kişilik temizlik görevlisi kadrosuna dört günde 5 bin 217 kişi başvuruda bulundu. Başvuran 5 bin 217 kişinin 156’sı lisans, 987’si ön lisans olmak üzere 1.143’ü üniversite mezunu. Türkiye’de gençliğe dayatılan geleceksizliğin geldiği boyutu gözler önüne seren bir tablo ile karşı karşıyayız. Para kazanmanın, emeğin karşılığını almanın çok zor olduğu bir dönemde, bin bir emek ile okuyup, üniversiteden mezun olduktan sonra işsizler ordusunun saflarına katılmak, Türkiye’de artık rutin bir hal aldı.

TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de “azalmış haliyle” 15 ve üzeri yaştaki kişilerde işsiz sayısı geçtiğimiz ocak ayında 3 milyon 861 bin kişiydi. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alanlar işsiz sayılmadığı için bu rakama dahil değiller. Onları da eklediğimizde tablo çok daha kötü bir hale bürünüyor. Her dört gençten birinin işsiz olduğu bir tablo ortaya çıkıyor. “Türkiye’de işsizlik yok!”, “İstihdamı arttırarak, gençlerimize iş sağlayacağız!” diye atıp tutan AKP iktidarı ve onun çanak yalayıcıları, gelinen yerde işsizlik verilerinin “gerçek halini” açıklamak zorunda kalabiliyor!

Geleceksizlik kaygısı bugün gençliğin en büyük sorunu haline geldi. Gençler eğitim sisteminin niteliksizliği, pandemiyle birlikte eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin daha da derinleşmesi gibi birçok sorunla boğuşurken, diğer yandan mezun olduktan sonra iş bulamama gerçeği, geleceksizlik kaygısını büyütüyor. Geleceksizliğe bireysel çare bulamayan birçok genç, çözümü yaşamına son vermede buluyor. Henüz üniversitenin ilk yıllarındayken gelecekte ne olacağı telaşı alıyor gençleri. Temizlik görevlisi olmak için başvuran üniversite mezunlarının hiçbirinin okurken hayalini kurduğu bir gelecek değildir temizlik görevlisi olmak. Ancak geçim sorunu, yaşam pahalılığı dayatıyor kendini ve böyle tablolarla karşılaşıyoruz. Bugün market kasiyerlerinin, kargo kuryecilerinin, mağaza satış elemanlarının büyük bir çoğunluğu üniversite mezunlarından oluşuyor. Kaldı ki bu iş alanlarında çalışmak da kolay değil. İş için başvuran binlerce üniversite mezununun arasından seçilebilmek gibi bir sorun da var.

Madalyonun bir yüzü yazık ki böylesine karanlık görünüm sunuyor. Madalyonun bir de diğer yüzü var. Kapitalist düzenin ve bu dönem onun dümenini tutan AKP iktidarının gençliğe dayattığı işsizliğe, geleceksizliğe karşı sessiz kalmayarak mücadele edenler oluşturuyor bu cepheyi. Türkiye’de üç ayı aşkındır, geleceğine dair sokaklarda, üniversitelerde söz söyleyen, mücadele eden bir gençlik kesimidir bu. Boğaziçi eylemleri ile başlayan ve devamında eğitim alanı başta olmak üzere kapitalist sistemin yarattığı geleceksizliğe, AKP iktidarının türlü baskı, şiddet ve zorbalığına karşı büyüyen bir mücadele yürütülüyor. Çözümü tek tek yaşamdan kopmakta değil, sorunlara karşı topyekûn mücadele etmekte gören, geleceğe umutla bakan gençlik çekiyor mücadelenin başını. Gençlik, iktidarın korkularını günden güne büyüterek, geleceğine sahip çıkıyor. En önemlisi de kapitalist sistemin dayattığı geleceksizliğe karşı ne yapılması gerektiğini gösteriyor.

Bugün geleceksizliğe karşı tek çözüm yolumuz, örgütlü mücadeledir. Emeğimize, geleceğimize ve haklarımıza sahip çıkmanın yegane yolu birlik olmak ve sorunlarımızın kaynağı olan kapitalist sisteme karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmektir.

 

 

 

 

 

Geleceğimiz için
Newroz ateşini harlayalım!

 

Devrimci baharın isyan günü Newroz, özgürlüğe çağrının meşalesi olmaya devam ediyor.

Halka zulmeden, baharın coşkusunun karşısında koyu karanlığı dayatan zalim Dehak’a karşı ayağa kalktı Demirci Kawa. Ayağa kalktı ve sordu sömürülmenin, ezilmenin, horlanmanın hesabını. Yalnız değildi elbet. İnsan eti yiyen zalime karşı dağlara sığınmış yoksul köylüler vardı arkasında. Birleştirdikleri gün ellerini, yıktılar sarayları. İşte o zaman geldi bahar.

İnsan olmanın karşı koymakla, direnmekle eş anlamlı olduğu günlerden geçiyoruz. Zalimler yine saraylarında, dalkavukları etraflarında… Medya emrinde, ilan ediyor: Benim gibi düşünmeyen herkes terörist! “Eşitlik ve özgürlük istiyoruz” diyen Kürtler, “İnsanca yaşamak ve çalışmak istiyoruz” diyen işçiler, “Yaşamak istiyoruz” diyen kadınlar, “Aşağı bakmıyoruz” diyen öğrenciler, “Geçinemiyoruz” diyen köylüler...

Saraya ve saraylarda yaşayanlara ise ne yoksulluk ulaşıyor ne açlık ne de hastalık. Bizlerde tablo tam tersi. Pandemiyle birlikte tüm bu sorunlar çığ gibi büyüdü omuzlarımızda. Ailelerimiz, kan emici asalaklar doysun diye ölümle burun buruna çalıştı. Ne kadar çok çalıştılarsa o kadar da yoksullaştılar. Bizler eğitimden uzak kaldık, birçoğumuz daha bu yaşlarda katıldı sömürü çarklarının arasına.

Saraylara savaş, kulübelere barış!

Şimdi Demirci Kawa’nın asırlar öncesinde yükselttiği çığlığa ses vermenin tam zamanıdır. Kürt halkının en meşru taleplerini kanla boğmak isteyen, kendi sefil çıkarları için halkları birbirine düşüren, işçilere, emekçilere, gençlere, kadınlara yoksulluk, baskı ve zorbalıktan başka bir şey sunamayan dinci-faşist iktidara karşı yan yana gelelim, örgütlenelim.

Haklarımıza, geleceğimize, özgürlüğümüze yönelik saldırıların bu denli yoğunlaştığı bugünlerde isyan ateşini harlayalım, mücadeleyi büyütelim!

Newroz piroz be!

Newroz kutlu olsun!

Devrimci Liseliler Birliği