İçindekiler:

2 Nisan 2021
Sayı: KB 2021/Özel-13

1 Mayıs yaklaşırken…
Zorbalığa inat direniş!
Çıkışsızlık içinde AKP kongresi
Emekçilerin soracak hesabı var!
Kaz Dağları aynasında doğa talanı
Dolar yükseliyor, yoksulluk katmerleşiyor
Direniş günden güne büyüyor!
“Bundan sonrası hepimizde!”
Hyundai’de yaşananlara dair…
İşçiler hakları için direniyor
Tarihsel TKP’nin Kadrocu inkârı / 1 - H. Fırat
Kadınların sesini kısamayacaklar!
Zirvelerden Saray’ın payına düşen
ABD ile Çin arasında gerilim artıyor
5 Nisan Kararları’nın yıldönümü…
73 yıldır ışığı hiç sönmeyen yazar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Hyundai’de yaşananlara dair…

 

Kocaeli’de Kibar Holding’in çiftliği sayılan Hyundai Assan ve ona bağlı yan sanayi fabrikalarının bulunduğu Kibar OSB’de pandemi sürecinin ve son dönemde metal işkolunun önemli eylemlerinden biri gerçekleşti. Hyundai Assan işçileri ücretlerine gelen sefalet zammına karşı fiili mücadelenin yolunu tuttular. İşçilerin eylemi, eline pandemi sopasını alarak işçi sınıfına ücretli köleliği, sefaleti, ölümüne çalışmayı dayatan sömürücü, baskıcı, yağmacı sermaye düzeninin gerçek yüzünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Bu düzen karşısında işçi sınıfının ayağa kalkması gerektiğini, ayağa kalktığında kendisine dayatılan “kader”i değiştirebileceğini gösterdi.

Kibar OSB: Sömürü cehennemi!

Hyundai işçilerinin yaşamış olduğu haksızlıklar yeni değildir. Hyundai Assan ve ona bağlı olarak çalışan yan sanayi fabrikaları işçileri yıllardır çalışma koşullarına karşı tepkilerini çeşitli biçimlerde ortaya koyuyorlardı. Ama ya tekil ya da parçalı kalan bu tepkilerin hepsi Kibar Holding tarafından bazen (2009 yılında gerçekleşen zam eylemlerinde olduğu gibi) işten atmalarla bazen de ufak tavizler ve tutulmayan vaatlerle bertaraf edilmişti. Bu yöntemlerin başarılı olmadığı Posco Assan’da ise sendikalaşma mücadelesi, sermaye ile devletin özel iş birliği, şiddet ve hukuk katliamıyla bastırıldı. Birleşik Metal-İş’in yetkisi düşürüldü ve sendika üyesi işçiler polis zoru ile işten çıkartıldı

Tüm bu deneyimler yaşanırken, Kibar OSB’de çalışan işçilerin çalışma koşulları giderek kötüleşmeye devam etti. Pandemi döneminde ise katmerlendi. Geçtiğimiz yıl pandemi döneminin başlangıcı olan mart ayı yine Hyundai Assan işçilerinin ücret zammı dönemiydi. Zamların açıklanması uzatıldı. Alınmayan önlemler yüzünden bir Hyundai işçisi ve annesi hayatını kaybetti. O günlerde zaten fabrikayı planlı olarak durdurma kararı olan Hyundai Assan, sefalet zammını açıklayıp duruşa gitti. Bu şekilde verilen zam kırıntısı pandemi ve duruş ile kaynamış oldu.

Sefalet zammına karşı işçiler ayağa kalktı

Bu yıl Hyundai işçisinin başına yine aynı şey geldi. Yönetim, sarayın enflasyon rakamlarına dayanarak, %10-14 oranında zam açıkladı ve bunu enflasyonun üstünde bir artış olarak sundu. Ama bu defa işçiler her bölümde tüm vardiyalarda ortak hareket ettiler. Yemekleri protesto edip, birlikte iyileştirme taleplerini dile getirdiler. Çıkışlarda servislere binmeyip, gelen vardiyanın yemek saatine kadar “Sefalet zammını kabul etmiyoruz” diye haykırdılar.

İlk gün klimalı katlarından inip işçileri dinliyormuş gibi yapan yönetim, eylem yapan işçilere sitem ederek, “Ne gerek vardı böyle şeylere diyalog kuralım” naraları atarken, eylemlerin ikinci gününün sabahına kapıya polis ordusunu yığdı. İşçileri yasal olmamak ile suçlayıp, “%1 zam bile vermeyiz” tehdidiyle, yine işçilere gözdağı vermek istedi. İşçiler taleplerinden vazgeçmeden yaptıkları eylemlilikleri kararlılıkla sürdürüp, polis tehdidi karşısında “İşçiye uzanan eller kırılır” sloganlarını attılar. Şirket yönetimi, üçüncü günün sabahında bir gün önce söylediklerinden geri adım atarak, “Ücretlerde en kısa zamanda iyileştirmeler yapmayı, hiçbir işçinin eylemlerden kaynaklı işten atılmayacağını ve işçi temsilcilerinin artık işçiler tarafından seçileceğini” kabul ederek, işçilerle anlaşmaya vardı.

Normal zamanlarda Hyundai işçileri mart ayında yıllık ücret zammını, eylül ayında ise 6 aylık enflasyon zammı alıyor. Yönetim hep eylülü adres gösterirken, ücret iyileştirmeleri için çip krizinden kaynaklı 1 ay mühlet istedi. İşçiler ise talepleri karşılanmadığı takdirde eylemlerine devam edeceklerini belirttiler.

Sermayeye güvenilmez! Kendi birliğine güvenmelisin!

Hyundai yönetimi sözünü ne kadar tutar bilinmez. İşçiler de bu yüzden eylemlere devam etme şerhi koyarak, anlaşmaya gittiler. Hyundai’nin çip krizini bahane etmesini, eylemleri bitirip zaman kazanmaya yönelik bir hamle olarak görmek gerek. Yoksa Hyundai’nin kazandığı servete karşılık işçilerin istediği 3 kuruşluk zam devede kulak bile değil. Ama diğer yandan Hyundai işçisinin şu anki bilinç ve örgütlülük düzeyi açısından önemli bir adım atılmıştır. Bundan ötesi örgütlülüğün güçlendirmesine bağlıdır. Hyundai işçilerinin süreci bu yönü ile okuması önemlidir. Keza elde edilen bu fiili deneyimle Hyundai işçileri geri adım attırmıştır. Geri adımın işçiler adına kazanıma dönüşmesi ve işçi sınıfına örnek olması, Hyundai işçisinin kendi birliğini dağıtmadan, zayıf yanları güçlendirerek hareket etmesine bağlıdır.

Özellikle yönetimle görüşmede her bölümden seçilen işçilerden bir heyet oluşturulması önemli bir adımdır. Bu görüşme için yapılan sözcü seçimi, her bölümde bölüm komiteleri, bölüm komitelerinden de fabrika komitesini oluşturmak için yapılmadır. Hyundai işçisini bir adım öteye ancak tabandan oluşturulmuş bu komiteler taşıyacaktır.

Hyundai yönetimine, sermayedarlara güven olmaz. Verdikleri sözlere değil, örgütlülüğümüze güvenmeliyiz. İşçilere “İşten atma olmayacak” diye söz verdiler. Yarın işçilerin kararlılığında küçük bir kırılma gördükleri an işten atma ya da şu anda tüm ülkede kullanılan ücretsiz izin saldırısını devreye sokabilirler. Hyundai işçisi bunların hepsine hazırlıklı olmalıdır. İşten atma veya ücretsiz izin saldırısı geldiğinde “Arkadaşım yoksa üretim de yok!” diyerek ellerini şaltere uzatmalıdır. Eylemlerde yakalanan birlikteliği bozmaya yönelen sermayenin saldırılarına hazırlıklı olunmalı, gelmesi muhtemel saldırılara bu anlayışla karşı konulmalıdır.

Hyundai Assan fabrikasında gerçekleşen eylemlere, en yakın fabrika olan Hyundai Glovisi işçileri de hep katılmışlardır. Assan Hanil, Hyundai Steel, Hyundai Mobis ve Posco Assan işçileri ise sürecin dışında kalmışlardır. Hyundai Assan işçileri, Kibar OSB fabrikalarında çalışan tüm bu işçileri de mücadeleye ortak etmeye çabalamalıdırlar. Her fabrikayı tabandan komitelerle örgütlenmeye teşvik etmeli, tüm fabrikaların temsil edildiği ve ortak kararların alındığı Kibar OSB işçilerinin komitesini bugünden hedeflemelidirler.

Sendikalaşmak haktır!

Sendikalaşma hakkı her defasında gasp edilen Hyundai işçisi ancak ve ancak tabandan kurulan güçlü birlikteliği ile bu adımı atabilir. Sendikalaşma seçeneği işçiler arasında önemli bir tartışma gündemidir. Ancak Türk Metal’in işbirlikçiliği, Birleşik Metal-İş’in ise icazetçi tavrı işçilerin sendikalaşmaktan uzak durmasına neden olmaktadır. Hyundai işçileri, tabandan birliğini kurduğu ve kendi iradesini hiçbir sendika ağasına teslim etmediği müddetçe sendikalaşmaktan uzak durmamalıdır. Ayrıca tek seçenek bu sendikalar da değildir. Metal işçilerinin Metal Fırtına’da kurduğu sendika olan TOMİS, Hyundai işçilerinin fiili-meşru mücadelesini ileriye taşıyacak bir seçenektir. TOMİS de Hyundai işçisinin gündemine daha ileriden girmenin yol ve yöntemlerine daha fazla yüklenmelidir.

Eylemler sürecinde Türk Metal refleks tepki olarak “Hyundai işçilerinin eylemi bireyseldir, bizimle alakalı değildir” diyerek, safını net şekilde belli etti. Birleşik Metal-İş bürokrasisi, işçilerin eylemini Kocaeli Şube Başkanı’nın ifadesi ile “Mağlubiyet garantili mücadele” olarak tanımladı. Hyundai işçisinin vermiş olduğu mücadelenin bir parçası olmak ve onu ileriye taşımak yerine üstenci ve Hyundai işçilerinin mücadelesini yok sayan bir tutum takındı ve işçileri sendikalı olmaya çağırdı. TOMİS ise sürecin başlaması ile birlikte işçilerin mücadelesine sahip çıkarak, beraber mücadele etmeye çağırdı.

***

Hyundai işçilerinin üç güne yayılan eylemleri göstermiştir ki en basit talebimizi almak için bile işçilerin ortak mücadeleye girişmesi gerekmektedir. Bugün Hyundai işçilerinin yaptığı eylemler tek başına işçiler açısından henüz net sonuçlar doğurmuş değildir. Fakat bu durum hiç de Hyundai işçilerinin mücadelesinin önemine gölge düşürmemektedir. Hyundai işçileri binlerce üyesi olan sendikaların bürokratlarının yapamadığını yaparak, her şeyin yasaklı kılındığı bir dönemde fiili mücadeleye girişmişlerdir. Yoksulluk ve pandeminin yaşamlarımızı çekilmez kıldığı bir dönemde bir arayış içerindeki milyonlarca işçiye umut olmuşlardır. Hyundai sermayesine geri adım attırmışlardır.

Bizlere düşen ise Hyundai işçisinin bu haklı mücadelesi büyütmek, eksik yanlarını güçlendirmek ve mücadeleyi diğer sınıf bölüklerine yaymaktır.

Metal İşçileri Birliği