İçindekiler:

21 Mayıs 2021
Sayı: KB 2021/Özel-19

Çürüme ve çöküş derinleşiyor...
Devrimci inisiyatifin önemi
Peker’in ifşaatları sürüyor...
Çeteleşen devlet gerçeği
Dinci gericiliğin Filistin riyakarlığı
Sermaye iktidarının gözdesi Diyanet
Bir “inşaat çetesi” Cengiz Holding
Salgına karşı “reçete” direniş!
İşçi sınıfının parçası olarak göçmen işçiler
Sinbo ve SML direnişleri devam ediyor
Filistin Sorunu ve Direniş’in sorunları
Ortadoğu: Kriz coğrafyası
Gazze’de ateşkes ve sonrası
Emperyalistlerin sınırsız desteği ve siyonist zulüm
Emperyalizmin Alman solu içindeki Truva atı
“21. yüzyılın kölesi olmayacağız!”
“Defender-Europe 2021” tatbikatı
Eğitim sistemi yine sınıfta kaldı
İşkenceci polisin “Gelincik” hali
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Elemeci sınava dayalı eğitim sistemi
yine sınıfta kaldı

 

Millî Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde ikinci dönem sınav takvimini açıkladı. Buna göre, ortaöğretim, hazırlık, 9, 10 ve 11. sınıflarda ikinci dönem sınavına katılıp katılmamak, “öğrencinin isteğine bağlı” olacak. İki dönem sınavı tamamlanan 12. sınıflar ise sınava girmeyecek. Sınava katılmayan öğrenciler için birinci dönem sınav sonucu geçerli olacak ve ikinci dönem sınavına giren öğrenci, aldığı notu beğenmezse birinci dönem notunun geçerli kabul edilmesini isteyebilecek. MEB’in yapmayı düşündüğü sınavlar, sınıf geçmede kullanılacak.

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan eğitim süreci boyunca aldıkları her kararı sosyal medya hesabında “süslü” cümleler kullanarak, uzaktan eğitimde sorun yok“muş” gibi yaparak paylaştı. Son olarak ikinci dönem için alınan kararları da şu paylaşımla açıkladı: “Gençler selam! Liselerde sınavlar iptal demeyelim de yeniden düzenlendi, diyelim. Ekteki görselde sorularınızın cevabını bulabilirsiniz. Tamamsa göz kırpın…” Sonuna da gülücük emojisini eklemeyi de unutmadı.

Uzaktan eğitim süreci boyunca eğitim sisteminde birçok kez değişiklik yapılması, eğitimde yaşanan ve giderek daha fazla büyüyen kaosu gözler önüne sermektedir. Pandemiden önce de özellikle liseye ve üniversiteye geçiş sınavlarında neredeyse her sene değişiklik yapılırken, pandemi dönemi boyunca başta liseye ve üniversiteye geçiş sınavları olmak üzere dönemlik ders sınavlarında dahi birçok kez değişikliğe gidildi. Sınav sisteminde sürekli değişiklikler yapılması, Türkiye’de eğitime, özelinde ise uzaktan eğitime dair güçlü bir altyapının ve planlı bir programın olmadığının göstergesidir.

Pandeminin başından bu yana eğitim alanında alınan her kararda, eğitimin bileşenlerine sorulmadan hareket edildi. Eğitim bileşenlerinin söz ve karar hakkı gasp edildi. Öğrenciler neredeyse her gün bir hastag ile twitter sosyal medyasında eylem yaptılar; seslerini, sözlerini dinlemeyen MEB’e sosyal medyadan seslendiler.

Pandemiyle birlikte fırsat eşitsizliği daha da derinleşirken, bu süreçte 6 milyondan fazla öğrenci uzaktan eğitime erişemedi. Eğitimde fırsat eşitsizliğinin ulaştığı düzey, birçok vesileyle, özellikle de MEB tarafından da rapor halinde sunuldu. Eğitimdeki eşitsizliğin ortadan kalkması için hiçbir adım atmayan MEB’in ve temsil ettiği AKP-MHP iktidarının sınavlar için çözüm olarak sundukları bu karar, eğitimdeki kaosu derinleştirmekten başka bir işe yaramadı.

Daha sürecin başındayken birçok ilerici-devrimci kurum ve örgüt, öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun teknik ekipman eksikliğinin giderilmesi gerektiğini, bu yapılmadığı takdirde eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin daha da derinleşeceğini dile getirdi.

Eğitimdeki kayıp zaman telafi edilene ve salgın tehlikesi geçene kadar tüm sınavların iptal edilmesi gerektiği, aksi halde öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun mağdur olacağı sıkça vurgulandı. Ancak hiçbir zaman toplumun yararına hareket etmeyen, kendi çıkarları her şeyin başına koyan AKP-MHP iktidarı, söylenenleri ve uyarıları dikkate almadı. Öyle ki, turizmden gelecek dövizlerin hayaliyle yatıp kalkan iktidar ve yandaşları, geçtiğimiz sene üniversiteye geçiş sınavlarının tarihini de turizm sezonuna göre iki kez değiştirdi.

İktidar temsilcilerinin, aldıkları her kararla, gençliğe koyu bir geleceksizlikten başka bir şey sunmadıkları bir kez daha görülmektedir. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, sosyal medya hesabından aldıkları kararları duyururken takındığı “samimi” tavır, koca bir ikiyüzlülükten ve sahtekarlıktan başka bir şey değildir. Gençliğin geleceği, iktidardakilerin iki dudağı arasında belirlenemez! Eğitim sisteminin kaosa dönüşmediği, eğitimde fırsat eşitsizliğinin olmadığı, işsizliğinin bu denli yükselmediği bir gelecek, bu düzende mümkün değildir. Öğrencilerin geleceksizliğe karşı tek çıkış yolu vardır: Düzene karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmek!

 

 

 

 

 

TÜİK’ten “Gençlik 2020 verileri”

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 19 Mayıs vesilesiyle İstatistiklerle Gençlik 2020 verilerini yayımladı. TÜİK’in gerçekleri yansıtmaktan uzak verileri dahi gençlere dayatılan “işsizlik” gerçeğini gözler önüne serdi.

TÜİK verilerine göre nüfusun yüzde 15,4’lük bölümünü oluşturan gençler işsiz. Salgınla birlikte ekonomik krizin derinleşmesi gençleri işsizliğe ve geleceksizliğe sürüklüyor.

TÜİK verilerine göre 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu olarak beyan edenlerin oranı 2019 yılında yüzde 56,7 iken geçen yıl yüzde 47,2’a geriledi.

TÜİK’in verilerinde gençlerde işsizlik oranı, 2019 yılında yüzde 25,4 iken geçen yıl yüzde 25,3 olduğu iddia edildi. Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre gençlerde işgücüne katılma oranı, 2019 yılında yüzde 44,4 iken geçen yıl yüzde 39,1 oldu. Başka bir ifadeyle gençler iş bulma ümitlerini yitirdikçe iş gücü piyasasından çekiliyor. Genç nüfusun yüzde 48,4’ünü 15-19 yaş grubundaki gençler oluşturuyor. Normal şartlarda eğitimde olması gereken 15-19 yaş grubundaki 1 milyon 393 bin genç işgücünde görülüyor. 288 bini ise işsiz.

İş bulma ümidini yitirenler arttı

Son beş yılda 15-19 yaş arasındaki gençlerde iş bulma ümidini yitirenlerin sayısı yüzde 72,5 oranında arttı. 2020 yılında bu yaş grubundaki 157 bin genç iş bulma ümidini yitirdiği için 393 bin genç ise iş aramayıp çalışmaya hazır olduğu halde iş gücüne dâhil edilmedi.

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı arttı

TÜİK verilerine göre ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2019 yılında yüzde 26 iken geçen yıl 28,3 oldu. Genç erkeklerde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı 2019 yılında yüzde 18,3 iken 2020 yılında yüzde 21,2 olurken genç kadınlarda bu oran 2019 yılında yüzde 34 iken geçen yıl pandemi ile birlikte yüzde 35,7’ye ulaştı.

İş aramaktan vazgeçenler 5 yılda yüzde 89,5 arttı

20-24 yaş grubundaki 3 milyon 269 bin genç ise iş gücü piyasasında yer alıyor. 2 milyon 540 bini ise çeşitli nedenlerden dolayı iş gücüne dâhil edilmiyor. Bu yaş grubunda çalışmaya hazır olduğu halde iş aramayanların yer aldığı veriler var. İş aramaktan vazgeçenlerin sayısı son beş yılda yüzde 89,5 oranında arttı. 2020’de 20-24 yaş arasındaki 417 bin iş aramayıp çalışmaya hazır olduğu halde iş gücüne dahil edilmedi. TÜİK’in hazırladığı istatistiklere göre 15-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 51’i hizmet sektöründe çalışıyor.