İçindekiler:

20 Aralık 2021
Sayı: KB 2021/Özel-45

Saptanan asgari ücret kavga çağrısıdır!
Asgari ücret defteri burada kapanmadı...
“Sefalet ücretini kabul etmeyelim!”
Asgari ücret ve DİSK
Kapitalistler “istikrar” istiyor
KESK’ten mitingler: “Geçinemiyoruz”
Sağlık hakkı için mücadeleye!
MESS dayatmaları kabul edilemez!
MİB: Şimdi harekete geçme zamanı!
Kürt hareketinde bir dönüm noktası - Baki Duman
Veysel Akgül yoldaş çalıştığı yerde anıldı!
Alman sermayesinin “yeşil yüzü”
AB Zirvesi: Rusya’ya “güçlü uyarı”
Çin-Amerika çatışması ve olimpiyatlar
“Asrın lideri” Körfez şeyhlerinin eteklerinde
Hapishanelerde saldırılar artıyor
19 Aralık Katliamı ve Direnişi 21. yılında...
DLB: Oy deposu değiliz
Gericilik yuvalarına karşı mücadeleye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

MESS dayatmaları kabul edilemez!

Hakkımız olanı almak için
inisiyatif al!

 

MESS ile sürmekte olan Grup TİS sürecinde uyuşmazlık zaptı tutuldu. Pandemi boyunca maaşlarımız eridi, çalışma koşulları ağırlaştı. Biz yoksullaştık, sermaye büyüdü. Hem de bizlerin canıyla, kanıyla dönen çarklar ile pandemi döneminde %100’lere varan kar oranı artışları ile büyüdüler.

Taslaklar revize edilmeliydi?

Eylül’de açıklanan taslaklar kayıplarımızı karşılamaktan çok uzaktı. Metal işçileri olarak; bu yetersizliği, taslakların revize edilmesi gerekliliğini dile getirmemize rağmen hiçbir adım atılmadı. %30’lardaki zam oranı talepleri, temel ihtiyaçlarımıza son aylarda yapılan zamlarla iyiden iyiye eridi.

Asgari ücrete %30’larda zam yapılması tartışma konusuyken, her sözleşme döneminde olduğu gibi MESS de sendikal bürokrasi de asgari ücreti beklemeye başladı.

Uyuşmazlık zaptının tutulduğu son görüşmede MESS %12’1ik zam önerisi ile metal işçilerine köleliği reva gördüğünü bir kez daha ortaya koydu. MESS, sadece sefalet zammı istemiyor.

Sözleşmeyi 3 yıla, deneme süresini 4 aya çıkartmak, ikramiyeleri çalışılan gün sayısına göre vermek, sendikal izinleri tırpanlamak, kıdem tazminatı haklarımızı gasp edecek yasa çıkartıldığında bunu uygulamak istiyor. Yani tam bir kölelik dayatıyor. MESS’ten farklı bir şey beklemek de saflık olacaktır.

Sendikal bürokrasiden hiçbir şey bekleyemeyiz!

Sendikal bürokrasi de metal işçilerinin taleplerine sahip çıkmayacaktır. Bunu herkes görmelidir. Taleplerimize kulaklarını tıkayanlar, taslakları revize etmekten uzak duranlar, “Bize güvenin!”, “Mücadeleye hazır olun!” gibi beylik söylemlerden öteye bir hazırlık içinde olmayanlardan da bir şey bekleyemeyiz.

MESS dayatmaları kesinlikle kabul edilemezdir

İnsanca yaşanabilir bir düzeyde maaşlar için mücadeleyi yükseltmeliyiz. Yoksulluk sınırı 10 bin lirayı aştı. Ancak; MESS kapsamındaki fabrikalarda ikramiye ve sosyal hakları çıkartınca maaşlar asgari ücret düzeyindedir. Taslaklardaki oranlar alınsa bile böyle kalacaktır. Bu, kabul edilemezdir.

Ücret zammının ilk 6 aylık zamma sıkıştırılması, 2 yıllık sözleşme boyunca maaşlarımızın erimesine neden olmaktadır.

TÜİK’in gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarına dayalı zam oranları da kabul edilemezdir. Gerçek enflasyon en az %50’lerdedir.

Sözleşmeler ücret zammına sıkıştırılamaz!

Hep söyledik, yine söyleyeceğiz: Sözleşme süreçleri ücret zammından ibaret değildir. MESS’in çalışma yaşamına dair dayatmalarına karşı da mücadele etmeliyiz. Çalışma sürelerinin kısaltılmasından mola sürelerinin uzatılmasına, denkleştirme, telafi çalışma gibi esnek çalışma uygulamalarının kabul edilmemesinden mesai saatlerinde fabrikada sendikal eğitimlerin yapılmasına, vergi oranlarının sabitlenmesinden ikramiyelerin maaştan ayrı verilmesine kadar taleplerimizi ortaklaştırmalıyız.

“Kazanana kadar grev!”

Yapılması gereken açıktır. Metal işçileri inisiyatif almalıdır. MESS dayatmalarına, sendikal bürokrasiye, baskılara, grev yasaklarına karşı mücadeleye hazırlıklı olmalıyız. Önceki sözleşme süreçlerini hatırlayalım. Grev yasaklarına karşı adım atmayan, işçilerin grev iradesini kırmak için ellerinden geleni yapan sendikal bürokrasiye inisiyatif bırakılamaz.

OHAL’den istifade grevleri yasakladıkları ile övünen, pandemi döneminde çalışmak dışında her şeyi yasaklayan, sendikal faaliyetleri askıya alan AKP-MHP iktidarı, bu sözleşme sürecinde de sermayenin yanında yer alacaktır.

Çelenk bırakma, fazla mesailere kalmama, basın açıklaması gibi eylemler yetersizdir. TM, metal işçilerinin basıncıyla eylem kararları almaktadır. Hava boşaltma eylemleri olarak görmektedir.

Bizler ise, üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız. MESS’e diz çöktürmek istiyorsak iş bırakma ve iş yavaşlatma eylemlerine başlamalıyız. Sendikalarımızın adım atması için tabandan basınç uygulamalıyız.

Ortak talepler etrafında ortak mücadeleye!

Tablo ortadadır. Metal işçilerini sefalete, köleliğe razı etmek için elbirliği yapanlara karşı sendika ayrımı gözetmeksizin ortak mücadele yürütmeliyiz. Bunun için ilk yapılması gereken fabrikalarımızda komitelerimizi kurmak, inisiyatifi elimize almak, ortak taleplerimiz için ortak mücadeleyi örgütlemektir.

Bu süreçte MiB ile hareket etmek gücümüze güç katacaktır, mücadelemizi ortaklaştıracaktır. Unutmayalım ki, bizler birlik olursak önümüzde ne MESS durabilir ne de sendikal bürokrasi. Metal Fırtına bunun en somut örneğidir. Değişmez denen, imzalanan sözleşmeye ek kazanımların elde edildiği Metal Fırtına’da metal işçileri neleri başarabileceğini göstermiştir. Beklemek kaybettirecekti r. Şimdi harekete geçme zamanıdır.

Metal İşçileri Birliği

 

 

 

 

 

Türk Metal MESS’e karşı eylemde!

 

AKP-MHP iktidarı, işçi sınıfını sefalete mahkum eden koşulları ağırlaştırırken, asgari ücret görüşmeleri gibi toplu iş sözleşmesi süreçleri de işçilerin öfkesinin dışa vurduğu arasında gündemler yer alıyor. Bu gündemler, sermayenin ajanlığını üstlenen ve bugüne kadar işçiler için kılını kıpırdatmayan sendika bürokratlarını da “bir şeyler yapıyor görüntüsü vermek” zorunda bırakıyor. 

Asgari ücret görüşmelerinin yanı sıra MESS Grup toplu iş sözleşmesi sürecinde de benzer bir tablo bir kez daha ortaya çıkıyor. Yıllar önce gerçekleşen Metal Fırtına sonrasında görüntüyü kurtarma amacıyla “eylemler”, basın açıklamaları yapmak zorunda kalan ve görece yüksek zamlar elde edilen metal iş kolunda öfkenin büyümesiyle birlikte bir kez daha “eylem” ve “mücadele”nin adı anılmaya başlandı.

Metal işçilerine ihanetleri ayyuka çıkmış bulunan Türk Metal de bu kapsamda “göstermelik” eylemlere başladı. MESS kapitalistlerinin yüzde 12 sınırındaki sefalet zammı dayatmasına karşı Türk Metal, 14 Aralık’ta MESS Genel Merkezi’nin yanı sıra ile Ankara, İzmir ve Bursa’daki bölge temsilciliklerine siyah çelenk bıraktı.

“MESS’in reva gördüğü sadece ve sadece yüzde 12”

Basın açıklamasında Türk Metal’den övgüyle bahsedilerek “Herkes bilsin ki; Biz o emanete bugüne kadar halel getirmedik, bundan sonra da getirmeyiz. Bu yolda kimseye boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyiz” iddiasında bulunuldu. MESS’in “çalışma huzurunu bozan” ve uyuşmamakta ısrarcı tutumunun teşhir edildiği açıklamanın devamında, TİS görüşmelerine dair şu bilgi aktarıldı:

“Bizim istediğimiz yüzde 29,57’lik zam talebimize karşı, MESS’in bize reva gördüğü sadece ve sadece yüzde 12 olmuştur. Gerisini de enflasyona bağlamış, geçmiştir. Bununla da kalmamış, bütün yeni taleplerimizi geri çevirirken, bize çalışma hayatımızı cehenneme çevirecek düzenlemeleri dayatmıştır. İşte MESS’in bize layık gördüğü çalışma yaşamı budur.”

Kazanmanın yolu “şov” değil, yeni “Fırtına”lar!

İddialı söylemlerin ileri sürüldüğü ve bolca hamaset yapılan açıklamada, “Türk Metal Genel Başkanı ne derse işçilerin onu yapacağı” demagojisi de eksik bırakılmadı.

Türk Metal’in iddialı söylemlerinin arkasında kapitalistlerle masa başı pazarlıklarla süreci götürme hedefi bulunuyor. Fakat metal işçilerinin bu şekilde haklarını alamayacağı ortadadır. Hakkını almanın yolu, 2015 Metal Fırtınası’nın gösterdiği üzere, “Kazanana kadar grev” iradesini göstermekten geçmektedir.